İranlı gazeteci Zamani: Ne kadar sürse de İran'daki protestolar devrimle sonuçlanacak

2014 yılında yazdığı muhalif haberler nedeniyle hakkında arama kararı çıkarılan ve Türkiye'ye iltica eden Aliasghar Kourosh Zamani, protestoların 'Devrim' ile sonuçlanacağını ileri sürdü. Zamani, "Bu sefer hedef rejimin kendisi" dedi

İran'da Mahsa (Jina ) Amini'nini ölümüyle başlayan ve bir ayı geride bırakan protestolar, ülkedeki muhaliflerin uzun süredir ülkede yaşadığı baskıları yeniden tartışmaya açtı.

2014 yılında yazdığı muhalif haberler nedeniyle hakkında arama kararı çıkarılan ve Türkiye'ye iltica eden Aliasghar Kourosh Zamani, ülkesindeki sorunların 40 yıllık bir geçmişinin olduğunu söyledi.

Protestoların 'Devrim' ile sonuçlanacağını ileri süren Zamani, İran rejiminin burada da kendilerini tehdit ettiğini, bu yüzden kendilerini güvende hissetmediklerini iddia etti ve çağrıda bulundu. 
 

Zamani, şimdiye kadar farklı yollardan onlarca kez tehdit edildiğini dile getirdi.jpg
Aliasghar Kourosh Zamani, şimdiye kadar farklı yollardan onlarca kez tehdit edildiğini dile getirdi  / Fotoğraf: Şenol Balı/Independent Türkçe

 

Uzun yıllar İran'da gazetecilik yapan Aliasghar Kourosh Zamani, 2014 yılında Türkiye'ye iltica etmiş.

4 yıl boyunca takip edildiği düşüncesiyle gazeteciliğe ara veren Zamani, 2018 yılından sonra mesleğine kaldığı yerden devam etmiş.

Şu sıralar Londra'daki Keyhan gazetelerinde makale yazan Zamani, İngiltere'deki Bayan ağında TV programı sunuyor.

Zamani, halihazırda Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RFS) üyesi. 

Van'da yaşayan Zamani, kendisini ülkeden çıkmak zorunda bırakan süreçle ilgili şunları anlattı:

Genelde muhalif  haberler yapan yerlerle çalışıyordum. Rejim bunu anladı, birkaç kere takip etti. Bir defasında yakaladı ve kırbaç cezası verdi. 64 tane kırbaç yedim. En son ben evde değildim, başka şehirdeyken babam aradı 'Eve gelme' dedi. Çünkü İran istihbaratı gelmiş beni aramış, evdeki bilgisayar falan ne varsa almış götürmüş. Bir hafta sonra da bir yolunu bulup Türkiye'ye geldim. 


Ülkede muhalif gazetecilik yapmanın değişmeyen bedeli: İdam, cezaevi veya kaçmak 

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre İran, basın özgürlüğü açısından 180 ülke arasında listenin son sırasında bulunan Kuzey Kore'nin iki üstünde, 178'inci sırada yer alıyor.  

Sadece ülkedeki gazeteciler değil, ülkeden çıkan gazeteciler de sürekli bir tehdit altında.

İran'da hükümet karşıtı gösterileri kışkırtmak ve casuslukla suçlanan ve Fransa'da yaşayan gazeteci Ruhullah Zem, 2019 yılında yakalanıp İran'a götürülmüş, ardından 2020 yılında Yüksek Mahkeme'nin cezayı onaması üzerine asılarak idam edilmişti.

Yine 2018 yılında İran rejimine muhalif olduğu için hakkında kırbaç cezası olan gazeteci Arash Shoashargh'un, Van'da aniden ortadan kaybolduğu basına yansımıştı.

Medyaya yansıyan bir başka konu ise Shoashargh'un aylar sonra İran'da bir cezaevinde tutuklu bulunduğuna ilişkin olmuştu.

Zamani, bu iki isimle de mesai arkadaşlığı yaptığını söyledi. 
 

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde yayımlanan RSF raporunda İran, listenin 178. Sırasında yer alıyor..png
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde yayımlanan RSF raporunda İran, listenin 178'inci sırasında yer alıyor

 

Sınır Tanımayan Gazeteciler'in geçen günlerde paylaştığı verilere göre, İran'da Mahsa (Jina) Amini protestolarında 19 Ekim'e kadar 41 gazetecinin tutuklandı.

Böylece Çin ve Myanmar'dan sonra en fazla sayıda gazeteciyi tutuklayan ülke İran oldu.
 

Zamani, son zamanlarda Bayan  isimli medya ağında program sunuyor, Keyhan gazetesine de makale yazıyor.jpg
Aliasghar Kourosh Zamani, son zamanlarda Bayan isimli medya ağında program sunuyor, Keyhan gazetesine de makale yazıyor / Fotoğraf: Şenol Balı/Independent Türkçe

 

''Kim hakikati yazmak isterse ya cezaevine girecek ya da kaçmak zorunda kalacak'' 

Ülkesindeki gazeteciliği anlatan Zamani, şu ifadelere yer verdi:

Gazeteciler İran'dan kaçmak zorunda kalıyor. Şu an cezaevlerinde birçok tutuklu gazeteci var. 'Dediğimiz gibi haber yazacaksınız' diyor. Kim hakikati yazmak isterse ya cezaevine girecek ya da kaçmak zorunda kalacak. Orada hem gazetecilik yapmak hem de muhalif yapmak mümkün değil. Suçtur çünkü. Hatta idam bile edebilirler.

