Dünyanın en önemli tango grubu Tango Bardo İstanbul'a geliyor: Tango dünyaya açılan bir aralıktır

İstanbul, 10 Nisan Pazar günü dünyanın en büyük üçüncü tango festivaline ev sahipliği yapacak. Festivalin en ağır topu ise, dünyaca ünlü Tango Bardo grubu. Grubun üyelerinden Santiago Polimeni İstanbul konseri öncesi Independent Türkçe'ye konuştu

Tango; zarafetin ve tutkunun dansı.

Öyle bir şey ki, büyüsüne kapılanlar vazgeçemiyor.

Buenos Aires'in arka sokaklarından doğan tangonun tarihi, aslında dünyanın en eski mesleği olarak bilinen fahişelikle yakın ilişkili.  

18'inci yüzyılda Avrupa'da yaşanan kıtlık yüzünden, Fransa, İtalya, Portekiz, Macaristan ve İspanya'dan yüz binlerce kişinin Avrupa'ya göç etmesi ve fahişelerin müşterileri eğlendirmek için tango yapmaya başlaması yepyeni bir dans türünün doğmasına yol açtı.

Ancak daha çok genelevlerde yapıldığı için "ayıp dans" olarak anılan tango, sonraki zamanlarda yaygınlaştı.

Tango yapılan gecelerden adını alan Milongalarda birbirlerini hiç tanımayan insanlar buluşup tango yaptılar. 
 

Juan Malizia & Manuela Rossi 1.jpg
Juan Malizia & Manuela Rossi  / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Kelime anlamı 'dokunmak' ama üç yıl birbirlerine dokunamadılar

Arjantin ve Uruguay'ın genelevlerinden, kenar mahallelerinden çıkan Afrikalı ve Avrupalı göçmenlerin; yoksulların, yaşadıkları toprakların geleceği hakkında söz hakkı bulunmayan susturulmuşların; sadece tutkularını değil isyanlarını da dile getirdikleri tangonun Latince kökeninin "dokunmak" anlamına gelmesi şaşırtıcı değil.

Ancak anlam olarak bile dokunmayla eş anlamlı bir kültür, son birkaç yıldır yaşanan pandemi nedeniyle adeta can çekişti.
 

Facundo Pinero & Vanesa Villalba.jpg
Facundo Pinero & Vanesa Villalba / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Öyle ki Arjantinli tangocular, geçen yıl bu zamanlarda başkent Buenos Aires'teki Kültür Bakanlığı önünde bir eylem yaptı. "Tango kültürümüz ve işimiz" yazılı pankartlar taşıdılar ve hükümetin çalışmalarına imkân veren yeni bir düzenleme yapmasını talep ettiler.

Pandeminin hafiflemesi ise en çok onları sevindirdi. Ve şimdi İstanbul, dünyanın üçüncü en büyük tango festivaline ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

Festivalin en önemli konukları ise tango müziğinin gelmiş geçmiş en büyük orkestrası olan Tango Bardo.
 


10 Nisan Atatürk Kültür Merkezi'nde sahne alacak Tango Bardo ve onun kadife sesli solisti Roberto Minondi'ye dünyaca ünlü dansçılar da eşlik edecek.

2014 yılının tango şampiyonları Juan Malizia ve Manuela Rossi, 2018'in dünya şampiyonları Dmitry Vasin ve Sagdiana Hamzina ile Avrupa şampiyonları Giampiero Cantone ve Juila Osina Tango Bardo müzikleri eşliğinde dans edecek. 
 

 

"Arjantinliler için tango bir konuşma şeklidir"

Tango Bardo'nun İstanbul'daki ilk konserleri öncesi Independent Türkçe olarak gruba ulaştık hem tango hakkında hem de İstanbul'daki gösterileri hakkında sorular yönelttik. 

Tango Bardo grubunda tuşlu ve körüklü bir enstrüman olan bandoneon çalan Santiago Polimeni'ye ilk olarak Arjantinliler için tangonun ne ifade ettiğini sorduk.
 

Santiago Polimeni.jpg
Santiago Polimeni / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Polimeni'ye göre tango Arjantinliler için bir konuşma şekli:

Bizim için bu bir iletişim, hayatın bir ifadesidir. Tango kahvelerde, trenlerde, sokaklarda her yerdedir, tüm sosyal tabakalarda vardır ve insanların arasında bağ oluşturur.
 


Peki, tangoyu diğer dans türlerinden ayıran şey ne?

Neden 'tutku' sözcüğü en çok tango için kullanılıyor?

Polimeni, bu sorumuzu da şöyle yanıtladı:

Tango, diğer insanlarla yapabileceğiniz en yakın bağ kurulan danstır, onu diğer tüm danslardan ayıran bu yakınlık ve sıcak bir kucaklaşmadır. Kurgusuz bir an, çok fazla diyalog, his ve enerji paylaşımıdır. Sahnede çoğu zaman kurgu görürüz, bu temelde bizi cezbetse de bence bu sadece çok daha derin bir dünyaya açılan bir aralıktır. O aralıktan bakma ve daha fazlasını görme merakınız, bu size gerçek tangoyu gösterir; Buenos Aires milongalarında sıradan bir gecede, sıradan iki insan arasında yaşanan gerçek tangoyu…
 

Juan Malizia & Manuela Rossi 2.jpg
Juan Malizia & Manuela Rossi / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"İstanbul'a gelmek hepimizi heyecanlandırıyor"

Tango Bardo ilk defa İstanbul seyircisinin karşısına çıkacak. Santiago Polimeni, bunun heyecanını yaşadıklarını gizlemiyor:

İstanbul'a ilk gelişim ve gerçekten bu şehri büyülü buluyorum. Türk insanı çok büyük bir kültür ve tarih refleksi sergiliyor. Dünyanın bu bölgesinde tango dinleyicisi bulmak çok güzel, bu beni heyecanlandırıyor.
 

Tango Bardo gorsel 2.jpg
Tango Bardo 

 

Yazının başında pandeminin en çok etkilediği alanlardan birinin tango olduğuna dikkat çekmiştik. Polimeni, bu zorluğun hala sürdüğünü ve Arjantin'de tangocular olarak yaşadıkları süreci şu sözlerle anlattı:

Pandemi Arjantin'de tango için çok zordu ve hâlâ çok zor, bir kısmımız sahip olduğu diğer işlerde bir kısmımız ise online olarak işlerini sürdürerek hayatta kalmaya çalıştık. Ama yine de kültürel gelişimimizi oldukça olumsuz etkilediğini söyleyebilirim.
 

Dmitry Kuznetsov & Olga Nikola.jpg
Dmitry Kuznetsov & Olga Nikola / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Polimeni'ye Arjantinli tangocular olarak pandemi nedeniyle yaptıkları eylemi ve sonuçlarını da sordum. Açıklıkla yanıtladı:

Tangonun ulusumuz için sahip olduğu kültürel değeri bu zor koşullarda korumak için devlet desteği gerekliliği talep edilmişti ve bir miktar destek devlet tarafından sağlanmıştı. Sokaklarda maskeli milongalar yapıldı, bunların birçoğu polis tarafından basılıp engellendi. Yine de bu eylemlerin tüm dünyada yankı bulması bence çok başarılı bir duruştu.
 

Tangobardo1.jpg
Tango Bardo

 

Santiago Polimeni, son olarak daha çok Arjantin'e mal olan tangonun küreselleşen dünyada tehlike altında alıp olmadığını dair soruma ise tangonun artık evrenselleştiği şeklinde bir yanıt verdi:

Bence tango tam anlamıyla geleneksel değil, sahip olduğu sosyal değeri nedeniyle tamamen evrensel. Her geçen gün dünyanın her yerinde sosyal gruplar olarak büyüyor. Çünkü bu dans, insani bir hissi, saf ve gerçek anlatımı içeriyor. Ve insan her yerde.
 

Tango Bardo gorsel 1.jpg
Tango Bardo 

 

"Türkiye, Arjantin'den sonra tangonun en çok ilgi gördüğü ülkelerden"

Dünyanın en büyük üçüncü tango festivalinin İstanbul'da yapılmasına ön ayak olanlar ise İstanbul Tango'dan Eşref Tekinalp ve Murat Elmadağlı. 

Festivalle ilgili konuşmadan önce Türkiye'de tango dansına ilginin hangi düzeyde olduğuna dair şu şaşırtıcı yorumu yaptılar:

Kültürel olarak dışarıdan bakıldığında zor adapte olacağımız düşünülse de, tangonun Arjantin'den sonra dünyada en çok ilgi gördüğü ülkelerden biri Türkiye. Türk insanının sıcakkanlılığı ritme olan sevgisi ve temas kurma isteği tangoda vücut buluyor.
 

Eşref Tekinalp ve Murat Elmadağl.jpg
Eşref Tekinalp ve Murat Elmadağlı / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Bu yıl 14'üncüsü düzenlenen ve "tanGO TO İstanbul" olarak bilinen festivalin tarihçesine dair şu bilgileri paylaştılar:

Aslında ilk zamanlar tasarlarken böyle bir festival kurma amacında değildik. Amacımız klasik tango gecelerini tanıtmak, daha fazla uluslararası tango severi ülkemize çekmekti. O yüzden ilkini zaten her zaman etkinlik yapılan Milonga (tango gecesi) mekanlarında yapmıştık. Zaten tango dışı işlerde çalışıyor ve en sevdiğimiz hobimizi yüceltmek istiyorduk, dünyanın her yerindeki festivallere gidiyor ve doyasıya yaşamaya çalışıyorduk.

İkinci 'tanGO TO İstanbul' ile beraber genel olarak festivallerde eksik gördüğümüz tarafları eklemeye başladık. Daha farklı stillerde dansçılar ve sanatçılarla daha büyük bir yelpaze, canlı müzik, daha önce görülmemiş ses ve ışık, İstanbul'un en prestijli balo salonlarında gala geceleri derken, dünyanın sayılı tango etkinlikleri arasına girdik.

Evet, bütçe olarak dünyanın en büyük üçüncü festivaliyiz diyebiliriz. Birinci ve ikinci büyük festivaller ise Arjantin ve Fransa'da devlet desteği ile yapılan organizasyonlar.

 

 

Dünyanın en iyi tangocuları İstanbul'da olacak

Tekinalp ve Elmadağlı, bu yılki programın ayrıntılarını ise şöyle anlattı:

Bu yıl sanatçı kadromuz tüm pandemi koşullarına rağmen yine oldukça zengin.  Dünyanın en iyi dansçıları sayılabilecek yedi adet çiftimiz var. Çiftlerimiz gündüz saatleri Dedeman Otel'de tango severlere atölyeler verirken geceleri de gösterilerini sergileyecekler.

Arjantin'in son dönemdeki en popüler orkestrası Tango Bardo ile Atatürk Kültür Merkezi'nde dans şovlarının olduğu ve Roberto Minondi'nin romantik tango şarkıları seslendirdiği bir konserimiz olacak. Milonga gecelerimiz ise Ritz Carlton, Swissotel Bosphorus, Conrad İstanbul gibi mekanlarda yapılacak. Bu etkinlik yıl içinde tango adına yapılan en büyük buluşma diyebiliriz Türkiye için.


Santiago Polimeni, pandemi sürecinin Arjantin'de çok zor geçtiğini söylemişti. Peki, Türkiyeli tangocular pandemiyi nasıl yaşadı?

Eşref Tekinalp ve Murat Elmadağlı da aynı zorluğu yaşadıklarını anlattı:

Bizim için gerçekten çok zor bir iki yıl geçti. Lokomotifimiz olan okulumuz istanbulTANGO kapılarını uzun süre kapatmak zorunda kaldı. Online dersler, etkinlikler ve üyelerimizin destekleri ile hayatta kaldık diyebiliriz. Birçok öğrencimiz dans etmeyi bıraktı. Yani camiamızı kaybetmek tehlikesi ile karşı karşıya kaldık. Son altı aydır yavaş yavaş tekrar eski günlerimize, eski enerjimize dönmeye başladık.


İki arkadaş, devletin desteği olup olmadığına dair sorumuzu ise "bize sıra gelmedi" diye yanıtladı ve son olarak şu vurguları yaptı:

Bu konuda destek alamadığımızı belirtsek de tüm dünya olarak zorlu bir süreçten geçiyoruz, bizimle beraber birçok sektör zor durumda kaldı. Tabii ki sanat ve dans önemli ama ülkemizde daha hayati görünen meselelerden dolayı bize sıra gelemediğini belirtebilirim.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU