İtalya, Libya'nın Sabrata kentindeki ‘ölüm tekneleri’ atölyesini bombaladı mı?

Donanmadan bir kaynak, düzensiz göçmen taşıyan teknelerin çoğunun ithal edildiğini söyledi

Libya'nın Sabrata kentinde kimliği belirsiz uçaklar, tekne atölyesi olduğu söylenen yeri bombaladı. Fotoğraf: AFP

Zayed Hediyye

Libya'nın Sabrata kentinin adı, 15 Afrikalı düzensiz göçmenin her zaman ki yolculuğun varış noktası olan Avrupa’ya gitmeden önce insan kaçakçıları tarafından vurularak öldürülmesinin ardından son iki gündür gündemden düşmüyor. Kentin adı, yine Libya kıyılarından İtalya'ya ve genel olarak Avrupa kıtasının kıyılarına uzanan en önemli geçiş noktalarından biri olarak anılıyor.

Ancak Sabrata'daki bu felaketten önce yaşanan ve birçoğunun dikkatinden kaçan garip bir olay yaşandı. Kentte tekne atölyesi olduğu söylenen bir nokta kimliği belirsiz uçaklar tarafından bombalandı. Libyalı kaynaklar, bombardımanı, genel olarak Libya'dan yola çıkan düzensiz göçmenlerden en çok etkilenen ülkelerden biri olan İtalya’nın gerçekleştirdiğini öne sürerken Roma hükümeti konuyla ilgili herhangi bir yorum yapmadı.

Bombardıman, geçtiğimiz yıllarda Akdeniz sularında çok sayıda göçmenin boğularak ölümüne neden oldukları için ‘ölüm tekneleri’ olarak anılan ve insan kaçakçıları tarafından kullanılan teknelerin üretildiği yer hakkında sık sık gündeme gelen soruyu da kısmen yanıtlıyor.

Teknelerin çeşitli kaynakları

Libya Donanması subayı Muhammed el-Buseyfi, insan kaçakçılığının İtalya kıyılarına yakınlığı nedeniyle daha çok Libya'nın batı bölgesinde yoğunlaşmasına rağmen kullanılan teknelerin çeşitli kaynaklardan geldiğini söyledi. Buseyfi, bazı teknelerin ise doğudan yola çıktıklarını ve varış noktalarının genellikle doğu kıyılarına bakan Yunanistan olduğunu belirtti.

Buseyfi, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bölgemizdeki tekneleri gözlemlediğinizde, özellikle ucuz şişme botlar olmak üzere çoğu zaman hazır olarak satın alınanlardan olduklarını gördük. Bunlar ithal ediliyorlar, burada üretilmiyorlar. Ancak bazen şişme botlardan daha donanımlı olan alüminyum ya da karbonfiber malzemeden yapılmış orta boy tekneler de kullanılıyor.


Buseyfi, Libya’nın bu alanda bir geçmişe sahip olmasından ve devletin 1980’li yıllarda birçok şehirde balıkçı tekneleri için atölyeler kurmasından ötürü ülkenin batısındaki insan kaçakçılarının elde ettikleri kazancın büyüklüğü ve tekne yapmak için küçük bir atölye kurmuş olabilecekleri ihtimaliyle ortaya atılan ülkenin batısında hafif teknelerin üretimi için atölyeler kurulduğu iddialarını yalanladı.

Söz konusu teknelerin genellikle açık ve derin sularda denizin dalgalarına dayanacak donanıma sahip olmadığını söyleyen Buseyfi, bu yüzden teknelerin çoğunun nihai varış noktasına ulaşmadan ve bu tür yolculukların herkesin bildiği o trajediyle sonuçlandığını söyledi.

Tehlikeli yolculuklar

Libya’dan yola çıkan düzensiz göçmenlerin Avrupa'ya yaptıkları yolculukların ürkütücü detaylarına değinen Buseyfi, “Çoğunlukla Sahra Altı Afrika ülkelerinden gelen düzensiz göçmenler, Libya'daki insan kaçakçılarıyla anlaşarak,  genellikle aşırı kalabalık ve denize açılmaya elverişli olmayan teknelerle Akdeniz'i geçerek Avrupa'ya gitmek üzere yola çıkıyorlar” ifadelerini kullandı.

Bu teknelere genellikle sadece uluslararası sulara ulaşmaya yetecek miktarda yakıt verildiğini söyleyen Buseyfi, “Ayrıca teknedekilere bir uydu telefonu ve İtalya Sahil Güvenlik Güçleri’nin telefon numarası veriliyor. Denize açıldıktan birkaç saat sonra imdat çağrısı yapmalarını söylüyor ve Sahil Güvenlik Güçleri’nin gelip onları kurtaracaklarının sözünü veriyorlar. Fakat bu tür donanıma sahip olmayan teknelerin, birilerinin hava görevine çıkmış olmasından ya da oradan bir geminin geçmesinden başka bir umutları yok. Böyle teknelerin görülmesi halinde arama kurtarma botlarına koordinatlar gönderiliyor, ancak çoğu zaman saatler geçtikten sonra olay yerine bir kurtarma botu ulaşıyor” şeklinde konuştu.

