Çakıcı'yla görüşmesi ortaya çıktıktan sonra istifa eden bakan Eyüp Aşık: Rakiplerim aleyhine gelen bilgilere tamah ettim, Allah da ceza verdi

Bir dönem siyasetin güçlü isimlerinden biriydi. Alaattin Çakıcı'yla görüşmesi ortaya çıktıktan sonra istifa etti. Eyüp Aşık, hem Peker'in son iddialarını hem de siyaset-mafya ilişkisinin zararlarını Independent Türkçe'ye anlattı

Eski bakan Eyüp Aşık / Fotoğraf: Twitter

Sedat Peker, zorunlu nedenlerle video çekmeyi durdursa da kendisine ait Twitter hesaplarından paylaşımlarına devam ediyor.

Demirören iddialarının ardından gündeme oturan iddialarından biri de dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın kumar kasetleri karşılığında cezaevinden tahliye edilmesine ilişkindi.

Peker, bu meseleye işadamı Mehmet Cengiz'in aracılık ettiğini, 5 milyon dolar da para aldığını söyledi. Peker'in paylaşımlarında adı geçen Zafer Salman, konuyla ilgili Cumhuriyet gazetesinden Rabia Azra Sözcü'ye konuşarak, "Biz bu memleket için her şeyi yapabilecek insanlarız. Sedat Peker ne dediyse doğrudur. Sedat Bey bu konuyu gündeme getirmeseydi, ben de söylemeyi düşünüyordum" dedi. 

Eyüp Aşık, bir dönem Türkiye siyasetinin en güçlü isimlerinden biriydi. 5 dönem milletvekilliği yaptı. 53 ve 55. Hükümetlerde bakanlık koltuğundaydı. 1998 yılında, Alaattin Çakıcı'yla yaptığı bir telefon görüşmesi basına sızdıktan sonra istifa etti. O görüşmede Aşık'ın Çakıcı'ya polis takibindeyken yardımcı olduğuna ilişkin konuşmalar çok konuşuldu. Şimdi de mafya-siyaset-medya üçgeni gündemde. O günleri yakından yaşayan Aşık, Peker'in son iddialarını değerlendirdi. 

Peker, Mesut Yılmaz'ın kumar görüntüleri karşılığında cezaevinden tahliye edildiğini ve bir miktar para aldığını söylüyor. O günlerde siyasette aktif bir isimdiniz. Bu iddialar sizce doğru mu?

Doğru olduğunu sanmıyorum. O meseleyle ilgili bazı görüntüler zaten yayınlanmıştı. Öyle aman aman saklanacak bir şey de değildi. Medyada yer almıştı. Yani onların saklanması için bir özel gayret mümkün değil. Bahsedilen olayı bilmiyorum ama bildiğim bir şey var: O olay zaten gizli kalmadı. Biraz da planlandı. Yani sırf medyada yer alsın diye yapılan bir olaydı o. Olay akşam 18:00 gibi yaşandı ama olaydan üç saat evvel beni Türkiye gazetesinden arayıp olayla ilgili sorular sordular. Olay olmadan önce medyaya 'Böyle bir olay olacak diye' haber verilmişti zaten.

 

mesut-yilmaz_6688.jpeg
Yılmaz, Budapeşte'de saldırıya uğramıştı

 

Mehmet Cengiz'in aracı olması konusuna neler söylersiniz?

Mehmet Cengiz'in hem Sedat Peker'le hem de Mesut Bey'le ileri derecede samimiyeti vardı. Bu vesileyle bu konuda ona bir şey demiş midir, aralarında bir şey geçmiştir midir bilmiyorum. Ama Mesut Yılmaz'ın, Mehmet Cengiz'den böyle bir ricada bulunacağını sanmıyorum. Çünkü o günleri yaşayan birisiyim. Onun için bu konuyla ilgili daha fazla bir gizlilik gayreti olacağını sanmam. Mehmet Cengiz'in kendi özel gayreti olabilir. Mehmet Cengiz'in hem Sedat Peker hem de Mesut Bey'le samimiyeti dolayısıyla kendisine böyle bir vazife çıkartmış olabilir.

"Sedat Peker açıklamalarını kamuoyuna ezberletti, müthiş başarılı oldu"

Sedat Peker kendince bir kavgaya giriştiğini söylüyor. Sizce Sedat Peker bu kavgada başarılı olabilir mi?

Başarılı olup olmaması önüne koyduğu hedeflere bağlı. Herhalde hükümeti düşürme hedefi koymamıştır. Ama hükümeti yıpratma hedefi koymuştur muhtemelen. Veya ileriye dönük başka hedefleri var, bilmiyorum. Bu durumda Sedat Peker'in bu kavgada müthiş başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Milyonlarca takipçisi oldu. 'Söyledikleri bir sonuç doğurmadı' diyorlar. İlla bir sonuç doğurması mı gerekiyor? O bir sonuç doğurmak hedefi koymuş muydu peki? Birinci hedefi bunları kamuoyuna mâl etmekti. Söylediklerini kamuoyuna mâl etti mi? Evet. Hatta ezberletti. Böyle bir başarı kolay kolay elde edilmez. 

 

sedat peker.jpg
Sedat Peker / Görsel: YouTube

 

İsimleri suç dünyasıyla anılan isimlerin siyasete müdahil olmasının sonuçlarını mı yaşıyoruz sizce?

Ben siyasilere, Sedat Peker'in anlattıklarından fayda devşirmeleri için çalışmalarını tavsiye etmem. Siyaset dışı yollardan temin edilen şeylerde fayda aranmaması lazım. Zaten hukukta da kanunsuz elde edilen deliller delil olarak kabul edilmez. Bu bilgiler ilgilisine zarar verir tabi ama kimse böyle şeylere sarılıp da siyaset yapmasın. Öyle yapanı da görmüyorum zaten.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Aynı bilgiler muhalefette de var, Peker'den fayda beklemesinler, kendileri yapsın"

Sadece muhalefet için demiyorum. Sedat Peker geçmişte yaptığı açıklamalarla izleyenlere kendisinin bazı siyasi partilere yakın olduğunu hissettirdi. Bazı siyasetçilerle dostluklar kurduğunu anlıyoruz. 

O yanlışların hepsi sonunda cezasını çekti. Bugün eğer ona sarılıp siyaset yapan olursa yarın öbür gün onlar da aynı durumla karşılaşır. İllegal yollardan kimse fayda temin etmeye çalışmasın. Yani netice itibariyle Sedat Peker'in bugünkü durumu illegaldir. Ayrıca siyaset dışıdır. Ama vurduğu yerden ses getirdi mi? Getirdi. Sarstı mı? Sarstı. Zarar verdi mi? Verdi. Ama bunu muhalefeti ilgilendiren bir gelişme olarak görmemek lazım. Muhalefet kendisi yapsın yahu. Aynı bilgiler zaten sende de var. Sedat Peker'in anlattıkları 'vay canına' dedirtecek şeyler değil. Hepsi biliniyordu ama gündem olmuyordu. 

Böyle önemli konular neden gündem olmadı? Ya da neden Sedat Peker konuşunca gündem oldu?

Siyasette her aynı şeyler konuşulunca bunlar arada kaynıyor. Ama Sedat Peker bunları iktidarla çok iyi geçinen biri olarak anlatınca kamuoyunun gündemine oturdu. Ama dediğim gibi bunu siyaset dışı görmek lazım. 

"İstifa ettiğim dönem toplumun hassasiyeti ileri derecedeydi, beni toplum istifa ettirdi"

Sizin de Alaattin Çakıcı'yla ses kaydınız çıktı. Ama bugünden farklı olarak siz istifa ettiniz. Şimdi herhangi bir istifa görmüyoruz. O günden bugüne değişen ne oldu?

O günlerde toplumun hassasiyeti alkışlanacak kadar ileri derecedeydi. Herhangi bir skandal olduğu zaman veya bir başarısızlık durumunda bürokratlar ya da bakanlar istifa ediyordu. Benim yaptığım şey söylemesi ayıp 'kahramanlıktı' ama kahraman olduğum için istifa etmedim. Onu bana toplum yaptırdı. Şimdi toplumun öyle bir hassasiyeti yok. Benim o zaman hukuken istifa etmemi gerektiren bir şey yoktu. Neticede bu işin cezası 10 ay. Ama o zaman 'bakın' dedim, 'Ben bu adama yardım etmedim.
Ama bu kaset ona yardım ettiğimi söylüyor. Oradaki kişi kendim olmasam ben de bunu dinlediğim zaman 'Eyüp Aşık buna yardım etmiştir' diye düşünürüm. Toplum ne anlıyorsa ben de öyle anlıyorum. Onun için de istifa ediyorum' dedim. Sonunda aklandım. Kimseye 'Sana operasyon yapılacak, kaç' demediğimi ispat ettim. Bunlar koalisyonların bir nimetiydi. Türkiye için koalisyonla idare tek parti hükümetinden çok daha iyidir. Ortak akıl, ortak hassasiyetler kullanılır. Şimdi o ortak hassasiyetler kullanılmıyor. İsmail Özdağlar birisinden, o da hepsi 25 bin dolar rüşvet aldı iddiasıyla Yüce Divan'a gönderildi. Şimdi bu hassasiyetin zerresi yok. 

 

Çakıcı Aşık.jpg
Çakıcı'nın yaptığı telefon görüşmesinin basına sızmasının ardından istifa eden Aşık, "Hukuki olarak istifa etmeyebilirdim ama toplum beni istifa ettirdi" dedi

 

"Çakıcı'dan rakiplerim aleyhine bilgiler geliyordu onlara tamah ettim, Allah da bana ceza verdi"

Peki bu süre zarfında 'keşke bu siyaset dışı aktörlerle en azından telefonla bile olsa görüşmeseydim' diye aklınızdan geçti mi? 

Tabii ki. O gün de 'Ben yanlış ettim, bana yakışmadı' dedim. Bugün de bunu tavsiye ediyorum. Siyasetçiler bu işlerden uzak durmalı. Bana oradan bilgi akıyordu. Bana akan bu bilgilere tamah ettim. Bu bilgi akışı dolayısıyla onlarla konuştum. Ondan sonra Cenab-ı Allah 'Sen rakiplerin aleyhine olan bilgilere tamah ederek ilkesel davranmadın' diyerek bana ceza verdi. O yüzden şimdi Sedat Peker dedi diye kimse koşmasın. Sedat Peker'le zamanında o kadar içli dışlı olanlar da düşünsün. Sedat Peker'i Rize Meydanı'nda konuşturanlar ve alkışlayanlar da düşünsünler. Onlar da şimdi benim yaptığım gibi 'biz yanlış yapmışız' diye düşünsün. Eyvallah. 

"Peker'in anlattıkları not ediliyordur"

Bunca ifşa ve iddiaların en azından herhangi bir soruşturma konusu yapılmaması da tartışılıyor. Sizce bu konular adliyeye intikal etmeli mi?

Gayet tabii. Ama bunu siyasetteki gerginlik ve tek parti iktidarı olmak önlüyor. Şimdi böyle olması gelecekte de böyle olacağı anlamına gelmiyor. Bunların hepsi not düşülmüştür. Gün gelecek hepsi açılacak. Sedat Peker'in dedikleri de başka konular da not edilmiştir. Devletin hafızası kaybolmaz. Gün gelir bugün soruşturma açmayan savcılar bir iktidar değişikliğinde 'Ben devlet hukukçusuyum, hakimim' der. Bugün diyemiyorlar belki ama o zaman derler. Yani yeni hakim-savcı getirmeye lüzum yok. Aynı savcılar bile toplumdaki değişimi görürlerse harekete geçer. 
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU