CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "CHP artık doğrudan doğruya halkın, milletin partisidir” dedi.
Kılıçdaroğu, Temelli Kültür Merkezinde düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmada, huzura, kucaklaşmaya, beraber yaşamaya, helalleşmeye, yanlıştan dönmeye ihtiyaç olduğunu belirtti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu "Sizler destek verirseniz ben bu memlekete huzuru, barışı, kardeşliği getireceğim. Hiç kimsenin inancının, yaşam tarzının, kimliğinin sorgulanmayacağı bağımsız ve güzel Türkiye. Hep beraber birlikte yaşayacağız, herkesin inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı göstereceğiz. O zaman beraber yaşamanın, kucaklaşmanın ne kadar güzel olduğunu hep beraber göreceğiz" diye konuştu.
Temelli'yi iyi bildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Temelli'yi Ankara'nın ilçesi haline getireceğiz" dedi.
Temelli'nin gelişme potansiyeli olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Neden burası Ankara'nın ilçesi olmuyor? Bir Allah'ın kulu çıksın desin ki 'şu eksik olduğu için biz burayı ilçe yapmıyoruz.' Diyecekler ki kaymakamı eksik, vallahi kaymakam atayacağız buraya. Hepsini yapacağız. Şunu da ifade edeyim, bana oy verin diye yapacağım değil, oy verseniz de vermeseniz de ben burayı ilçe yapacağım" şeklinde konuştu.
"CHP artık doğrudan doğruya halkın, milletin partisidir"
Kemal Kılıçdaroğlu, geçen sene 3 milyon 447 bin abonenin elektriğinin kesildiğini, her hanede üç kişi yaşasa bunun 12 milyon insanın elektriksiz bırakılması anlamına geldiğini belirterek, "Elektrik faturamı ödemedim. Neden? Elektriği kesilen vatandaşın derdini bütün Türkiye'ye anlatmak için. Anlattım. Bütün Türkiye biliyor mu? Biliyor. Kimin hakkını savundum? Elektriği kesilen ailelerin. Parası yok, pulu yok elektrik faturasını ödeyemiyor" dedi.
"Diyebilirsiniz ki (CHP'ye oy vereceğiz ama bu CHP hep yanlış yaptı.)" ifadesini kullanan Kılıçdaroğu, son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan partinin CHP olduğunu belirtti.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
CHP artık doğrudan doğruya halkın, milletin partisidir. Temelli'den yeteri kadar oy almadığımızı ben de biliyorum. Ama kabahat Temellililerde değil. Kabahat bizde. Sen Temelli'ye gittin mi? Kahvede oturdun mu? Vatandaşın çayını, kahvesini içtin mi? Derdini dinledin mi? Bunları yapmadık, Temelli bize niye oy vermiyor diye dertlendik. Sofrasına oturacaksın, çayını, kahvesini içeceksin, derdini dinleyeceksin. Varsa bir derdi nasıl çözüleceğini anlatacaksın, ondan sonra Temelli'den oy isteyeceksin. O zaman Temelli sana oy verir. Gelmezsen, oturmazsan, konuşmazsan, derdini dinlemezsen sana niye oy versin? O nedenle Türkiye'nin her yerine gidiyorum, fakirin, fukaranın sofrasına oturuyorum, onların dertlerini dinliyorum.
Independent Türkçe, AA