Hindistan'ın Ukrayna savaşına tarafsız duruşunun ardında Çin hesabı var

Dr. Duygu Çağla Bayram Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Hindistan, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline karşı başından beri tarafsız bir yol izlese de yaklaşımı daha çok Rus yanlısı bir eğilim sergiliyor.

Söz konusu tutum her şeyden önce yalnızca Hindistan'ın kendi ulusal çıkarlarını gözeten mesafeli bir duruşa, realpolitik veya ultra-gerçekçi bir politikaya işaret ediyor.

Yeni Delhi, Rusya'nın Ukrayna'daki saldırganlığını kınayan tüm BM oylamalarında çekimser kaldı.

BM'nin Ukrayna konusundaki çekimserliklerinin tek istisnası olarak, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin BMGK toplantısına video konferans yoluyla katılımını onaylamasıydı.

Toplantının icra edildiği gün, yani 24 Ağustos Kiev için ikiz öneme sahip: Hem Ukrayna'nın Bağımsızlık Günü'nü hem de Moskova'nın 24 Şubat'ta başlattığı Ukrayna işgalinin altıncı ayını temsil ediyordu.


Devletlerin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı gösterilmesi, şiddetin durdurulması ve diplomasi ile diyaloğa geri dönüşü teşvik etmekle yetinen Yeni Delhi'nin Moskova'yı alenen kınamaktan kaçınmasına neden olan tuhaf tarafsızlığı, kendi temel ulusal algılarıyla açıklanıyor.

Doğrusu, Delhi'nin saldırganlığı yargılamak yerine insani felakete odaklanarak yönetilen tarafsız duruşu, çoğunlukla Moskova'yı ötekileştirmenin Hindistan'ın hayati çıkarlarını nasıl baltalayabileceği sorusuyla şekilleniyor.

Her ne olursa olsun Hindistan'ın ana odak noktası, gelişmiş savunma teknolojisiyle Çin ve nükleer silahlı Pakistan'ın dahil olduğu iki cepheli bir savaşta, yani Hindistan'ın kaybedeceği bir savaşta sıkışıp kalmamaktır.

Açıkça görülüyor ki son iki yıldır Himalayalar'da söz konusu olan ölümcül sınır çatışması, Hindistan'a henüz Çin'le başa çıkamayacağını bir kez daha gösterdi.

16 tur üst düzey askeri görüşmeler yapılmış olmasına karşın, her ne kadar bir nebze geri çekilmeler olsa da Himalaya sınırı boyunca önemli askeri varlıklar hala konuşlandırılıyor.
 

Çin ile Hindistan sınırında yarım asırdan uzun süredir devam eden sınır anlaşmazlığı çözülmeyi bekliyor.jpg
Çin ile Hindistan sınırında yarım asırdan uzun süredir devam eden sınır anlaşmazlığı çözülmeyi bekliyor / Fotoğraf: AA

 

Washington'ın güçlü muhalefetine karşın, Çin ve Pakistan'a karşı stratejik caydırıcılık sağlama beklentisiyle Moskova'dan S-400 füze savunma sistemini satın alan Hindistan'ın teçhizat, silah ve askeri platformlarının çok önemli bir kısmı Rusya'dan gelmektedir.

Hindistan'ın Rus menşeli askeri teçhizata olan derin ama kabul edilebilir bağımlılığı, Kremlin'i ötekileştirmekten kaçınmasının çok önemli bir yönüdür.

Nitekim her ne kadar ABD, İsrail, Fransa ve İtalya gibi ülkelere yönelerek savunma alternatifleri oluştursa da Rus silah platformlarının en azından ihtiyaçlarına yanıt verebilmesinin yanı sıra, çok daha ucuz olması nedeniyle Hindistan'ın en değerli savunma bağı olarak önemini korumaktadır.

Ayrıca, yerli üretim ve yatırım teşvikiyle savunma reformlarına yönelmeye çalışsa da, 2019 sonunda silahlı kuvvetlere kazandırılan yeni bir makam olan Genel Kurmay Başkanlığı'nın ilk Başkanı Bipin Rawat'ın 2021 sonunda helikopter kazası nedeniyle vefat etmesinin ardından göreve hala yeni bir genelkurmay başkanının getirilememesi gibi aksaklıklardan da anlaşılacağı üzere, Hint hükümetinin reform girişimlerine ağırlık vermemesi gibi durumlar da Rus savunma bağını önemli kılıyor.

Dahası, Rusya Hindistan'a son kullanıcı kısıtlamaları olmaksızın ileri savunma teknolojilerini kolayca sunarken, Batı ve ABD şu ana dek teknoloji transferi sağlama konusunda herhangi bir istek göstermedi.

Ayrıca Rusya, Hindistan'a nükleer denizaltı kiralayan tek ülkedir ve çok yakın zamanda ilk yerli uçak gemisini yaptığını duyursa da mevcut filosunda bulunan ilk ve şimdiye kadarki tek uçak gemisi de Rusya sayesinde Hint donanmasına katılmıştır.
 


