Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan, “muhalif” olarak tanınan bazı gazetecilerin AK Parti’nin cuma günü gerçekleşecek etkinliğe davet edilmesiyle ilgili bir köşe yazısı kaleme aldı. Hakan, iktidar destekçisi veya muhalif olmadığını ifade ettiği kendisini “arada kalanlar” olarak tanımladı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hakan'ın bugünkü köşe yazısının ilgili kısmı şöyle:
Türkiye'de gazeteciler, uzun bir süredir resmen ve alenen ikiye ayrılmış durumda: BİR: İktidar destekçisi gazeteciler. İKİ: Muhalefet destekçisi gazeteciler. Bizim gibi arada kalanlar ya da arada kalmaya özen gösterenler ise her gün sopa yiyor.
Dünyanın her yerinde bir görüşe, bir ideolojiye hatta bir partiye yakın gazeteci olur. Buna bir itirazım olmaz, olamaz. Ama ne yazık ki bizdeki durum böyle değil. Bizde iktidara yakın gazeteciler, AK Parti milletvekili gibi konuşuyor. Bizde muhalefete yakın gazeteciler ise CHP milletvekili gibi konuşuyor.
Hatta bazen bizim gazetecilerin dili, AK Parti milletvekillerinin ya da CHP milletvekillerinin dilinden çok daha katı, çok daha sert, çok daha tarafgir, çok daha uzlaşmasız, çok daha serdengeçti. İşin daha kötüsünü söyleyeyim: Gazetecilerin ateşli bir milletvekili gibi konuşması... Artık herkesin normal kabul ettiği bir gazetecilik faaliyeti haline gelmiş durumda.
Bu çarpık düzeni, bu feci anomaliyi, bu garip durumu, bu vahim garabeti, bu kahrolası statükoyu sarsacak çok önemli bir gelişme yaşandı dün. AK Parti’nin bu cuma günü düzenlediği “Türkiye Yüzyılı” programına... Kamuoyunda “iktidar karşıtı / muhalefet destekçisi” olarak bilinen birçok gazetecinin davet edildiği ortaya çıktı.
Bu davet... Gazetecilikte ortaya çıkan çarpıklığın, anomalinin, yanlış düzenin ortadan kalkması için eşsiz bir katkı sunabilir. Bilmiyorum. Ben fazla mı iyimserim acaba?
Hürriyet