Laik-dindar kavgasının ringlerinden biriydi… Unutulan kavga: Kurban derileri

THK derileri kaptırmamak, vakıf ve dernekler ise almak için köşe kapmaca oynuyordu. THK’ya bağış yapmak istemeyenler ise derilerini toprağa gömüyordu. 1 asra yakın devam eden kurban derisi kavgası hafızalardaki yerini koruyor.

Fotoğraf: AA

Sultanbeyli İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği'ne yapılan bir ihbar üzerine, polis ekipleri Mimar Sinan Caddesi Işık Sokak'ta inşaat halindeki bir binanın giriş katında 786 büyükbaş ve 371 küçükbaş olmak üzere toplam bin 157 adet kurban derisi ele geçirdi. Ele geçen kurban derileri, Türk Hava Kurumu'na teslim edildi. -  AA (2001)

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün başlattığı çalışmalar sonucu, bu yıl Kurban Bayramı'nda izinsiz deri toplayanlara göz açtırılmadı. Türk Hava Kurumu (THK) ve vatandaşların ihbarı üzerine özellikle Kartal ve Ümraniye'de operasyon yapan polis ekipleri, bin 225 adet büyükbaş ve küçükbaş kurban derisine el koydu. İzinsiz olarak kurban derisi topladıkları ileri sürülen 4 kişi gözaltına alındı. - İHA (2004)


İslam alemi bir Kurban Bayramı'nı daha geride bırakmaya hazırlanıyor. 

Bütün Müslüman ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de yüzbinlerce kurban kesildi.

Kurbanlardan geriye kalan ve deriler ise büyük bir ekonomiye cansuyu oluyor. 

Anadolu Ajansı'na konuşan Türkiye Deri Sanayicileri Derneği Başkanı Burak Uyguner'e göre "Hayvan derilerinin yaklaşık hammadde değeri 500 milyon TL civarında."

Kurban derileri işlendikten sonra bu meblağ 5 milyar TL'ye kadar çıkıyor.

Bu durum da yeni gelirler elde etmek isteyen vakıf, dernek, cemaat ya da herhangi bir yapılanmanın bu derilerin peşine düşmesine neden oluyor.

Asırlık "kurban derisi" kavgası

Kurban derileri, çok uzun süre Türkiye'nin toplumsal fay hatlarının en kırılgan zeminlerinden birini de oluşturdu.

Şimdi küllenmeye başlayan bu tartışma, Diyanet'in fetvaları, Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) bildirileri, medyanın haberleri, polisin operasyonlarını da beraberinde getirecekti. 

Kurban derileri, 1926'dan itibaren Türk Hava Kurumu (THK) tarafından toplanmaya başlandı. Derilerin THK'ya verilmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı yoğun bir gayret gösterdi. Çok sayıda fetva yayınlayan Diyanet, halkın bu konuda bilgilendirilmesi için vaaz ve hutbe verilmesi için imam ve vaizlere genelgeler gönderdi.

Bu genelgelerden biri 1952 yılında yayınlandı. "Necip Müslüman Türk millet ve devletimizin beka ve kuvvetlenmesine, bilimum asil milletimizin efradının mali ve bedeni yardımda bulunmaları dini borç ve vazife olduğu şüphe götürmez bir hakikattir" denilen genelgede şu ifadeler yer alıyordu:

"Kurban Bayramı'nda üzerlerine vacip olup da kurban kesecek dindaşlarımızın kurban derilerini Hava Kurumu'na tasadduk etmeleriyle vatani bir vazifeyi ifa etmiş olacakları gibi kendilerine manevi pek büyük bir kazanç dahi temin etmiş bulunacakları"nın vaizler ve hatipler tarafından Müslüman vatandaşlarımıza anlatılması lüzumu Müşavere ve Dini Esaslar İnceleme Kurumu'nun kararı iktizasında bulunduğu beyan olunur."

Ancak Diyanet'in bu çabası bazı şehirlerde vaizler tarafından dikkate alınmamıştı. Hatta bazı Diyanet görevlileri derilerin THK'ya bağışlanmasının caiz olmadığını tebliğ etmeye başlamıştı.

Bu durum basına da yansımış ve THK Genel Başkanlığı Diyanet'e başvurarak bu propagandanın sona erdirilmesini istemişti. Diyanet İşleri Başkanlığı 1964'te, kurban derileriyle ilgili çok sayıda genelgesine bir yenisini ekledi. O genelgede "Kurban derilerinin THK'ya verilmesini sağlamak gerekir. Vaaz ve hutbeler tertip ederek halkımızın bu konuda bir anlayış edinmesini ve menfi propaganda ve davranışlara meydan verilmemesini önemle rica ederim" denilmişti.

 

thk-kurban_3089.jpeg
THK, ilanlarla da deri talebinde bulundu

 

1983'te kanun çıktı: 6 ay hapis

1983 yılında yürürlüğe giren Yardım Toplama Kanunu'na göre kurban derilerini toplama yetkisinin THK'ya ait olduğu bir kez daha vurgulanıyordu.

Toplanan derilerden elde edilen karın yüzde 55'i THK'ya, yüzde 20'si Kızılay'a, yüzde 20'si Çocuk Esirgeme Kurumu'na, yüzde 5'i ise Türkiye Diyanet Vakfı'na gidecekti. 

THK dışında kurban derisi toplayanların kanunen 3 ila 6 ay arasında değişen hapis cezasıyla yargılanacağı, toplanan derilere ise el konulacağı belirtiliyordu.

Bu kanun maddesi, Anavatan Partisi lideri Turgut Özal'ın başbakan olduğu dönemde 14 Haziran 1986 günü esnetildi. 

Kurban kesenlerin derilerini istediği yere verebilmesine imkan tanıyan bu serbestlik ortamı 1992 yılına kadar devam edebildi.

Başka bir merkez sağ figürü olan DYP lideri Süleyman Demirel'in "sosyal demokrat" SHP ile yaptığı koalisyonunun ülke yönetiminde olduğu bu dönemde kurban derisi toplama yetkisi tekrar THK'ya verildi. 

Filizlenen laik-dindar geriliminin boy verdiği bu dönemde kurban derisi kavgası daha görünür bir hal alıyordu. Laik-dindar gerginliğinin vücut bulduğu sahalardan biri de kurban bayramlarıydı. Bayramdan günler önce cemaatler, tarikatlar, dini dernek ve vakıflar kurban derilerini nasıl toplayacaklarına ilişkin stratejilerini belirliyor, THK ise arkasına aldığı kamu gücüyle kurban derilerini kaptırmamanın yollarını arıyordu. 

1994 yılında bu konuyu Milli Gazete'deki köşesine taşıyan Mehmet Şevket Eygi şunları yazmıştı:

"Müslümanların acizliği ve güçsüzlüğü şuradan bellidir ki, yıllardan beri kestikleri kurbanlarının derilerine bir sahip olamıyorlar. Kurban derilerini toplama tekelinin, laik, masonik ve çağdışı bir kuruma veren gayr-i adil kanunu veya nizamnameyi kaldırtmaya kuvvetimiz yetmiyor. Her sene feryat ediyoruz, her sene bütün yurt sathında bir sürü zorbalık ve yolsuzluk oluyor ama her Kurban Bayramı'nda yine aynı çarpık uygulama ile karşı karşıyayız. Laik olduğunu iddia eden rejimin, dini bir ibadet olan kurban konusunda kanun ve nizam çıkartması ve 'Allah için kestiğiniz kurbanların derilerini filan Atatürkçü kurum toplayabilir, başkası toplayamaz' demesi zulümden başka nedir? Ancak öyle zulümler vardır ki, mazlum zalimden daha kabahatlidir. Şu memlekette on kadar iri din baronu vardır. Bunlar, Kurban Bayramı'ndan önce kısa fakat enerjik bir bildiri hazırlayıp imza etmeler ve resmi otoriteleri uyarsalar bu kötülüğü sona erdirebilirler. Ama bunu yapmazlar. Bırakınız kurban derileri hakkında bildiri hazırlamak, onlar bu bayramda da bir araya gelerek müsfaha ve muayede (bayramlaşma) yapmayacaklardır." 

"Kurban derilerini ayyaşlara kaptırma"

Tam da o yıl Muhsin Yazıcıoğlu'nun liderliğindeki Büyük Birlik Partisi (BBP) ve Akit gazetesi ayrı ayrı kampanyalar düzenledi.

BBP, "Kurban derilerinizi ayyaşların sofralarına meze yapmayın", Akit ise "Müslüman, kurban derini ayyaşlara kaptırma" sözleriyle kurban derilerinin THK'ya verilmemesi çağrısı yaptı. 

Bazı hocalar kurban derilerini THK'ya vermek yerine toprağa gömülmesinin doğru olacağına dair fetva verirken yasadışı şekilde kurban derisi toplayanlar gece yarısı operasyonlarıyla gözaltına alınıyordu. 

 

28 Şubat MGK AA
Kurban derileri, 28 Şubat MGK'sında da gündeme geldi / Fotoğraf: AA

 

 

Kurban derileri, 28 Şubat'ın bir sayfasında kendilerini gösteriyordu. 

28 Şubat 1997 günü yapılan MGK toplantısında hükümete imzalatılan tavsiye kararlarının 15.'si "Kurban derilerinin, mali kaynak sağlamayı amaçlayan ve denetimden uzak rejim aleyhtarı örgüt ve kuruluşlar tarafından toplanmasına mani olunmalı, kanunla verilmiş yetki dışında kurban derisi toplattırılmamalıdır" şeklindeydi. 

MGK kararı THK'ya kurban derisi bağışının patlamasını sağladı

Kurban Bayramı, MGK kararlarından 1 ay sonraydı. Kurban Bayramı'nın ardından gerçekleşen MGK toplantısına İçişleri Bakanlığı'nın sunduğu raporda, THK'ya bağışlanan kurban derilerinin bir önceki yıla oranla yüzde 100 oranında arttığı belirtiliyordu. 

Önceki yıl 25 bin büyükbaş, 445 bin de küçükbaş kurban derisi toplayan THK, 28 Şubat ortamında 50 bin büyükbaş, 571 bin küçükbaş kurban derisi toplamayı "başarmıştı." THK o yıl 1 milyar liranın üzerinde gelir elde etti. 

Önemli bir gelir kaynağı olduğu için kurban derileri sadece dindarlar tarafından toplanmıyordu. 12 Eylül öncesi MHP ve Dev-Yol bu suçlamayla karşı karşıya kaldı. Yakın zamanda PKK soruşturmalarında bu "eylemin" de yapıldığı belirtildi. Sosyalist Halkevleri de bu ibadeti yapanların derilerine talip olduğunu söyleyen afişler astı. 

AK Parti'nin iktidara geldiği 2003 yılında da bu gerginlik devam etti. İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği'nin (MAZLUMDER) o yıl hazırladığı rapora göre savcılıklar toplam 26 kurban derisi soruşturması açmış, 628 deri de el konularak THK'ya teslim edilmişti. 

2013 yılında "Yardım Toplama Esas ve Usulleri Hakkındaki Yönetmelik"te bir değişiklik yapıldı. Düzenlemeyle, kurban derisi toplama işleminde tekel olan THK'nın bu statüsü alındı ve isteyenin istediği yere bağış yapmasının yolu açıldı.

Halihazırda THK dahil olmak üzere çok sayıda vakıf ve dernek kurban derisi toplama izni almış durumda.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU