Şiddet gören kadınların sığınacağı evlerin varlığına aşina olunsa da madde bağımlısı olanların gidecek yerlerinin olmadığı sanılır.

Oysa artık bağımlılıktan kurtulmak isteyen kadınların İstanbul'da sığınacağı bir mekan var: Liman Ayık Yaşam Kadınlar Evi.

Madde bağımlısı kadınları sağlığına kavuşturmayı amaçlayan bu rehabilitasyon merkezini ziyaret ettik.

Liman Ayık Yaşam Derneği bünyesinde, temmuz ortasından itibaren İstanbul'da hizmet vermeye başlayan bu merkez, hem hastalarının hem de burada hizmet veren ekibinin kadınlardan oluşması bakımından bir ilki teşkil ediyor.

Dört eski madde bağımlısı kadının rehabilitasyon sürecinin devam ettiği merkezde bir uzman psikolog görev yapıyor. 

Kişiden kişiye göre değişse de genellikle 3 ile 6 ay arasında sürmesi beklenen rehabilitasyon döneminde ilaç desteğine başvurulmuyor. 

Diğer taraftan bu süreçte hastalardan herhangi bir ücret de alınmıyor.

Uzmanlara göre en büyük yanlışların başında, madde bağımlılığının tedavisinin olmadığı yanılgısı geliyor.

"Bağımlılık tedavi edilebilir bir hastalıktır; ümitsiz bir durum değildir"

Liman Ayık Yaşam Derneği'nin psikoloğu Nurgül Demirkan, "Ben bunu bırakmak istiyorum ama yapamıyorum" diyen dört kadınla yola çıktıklarını aktardı.

"Kadınları iyileştirmeye, bağımlılıkla mücadele etmelerine destek vermeye, hayatlarını daha iyi bir noktaya taşımalarına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ruh ve beden bütünlüğü yakalamalarına çalışıyoruz" diyen Demirkan, her şeyden önce bağımlılığın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu anlayıp pes etmemek gerektiğini, ümitsiz bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.

Geçmişte de bağımlılıkla mücadele eden kişilere psikolojik destek verdiğini aktaran Demirkan, tedavinin kişiden kişiye göre değişse de genellikle 3-6 ay sürdüğünü söyledi. 

Nurgül Demirkan, tedavisi tamamlanarak iyileştiği düşünülen bireylerin yeniden madde kullanmaya yatkın olmaları nedeniyle bu kişilerle bağın hiçbir zaman koparılmaması gerektiğini vurguladı. 

"Bağımlı kadınlar hem maddi hem de bedenen manevi şekilde sömürülüyor"

Alkol, uyuşturucu gibi bağımlılıkları olan kadınların çoğu zaman hem maddi hem de manevi olarak sömürüldüğünü dile getiren Demirkan; bedenen, ruhen ve maddi şekilde bir girdaba çekilen bu kişileri kurtarabilmek için merkezlerinin kapılarını açtıklarını belirtti.

Ailelerin çoğu zaman durumun çok geç farkına vardığı kaydeden Demirkan, çoğu zaman şüpheli hareketlerin "çocuktur yapar, ergenlik nedeniyle böyle davranıyordur" denilerek es geçildiği uyarısı yaptı. 

Çocuklara fazla yüklenmeden, onları anlamaya çalışarak hareket edilmesini öneren psikolog Demirkan, ebeveynlerden "Kızım yapmaz, annem asla kullanmaz" gibi kesin hükümlü davranmamalarını istedi.

"Bizi arayanlar arasında 13 yaşında madde bağımlısı bir genç kız var"

Bağımlılık yaşının çok düştüğü uyarısını da yapan Nurgül Demirkan, kendilerini arayanlar arasında 13 yaşında madde bağımlısı bir genç kızın bulunduğunu da belirterek, 11-12 yaşlarında alkol ve sigara gibi zararlı alışkanlıklarla tanışılabildiğine dikkati çekti.

"Madde bağımlıları arasında imamlar da var, hafızlar da solcular da"

Çok farklı örneklerle karşılaştıklarını ifade eden Demirkan, bağımlılığın farklı kesimlerde olduğu gibi muhafazakarlar arasında da yükseliş gösterdiğini ileri sürdü.

"Ben artık cemaate de içirmek istiyorum diyen" hafızla da kadın erkek fark etmeksizin pek çok farklı meslek ve yaş grubundan kişilerle de karşılaştıklarını Demirkan, durumun düşünülenden çok daha yaygın olduğunu ileri sürdü.

İstanbul'da geçen ay kapılarını açan rehabilitasyon merkezi 24 kişi kapasiteli. Şu an 4 kadın bağımlı burada rehabilitasyon sürecinden geçiyor / Fotoğraf: Independent Türkçe

"Amacımız bu merkezleri il ve ilçe bazında yaygınlaştırmak"

Liman Ayık Yaşam Derneği'nin genel koordinatörlüğünü yürüten Selçuk Sanrı ise İstanbul'da ikisi erkeklere, biri de kadınlara hizmet vermek üzere toplamda üç bağımlılıkla mücadele evi kurduklarını, bir yılda 90 kişinin rehabilitasyon sürecinin tamamlanmasına aracılık ettiklerini aktardı.

Bu evlerde kişilere duygu ve durum tespiti, yol gösterimi, milli ve manevi değerler eğitimi gibi desteklerin verildiğine değinen Sanrı, hedeflerinin Türkiye geneline yayılmak olduğunu aktardı.  

"Kadınları bağımlı hale getirip onlardan istifade ediyorlar"

Eski Türk filmlerini andıran, içeceklere ve yiyeceklere zararlı madde karıştırma işlerinin günümüzde de yaygın olduğu gerekçesiyle özellikle yeni tanışılan kişilerle buluşmalarda çok dikkat edilmesini isteyen Sanrı, kadınları bağımlı hale getirip onlardan istifade edildiği uyarısını yaptı.

"Bağımlılık her kesimde var" 

Sağ, sol, genç, yaşlı, zengin, fakir demeden her kesimde bağımlı kişilerin bulunduğuna dikkati çeken Sanrı, bu bireylerden ve ailelerinden, yakınlarından tedavi olmaları için adım atmalarını istedi.