Kaç sene önce Fransa'da bir gazeteci kaçırıldı, İran'a götürüldü ve idam edildi. Sadece gazeteciydi o. Yine 2018'de benim iş arkadaşım Arash Shoashargh diye bir gazeteci vardı, benim arkadaşımdı. Onu da Van'da yakalayıp götürüp götürdüler; şu an cezaevinde.


"İran'da sistem, tüm medyayı elinde bulunduruyor. Özel bir medya kuruluşu veya TV bulamazsınız. Yayın yapan bütün mecralar hükümete bağlı" şeklinde konuşan Zamani, "Bir senaryo veriyorlar, 'Bunları paylaş' diyorlar ve paylaşılıyor. Bir film gibi yani. Güç ve para onların elinde olunca medya da onların elinde oluyor" dedi.
 

1.JPG
Zamani, kendisini güvende hissetmeyen diğer 4 gazeteci ile beraber Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve medya kuruluşlarına açık mektup yazmış

 

Zamani, Türkiye'nin İranlı gazeteciler ve diğer muhalifler için güvenli bir yer olmadığı iddiasını dile getirdi.

Şimdiye kadar farklı yollardan onlarca kez tehditler almaları nedeniyle kaygılı olduklarını söyleyen Zamani, dört gazeteci arkadaşıyla beraber Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ulusal ve uluslararası medya kuruluşlarına açık mektup gönderdiklerini anlattı:

10 yıl öncesine dönüp bakın, birçok gazeteci ya kayboldu ya da kaçırıldı.   Burada çalışmak çok zor. Mülteciyiz, çalışma iznimiz yok. Ekonomi önemli bir sorun mesela. Rejim korkumuz var hala. Dışarıya çok çıkamıyoruz.

Yaşadığımız tehditler ve sorunlarla ilgili beş gazeteci arkadaşımla beraber açık bir mektup yazdık. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'a  gönderdik ve destek istedik. Başka güvenli bir ülkeye geçmek için yardımcı olmasını talep ettik. Hala cevap alamadık. Yine büyük gazeteciler ve kurumlara da gönderdik. Onlardan da cevap alamadık. Hatta bir şikayetim de var çünkü İFJ , Sınır Tanımayan Gazeteciler, Türkiye Gazeteciler Sendikası'na da gönderdik ama hiçbiri cevap vermedi. Neden bizi duymuyorlar? Onlar sesimizi duymazsa kim duyacak?..


''Protestolar ne kadar sürer bilmiyorum ama sonunda  devrimle bitecek'' 

İran'da başörtüsünü uygunsuz takması gerekçesiyle alındığı gözaltında öldürülen Jina Amini'nin ardından 16 Eylül'de sokağa dökülen vatandaşların protestoları bir ayı geride bıraktı.

Ülkenin birçok kentinde sokağa çıkan İranlılar taleplerini haykırmaya devam ediyor.

İran İnsan Hakları Örgütü'nün (IHRNGO) son olarak paylaştığı verilere göre protestolarda bugüne kadar 27'si çocuk olmak üzere, en az 215 kişi öldürüldü.

Güvenlik güçleri, protestolara karşı müdahalesini her geçen gün sertleştirirken protestoların nasıl sonuçlanacağı ise merak konusu. 
 

IMG_4159.JPG
Zamani, İran'daki gelişmeleri yakından takip ediyor / Fotoğraf: Şenol Balı/Independent Türkçe

 

Zamani, süren protestoları ''devrim'' olarak tarif etti ve umutlu olduğunu aktardı: 

Daha önce de protestolar, itirazlar oluyordu. Herkes devamı olmayacağını tahmin ediyordu. Çünkü konular, hedefler ve talepler küçük küçüktü. Neden benzin pahalı, neden falanca adamı yakaladınız gibi küçük konular. Amini'nin ölmesi 40 yıldır baskı altında olan İran halkının çok zoruna gitti. Bu sefer, tüm muhalifler sokağa çıktı. İran şu an bir devrim sürecinde bence. Ne kadar sürer bilmiyorum ama bu devrimin sonunda hükümet düşecek, bunu biliyoruz.

Bu sefer hedef rejimin kendisi. Artık yeter diyorlar. Bütün sorunların kaynağı bu rejimden kaynaklanıyor, İranlılar bunu biliyor artık. Öldürmekle korkutuyor, geri adım attırmaya çalışıyor. İnsanlar korksun ve geriye çekilsin istiyor. Ama milletin korkusu gitti.

Rejimin sarıldığı tek şey silah. Korkunç şeyler yapıyorlar millet devam emesin diye. En son videolarda izlediniz, camdan video çeken birini bile silahla vurdular. Bu devrim milli bir devrim. Bu durumlarda İranlıyız diyorlar ve sorunumuz rejim diyorlar. Tüm kentler ayağa kalkmış. Bir ay geçti insanlar hala sokakta. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU