Gorbaçov: Trajik bir ulusta trajik bir kahraman

Gorbaçov ve Shakespeare'in kahramanları arasındaki fark, Gorbaçov'un seçim yelpazesinin daha dar olması, çünkü Rusya'yı reforme etmek imkânsız değil, ama bir sonraki duyuruya kadar reforme edilmesi imkânsız

Fotoğraf: AP

Yıllardır Mihail Gorbaçov'a "Kremlin'den ayrıldığı gün siyasi olarak ölen, ama biyolojik ölümü siyasi ölümüne göre geciken asil adam" diye ağıt yakmaya teşvik eden bir şey var.

Son yıllarda görüntülendiği zamanlarda hasta görünüyordu, vücudu çok gevşek ve yüzü çok şişti.

Ağzından çıkan sözlere gelince, çiziminde büyük bir payı olduğu bu gezegenin meselelerinden ve işlerinden emekli olduğuna dair inancı artırıyordu.

Adı anıtsal tarihsel başarı, Soğuk Savaş'ı sonlandırmak ile ilişkilendirilen son Sovyet lideri, bin bir suçu olan trajik bir kahramandı.


Peki, antik Yunan'ın bize -diğer tüm tanımlar gibi- tanımını verdiği trajik kahraman kimdir?

Aristoteles'in Poetika kitabında yazdığına göre, o genellikle bir lider, bir hükümdar ya da bir soyludur.

İyi niteliklere sahiptir ve kahraman olabilir, ancak kısa sürede hırs, inat veya gururun kendisini yöneltmesiyle hepimizin yapabileceği hatalardan birini (hamartia) yapar.

Dolayısıyla hata, ne onun doğasında vardır ne de ona hakimdir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Genellikle hata, kötü bir şekilde yürütülen ve hesaplanmamış olaylarla sonuçlanan, o hatayı bir felakete çeviren (atasözünün dediği gibi, tecrübeli birisinin hatası bin kat daha acıdır) iyi bir iş yapma girişiminin sonucudur.

O halde trajedinin kahramanları, iyi ve doğru olmalılar ama kusursuz değiller.

Kusursuzlukları onları her hatadan alıkoyan "mükemmel" kimseler değiller, aksine hataları onlarla insani özdeşleşmeyi yaratır, çünkü biz insanlar hata yaparız.

Bu, onların acı deneyimlerinden ve hatalarından ders alınmasını sağlayabilir.


Trajik kahramanın hatası gerçekten acıdır; tehlikeli yansımalarını kontrol etmenin imkansız olduğu gibi, kendisini geri almak da imkansızdır.

Kahramanı bitirebilir ve belki de ölümüne ve ek olarak birçok kişinin ölümüne yol açabilir.

William Shakespeare'in yarattığı kahramanlar böyleydiler; bir fikrin, bir arzunun ya da bir hırsın peşinden o kadar uzağa giderler ki, bir çılgını ele geçiren çılgınlık gibi bunlar da onları ele geçirirler.

Babasının katilinden intikamını almak isteyen nazik prens Macbeth'i hırsı uçuruma ve kana sürükler.

Ölümün birçok kişiyi yutabilmesi için prensipli ve dürüst bir diğer prens Othello'nun tek bir hata yapması yeterliydi.

Pervasızlığının gücü ve körü körüne aşkının peşinden sürüklenmesi Romeo'yu sona doğru itti.

Julius Caesar'ı kendine güveni ve verdiği yanlış kararlar yıkarken, Brutus'un Roma'ya olan sevgisi, onu koruyucusunun öldürülmesine ortak olma noktasına ulaştırdı...

Bu kahraman, öznel ve iradi olana teslim olduğunda, bir noktada nesnel olan onu kuşatır. Onu en çok kuşatan, eylemleri sonucunda oluşan durumlardır.


Peki Gorbaçov'un biyografisindeki trajik kahramanlık nerede?

Birbirini izleyen Sovyetler Birliği liderleri tarihi içinde Gorbaçov'u Stalin ile ilişkilendiren hiçbir şey yoktu.

Kendisinden önceki üç lider Brejnev, Çernenko ve Andropov'a gelince, onların parlaklığı karşısında o insani sıcaklığı ve seçkin kişisel özellikleri temsil ediyordu.

Somurtkan, kararlı ve kişisellikten uzak Sovyet liderliği tarzından tamamen uzaktı.

Ama öte yandan, inisiyatif alan, mutat ve yazılı olanı değiştirmeye cesaret eden birkaç Sovyet liderine benziyordu.

Yani, durgun köylü ekonomisini hareketlendirecek ve canlandıracak bir "yeni ekonomi politikası" benimsemeye çalışan Bolşevik lider Buharin ile 1956'da Destalinizasyonu başlatan ve ardından 1959'dan itibaren "barış içinde bir arada yaşama" politikası izleyen Kruşçev gibiydi.

Ne var ki sonuçlar cesaret verici değildi; Buharin, Stalin'e af edilmek için yalvardığı ünlü mektubunun ardından 1938'de idam edildi.

Kruşçev de 1964'te Kremlin'den kovuldu.


Gorbaçov'un büyük hatası ne "Glasnost" ve "Perestroika" politikaları ne de Sovyet savaşı başlatma veya başkalarını savaşmaya kışkırtma geleneğinin aksine Soğuk Savaş'ı sona erdirmesi değildi.

"Batı aldatmacasına" gelince, her ne kadar "Batı"nın daha cömert ve işbirlikçi olabileceği bilinse de, komplocu fikirlerde alışılmış olduğu gibi, bilerek abartılıyor.

Gorbaçov'un hatası, hem Rusya hem sosyalizm için ikili reformun mümkün olduğuna derinden inanmasıydı.

Bu reformu düzenlemeye çalıştı ve onu kontrol ettiği yanılsamasına kapıldı.

Bu nedenle 1991'de liberal destekçilerini kovdu, Litvanya'yı bastırdı ve tarihsel gerilemeden sorumlu tutulan bürokrasiye karşı "gerçek Leninizm" efsanesini yeniden canlandırdı.
 


Ayrıca, kendisinden önce Çekoslovak lider Alexander Dubcek'in yaptığı gibi, "insan yüzlü sosyalizm" üzerine bahse girdi.

Ancak uzun bir Çarlık döneminden sonra komünizmin 70 yılında kökleşmiş özgün ve derin çarpıklık, değişimi patlayıcı ve pervasız olmaya, Boris Yeltsin gibi bir adam tarafından sembolize edilmeye zorladı.

Gorbaçov'un buna yetişmesi mümkün değildi. Totalitarizmin zamanı demir kafesi kırıp ayrılmak için acele ettiren tek taraflı bir zamana dönüştürdüğü bir zamanda, müzakere ve denge arayışının ihanetine uğradı.

Ancak katı yolsuzluk ve hortumlama ve bunlarla birlikte baskı, reformun dayandığı toplumsal temelin zayıflığı, komünizme alternatif olarak kapitalist hukuk devletinin önünü kapattı.

Kapitalist hukuk devletine bariz düşmanlık, komünizme karşı sessiz bir düşmanlığı gizler gibiydi.

Böylece, yanlışın pekişmesi ve güçlenmesi, her doğrunun yanlışmış gibi görünmesini sağladı.

Sonunda, yükselen petrol ve gaz fiyatlarıyla birlikte Vladimir Putin geldi ve Soğuk Savaş'ı daha sıcak bir şekilde geri getirdi.

Kendisine çözüm bulunması zor bir ülkeye milliyetçi ve popülist bir çözüm vaat etti.


Soğuk Savaş'ı sona erdiren Gorbaçov ise 2014'te kendisini Rusya'nın Kırım'ı ilhakını alkışlayanların, savaş yoluyla kurtuluşa bel bağlayanların saflarında buluverdi.

Reformist evlatları onu reddettikten, komünist subaylar onun aleyhine döndükten, milliyetçiler ondan nefret ettikten, onu ülkesine ihanet eden şeytan olarak tasvir edenler ortaya çıktıktan sonra o da böylece kendini inkâr etti.

Ancak Gorbaçov ve Shakespeare'in kahramanları arasındaki fark, Gorbaçov'un seçim yelpazesinin daha dar olması, çünkü Rusya'yı reforme etmek imkânsız değil, ama bir sonraki duyuruya kadar reforme edilmesi imkânsız.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU