Julian Assange’a göre “Özgürlüğü yaşayan son kuşağız.”
Nasıl olabilir bu?
Onca savaş, onca devrim, onca mücadele bunun için miydi?
Yolun sonuna mı geldik?
Hakikaten ne demek “Özgürlüğü yaşayan son kuşağız?”
Ey Assange! Sen kimsin ya?
Tabii kendisine politikacı tonundan yükselmek yerine söylediklerini biraz irdeleyelim isterseniz.
Assange’a göre “Gelecekte her bir insana ait veriler devlet kurumlarının eline geçecekti.”
Pardon?
Assange Ekvator elçiliğinde kaldığı süre zarfında gelecek ile şimdiki zaman algılarını kaybetmiş olabilir mi?
Gelecekte olacağından korktuğu şeyler bal gibi bugünün hakikati.
Ya da gelinim sana söylüyorum, kızım sen anla minvalinden yaklaştı olaya; ne de olsa tutsaklık var ufukta.
Verilerimizin devletin eline geçmesi sürecini ele almadan önce bu verileri kendi hür iradelerimizle nasıl da savurganca bir tavırla verdiğimizi anlatmak istiyorum.
Düşünsenize biri yanınıza usulca yaklaşıyor;
Diyor ki parmak izini verebilir misin?
Ardından sesini istiyor.
Yetmiyor, üzerine de yüzünü bir şifre gibi kullanacağını ifade ederek yüzünü tüm hücrelerine dek bir şifrelemeyle senden istiyor.
Yüzünü istiyor yüzünü!
Ardından da yatak odası sırlarını, eşinle, ailenle, sevdiklerinle, iş arkadaşlarınla olan ve kimselere anlatamadığın tüm mahremini istiyor bu tuhaf yabancı.
Ne derdin bu tuhaf yabancıya?
Peki üstüne bir de tüm bu istediklerine ek olarak senden yılda ortalama 3-4 maaşını da alsaydı bu yabancı.
Garip geliyor olabilir ama bu yabancı doymayan bir mizaca sahip sen verdikçe yeni isteklerle geliyor sana.
10 yıl önceki fotoğraflarını da istiyor, 10 yıl sonra nasıl görüneceğini de bilmek istiyor.
Sosyal medyada çılgınlığa dönen FaceApp uygulamasından bahsediyorum evet.
FaceApp uygulamasını Petersburg Devlet Üniversitesi’nden bilgisayar bilimleri üzerine master derecesi bulunan Yaroslav Goncharov geliştirdi.
Cambridge Analytica skandalından ders almadık son hız elimize aldık tuzluk koşuyoruz Rus hackerlerın peşinden.
Kaçımız #FaceApp uygulamasının kullanıcı gizlilik sözleşmesini okuduk? (Ben de okumadım)
5 Yıl sonra (KGB) isterse Ali Ağaoğlu benzeri bir profili cumhurbaşkanı seçtirebilir mi? WhyNot!
#FaceApp gizlilik sözleşmesinden iki cümle paylaşayım sizinle:
FaceApp’i kullanarak, içeriğinizin ticari amaçlarla (reklam, promosyon…) kullanılabileceğini kabul edersiniz. Bu tür reklam ve promosyonların şekli ve kapsamı size özel bildirimde bulunmaksızın değişebilir.
Hizmetlerden kaldırılan kullanıcı içeriği, FaceApp tarafından depolanmaya devam edebilir. Kullanıcı, hizmetlerin herhangi bir şekilde değiştirilmesi, askıya alınması, durdurulması veya içeriğinin kaybedilmesinden bizi sorumlu tutulamaz.
Kaçımız biliyoruz?
Bu yabancı dediğimiz şeye kendi özgür irademizle teslim olmuş durumdayız.
Ve bu yabancının bizim hakkımızda elde ettiği tüm bilgiler kendi isminiz ve soy isminizle bir çekmecede duruyor.
Bu yabancı gelip bir devletin çekmeceyi açmasına izin vermediğini söylüyor ama Amerika, Çin ve Rusya gibi devletler o çekmecelerin arka kısımlarına hortum bağladılar.
Hatta Devlet Bahçeli haklı, ne hortumu, kanalizasyon borularını bağladılar.
