Nobel ödüllü bilim insanı makale skandalını değerlendirdi: Alzheimer'a dair bilinen her şey yanlış mı?

"Bilimsel inceleme süreci, son yıllarda çok sorunlu hale geldi"

Dünya çapında 50 milyondan fazla insanın Alzheimer hastalığı veya diğer demans türleriyle mücadele ettiğine inanılıyor (Unsplash)

Alzheimer’a neyin sebebiyet verdiğine dair en çok kabul gören düşünce, hastalığın beyinde biriken amiloid beta plakları tarafından tetiklendiği yönünde.

Bu düşünce, 2006 tarihli bir bilimsel makalede kanıtlarla desteklenmişti. Hakemli dergi Nature’da yayımlanan bu makale, 16 yıldır Alzheimer’la ilgili araştırmalara ve tedavi girişimlerine temel ve referans sağlıyor. Dünyanın dört bir yanındaki laboratuvarlar beyinde biriken plakları temizleyen ilaçlar geliştirmek için çalışıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ancak önceki günlerde bilimsel dergi Science’ta yayımlanan yeni bir analiz, 2006 tarihli o makalede bulguların manipüle edilmiş olabileceğini ortaya koydu. Buna göre o makalede kanıt olarak sunulan farelerin beyin görüntüleri üzerinde oynanmış olma ihtimali var. Diğer bir deyişle yazarlar, farklı deneylerden elde edilmiş görüntüleri bir araya getirmiş olabilir.

Makalenin yazarlarına ev sahipliği yapan Minnesota Üniversitesi'ndeki uzmanlar, araştırmalarının arkasında duruyor. Ancak yine de ABD'li yetkililer iddiaları gündemine aldı. ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'nin de araştırma verilerinin şüpheli olduğunu kabul etmesi durumunda konu Araştırma Güvenilirliği Dairesi'ne sevk edilecek.

Bu tartışmayla birlikte "Alzheimer’a dair bildiğimiz her şey yanlış mı?" ve "16 yıllık çaba boşa mı gitti?" gibi sorular da gündeme geldi.

Stanford Üniversitesi’nde görev alan, Nobel ödüllü biyokimyager Thomas C. Südhof, akıllardaki soruları Intelligencer’a verdiği röportajda yanıtladı.

Biriken plaklar önemsiz mi?

Südhof’a göre adli analizden çıkan veriler, görüntülerin fabrikasyon olduğu fikrini güçlü biçimde destekliyor. Öte yandan sahte kanıtlarla desteklendiği iddia edilen makale, plak birikimi teorisini ortaya atan ilk çalışma değildi. Bilim insanı, o verilerden önce de bunun popüler bir teori olduğunu ifade etti.

"O veriler zaten popüler olan teoriyi sağlamlaştırmıştı" diyen Südhof, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu plaklar Alzheimer'ın önemli bir belirteci. Ve evet, belirteç değil, muhtemelen ajanı da. Buradaki soru, önemli olup olmadıkları değil. Bence herkes önemli oldukları konusunda hemfikirdir. Mesele, hastalık sürecini kendi başlarına mı yönettikleri, yoksa hastalığa neden olan daha büyük bir olaylar grubunun parçası mı oldukları.

Bilim insanı, bu plakların eskiden ana itici güç olarak görüldüğünü ama son 10 yılda bu düşüncenin değiştiğini belirtti.

Sanırım sahadaki çoğu kişi, plakların artık hastalık sürecinin bir yüzü olduğunu söyler. Yine de beta-amiloidin öneminin sorgulandığını düşünmüyorum.

 


Alzheimer’da odak noktası değişti

Bazı uzmanlar, makaleyle ilgili skandal iddialarına rağmen son 16 yılda Alzheimer araştırmalarında önemli bulguların elde edildiğini düşünüyor. Buna göre tüm çabaların boşa gittiğini söylemek pek de doğru değil.

Südhof, Alzheimer araştırmalarının ana odak noktası olan fikirlerin de zaman içinde değiştiğini ve güncellendiğini dile getirdi. "Eskiden odak beta-amiloiddi. Şimdiyse büyük ölçüde hastalığın başka bir bileşenine kaydı" diyen biyokimyager, şöyle devam etti:

Alzheimer'da beyin iltihabı var ve bu iltihaplanma öncelikle mikroglia adı verilen, bağışıklık tepkilerinde rol oynayan ve hastalık için açıkça çok önemli olan bir hücre türü tarafından meydana getiriliyor. Bu nedenle, haklı olarak, birçok kaynak şimdi mikrogliaya odaklanıyor.

Öte yandan Südhof, patlak veren skandal iddialarının akademik kurumların ve makale yayımlama süreçlerinin durumuna ışık tuttuğunu belirtti:

Makalelerin yayımlanmasıyla sonuçlanan bilimsel inceleme süreci, son yıllarda çok sorunlu hale geldi ve bu da bu sorunu daha da kötüleştirdi.

 

Independent Türkçe, Intelligencer, Hürriyet

Derleyen: Çağla Üren

DAHA FAZLA HABER OKU