Bugün Hindistan Rusya'yı zaman testinden geçmiş kadim bir dost olarak görmektedir. ABD ise emsal niteliğindeki sivil nükleer anlaşmanın varlığına, 1962 Hint-Çin Savaşı sırasında Moskova karasızken Delhi'yi desteklemesine ve daha güncel olarak kurallara dayalı Hint-Pasifik görüşlerinin uyumuna karşın hala belirsiz veya daha açık bir ifadeyle güvenilirlik açısından henüz rüşdünü ispatlamamış bir ortak olarak görülüyor.

Sovyetler Birliği, Cammu ve Keşmir konusunda BMGK'da en az altı kez Hindistan adına veto hakkını kullandı veya en azından çekimser kaldı; 1971 Hint-Pakistan savaşı sırasında Washington'ın baskısıyla karşılaşan Hindistan'ı destekledi ve en hassas olanı gerek Sovyetler Birliği olarak gerekse Rusya olarak Batı'dan farklı bir şekilde Yeni Delhi'nin iç gelişmelerini eleştirme konusunda şimdiye dek tutarlı bir suskunluk sergiledi.
 

Reuters.JPG
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi / Fotoğraf: Reuters

 

Bütün bunların ötesinde, Hindistan'ın stratejik ve jeopolitik hesaplamalarında Delhi, Kremlin'le ne kadar az ilişki kurarsa, Pekin'in Kremlin'e o kadar yakınlaşacağı ve Çin-Hint rekabeti ne kadar büyürse Çin'in Moskova'yı Hindistan'dan o kadar uzaklaştıracağı kaçınılmaz bir sonuçtur.

Ancak Rusya-Batı bağlantılarının bozulması, Moskova-Pekin yakınlığında Hindistan'ın Rusya ile angajman seviyesinden çok daha belirleyici bir faktör.

Bu arada Hint-Batı yakınlığı, Rusya'nın Çin'e yaklaşmasının bir başka motivasyonu. Öte yandan, Moskova da zaten Pekin'in küçük ortağı olmak istemeyecektir ki Hint-Rus işbirliği için büyük bir motivasyon.

Bu nedenle Hindistan, Batı bağlantılarını dengelerken, Rusya'nın Çin bağlarının derinleşmesini ve Pakistan ilişkilerinin gelişmesini engellemeyi hedefliyor.
 

1.jpg
Fotoğraf: Reuters

 

Yine de Yeni Delhi, Rus-Pakistan işbirliğini, çoğunlukla sembolik kalsa bile, Hindistan'a karşı potansiyel bir baskı aracı olarak görüyor.

Açıkçası Hindistan'ın her ne olursa olsun uluslararası politikada gözettiği en önemli üç şey: Çin endişesi, genel anlamda kendi manevra alanını korumak ve çok kutuplu dünya düzeninde büyük güç olarak söz sahibi olmaktır.

Savaşın patlak vermesinden bu yana, yaptırım beklentilerine karşın, Hindistan'ın ithalatını kısıtlamak veya sona erdirmek yerine ucuz Rus petrol ve kömüründen daha fazla yararlanması, Batı, özellikle ABD için çok büyük bir hayal kırıklığıydı.

Sonuç olarak, son zamanlarda Rus petrolünün en büyük iki alıcısı haline gelen Çin ve Hindistan, Avrupa'nın neden olduğu boşluğu büyük oranda doldurarak, Batı önderliğindeki izolasyon stratejisinin başarısız olmasına ciddi katkı sağlıyor.
 

Görsel Reuters.JPG
Görsel: Reuters

 

Yine de Batılı liderlerin şimdiye kadarki açıklamaları ve tutumları, Hindistan'ın izlediği tuhaf tarafsızlık politikasından ötürü dışlanmayacağını zaten gösteriyor.

Ülkelerin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine karşı oldukça hassas bir yaklaşıma sahip olduğunu ileri süren Hindistan'ın, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine karşı doğrudan bir saldırıyı ortaya koyan Rus istilasına karşı yalnızca hoşnutsuzluğunu ifade eden (kınamak değil) ve diplomasi çağrısında bulunan aşırı gerçekçi tutumu, kendiyle çelişse ve ayrıca kurallara dayalı bir düzenin inşa edilmesi ve korunmasının gözetildiği Hint-Pasifik hedefiyle tutarsızlık gösterse bile, Washington Çin'i kendi çıkarları doğrultusunda dengelemek için stratejik Hint-Pasifik hesaplamalarının merkezine oturttuğu Hindistan'ı yalnız bırakmayacaktır.

Ve böylece Yeni Delhi, Moskova'ya karşı söz konusu olan suçlamalardan bir şekilde kaçınan bir tarafsızlık tavrı sergileyerek, Pekin endişesiyle başa çıkmak için Kremlin'in desteğini sağlamaya çalışabilir.

En azından Hint politika yapıcılarının ve stratejik çevrelerinin stratejik ve jeopolitik hesaplamaları bu yönde ilerliyor.

Bu gerçek dikkate alındığında, doğrusu, ABD ara sıra Hindistan'la havuç ve sopa oyunu oynasa da Yeni Delhi'ye verilen özel muameleden geri adım atmayacaktır.

Nitekim Washington'ın, bir kez daha Amerikan çifte standardını sergileyerek, Türkiye'ye yaptırım uygularken, Rusya'dan S-400 alımına yönelik CAATSA yaptırımlarından Hindistan'a özel bir muafiyet uygulamaya koyması şaşırtıcı değildir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU