CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “İkna odalarında başörtülü kızların başına gelenleri biliyoruz. Onlarla da oturup helalleşmemiz lazım” dedi.
Kılıçdaroğlu, Konya'da TV42’nin canlı yayınında gündeme ilişkin olarak açıklamalarda bulundu.
CHP lideri bir soru üzerine “Başörtüsü olayını tekrar gündeme getirmek kadar sakat bir şey olmaz. Biz helalleşelim derken, aynı kusuru tekrar ederseniz bu doğru olmaz. Akla ziyandır bu, böyle bir şey aklımızın bir ucundan dahi geçmez. Hatta ben bunun bir adım daha ötesine giderek söyleyeyim. İkna odalarında başörtülü kızların başına gelenleri biliyoruz. Onlarla da oturup helalleşmemiz lazım” diye konuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Roboski’de öldürülen çocuklar”
Kılıçdaroğu, yaptığı helalleşme çağrısı üzerine gelen bir soruya şu değerlendirmeyle yanıt verdi:
Toplum olarak çok ayrıştık, etnik kimlik üzerinden, yaşam tarzı, inanç üzerinde ayrıştı. Kavga ediyoruz birbirimizle. Toplumun buradan çıkması lazım. Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana 100 yıl geçti ve bu yüzyıl içinde gücü elinde bulunduran pek çok yerde haksızlık da yaptı. Roboski mesela, orada öldürülen çocuklar… Devletin bunlarla helalleşmesi lazım. Tamam öldüreni geri getirmiyoruz ama, öldüren kimdi kardeşim? En azından ailelere demesi lazım ki, ‘biz bir haksızlık yaptık galiba, kusura bakmayın’ demesi lazım. Bir helalleşmesi lazım gücü elinde bulunduran kişinin.
SADAT’e neden gitti?
CHP lideri, son zamanlardaki açıklamaları nedeniyle tehdit alıp almadığına yönelik soruya da şöyle yanıt verdi:
Allah’tan başka kimseden korkmayız. Niye korkalım? Arkamızda kirli bir şey yok ki… zaten yedi sülalemizi araştırdılar bir şey bulabilir miyiz diye, bir şey bulamadılar. Ne bulacaksınız? Hesabını vermeyeceğimiz hiçbir şey yok ki. Devletin içinde paramiliter gruplara destek olanlar var, bunu da biliyorum. SADAT’a boşuna gitmedik, SADAT’a gitmemin temel nedeni şu: kimse korkmasın, çekinmesin; herkes sandığa gitsin, oy kullansın. Burada CHP var. Biz Kuvayı Milliye’cileriz. Kimse bizi yıldıramaz. Dolayısıyla gücümüzü, inancımız, kararlılığımızı topluma bildirmek zorundayız. Öyle üç kişi çıkacak ‘efendim ben Türkiye Cumhuriyeti’nin adını değiştireceğim; bayrağını, dilini değiştireceğim. ASRİKA diye bir devlet kuracağım, devlet şöyle yönetilecek, parası kalkacak’ diyecek, biz de hiç sesimizi çıkarmayacağız… Olmaz, görevimiz ne? Biz bu milletin çıkarını savunmayacak mıyız? Adam bayrağını değiştireceğim diyor, devletini değiştireceğim diyor, dilini değiştireceğim diyor ve bu kişi Cumhurbaşkanı’nın başdanışmanı. Ya vicdan, akıl kabul eder mi? Konyalılara soralım kaçının haberi var? Devlet böyle yönetilir mi? Bu adamın Cumhurbaşkanlığı’nda ne işi var ve bu adam devletin en mahrem sırlarının görüşüldüğü toplantıya katılıyor. Ben tanımıyorum dedi, ben de Erdoğan’ın başkanlığında toplanan ve bu kişinin de katıldığı fotoğrafı yayınladım. Bu kişinin devlet sırları ile ne ilgisi var; ne görevi var orada?
ANKA, Independent Türkçe