Nişantaşı Üniversitesi'nde çalışan çok sayıda araştırma görevlisinin işine son verildi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İşten çıkarmalarla birlikte genel sekreterliğe gelerek beklemeye başlayan genç akademisyenler, rektör yardımcısı Mehmet Ünal'ın tepkisiyle karşılaştı. Burada çekilen bir videoda, rektör yardımcısının araştırma görevlilerinin üzerine yürüdüğü görülüyor.
20'den fazla araştırma görevlisinin işine son verilirken, üniversiteden konuyla ilgili bir açıklama yapılmadı.
Kanuni haklarını isteyenler...
17 Nisan 2020'de Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren "7243 Sayılı Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", vakıf üniversitelerinde çalışanlara, unvanlarına göre devlet üniversitelerinde çalışanlardan daha az ücret ödenmesinin önüne geçiyordu.
Kanuni değişikliğe rağmen Nişantaşı Üniversitesi, araştırma görevlilerine 6 bin lira dolayında maaş vermeye devam etti. Bu ücret, araştırma görevlileri için devlet üniversitelerinde yaklaşık 11 bin lira.
Aradan geçen yaklaşık iki yıla rağmen maaşlarında bir düzenleme yapılmayan bazı araştırma görevlileri, dilekçe yazarak maaşlarının devlet üniversiteleri düzeyine çekilmesini istedi. Ancak üniversitenin bu talebe işten çıkartmayla cevap verdi.
Araştırma görevlilerinin tek tek telefon edilerek insan kaynaklarına çağrıldığı ve işten çıkışlarının verildiği öğrenildi.
"Ticari kaygılar"
Konuyla ilgili Independent Türkçe'ye konuşan Öğretim Elemanları Sendikası Başkanı Dr. Vahdet Özkoçak, "Eşit işe eşit ücret ödenmesi için yıllar süren bir çalışmamız olmuş ve hazırladığımız kanun teklifi TBMM'den geçmişti. Bununla ilgili gayret gösteren tek sendika bizdik. Bunun takip edilmesi gerektiğini de belirtmiştk. Geldiğimiz noktada vakıf üniversiteleri, ticari kaygılardan dolayı akademisyenlerin ücretlerini devlet üniversitelerinde çalışan meslektaşlarının ücretleriyle eşitlemedi. Ancak kanunen eşitlemesi gerekiyor" dedi.
"Vakıf üniversiteleri kanunun geri çekilmesini istedi"
Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) vakıf üniversitelerini bu konuda uyardığının da altını çizen Özkoçak, "Bir süre sonra vakıf üniversitelerinin mütevelli heyet başkanları ile YÖK yetkilileri arasında bir toplantı yapıldı. Vakıf üniversiteleri bu kanunun geri çekilmesi gerektiğini söylendi ama YÖK kanundan geri adım atmanın söz konusu olamayacağını vurguladı" ifadelerini kullandı.
"Akademisyenlerin hakları korunmalı"
Gelinen süreçte sorunun devam ettiğini ve "gereksiz", "saçma sapan" sebeplerle işten çıkarmaların başladığını aktaran Özkoçak, şöyle devam etti:
Özellikle genç akademisyenler ile maaşlarının artmasını isteyen doktor öğretim üyesi, doçent ve hatta profesör ünvanlı akademisyenlerin iş akitleri sonlandırıldı.
Nişantaşı Üniversitesi’nde yaşanan elim olayda da bunu gördük. Akademi dünyasına yakışmayan bir durum. YÖK'ün tekrar mütevelli heyet başkanlarıyla bir araya gelerek bu konuyu ele alması gerekir.
Kamu üniversitelerindeki akademisyenlerle aynı işi yapan, hatta yer yer iş yükleri 2-3 katına çıkan genç akademisyenlerden tutun da profesörlere kadar bütün öğretim elemanlarının hakları korunmalı.
Eksik yapılan çalışmalar tamamlanmalı. YÖK Başkanı Erol Özvar’ın bu tür meselelere hassas yaklaştığını biliyorum. Bu sorunun hemen giderilmesi gerekiyor. Çünkü aldığımız duyumlara göre benzer süreç başka kurumlarda da yaşanacak.
Eğitim Sen İstanbul 6 No'lu Şube'sinden yapılan açıklamada ise, "Nişantaşı Üniversitesi'nde asistan kıyımı haberleri alıyoruz. Bu hukuksuzluğa ve güvencesizliğe boyun eğmeyecek, birlikte mücadele edeceğiz. Her canınızın istediğinde akademisyenleri kafanıza göre işten çıkaramazsınız! 'Performans' denilen safsataya sığınamazsınız" denildi.
© The Independentturkish