Bundan tam 109 yıl önce yayınevi olarak kurulan bir şirketin, bugün Türkiye hakkında yaptığı her açıklamanın günler süren tartışmalara neden olacağını büyük ihtimal kimse tahmin edemezdi.
New York merkezli uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'ten bahsediyoruz.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Elbette ki yalnızca Fitch'in değil, birlikte "Üç büyükler" ligini oluşturduğu kredi derecelendirme kuruluşları Moody's ve S&P'nin de Türkiye açıklamaları her zaman yakından takip ediliyor.
Hatta öyle ki üç büyüklerin Türkiye için açıkladıkları düşük kredi notları, Türkiye'yi kendi "yerli ve milli" kredi derecelendirme kuruluşunu kurmaya bile itti.
Son kredi notu açıklaması 8 Temmuz 2022'de Fitch'ten geldi.
Kurum, yükselen enflasyonu ve ekonomiyle ilgili endişeleri gerekçe göstererek Türkiye'nin kredi notunu B+'dan B'ye indirdi, görünümünü ise "negatif" olarak teyit etti.
2022 ortalama yıllık enflasyonu yüzde 71,4 olarak öngören Fitch'in 2023 için tahmini ise yüzde 57.
Fitch: Büyümeye odaklanmak enflasyon sarmalını besliyor
"Sürekli artan enflasyona, Ukrayna'daki savaşın emtia piyasasını etkilemesine ve çoğu gelişmiş ülkede parasal sıkılaştırma politikasına geçilmesine rağmen Merkez Bankası, Aralık 2021'den beri faizi yüzde 14 seviyesinde tutuyor" diyen Fitch'in açıklamasında yer verdiği bazı ifadeler şu şekilde:
"Hükümetin yüksek büyümeye odaklanması, dövize olan talebi, liradaki değer kaybı baskısını, döviz rezervindeki azalışı ve enflasyon sarmalını besliyor. Mevcut yüksek bütçe açığını fonlayabilecek sermaye akımını da engelliyor.
-Yüksek enerji fiyatları ve dış talebin azalması, turizmdeki toparlanmaya rağmen, mevcut bütçe açığı, gayrisafi milli hasılanın yüzde 5,1'ini oluşturacak.
-Gelecek 12 ay vadeli (nisanda sona erecek) dış borç, 182 milyar dolara ulaştı. Giderek sıkılaşan küresel finansman koşulları ve Türkiye'nin artan fonlama maliyetleri göz önünde bulundurulduğunda, kamu ve özel sektörün dış finansmana erişimi esneklik gösterse bile yatırımcı duyarlılığındaki değişimlere karşı hassas.
-Merkez Bankası'nın swap hariç döviz rezervinin haziranda eksi 64 milyar dolara gerilediğini tahmin ediyoruz. Bu seviye, Aralık 2021 seviyesine yakın. Uluslararası rezervlerin 2022 sonunda 94 milyar dolara gerileyeceğini, 2023'te 88 milyar dolar olacağını öngörüyoruz."
Kredi derecelendirme notları neden önemli?
Geleceğe dönük, bağımsız görüş sunan kredi derecelendirmeleri, en basit tanımıyla, borç sahibinin borcunu zamanında ve tam olarak ödeyip ödemeyeceği hakkında fikir veren bir gösterge.
Kredi derecelendirmenin üç ana tarafı var: Borç sahipleri, aracılar ve yatırımcılar.
"Borç sahipleri", tahvil gibi borçlanma araçları ihraç eden kurumlar, finansal kuruluşlar, hükümetler ve belediyeler olabiliyor.
A'dan D'ye kadar değişen harfler şeklinde verilen derecelendirmeler, yukarıdaki yapıların "kredi vermeye değer" olup olmadığı hakkında yatırımcılara ortak bir terminoloji sunuyor.
Yani bu yapılar, uluslararası piyasadan kredi talep ettiğinde piyasa önce notlarına bakıyor. Çünkü kredi verecekleri kurumların geri ödeme yapıp yapmayacağını bilmek istiyorlar.
Aracılar, yatırımcılardan borçlanma aracı ihraç edenlere doğru gerçekleşecek sermaye akışına yardımcı olabilecek yatırım bankaları olabilir.
Kurumsal yatırımcılar, ortak fonlar, emeklilik fonları, bankalar ve sigorta şirketleri olarak listelenebilen yatırımcılar ise kredi derecelendirmesini, farklı tahvil ihraççıları ile bir kıyaslama yaparak kendileri için en uygun kredi riskini hesaplamakta kullanıyor. Bu bilgiyi portföy yönetiminde ya da yatırım kararlarında kullanıyor.
Bireysel yatırımcılar için ise kredi derecelendirme notları, bir kurumun tahvil ya da bonolarını alıp almamakta önemli bir belirleyici.
Kredi derecelendirmeleri sağladığı şeffaf bilgi ve piyasa içgörüsü ile sermaye piyasalarının sorunsuz şekilde çalışmasına ve gelişmesine yardımcı oluyor. Sermaye akışının sağlanması ise insanlara iş kurmada, işlerini geliştirmede yardımcı olurken, hükümetlere altyapı yatırımlarını geliştirmede, üreticilere yeni fabrikalar kurmada ve istihdam yaratmada destek oluyor.
Harf şeklindeki notlar ne anlama geliyor?
Fitch ve S&P Global, en yüksek kredi notunu AAA, en düşüğü D olarak belirlerken, Moody's'in notları Aaa ile C arasında değişiyor. Üç kurumun notlarının anlamları ise şu şekilde:
Aşağıda üç büyük derecelendirme kuruluşunun Türkiye için notları yer alıyor.
Bu notların tamamının yabancı para cinsinden kredi notu olduğunu belirtmekte fayda var.
En yüksek not 2012'de verildi, en yüksek yabancı yatırım 2015'te geldi
1913 senesinde, yatırımcılar John Knowles Fitch, Henry P. Clancy ve Fabian Levy tarafından yayınevi olarak kurulan Fitch'in 1924'te geliştirdiği harf cinsinden puanlama (AAA, AA, A, BBB, BB, vb.), hâlen en yaygın derecelendirme sistemi olarak kullanılıyor.
New York merkezli kurumun Türkiye için son verdiği not B.
Türkiye'nin kredi notunu şubat ayında da düşüren Fitch, BB- olan notu B+ yapmış, görünümünü ise "negatif" olarak teyit ettiğini açıklamıştı.
Fitch, Türkiye'yi ilk kez 10 Ağustos 1994'te "B" seviyesinde derecelendirmişti. Bir sonraki yıl ise BB-‘ye çıkarmıştı.
Şubat 2002'ye spekülatif seviyedeki "B" ile başlayan Türkiye, Fitch nezdinde "yatırım yapılabilir seviyeye" ilk kez 5 Kasım 2012'de "BBB-" notuyla çıktı.
O dönem Fitch'ten yapılan açıklamada "2011'de çok yükselen enflasyonu düşüren Türkiye ekonomisi, sürdürülebilir büyümeye dönüş yolunda. Dış finansman şoku ve resesyon muhtemel ancak ülkenin, bankaların ve hanehalkının güçlü bilançosu şoklara karşı önemli tampon görevi görüyor" denilmişti.
Gelişmekte olan ülkeleri yakından takip eden ekonomist Timothy Ash, 5 Kasım 2012'de Financial Times'a verdiği röportajda "Küresel finansal krizdeki performansı göz önünde bulundurulduğunda Türkiye, ‘yatırım yapılabilir seviyeyi' uzun süredir hak etmişti" yorumunu yapmıştı.
Hem doğrudan yatırımcıların hem portföy yatırımcılarının derecelendirmeyi görmek istediğini söyleyen Ash, portföy yatırımcılarının iki kurumdan ‘yatırım yapılabilir' seviyeyi gördükten sonra Türkiye'ye para akışının hızlanacağını aktarmıştı.
Doğrudan yatırımcıların ise kredi derecelendirmesini, "bir ekonominin sağlık faturası" olarak değerlendirdiğini belirten Timothy Ash, "Yatırım yapılabilir seviye, bu faturayı veriyor. Ekonomide gerçek büyümeyi sağlayan yabancı doğrudan yatırımların geldiğini görmeye başlayacağız" demişti.
Ticaret Bakanlığı'nın "Yurtdışında Yerleşik Gerçek ve Tüzel Kişilerin Türkiye'deki Yatırımları" istatistiğine göre 2013'te 13 milyar 563 milyon dolar seviyesinde olan doğrudan yabancı yatırımlar, 2015'te 19 milyar 263 milyon dolara kadar çıkmıştı.
Ancak bu tarihten sonra hızla gerileyen yatırımlar, 2019'da 9 milyar 573 milyon, 2020'de 7 milyar 831 milyon doları gördü.
2021'de 13 milyar 861 milyon dolar seviyesine yeniden çıkan doğrudan yabancı yatırımlar Ocak-Nisan 2022 aralığında 2 milyar 545 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.
Fitch notu 10 yılda beş basamak geriledi
24 Ekim 2013, 4 Nisan 2014, 20 Mart ve 18 Eylül 2015, 26 Şubat ve 19 Ağustos 2016 kararlarında "BBB-" seviyesinde kalan Türkiye, hiçbir zaman bu yukarı çıkamadı.
27 Ocak 2017'de BB+'ya gerileyen Türkiye'nin notu döviz krizinin yaşandığı 2018'in temmuz ayında BB'ye düşürüldü.
12 Temmuz 2019'da BB-‘ye gerileyen not, 11 Şubat 2022'ye kadar bu seviyede kalmış, daha sonra B+'ya düşürülmüştü.
Yani Fitch'in Türkiye notu, 2012'den bu yana beş basamak geriledi.
Moody's 1992'de ve 2013'te Türkiye için "yatırım yapılabilir" demişti
1909'da Moody's ‘i kuran finansal analist John Moody, modern kredi derecelendirmenin mucidi kabul ediliyor.
Zira Moody, şirketini kurmadan dokuz yıl önce yayınladığı "Moody's Manual" adlı kılavuzda hisse senetleri, tahviller ve derecelendirme üzerine istatistikler sunuyordu.
1962'de veri ve analitik firması Dun & Bradstreet satın alınan Moody's, 2000 yılında New York borsasında ayrı bir şirket olarak kote oldu.
Moody's 5 Mayıs 1992'de Türkiye'yi yatırım yapılabilir seviye olan Baa3 ile değerlendirmeye başladı.
Ocak 1994'te ise "Ba1" ile yatırım yapılabilir seviyenin altına indirdi. Aynı yıl not, Ba3'e kadar geriledi.
Ba3'ten B1'e inmesi ise 1997'de gerçekleşti.
2005'te yeniden Ba3'e yükselen Türkiye'nin notu, beş yıl sonra da Ba2'yi gördü.
20 Haziran 2012'de Ba1'i gören not, 16 Mayıs 2013'te Baa3 ile yeniden yatırım yapılabilir seviyeye yükseldi.
Ancak bu durum üç yıl sürdü. 23 Eylül 2016'de açıklanan kararla Moody's, Türkiye'nin notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına indirdi.
17 Mart 2017'de "durağan" olan görünüm negatife düşürüldü, Ba1 seviyesi değiştirilmedi.
7 Mart 2018'de negatif olan görünüm yeniden durağana dönse de kredi notu, Ba2'ye çekildi.
Döviz krizine yaklaşıldığı günlerde 27 Haziran 2018'de kredi notunu bir kez daha Ba3'e düşüren Moody's görünümü de "negatif" olarak belirledi.
Türkiye 14 Haziran 2019'da "spekülatif seviyede" gerilemeye devam etti ve kredi derecelendirmesi B1 oldu. Bu not, 2020'de B2'ye çekildi.
Moody's'in son Türkiye derecelendirmesi açıklaması Aralık 2021'deydi. Kredi notu B2'de, görünüm negatifte bırakıldı. Böylelikle Türkiye'nin notu 30 yılda beş basamak geriledi.
S&P'den Türkiye'ye hiç "geçer not" gelmedi
Üçüncü büyük kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poors'un (S&P) geçmişi, doğduğu Maine eyaletinin kereste sektörüne yatırım yaparak bir servet elde eden avukat Henry Varnum Poor'a kadar uzanıyor.
1860'da o dönem hızla gelişen tren yolu sektörüne finansal ve yönetimsel bilgiler veren "ABD'de Tren Yolları ve Kanalların Tarihi" adlı kitabı yazan Henry Varnum Poor, sekiz yıl sonra oğluyla birlikte H.V. and H.W. Poor Co. adında yayın evini kurdu.
Bu yayın evi 1941'de Standard İstatistik Bürosu (Standard Statistics Bureau) ile birleşti ve Standard & Poor's Corp.'u oluşturdu.
1957'de de dünyanın en çok izlenen endeksi S&P 500'ü oluşturan S&P, Türkiye'yi derecelendirmeye 28 Nisan 1994'te B+ notuyla başladı. 1996 sonunda bu not, B'ye çekildi.
Nisan 2000'de B+'ya kadar yükselen Türkiye notu, tam bir yıl sonra yeniden B-‘ye indirildi.
Tarihler Ağustos 2004'ü gösterdiğinde Türkiye'nin kredi derecelendirmesi BB-'ye kadar çıkmıştı.
2013'te bugüne kadar en yüksek seviye olan BB+'yı gören not, 20 Temmuz 2016'da yeniden BB'ye çekildi. Görünüm negatif olarak açıklandı.
1 Mayıs 2018'de görünüm durağan, kredi notu BB- olarak duyuruldu ve bu not da üç ay dayanabildi.
Zira Ağustos 2018'de Türkiye'ye B+ notunu veren S&P, Aralık 2021'de de bu notu değiştirmedi.
Yani S&P, Türkiye'nin yabancı para cinsinden kredi notunu 1994'ten bu yana hiç "yatırım yapılabilir" seviyeye çekmedi.
Ancak aynı kuruluş, yerel para cinsinden kredi notunu 2011 ve 2015'te "BBB-", 2013'te "BBB" olarak açıklamıştı.
© The Independentturkish