Özgür Özel: Bartın'daki o 6 savcı, 6 saatte yapılacak işi 6 gündür yapmıyorsa korktukları bir şey var demektir

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Bartın'da yaşanan maden faciasına ilişkin açıklamasında "Belli ki birileri, üçlü kararname ile atadıkları kişileri korumaya devam ediyor" ifadelerine yer verdi

Fotoğraf: AA

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Bartın’daki maden faciasına ilişkin soruşturmada 6 gündür herhangi bir gözaltı, tutuklama olmadığını belirterek, "O 6 savcı, 6 saatte yapılacak işi 6 gündür yapmıyorsa korktukları bir şey var demektir. Arkanızda Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan bütün vatandaşlar var. Vicdan için korkmayın. Tayyip Erdoğan'dan korkmayın. Bu adı ak olan kara düzenden korkmayın. Ömrüm boyunca arkanızda olacağım" dedi.

Özel, bugün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"Belli ki birileri, üçlü kararname ile atadıkları kişileri korumaya devam ediyor"

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Amasra'da yaşanan maden faciası ile ilgili Meclis komisyonunun kurulmasının dün TBMM'de karara bağlandığını aktaran Özel şunları kaydetti:

Sürece, bakana ilişkin eleştirileri dile getirdik. Tekrar etmeyeceğim. Biz, CHP olarak milletvekillerimiz Aysu Bankoğlu, Aydın Özer, Kani Beko, Ünal Demirtaş ve Deniz Yavuzyılmaz'ı; hukukçu, maden mühendisi, sendika geçmişi olan ve bölgenin milletvekilleri olarak meslek dağılımlarına ve yapabilecekleri katkılara dönük olarak beş arkadaşımızı hemen görevlendirdik. Divana da bildirdik. Diğer siyasi partilere de çağrı yaptık. Meclis Başkanlığı'na da çağrı yapıyoruz; bu komisyon hemen toplanmalı, çalışmalarına hemen başlamalı. Gerekiyorsa ilk toplantısını Meclis'te, ikinci toplantısını Amasra'da vakit kaybetmeden yapmalıdır. Çünkü delillerin karartıldığı, sorumluların halen elini kolunu sallayarak gezdiği, soruşturmada birtakım yanlışlıklara sebebiyet vermemeleri için görevden alınmaların halen yapılmadığı, bir kişinin ölümlü trafik kazalarına karıştığında doğrudan tutuklama tedbirine başvurulurken Türkiye'de 41 kişinin ölümünde bir gözaltının, bir tutuklamanın olmadığını ve altıncı günde olduğumuzun altını çiziyoruz. Belli ki birileri, üçlü kararname ile atadıkları kişileri korumaya devam ediyor.

Savcılara seslendi: Tayyip Erdoğan'dan korkmayın

Açıklamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ2a tepki gösteren Özel "Sorumlular... Kimse onlara dokunmuyor. Sürekli korunuyorlar. Örneğin Bekir Bozdağ ne demiş, 'Efendim, arama kurtarma ile meşgul’. Cumhurbaşkanı demedi mi, ‘24 saat olmadan bu işleri bitirdik’ diye övünmedi mi? Canlı çıkartmakla övünemiyor, cenazeleri erken çıkartmakla övünmedi mi? Bekir Bozdağ diyor ki ‘Millet canıyla uğraşıyor, orada daha cenazeler’. O iş bitti. Şunu söylüyor Bekir Bozdağ, 'Daha yangın sürüyor, oraya inilmesi lazım, bilirkişi raporu lazım, ondan sonra’. Soma'da da yangın vardı, maden örüldü, bilirkişi madene temmuz ayında inebildi. Soma'da 13 Mayıs'ta olmuş faciaya temmuz ayında bilirkişiler iniyor, ama tutuklamalar Soma'da kazadan 3-4 gün sonra yapılıyorken şimdi neden biz bilirkişi bekliyoruz? Biz, neden rapor çıksın bekliyoruz? O yüzden Meclis komisyonu bir an önce toplanmalı, milletin Meclis'i millet adına bu işe el koymalıdır" diye konuştu.

Özel şöyle devam etti:

Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı sıfatıyla, Anayasa'ya göre kimse talimat veremez ama zımni talimat veriyor. ‘Önce madene girilmesi lazım sonra bakacağız’... Ne demek ya. Maden bir ay da iki ay da yanar. Kapatırsın, örersin. Oksijen biter, sönünce havalandırırsın, sonra girer oraya. Bu, iki ay, üç ay sonra olur. Bu, cehaletten söylenen bir söz değil. Burada kasıt var. ‘Ellemeyin adamlarımızı’ diyorlar. ‘Bir soğusun’ diyorlar. ‘Bu işi gözaltısız, tutuklamasız götürelim’ diyorlar. Bakın, buna basın, hangi siyasi partiye yakın duruyorsa dursun vicdanlı bir şekilde basın yaklaşmazsa; Bartın'da anaların talebi, Türkiye'nin talebi olmazsa bu işten hiçbir sonuç alınmaz. Bunu yapmayan herkes de sorumludur. Bir kamuoyu oluşması, soruşturmanın ona göre ilerlemesi gerekiyor. ‘6 savcı görevlendirdik.’ Harika. Ama o 6 savcı, 6 saatte yapılacak işi 6 gündür yapmıyorsa korktukları bir şey var demektir. Savcılara şunu söylüyoruz. Arkanızda Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan bütün vatandaşlar var. Hepimiz için hak arıyorsunuz. Kendi evlatlarınızın yetim kaldığını düşünün. Ananızın, babanızın sizden mahrum kaldığını düşünün. Bunun birilerinin yanlış talimatları yüzünden yapıldığını düşünün. Siyasi kararlar, liyakatsiz atamalar yüzünden yapıldığını düşünün. Vicdan için korkmayın. Evlatlarınızı düşünerek korkmayın. Tayyip Erdoğan'dan korkmayın. Bu adı ak olan kara düzenden korkmayın. Ömrüm boyunca arkanızda olacağım.

RTÜK tepkisi : Adaletsizliğin, haksızlığın artık tiksinilecek boyutlara geldiğini gösteriyor

Mehmet Ali Çelebi'nin katılmasının ardından AK Parti'ye, Eşref Fakıbaba'nın AK Parti'den isifa etmesiyle de tekrar İYİ Parti geçmesi beklenen RTÜK Üyeliği de Özel'in açıklamalarında yer buldu.

Özel şu ifadeleri kullandı:

Geldik RTÜK'e... Hani Meclis'in saygınlığını düşünmesem, gidip AK Parti sıralarının karşısında ‘hırsız var’ diye bağırmak isterim. Böyle bir tenezzül olmaz. RTÜK var. RTÜK üyeleri, Meclis'ten siyasi partilerden seçiliyor. Siyasi partilerin aldıkları oy değil, sandalye sayıları oranında, grubu bulunan siyasi partiler arasında paylaştırılıyor. RTÜK üyesi boşaldığında yerine Meclis'in RTÜK üyesi seçmesi gerekiyor.

RTÜK Başkanı, derhal ‘üyelik boşaldı, yenisini seçin’ deyip yollaması gerekirken o yazıyı yollamadı. Tuttu. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin denen sarayın zabiti, sarayın oradaki atadığı memuru, hukuk katliamı yaparak görevini yapmadı ve bekledi. Ne zamana kadar bekledi? Mehmet Ali Çelebi'nin AK Parti'ye kaydolduğu güne kadar bekledi. Ve o gün yazıyı, 12 Ekim tarihinde yazıyı yazdı. Çünkü hesaba göre yüzde oran, 28 Haziran'dan Çelebi'nin AK Parti'ye katıldığı tarihe kadar İYİ Parti'ye bir üyelik düşüyor. Bir kişi artarsa o üyelik İYİ Parti'den gidiyor, AK Parti'ye düşüyor. Üyelik İYİ Parti'ye düşüyor diye 'Oğlum Ebubekir, yazma yazıyı’. ‘Emredersiniz komutanım.’ ‘Mehmet Ali Çelebi'yi transfer ettik, rakamsal üstünlük bize geçti. Yaz hemen yazıyı.’ ‘Baş üstüne komutanım.’ Böyle bir adam bu Ebubekir. Böyle bir adam. Böyle bir insan.

O yazı Meclis Başkanlığı'na geliyor. Meclis Başkanlığı, yazıyı elinde tutuyor. Ve Meclis Başkanlığı, RTÜK seçiminin yapılacağı yazıyı yazmıyor. Bugün hepimiz Sayın Fakıbaba'nın istifasını öğrenene kadar da öyle bir yazının yazıldığını gören bilen yok. Ne zaman Sayın Fakıbaba AK Parti'den ayrılıyor, otomatik yine üyelik İYİ Parti'ye geçiyor. Meclis Başkanı, ‘Ben dün gece yarısından önce o yazıyı AK Parti'ye yazmıştım’ diyor. Ve 28 Haziran'dan beri yazılmayıp Çelebi ile birlikte yazılan yazı, ‘aman bugün dengeler hiç beklenmedik bir şekilde bir daha değişti’ diye dün gece yazılmış sayılıyor. Bu, bir tenezzül meselesidir.

İYİ Parti'nin hakkına düşen bir RTÜK üyesinin, İYİ Parti'ye düşüyor diye üç buçuk ay bekletilip dün gece yarısı yazının yazılması, bu kadar adaletsizliğin, haksızlığın artık tiksinilecek boyutlara geldiğini gösteriyor. Yazıklar olsun. Hani buna tenezzül ediyorsunuz ya yazıklar olsun. Alın, 8 ay daha hepsi sizin olsun. Ne olacak ya. Değer mi? Bu kadar mı ucuzcusunuz? Yazıklar olsun size emanet edilen bu kamu görevine. Yazıklar olsun Anayasa'ya göre ettiğiniz yeminlere. Ne olacak?

 

 

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU