Geçtiğimiz Mayıs ayı sonunda İranlı iki bilim insanı farklı şehirlerde hastalanıp yoğun bakıma kaldırıldıktan sonra birkaç gün arayla hayatını kaybetti.
Bahsi geçen bu bilim insanları jeolog Kamran Aghamolaei (Ağamollai) ve mühendis Eyüp İntizari. Her iki bilim insanı da İran’ın en iyi üniversitelerinden mezun olan sağlıklı ve genç sporculardı.
Şarku’l Avsat’ın The New York Times (NYT) gazetesinden aktardığı habere göre, NYT, İranlı bir yetkiliye ve hükümetle bağlantılı diğer iki kaynağa atıfta bulunarak, “İranlı yetkililerin İsrail'in birkaç hafta önce iki İranlı bilim insanını yiyeceklerini zehirleyerek öldürdüğünden şüphelendiği” aktardı. İsrail medyası ve yurtdışındaki muhalif İran haber kanalları, Aghamolaei'nin İran'ın Natanz Nükleer Tesisi’nde çalıştığını bildirdi. Ancak arkadaşları bu iddiayı yalanladı ve özel bir jeolojik araştırma şirketinde çalıştığını kaydetti.
Gazeteye göre, İntazari havacılık alanında doktora yaptı ve başkent Tahran'ın yaklaşık 390 mil güneydoğusunda bulunan Yezd şehrinde bir hükümet uzay merkezi için füzeler ve uçak türbinleriyle ilgili projeler üzerinde çalıştı. Üst düzey bir resmi personelin takımında çalışan İranlı birine göre, Entezari Yezd'de davet edildiği bir akşam yemeğine katıldıktan sonra gıda zehirlenmesi belirtileri yaşadı. Kimliğinin açıklanmasını istemeyen yetkili, akşam yemeğini veren kişinin ortadan kaybolduğunu ve yetkililerin onu aradığını söyledi.
Aghamolei ise İran’ın kuzeybatısında yer alan Tebriz kentine yaptığı bir iş gezisinden Tahran'a yeni döndüğü sırada şiddetli mide bulantısı ve ishal yaşadı. Arkadaşına göre, Aghamolei organ yetmezliği noktasına ulaşana ve ölene kadar her geçen gün daha da kötüleşti.
New York Times’a göre, İran'ın da şüphelendiği gibi, bu birbirine benzer iki ölümün arkasında İsrail ile İran arasındaki ve giderek kötüleşen "gölge savaşı" var. Son iki hafta içerisinde İsrail ile bağlantılı bir dizi ölüm İran toplumunu sarstı. İsrail, nükleer programla ilgili önde gelen isimlerden yola çıkarak hedeflerini askeri personel ve alt düzey bilim adamlarını da kapsayacak şekilde genişletiyor.
Gazeteye göre, İsrail Başbakanlık Ofis Sözcüsü İran’da meydana gelen şüpheli iki ölüm hakkında yarım yapmazken, İsrail’in, İran'ın nükleer programlarını ve silah üretimini baltalamak için yıllarca gizlice çalıştığını kaydetti. Bu çabalara bilim insanlarının öldürülmesi de dahil. Ayrıca gelişmiş silahlı insansız hava araçları (SİHA) ve füzeler geliştiren İran askeri bölgelerine saldırdı.
İran ise dünya çapındaki İsrail vatandaşlarını hedef almaya çalıştı ve Lübnan'daki Hizbullah gibi bölgesel İsrail karşıtı milisleri silahlandırarak finanse etti.
Ancak çatışmanın birçok yönü nükleer programa odaklandı. İsrail, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın 2018'de geri çektiği İran ile dünya güçleri arasındaki 2015 nükleer anlaşmasını canlandırma çabalarına şiddetle karşı çıkıyor. Anlaşma, İran'ın nükleer faaliyetlerine yönelik kısıtlamalar karşılığında Tahran'a yönelik ekonomik yaptırımları hafifletti. İsrail, İran’ın nükleer silah için yeterince zenginleştirilmiş uranyum üretmeye yakın olduğundan derin endişe duyarken, anlaşmanın İran'ın nükleer faaliyetlerini yeterince sınırlamadığını düşünüyor.
İsrailli yetkililerin İran karşıtı açıklamalarının yanı sıra İran’daki saldırıları Tel Aviv’in stratejisinde bir değişiklik olduğunu gösteriyor. İsrail Başbakanı Naftali Bennett, geçtiğimiz salı günü Parlamentonun Dışişleri ve Savunma Komitesi'nin toplantıda, “Geçtiğimiz yıl, İsrail'in İran'a yönelik stratejisinin gidişatını değiştirme yılıydı. Daha yüksek bir hıza geçtik. Her zaman ve her yerde hareket ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz iki hafta boyunca, İran Devrim Muhafızları'nın önde gelen bir üyesi ve Tahran'da evinin önünde vurularak öldürülen Hasan Seyyid Hüdayi'yi hedef aldı. Savunma Bakanlığı'nda genç bir mühendis, drone saldırısında öldürülürken, Devrim Muhafızları’nın başka kıdemli üyesi “balkondan düşerek” öldü.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku'l Avsat