Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün yeni bir video yayınladı.
Çeşitli kesimlere sert eleştiriler yönelten Kılıçdaroğlu'nun hedefinde bu sefer bankalar da vardı.
Kılıçdaroğlu, bankalara yönelik eleştirilerine şöyle başladı:
"Peki faizler arttıkça ödeme şansı olmayan insanların borçlarına bankalar ne yapıyor? Borçlarınızı varlık şirketlerine satıyorlar. Bu şirketler tefecidir, mafyadır. Karı yüzde 400 artmış o bankalar, kazandıklarıyla yetinmeyip garibanın borcunu tefeciye satıyor, 'tefeci tahsil etsin' diyorlar, yeter ki kendi bilançoları düzelsin, 'garibanın da ne hali varsa görsün' diyorlar."
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında varlık şirketlerini de eleştirdi
"Tefeci şirketler arayıp tehdit edecektir fakir fukarayı"
Kılıçdaroğlu'nun iddiaları bundan ibaret değildi. "Şimdi bu tefeci şirketler arayıp tehdit edecektir fakiri fukarayı. Hadi bu saray iktidarının ne olduğu belli, bu bankalara ben ne diyeyim? Fakirin borcunu tefeciye satanlarla bir hesabımız olmayacak mı?" dedikten sonra konuşmasını şu iddia ve uyarı ile tamamladı:
Bu borçlarınız nedeniyle avukatlar tarafından aranacaksınız. Tehdit edecekler. Bunlar tefecilerdir, bunlar mafyadır. Bunlar engerekler ve çiıyanlardır. Bunlar aşınıza ve ekmeğinize göz koyanlardır. Sakın ödemeyin, seçimlerden sonra onlarla ben konuşacağım ben.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamasında adını bir kere geçirdiği ve devamında tefecilikle suçladığı varlık firmaları, varlık yönetim şirketleri adıyla bilinen yasal oluşumlar.
Peki bu şirketler niye eleştirilerin odağında yer aldı?
"Bankaların ümidi kestikleri icra dosyalarını alıyorlar"
Sorunun yanıtını türetici dernekleri temsilcisi avukatlar verdi. Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz, varlık yönetim şirketlerinin son 15 yılda yaygınlaştığını söyledi.
Bunların Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan (BDDK) izinli kurulduğunu ifaden eden Deniz, "Belli bir oranda sermaye şartını yerine getirip şirketini kuruyorsun. Bankalar geri dönüşünden ümidi kestikleri icra dosyalarını belli iskontolarla varlık yönetim şirketlerine devrediyorlar" diye konuştu.
"Adeta mafya gibi çalışıyorlar"
Bu şirketlerin bünyesinde birçok avukatın görev yaptığı hukuk servislerinin kurulduğunu ifade eden Deniz, "Bu varlık yönetim şirketleri de adeta mafya gibi çalışıyorlar" dedi ve şöyle devam etti:
Sürekli borçluyu, anasını, babasını, dayısını telefonla taciz ediyorlar. Ödemezse gelip sizin malınızı haczedeceğiz gibi tehditler de bulunabiliyorlar. 'Hacze geleceğiz' diye sürekli SMS atıp, psikolojik baskı kuruyorlar. Kişisel Verileri Koruma Kurulu'na (KVKK) yapılan şikayetlerden dolayı ağır cezalar alan oluyor bu avukat arkadaşlardan. Ama dur durak bilmiyor. Sürekli olarak gelin ödeyin, şunu yapın, bunu yapın asarız keseriz gibi hoş olmayan avukatlık mesleğine yakışmayan yaklaşımları var.
"Bir avukat olarak orada çalışan avukatlara ulaşamıyorum"
Varlık yönetim şirketlerinin kimi hukuk bürolarıyla ortak çalıştığını kaydeden Deniz, ayrıca aramalar için çağrı merkezinin de kurulduğunu belirtti.
Burada avukatların adeta bir fabrikada hukuk işletmecisi gibi çalıştıklarını vurgulayan Deniz, "Bu tarz ve çağrı merkezleriyle çalışan hukuk bürolarını tasvip etmiyorum. Ben bir avukat olmama rağmen o hukuk bürolarını aradığımda oradaki avukata ulaşamıyorum çünkü çağrı merkezini aşamıyorum. Orada çağrı merkezinde görevli 25 yaşındaki çocukla muhatap oluyorsun ama avukata ulaşamıyorsun" değerlendirmesinde bulundu.
