Türk futbolu kabuğuna mı çekiliyor?... "Bu tablo yönetim mekanizmasının hatası"

Şampiyonlar Ligi hezimeti sonrası ülkeler sıralamasında da ilk 20'nin dışında kaldı Türk futbolu. Spor yazarı Müslüm Gülhan, Türk kulüplerinin Avrupa'daki başarısızlığını Independent Türkçe'ye değerlendirdi

Trabzonspor'un elenmesiyle Şampiyonlar Ligi'nde 1995-96'dan bu yana ilk kez Türk ekibi yer almayacak / Fotoğraf: AA

Türk futbolu, Avrupa kupaları haftasını geride bırakırken sevinç ve hüznü bir arada yaşadı.

Çarşamba akşamı Trabzonspor'un Kopenhag'a elenmesiyle 1996'dan sonra ilk kez bir Türk takımının Şampiyonlar Ligi'nde yer alamayacağı kesinleşti.

Perşembe gecesi ise Fenerbahçe'nin Avrupa Ligi gruplarını, Sivasspor ile Başakşehir'in de Konferans Ligi'ni garantilemesi Türk taraftarlar için bir nebze teselli oldu.

Kulüpler için hem prestij hem de önemli bir gelir kapısı yaratan Avrupa arenası için teknik adamların açıklamaları da tartışma yaratıyor.

 

 

Danimarka temsilcisi Kopenhag'a elenen ve Devler Ligi'ne veda ederek Avrupa Ligi gruplarında yola devam edecek Trabzonspor'un teknik direktörü Abdullah Avcı, "Dünyanın sonu değil, oyun bu"; Fenerbahçe Teknik Direktörü Jorge Jesus'un ise "öncelik lig şampiyonluğu" vurgusu gelinen noktayı özetler nitelikte.

Benzer açıklamalar ise geçtiğimiz dönemlerde de yapılmıştı.

2021-22 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'nde mücadele eden Fenerbahçe'nin teknik direktörü Vitor Pereira, "Kulüpte herhangi biri Fenerbahçe'nin UEFA Avrupa Ligi'ni kazanacak seviyede olduğunu düşünmemeli. Biz bu turnuvayı kazanacak seviyede değiliz" söyleminde bulunarak eleştirileri üzerine çekmişti.

Son yıllarda uluslararası arenada Türk takımlarının elde ettiği sonuçlar, UEFA Ülkeler Sıralaması'na da olumsuz yansıdı ve bir dönem ilk 13'te yer alan Türkiye, son olarak İsrail'in de gerisinde kalarak 21. sıraya indi.

 

 

Bu tabloda Türk ekipleri Avrupa'daki temsiliyetini de oldukça zora sokuyor.

Eskiden direkt Devler Ligi gruplarına takım gönderen Türkiye, 2023-24 sezonundan itibaren şampiyon takımı bu arenada gruplara kalabilmek için 4 eleme geçmek durumunda.

Avrupa Ligi'ne ise sadece Türkiye Kupası şampiyonunu gönderebilecek olan Türkiye, Konferans Ligi'nde mücadele ederek ülke puanı toplamak zorunda kalacak.

"Bu tablo tamamen yönetim mekanizmasının hatasıdır"

Spor yazarı ve teknik direktör Müslüm Gülhan, Türk takımlarının Avrupa karnesini ve kulüplerin önceliğinin ne olması gerektiğini Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

Gülhan, Türk ekiplerinin Avrupa'daki başarısızlığının temel nedeni için "Bu tablo tamamen yönetim mekanizmasının hatasıdır. Tek bir cevaptır bu" dedi.

 

Müslüm Gülhan.jpg.jpeg
Müslüm Gülhan / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Yönetim mekanizmasının sadece kulüp bazında sınırlandırılamayacağını savunan Gülhan, "En tepeden devlet politikalarının futbola bakış açısıyla beraber devletin siyasi kurgusuyla futbolu kullanma şeklidir. Siyaset Türkiye'de futbolu bir araç olarak değil amaç olarak kullanıyor. Buradan kitleleri politize edecek, kendi siyasi amaçlarına göre bir alan olarak görüyor. Bugün kulüp başkanlarının seçilmesi bile bunun üzerinden gerçekleşiyor" diye konuştu.

