Karar yazarı Akif Beki, TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile “Cumhur Frankfurt” rumuzlu bir sosyal medya kullanıcısının atışması üzerinden başlayan tartışmayı değerlendirdi. Beki, “Trol kepazeliğini AK Parti’de kimin, kimden aldığı güçle başlattığını da herkes biliyor. İsimleri lazım değil, şayiaları ayyuka çıkmış durumda” dedi.
Akif Beki, bugünkü köşe yazısında Şentop’un da dahil olduğu tartışmayı şöyle özetledi:
Meclis Başkanı Şentop, kendisine bulaşan bir trolbaşına çıkışırken sahibinin kim olduğunu herkesin bildiğini söyledi. İçişleri'nin kayıtlarındaki kişisel verileri ifşadan tutuklanan Haskoloğlu'yla Şentop›un resmi varmış. Bu trolbaşı da resimlerini koyarak, Haskoloğlu'nun hapse don, tütün beklediğini yazmış. Meclis Başkanı'na Twitter'dan sataşmış.
“Sahipsiz AK Parti trolü yok, hepsinin yuları birilerine bağlı, bu bir” diye yazan Beki, şu görüşlerini dile getirdi:
Kim kimin tetikçisi, hangi hayasız akıncı kime paralı askerlik yapıyor belliymiş. AK Parti içinde troller sahipleriyle tanınıyormuş, bu da etti iki. Fakat Şentop’a saldıran fedainin sahibi hala kayıp, aranıyor. Şentop, adını açıklamadı. Meclis Başkanı, trole tivitini sildirmekle kalmadı. Konuyu kapatmayacağını, her kimse sahibine de kameralar aracılığıyla duyurdu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Peki yaşanacak parti içi hesaplaşma nasıl başladı, Şentop niye böyle bir saldırıya hedef oldu, şimdi birbirleriyle neden uğraşıyorlar?” sorularını gündeme getiren Karar yazarı, şu ifadeleri kullandı:
Yakınlarda kimin ayağına bastı, Meclis Başkanı kimi rahatsız etti diye sorunca, şüpheler Soylu’da yoğunlaşıyor. İçişleri Bakanı Soylu, Sedat Peker'den 10 bin dolar aylık alan siyasetçiden bahsetmiş ama adını vermemişti. Baskılar üzerine Şentop da bütün milletvekillerini zan altında bıraktığı gerekçesiyle Soylu’yu, o ismi açıklamaya çağırmıştı. O mektup yazdı, bu ziyaret etti, Meclis’te bir buçuk saat lafladılar, görüşmeden çok memnun ayrıldılar ancak mafyanın siyasi ayağı hala korunuyor.
Soylu, organize suç bağlantılı siyasetçinin sadece emekli bir milletvekili olduğunu ve Meclis’i ilgilendirmediğini iletmiş. Şentop da peşini bırakmıştı. Şimdi İçişleri'nin verilerini elde etmekten tutuklanan bir gazeteci var. Onun üstünden de Meclis Başkanı'na saldırılıyor. Aklınıza ne gelir, siz olsanız ne düşünürsünüz? Başka bir hesabın acısı mı çıkarılıyor, henüz gizemi çözülmemiş bir sır.
İktidardakiler, kendi aralarında itişip kakışıyor. Fakat nedenini milletten sır gibi saklıyorlar. Buna da ‘demokratik yönetim, şeffaf siyaset’ diyorlar. Aşık Veysel’in “Bizi yakar bizim ataş” metaforundaki gibi. AK Parti’yi, AK Parti trolleri yakıyor. Yalı kuşu çetesi mi, pelikan zımbırtısı mı ne diyorlar. Trol çeteleşmesini, sen-ben kavgasını, habis bir ur gibi AK Parti’ye ilk onlar soktu. Güya fitnecileri tasfiye bahanesiyle bünyeye sokulan bu komitacılık fitnesi boy attı, başak verdi. Ekilen zehirli tohumların mahsulünü topluyorlar şimdi.
İçeriden eleştirenleri, rakip gördüklerini, karşıtlarını, öbür partileri, kendi başbakanlarını, genel başkanlarını, bakanlarını, parti yöneticilerini trol karalamalarıyla muhatap ederken, siyaseti trol akınlarıyla dizayna kalkışırken düşüneceklerdi.
Kısacası, yazık oldu. Şentop'un tabiriyle 'siyasete dışardan yön veren kayıt dışı aktörlerle mücadele ediyoruz. Ama Ankara küçük yer; kim kimin adamı, herkes biliyor.' Trol kepazeliğini AK Parti’de kimin, kimden aldığı güçle başlattığını da herkes biliyor. İsimleri lazım değil, şayiaları ayyuka çıkmış durumda.
Karar, Independent Türkçe