"Borçluyu arayan kimi çağrı merkezi çalışanları kendini avukat olarak tanıtabiliyor"
Bu şirketlerin çağrı merkezlerinde çalışanların da kendilerini kimi zaman avukat ya da mahkeme katibi gibi tanıtabildiğini öne süren Deniz, şunları söyledi:
"Sicilini söyle dediğimde kabalaşıyorlar. Böyle bir hukuk hizmeti olmaz. Hukuk hizmeti sadece kendi müvekkiline karşı değil, karşı tarafa da verilen bir hizmettir ve kalitesi bellidir. Yasalarla kamunun güvenini sarsmayacak şekilde olması gerekir. Bu hukuk büroları maalesef bunu yerle yeksan ediyorlar. Tabii onlar da varlık yönetim şirketine ne kadar çabuk ve hızlı tahsilat yaparlarsa para kazanacakları için o baskıyı borçlu üzerinde kuruyorlar."
"Ekim-kasım gibi icra takibindeki dosya sayısı 1 milyonu bulur"
Deniz, Tüketici Birliği Federasyonu başkanı olarak zaman zaman icra takibine düşen dosya sayısındaki artışa da dikkati çeken açıklamalar yapıyor.
Son dönemlerde varlık yönetim şirketlerince aranan kişi sayısında artış olduğunu gözlemlediklerini aktaran Deniz, bunun daha da artacağını öne sürerek gerekçesini şöyle açıkladı:
Şu an borçlu olduğu için yasal takipte olan dosya sayısı 742 bin. Ben önümüzdeki birkaç ay içinde bu sayının 1 milyonun üzerine çıkacağını düşünüyorum. Aslında bu sayıya Ağustos yani bu ay içinde ulaşacaktık ama temmuzda yapılan ara zamlar geciktirdi. En geç ekim-kasıma kadar bu sayıya ulaşacağız. Dolayısıyla varlık yönetim şirketlerince arananlar artacak.
"Daha agresif yöntemler uygulayabiliyorlar"
Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Başkanvekili Avukat Rıdvan Yıldız da varlık yönetim şirketlerinin 2000'li yılların başında bankacılık sektöründeki kriz sonrasında yapılan yasal düzenlemelerde yer almış kurumlar olduğunu kaydetti.
"BDDK izni ve denetimine tabi olan bu şirketler bankaların tahsil edemedikleri kredi ve kredi kartı borçlarını düşük bedellerle devralmaktalar" diyen Yıldız, "Varlık yönetim şirketlerine vergi ve harçlar yönünden de bazı avantajlar da sağlanmıştır. Bu şirketler bankaların yasal takip ile 2-3 sene tahsil edemediği alacakları devraldığından daha agresif yöntemler uygulayarak tahsil edebiliyor" iddiasında bulundu.
"Tahsil edilmeyen borçlar arttıkça daha çok kişi bu duruma maruz kalacaktır"
Çağrı merkezlerinde genelde hukukçu olmayan personele sürekli borçlu ve/veya ailesinin aratıldığını ifade eden Yıldız, "Bazen tehdide varan konuşmalar yapılıyor. Bu şirketlerdeki personele aylık hedefler verildiğinden buna ulaştığında ancak prim alabilen personel daha agresif bir şekilde borçlularla iletişim kurmaktadır" dedi.
"Tahsil edilemeyen borçların iyice artmasıyla daha çok vatandaş bu duruma maruz kalacaktır" diyen Yıldız, sözlerini şöyle tamamladı:
Vatandaşların sürekli rahatsız edilmesi, ailesinin aranması gibi durumlarda şikayet hakları bulunmaktadır. Gerek savcılığa gerekse BDDK'ya şikayetler yapılabilir. Bunun yanı sıra varlık yönetim şirketleri borcunu ödemek isteyen borçlular yönündense bankaya göre daha uygun rakamlara borcun kapanma fırsatı sunuyor. Bir nevi borç yapılandırılmış oluyor.
Bu arada Kılıçdaroğlu'nun iddiaları ve haber kapsamında görüş almak için aradığımız Varlık Yönetim Şirketleri Derneği'nden başkanın programının yoğun olması nedeniyle haberin yazım sürecinde görüş alamadık.
© The Independentturkish