 

 

"Avrupa'daki takımlar profesyoneller tarafından yönetiliyor, Türkiye'de böyle bir şey yok"

Futbol kulüplerindeki örgütlenmelerin de yanlış olduğunu ve yönetim mekanizmalarında sporun içinden gelmiş kişilerin olması gerektiğini düşünen Gülhan şöyle konuştu:

Futbolun içinden gelmeyen, hiçbir iktisadi, yönetsel anlamda ilişkiye geçmemiş, futbol bile oynamamış kişiler, kulüpleri yönetmeye başladılar. Böylelikle bu iktisadi kurgunun dışında olan insanların kulüpleri yönetmesiyle ciddi zaaflar ortaya çıkmaya başladı. Kendilerinin zaaflarının olmasına rağmen aşağıda profesyonel bir ekip kurup onların üzerinden kulüp yönetimi yapılmıyor. Avrupa'da bu çok var. Milan'da, Inter'de, Bayern Münih, PSG, İngiltere'deki takımların profesyoneller tarafından yönetildiğini görüyoruz. Ama Türkiye'de böyle bir şey de yok. Başkan odaklı yönetim ve mekanizma var. 

 

 

"Takım şampiyon olduğunda kulüple ilgili dezenformasyonlar sümen altı yapılır ve başkanın önü açılır"

Vitor Pereira, Jorge Jesus, Abdullah Avcı gibi teknik adamların önceliğin Süper Lig'e verildiği yönündeki açıklamaları da yorumlayan Gülhan, şu ifadeleri kullandı:

Kulüp başkanları kendi taraftarlarını manipüle etmek için şampiyonluk odaklı hareket ediyorlar. Çünkü takım şampiyon olduğunda borçlar da unutulur, kulüple ilgili dezenformasyonlar sümen altı yapılır ve başkanın önü açılır. Başkanlar için stratejidir. Yerel bir bakış açısıdır bu. Ve bu yönetim mekanizmasına baktığın zaman da olması gereken bu. Çünkü kapasite bunu gerektiriyor. Pereira, Jesus'un dediklerine göre demek ki kulüplerin bakış açısı öncelikle Türkiye şampiyonluğu, ondan sonra Avrupa'yı düşünüyorlar. Avcı'yı ayrı bir yerde tutuyorum o bir savunma mekanizması oluşturuyor. Çünkü çok büyük fırsat tepti. Diğer kulüpler maalesef kendi kitlesini konsolide etmek için şampiyonluk odaklı hareket ediyor. Ancak antrenörlerin belki de bu konuda agresif bir beklentisi yok. Jesus gibi bir hoca önce Avrupa'yı düşünür. Tabii ki ligi de düşünür ama Avrupa'daki başarı çok daha önemli. 

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Sayıştay gibi bir mekanizma kurulmalı, kulüpler denetlenmeli"

Mevcut yapının değişmesi için önerilerde bulunan Gülhan, sözlerini şöyle noktaladı:

Bugünkü yapıyla mümkün değil daha da kötüye gider. Kulüp yönetim mekanizmaları devlet tarafından çok ciddi şekilde kontrol edilmeli. Sayıştay gibi bir denetleme mekanizması kurulmalı, kulüpler devlet tarafından denetlenmeli. Katma değer yaratacak 2 unsurumuz var. Birincisi sürekli Avrupa kupalarında kalmalı ve bunu sağlayacak vizyonda yöneticiler olmalı. İkincisi de altyapı programları tamamen revize edilmeli veya değiştirilmeli. Federasyonun yıllık bütçeden yüzde 10-15 civarında para aktarması, altyapıdaki paranın nasıl kullanıldığının da denetlemesi lazım. Sürekli motive edecek bir etki yaratılmalı. Yeni yapılanmayla kulüplerden yetişmiş kişiler hem finansal hem de idari alanda yönetimde söz sahibi olmalı. Bunlar olmadığı, kulübün dışındaki etkenler olduğu sürece bir yere varmamız mümkün değil. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU