Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Kuzey Irak’ta Türkiye sınırına yakın noktalarda üstlenen PKK terör örgütüne karşı 2019 yılında “Pençe” adı verilen sınır ötesi harekatlara başladı.
27 Mayıs 2019’da başlatılan ilk harekat Pençe-1, Hakurk bölgesine yönelik oldu. Bunu 13 Temmuz 2019’da Pençe-2 takip etti.
23 Ağustos 2019’da Sinat-Haftanin bölgesine Pençe-3 harekatı başladı.
Pençe operasyonları 2020’de de durmadı.
15 Haziran 2020’de Pençe-Kartal, 17 Haziran 2020’de ise Pençe-Kaplan operasyonu icra edildi.
10 Şubat 2021 günü PKK’nın elindeki rehin askerleri kurtarmak için Gara bölgesine Pençe Kartal-2 harekatı oldu.
24 Nisan 2021'de ise Metina-Avaşin Basyan bölgelerinin kontrolünü sağlamayı amaçlayan Pençe-Yıldırım ve Pençe-Şimşek harekatları için asker hâlâ sahada.
Örgütün yurt içine sızmaları azaltıldı, hareket kabiliyeti kısıtlandı
Pençe operasyonları sonucu örgütün Türkiye içlerine sızmalarının ciddi oranda azaldığı, bir zamanlar yoğun eylemlere sahne olan Şırnak ve Hakkari kırsalında bile saldırılarının düştüğü görülüyor.
Çünkü operasyon yapılan yerlerde geçmişten farklı olarak kalıcı üstlenmeler kurulmaya çalışıldığı görülüyor.
Bunun sonucunda geçmiş yıllara göre ülke içinden örgüte katılım da azalmış durumda.
Yine ciddi kayıp veren örgütün çok sayıda sorumlusunu yitirdiği ve hareket kabiliyetinin de azaldığı belirtildi.
Zap'a Pençe-Kilit
Bu şartlar altında Pençe harekatları serisinin belki en zorlu ayağı ve örgütün Türkiye sınırındaki ana üstlenme noktası olan Zap’ı hedef alan Pençe-Kilit harekatına 18 Nisan 2022 günü start verildi.
Harekat halen sürüyor. Birçok kritik noktanın TSK tarafından denetim altına alındığı ve örgüte ciddi kayıplar verdirildiği kaydediliyor.
Zap bölgesi geçmişten beri sınır ötesi harekatların en zorlu noktalarından biri oldu.
Nedeni ise arazinin diğer alanlara göre daha zorlu koşullara sahip olması.
2008’in Şubat ayında yapılan Güneş Operasyonu’nda da ana hedef Zap bölgesiydi.
Bu zorlu şartlardan dolayı Pençe Kilit, şu ana kadar en fazla şehit verilen Pençe operasyonu olma özelliğine de sahip.
Harekatın başladığı günden beri 35 güvenlik görevlisi şehit oldu.
Gerek Pençe-Kilit operasyonun hangi koşullarda yapıldığı ve şehit sayısının diğer operasyonlara göre neden daha fazla olduğunu öğrenmek için bölgeyi iyi bilen uzmanlara sorduk.
"Terör teknolojisini çok geliştirmişler"
Terörle mücadelede yer almış emekli bir subay olan, güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, “Sahadan gelen bilgiler alanda ciddi anlamda EYP (el yapımı patlayıcı) ve mayın olduğunu söylüyor. Terör teknolojisini çok geliştirmişler" dedi.
"Foto kapanlar kullandıklarını ifade ediliyor. Uzaktan kumandalı, daha sofistike patlayıcılara sahipler" diyen Ağar, "Bölgede teröristlerin 'savaş tünelleri' dedikleri çok sayıda mağara var. Bunları o kadar kazmışlar ki 3-4 çıkışlı hale getirmişler. Girişine kamera yerleştirip içeriden dışarıdaki hareketleri kontrol etmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
“Örgüt yöneticileri Zap’ı kaptırırsak sonumuz olur diyor”
Zap’ın zaten zor bir alan olduğunu kaydeden Ağar, “Pençe-Kilit, safha safha olan bir harekat. Son üç şehit de ileri harekatta oldu. Her ileri harekat risk içerir. Sonuç olarak Pençe-Kilit, şu ana kadar ki en zorlu harekatlardan biri. Çünkü 30 yıldan beri Zap’ta üstleniyorlar ve böyle bir harekata karşı hazırlık yapıyorlar. Örgüt yöneticileri diğer hiçbir yeri bu kadar önemsemiyor. Konuşmalarında ''Zap’ı kaptırırsak bizim sonumuz olur'' diyorlar" açıklamasını yaptı.
“Pençe-Kilit, operasyon serisinin en zorlu ayaklarından”
Emekli albaylar Mithat Işık ve Aziz Ergen de görev yaptıkları süreçlerde şu an sınır ötesi harekat yapılan alanları görmüş, deneyimlemiş isimler.
Eski Özel Kuvvetler Alay Komutanı Emekli Albay Mithat Işık, Pençe-Kilit’in Pençe operasyonlarının en zorlu ayaklarından biri olduğunu söyledi.
Işık'a göre bunun nedeni, Zap’ın coğrafi koşulları ve örgütün yıllardır burada hazırlanması.
Keskin nişancı ve mayın riski fazla
Zap’la ilgili olarak, “Daha dağlık, kayalık bir bölge. Biraz ağaçlar da var. Bölgede çok sayıda doğal ve suni mağara var. Bu da keskin nişancı atışlarına imkan veriyor. Arazinin yapısından dolayı ilerleyiş belli patika ve dere yolları üzerinden yapılmak zorunda. Buralarda da mayın riski daha fazla. Dolayısıyla ileri harekatların başlangıç aşamalarında keskin nişancı atışları ya da mayın patlatılmasından dolayı kayıplar olabiliyor” diye konuştu.
“Zorlu arazilerde ani karşılaşmalardan kaynaklı çatışmalar çok oluyor”
Emekli Jandarma Kurmay Albay Aziz Ergen de Zap’ın yapısına dikkat çektikten sonra zorlu arazilerde yürütülen operasyonların özelliklerine dair bilgi verdi.
Ergen'in açıklamasına göre arazide militanların saklanmasına imkan veren alanlar bulunuyor. Bu da ani karşılaşmalardan kaynaklı çatışmalara yol açıyor.
Aziz Ergen, “Bazı noktalarda beş metre öteni göremiyorsun. Buralarda ani karşılaşmalar olabiliyor. Sonuçta sen ileri harekattasın adam ise zaten orada yaşıyor” diye konuştu.
“Görmeden görmek önemli. Kim önce görürse ilk o ateş eder”
Bu tür operasyonlarda askerlikteki temel prensiplerden birinin geçerli olduğunu belirten Ergen, “Görmeden göreceksin, ölmeden döneceksin. Dolayısıyla o seni görmeden önce senin onu görmen gerekir. Kim önce görürse ilk o ateş eder. Kimin elinde ne silah olduğu da çok önemli değil. Bütün mesele önce görmekte” şeklinde konuştu.
"SİHA’lar yeterli gelmeyebilir, araziye hakim olmak önemli"
Arazinin yapısı ve mağara yapılanmasından dolayı SİHA’ların bölgede çok etkili olamayabileceğine dikkat çeken Ergen, bu nedenle temel prensibin araziye hakim olmaktan geçtiğini söyledi.
© The Independentturkish