Şu anda sosyal medya devlerine, telekomünikasyon devlerine verdiğimiz tüm bilgileri o sakladıkları çekmecelere bağladıkları hortumlarla devletler işlemekte.
Böylesi bir senaryoda peki biz ne yapıyoruz?
Kaynağını bilmediğimiz uygulamaları anında indirip 20 yıl sonra nasıl görüneceğimizi eşe dosta paylaşıyoruz
10 years challenge, ice bucket challenge gibi nerde bir challenge var oraya tuzluklarımızla koşuyoruz
Bu uygulamaların sahipleri sizlerin 10 yıl önceki fotoğraflarınızdaki yüz hattınızda öyle incelemeler yapıyor ki 10 yıl sonraki olası fotoğraflarınıza şaşırmanız yersiz.
Sizi sizden daha iyi tanıyan yazılımlar tüm bilgileri çekmecede saklıyor.
İyi de bundan bize ne?
“Ne yapacaklar ki benim bilgilerimi?” dediğinizi duyar gibiyim.
Hatta Cem Yılmaz’ın stand up şovunda bir esprisi vardı;
Muhittin from Kazlıçeşme diye başlayan...
Espriye göre CIA Kazlıçeşme’de mangal yakan Muhittin’i neden izlesinmiş!
Üzgünüm sayın Cem Bey.
CIA real time izlemiyor olabilir Muhttin’i ama Muhittin’i eşinden bile daha iyi tanıyor.
Çekmecesinde Muhittin’in bilinç altında olan ama Muhittin’in bile farkına varamadığı, kendisine bile ititraf edemediği gerçekler var.
Ve ne acı ki o çekmeceyi derinlemesine araştıran bir mühendis Muhittin’in 6 ay sonra karısından boşanacağını Muhittin’den bile önce biliyor
Nasıl mı?
Kredi kartı alışveriş listesinden, lokasyonlarında sürekli gittiği mekanlara, google aramasından, gizli sekmede izlediği filmlere dek!
Konumuza dönecek olursak;
Kaynağını bilmediğiniz o appi indirdiniz, bundan 20 yıl sonra nasıl biri olacağınızı gördünüz, mizahını yaptığınız, Twitter’da Instagram’da paylaştınız. Whatsapp’da aile gruplarına attınız! Hatta atttık!
Şimdi Julian Assange’a dönelim;
“Özgürlüğü yaşayan son kuşağız” derken haklı olabilir.
Hatta cümleyi -di'li geçmiş zaman kipiyle bile kurabiliriz.
“Özgürlüğü yaşayan son kuşaktık!”
Gelin bu senaryoyu distopik bir şekilde kurgulayalım.
Cannes film festivalinde Yılmaz Güney’le birlikte ödülü paylaşan dünyaca ünlü yönetmen Gosta Gavras’ın oğlu Romain Gavras’ın çektiği bir kısa film var.
Adı BORN FREE
Filmde turuncu saçlı olanlar distopik bir evrende random olarak terörist kabul ediliyorlar.
Korkunç değil mi?
Yaratılıştan gelen bir özelliğiniz nedeniyle terörist olmak! Korkunç!
Filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
Şimdi dönelim biz hayali distopyamıza.
Kendi kurduğumuz distopik evrende bugünün gerçekleri olsa ve sahiden de turuncu saçlılar terörist olsalar...
Ve totaliter bir devlet bu turuncu saçlıları gördüğü yerde infaz etmek istese...
Turuncu saçlılar filmlerdeki gibi yer altına bile kaçamazlar çünkü İphone kilidini açmak için girdikleri yüz şifreleri, 10 yıl sonra nasıl görünecekleriyle ilgili yaptıkları mizah yüzünden tüm yüz hücreleri şehirdeki ve hatta ülkedeki tüm güvenlik kameralarına tanımlandı bile.
Ve herhangi bir güvenlik kamerası sizi gördüğü anda!
Bu distopik evren her açıdan uzak değil!
Bugünün şartları bakımından çok yakınız hatta.
Bir tek turuncu saçlılar kısmı biraz uçuk görünüyor ama onda da dünyada yükselen aşırı sağ bu hızla giderse, ırkçılık bu denli büyümeye devam ederse, ülkelerin sınırlarını geçtik, illerde mahallelerin sınırları bu denli kesikinleşirse yakın zamanda turuncu saçlılar çocuklarımız olabilirler!
© The Independentturkish