Düzensiz göçmen akışında artış

Uluslararası Kurtarma Komitesi (IRC) tarafından geçtiğimiz Ağustos ayında yayınlanan raporda, Akdeniz'in ortasında, donanımsız teknelerle çıkılan göç yolculuğunda bu yılın başından bu yana en az 875 kişinin öldüğü belirtildi. Bununla birlikte raporda, yılın başından bu yana İtalya'ya deniz yoluyla 35 binden fazla düzensiz göçmenin ulaştığı belirtildi. Rapora göre yaklaşık 27 bin göçmenin geldiği geçtiğimiz yıla kıyasla dikkate değer bir artış oldu.

İtalya, yalnızca geçtiğimiz Eylül ayının ilk haftasında yaklaşık 24 saat içinde 300'den fazla düzensiz göçmenin ulaştığı Sicilya’ya bağlı bir ada olan Lampedusa kıyılarına gelen düzensiz göçmen teknelerinin sayısında gözle görülür bir artış olduğunu açıkladı.

Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen ‘Muhacir News’ adlı internet sitesi, geçtiğimiz yılın sonlarında, Libya kıyılarından yola çıkarak Avrupa'ya ulaşma girişimi başarısız olan Suriyeli bir göçmenle yapılan bir röportajı yayınladı. Röportaj, Libya'daki insan kaçakçılığı çetelerinin faaliyetleri, düzensiz göçmenlerin Avrupa'ya taşınmasını kolaylaştıran uluslararası çetelerle olan ilişkileri ve donanımsız teknelerdeki ölüm yolculukları hakkında önemli ayrıntıları ortaya koydu.

Cemal el-Mısri adlı Suriyeli düzensiz göçmen, İtalya'ya giden bir teknedeyken teknenin yola çıktıktan kısa bir süre batması ve 25 göçmenin ölümüyle sonuçlanmasından sonra Libya'dan Tunus'a geçmişti.

Cemal, Suriye'den Libya'ya yaptığı meşakkatli yolculuğun ayrıntılarını ve Şam Uluslararası Havalimanı'ndan Bingazi Havalimanı'na ve oradan da İtalya'ya bir tekneyle gideceği Zuvare'ye geçtiği yolculuğu ayarlayan seyahat acentesiyle nasıl iletişime geçtiğini anlattı.

Cemal, şunları söyledi:

Dera'daki seyahat acentelerinden biri, yolculuğun tüm detaylarıyla ilgilendi. Şam Uluslararası Havaalanı’ndan Libya'daki Bingazi Havaalanı’na ve oradan da Zuvare'ye yolculuk için acenteye iki bin dolar ödedim. Bu büyüklükteki bir botla İtalya'ya gideceğim Zuvare'ye ulaşmam içindi. Ayrıca İtalya'ya tekne yolculuğum için 2 bin dolar daha ödedim. Tüm işlemler ve iletişimler Dera’daki seyahat acentesi tarafından garanti edildi. Zuvare'deki kaçakçıya Suriye'den parayı alıp almadığını sorduğumda bana 180 bin dolar tutarındaki makbuzunu gösterdi. Ödemelerin hepsi Suriye'dendi. Sadece bu acente aracılığıyla Libya'ya gelenlerin sayısını ve elde ettikleri büyük kârları hayal edebilirsiniz.

Yolculuğun başlangıcı

Cemal, hikâyesini şöyle sürdürdü:

21 Temmuz'da Libya'dan İtalya'ya doğru yola çıktık. Teknede yaklaşık 500 kişiydik, alt katta Bengalli göçmenler yığılmıştı. Birkaç saat sonra teknenin altından gelen çığlıkları ve gürültüleri duyduk. Göçmenlerden birinin boğularak öldüğünü ortaya çıktı. Çok geçmeden ölü sayısı 25'e yükseldi. Teknenin kaptanı yolu tamamlayamadığını ve bizi Trablus'a geri götürmesi için sahil güvenliği çağırdığını söyledi. Gelen sahil güvenlik botu yaklaşık 400 kişiyi taşıdı. Kaptan, göçmenlere Trablus'ta karaya indirilene kadar beklemelerini ve dinmelerini onları almak için geri döneceğini söyledi. 25 Temmuz'da Tunus'a vardık. Teknede yaklaşık 75 kişiydik. Sekizi Suriyeliydi. Geriye kalanlarsa farklı milletlerdendi. Suriyelilerin hepsi aynı bölgeden geliyordu. Bu da yalnız ve ailemizden uzak hissetmememizi sağladı. İki gün boyunca amaçsızca yelken açtıktan sonra uzaktan sahil güvenlik botu belirdi ve herkes ifşa oldu.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU