İki yıl boyunca dünyanın bir numaralı gündem maddesi olan Kovid-19 pandemisinin başlangıcında milyarlarca kişinin hak ve özgürlükleri devletler tarafından "toplum sağlığı" gerekçesiyle kısıtlanırken ilk şiddetli protesto gösterileri yeni yeni filizlenmeye başlayan 5G teknolojisini hedef aldı.
Yerkürenin farklı noktalarındaki pek çok kentte, 5G baz istasyonlarını barındıran kuleler ateşe verilerek kullanılamaz hale getirildi. Birleşik Krallık'taki yetkililer yalnızca 2020 nisanında yüzü aşkın saldırının meydana geldiğini bildirdi.
WATCH: Conspiracy theorists burn 5G towers claiming link to #COVID19 #coronavirus.
— Austin Kellerman (@AustinKellerman) April 21, 2020
This footage from a Dutch business park shows a man pouring contents of a white container at the base of a cellular radio tower before it ignites. pic.twitter.com/r9YkrDE6DJ
Bilim insanları "Hastalıkla bu istasyonlar arasında herhangi bir bağlantı tespit edilemedi" dese de Kanada'dan Avustralya'ya pek çok yerde benzer eylemler yapıldı.
Protestoculara Umut Sarıkaya'nın bir karikatüründen alınarak meşhur olan "Bu ne bilimsizliktir!" gibi ifadelerle tepki gösterip geçmek yerine, onların eylemlerini küresel bir felaketin psikolojik tezahürü olarak gördüğümüzde "Neden başka şeyler değil de, 5G teknolojisi hedef alındı?" sorusu akla geliyor.
Bu soruya yanıt için de her şeyden önce 5G teknolojisini anlamak gerekiyor.
5G nedir?
Beşinci nesil kablosuz telefon teknolojisi anlamına gelen 5G, selefleri gibi hücresel ağ prensibiyle çalışıyor. Yani bölgeler hücrelere bölünüyor ve her bir hücreye bir baz istasyonu bakıyor. Akıllı telefonlar da bulunduğunuz bölgeden sorumlu baz istasyonu aracılığıyla internete bağlanıyor.
Öncülü 4G'nin saniyede 400 megabayt indirme hızına ulaşabileceği tahmin edilirken, 5G'de bu sınır saniyede 10 gigabayt olarak hesaplanıyor.
Somut bir örnekle şunu diyebiliriz: İki saatlik bir filmi 3G teknolojisiyle 26 saatte indirirken bu 4G'de 6 dakikaya indi. 5G'deyse bu işlem yaklaşık üç buçuk saniyede bitecek.
5G'nin bir diğer vaadiyse kalabalık ortamlarda çok daha fazla cihazın sorunsuz bir şekilde internete bağlanabilmesi. Evlere kabloyla ulaşan mevcut internetten daha hızlı olması bekleniyor.
Peki bunlar teknik olarak nasıl mümkün olacak? Öncelikle 5G'nin 4G altyapısına dayanarak çalışmaya başladığını belirtmekte fayda var. Ancak yeni teknolojinin bahsi geçen hızlara ulaşması için, mikrodalga fırınlarda çok daha güçlü halini gördüğümüz milimetrik dalgaları kullanması gerekecek.
Bugüne kadar cep telefonu teknolojisinde değil sadece uydu sistemlerinde kullanılan 30 ila 300 GHz frekanslarındaki milimetrik dalgalar, çok daha hızlı veri indirme imkanı tanırken devasa bir dezavantajı da beraberinde getiriyor. Duvarlar, otomobiller, camlar, ağaçlar ve hatta yapraklar bile bu dalgaların kaydadeğer oranda güç kaybetmesine neden oluyor. Bu zayıflığı aşmak için 250 metrede bir baz istasyonu kurularak hedeflenen 5G hızına ulaşılabileceği belirtiliyor.
Sokak ışıkları, otobüs durakları, trafik lambaları, hatta evinizin önündeki kaldırım bile size sorulmadan yeni model küçük baz istasyonlarına yuva olabilir. Bu yönde somut adımlar günbegün atılıyor. Ancak henüz 5G'nin tam kapasitesine yaklaştığı yerler oldukça kısıtlı.
ABD'deki başat şirketler, bu yüksek frekanslar yerine düşük ve orta frekanslarda servis sağlayarak kapsama alanlarını geniş gösteriyor. Mesela AT&T'nin "5G E" adıyla sunduğu teknolojinin aslında 4G'ye dayandığı biliniyor. Bu şirket ABD'de on milyonlarca kişiye 5G internet sağladığını bildirse de bu abonelerin çoğu 4G seviyesinde hıza sahip.
5G ne işe yarayacak?
Kısacası beklenen etkinin geniş çapta görülmesi için hala zamana ihtiyaç var. Peki bu teknolojinin kullanım alanları ne olabilir?
Her hanenin yüzlerce gigabayt kullandığı ev interneti, 4G'nin üstlenmesi mümkün olmayan bir işti. Ancak şimdi ABD'de pek çok kişi evinde yalnızca 5G teknolojisi aracılığıyla bütün işlerini hallediyor.
İnternet sağlayıcıları açısından düşünüldüğünde, baz istasyonuna internet getirmek özellikle insanların geniş alanlara yayıldığı bölgelerde her bir eve kablo bağlayıp onlara kablosuz modem dağıtmaktan daha zahmetsiz görünüyor. Diğer yandan fiber kabloların evlere sağladığı internet hızı, kullanıcılar için önemli bir fark yaratmayabilir de...
Uzaktan kumanda edilen robotlar ve hava araçları, 5G'nin şaşırttığı yerlerden biri. 5G'nin daha düşük gecikme oranına sahip olması, pilotların bu araçları görüntülerde ciddi bir takılma olmadan görmesini sağlıyor. Ayrıca bant genişliği de bu araçların birden fazla kamerayla görüntü çekip hızlıca aktarmasına imkan tanıyor. Böylece operatörler etrafı neredeyse gerçek zamanlı olarak görüyor.
5G'nin bu özellikleri endüstri, tarım ve yangınla mücadele gibi pek çok alanda devrim niteliğinde olabilir. Usta cerrahlar binlerce kilometre öteden kontrol edeceği cihazlarla ameliyat dahi gerçekleştirebilir.
İnsanların şoförlüğüne ihtiyaç duymayan otomobiller de bu teknolojiden faydalanabilir. 4G'de kazaya yol açabilecek internet gecikmelerinin 5G'de olmayacağı öngörülüyor. Bir gün belki de otomobiller, yollar, ışıklar ve park yerleri insan müdahalesi olmaksızın 5g üzerinden anlaşarak işlerin en az enerjiyle en doğru şekilde çözülmesini sağlayacak.
Yeni teknoloji, canlı yayımcılık açısından da pek çok olanak sunuyor. Kanada'da düzenlenen bir buz hokeyi maçına onlarca kamera yerleştirilerek sahanın 360 derece boyunca izlenebilmesi sağlandı. İzleyiciler, bu yöntemle maçı istedikleri zaman istedikleri açıdan izleyebilir.
Konser, maç, festival gibi kalabalık etkinliklerde 5G internet bağlantısının 4G'de olduğu gibi tıkanmayacağı belirtiliyor çünkü aynı anda daha fazla sayıda kişi sorunsuz bir şekilde bağlanabiliyor.
Eğer artırılmış gerçek ve metaverse'e meraklıysanız o zaman da 5G sizin için avantajlı olabilir. Söylendiği gibi gerçekten sanal gerçeklik gözlükleriyle oturduğumuz yerden etrafta dolaşacaksak etraftaki insanlarla ve ortamla da gecikme olmadan iletişim kurmak gerekiyor.
Ancak her devrimci gelişme gibi asıl önemli olan kısım pek de öngörülemeyen taraflarda olabilir. 2G ilk çıktığında pek çok kişi pürüzsüz sesli konuşmaların en önemli gelişme olacağını düşünüyordu ama asıl ilgi çeken yazıyla mesajlaşmak oldu. 4G'de de dizüstü bilgisayarların internete bağlanması kutsansa da telefonlarla video yüklemek ve izlemek popülerlik kazandı. 5G yaygınlaştığında ortaya nelerin çıkacağı şu an hiç kimsenin yüzde yüz bilemeyeceği olasılıklar anlamına geliyor.
5G'nin nasıl sakıncaları olabilir?
Ne kadarının ne zaman gerçekleşeceğini bilmediğimiz bütün bu vaatleri saydıktan sonra çekinceleri de belirtmek gerekiyor. 5G'nin iki tane somut dezavantajı şimdiden ortaya konuluyor.
Birincisi meteorologlar, bu teknolojinin hava tahmininde kaosa yol açarak hayati tehlike yaratabileceğini belirtiyor.
ABD Ulusal Atmosfer Araştırmaları Merkezi Direktörü William Mahoney, "5G, tahminlerin doğruluk oranını 20 ya da 30 yıl öncesine götürebilir" diyor. Hava tahmininde su buharıyla ilgili verilerin 23,8 GHz frekansından alındığını hatırlatan Mahoney, 5G'nin C-bandının da 24 GHz civarında çalıştığını ve bu durumun yanlış verilere yol açabileceğini söylüyor.
2019'da yine ABD'deki Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi, kasırgaların iki ila üç gün daha geç tahmin edilebileceğini belirterek bu durumun ölümlere yol açabileceğini belirtmişti.
İkinci sıkıntılı durum da yine operatör şirketlere satılan frekanslarla uçakların kullandıklarının çakışmasından kaynaklanıyor.
Havayolu şirketleri, ABD'de 5G teknolojisinin ocak ayı ortasında devreye sokulmasının uçaklarda teknik sorun yaratabileceği endişesiyle uçuşlarını iptal etti veya uçak modellerini değiştirdi. Dünyanın en büyük uçak üreticisi Boeing ve Airbus şirketlerinin CEO'larının yanı sıra ABD'li büyük hava yolu şirketleri de 5G teknolojisinin hava trafiğinde kaosa yol açabileceği uyarısı yapmıştı: Kötü hava koşullarında ABD'deki bin uçuşun birden iptal edilebileceğini bildirdiler.
Zira uçakların radyo altimetreleri 4,2 ila 4,5 GHz civarında çalışırken C bandı da 3,7 ila 3,98 GHz arasında iş görüyor. Son olarak geçen hafta ABD Federal Havacılık İdaresi, Boeing 737'lerin iniş ve kalkışında radyo altimetrelerinde 5G'nin etki edebileceğini ve havalimanlarının yakınlarında bu teknolojinin kullanılmamasının daha iyi olabileceğini açıkladı. Özellikle yoğun sis, yağmur ve kar gibi durumlarda radyo altimetrelerinin yanlış bilgi vermesi uçak kazalarına yol açabilir. Fransa ve Kanada gibi ülkelerde bu durum havalimanları çevresinde 5G kulelerinin uzağa taşınmasıyla çözülmüş görünüyor. Bazı AB ülkeleriyse 5G şebekeleri daha da düşük frekansları kullanarak bu çakışmayı engellemeye çalışıyor.
Komplo teorileri
Bir de yazının başında bahsedilen komplo teorisi kaynaklı endişeler var. Elbette ki bütün bu korkular bir anda Kovid-19'la oluşmadı. Kablosuz teknolojilerin uzun vadedeki zararları yıllardır konuşulan popüler bir konu. Milyar dolarlık şirketlerin kâr hırsının toplum sağlığıyla uyuşmadığı durumların hiç olmadığını söylemekse imkansız.
Ancak saygın bilim insanları şu konuda net: Kovid-19'la 5G arasında herhangi bir ilişkiye dair kanıt yok ve ne 5G doğrudan virüs yayıyor ne de insanların bünyelerini zayıflatarak onları hastalığa elverişli hale getiriyor. 5G'nin hiç olmadığı ülkelerde de Kovid-19 salgınlarının görülmesi bu durumun ispatlarından biri. Bilim insanları, 5G sinyallerinin insan hücreleriyle oynayarak doğrudan kansere yol açacak kuvvette olmadığını da ifade ediyor.
Diğer yandan Belçika'daki bir gazetede çıkan ve hiçbir bilimsel kanıta dayanmayan röportaj, komplo teorisyenlerinin en önemli kanıtlarından biri olmuştu. Önceden yalnızca kendi kentinde tanınan bir doktorun söylediklerinin saatler içinde internet sitesinden kaldırılması, bazı bilgilerin gizlenmesinin işareti sanıldı ve başta Facebook olmak üzere pek çok platformda "5G, Kovid-19'a neden oluyor" söylemi yayıldı. Aşı karşıtlarının Kovid-19 aşıları hakkındaki iddialarına paralel biçimde, insan nüfusunu azaltmak için dünyanın her yerine 5G kulelerinin dikildiği dahi söylendi.
Rusların RT gibi medya organlarıyla dezenformasyon kampanyası yöneterek 5G'ye yönelik endişeleri büyüttüğü bildiriliyor. "5G'nin tek sıkıntısı var, o da sizi öldürebilir" ve "5G'nin olduğu yerdeki çocuklar kanser ve öğrenme güçlüğüyle karşı karşıya" gibi ifadelerin kullanıldığı programların istikrarlı bir şekilde yayımlanmasının, komplo teorilerini normalleştirdiği rahatlıkla söylenebilir.
Toplumu uyarmayı kendilerine görev edinen ünlüler, çok da uzman sayılmayacakları konularda komplo teorisyenlerine meşruiyet sağladı. Wiz Khalifa ve M.I.A. gibi rapçiler, popçu Anne-Marie, Woody Harrelson'ın da aralarında olduğu oyuncular, boksör Amir Khan ve ABD Başkanı Kennedy'nin yeğeni Robert F. Kennedy Jr. bu ünlüler arasında.
Bu yönde bir kanıt olmamasına rağmen kuşların gizemli şekilde toplu olarak öldüğü vakalar, 5G'yle ilişkilendirilmeye devam ediliyor. Tam olarak açıklanamayan kuş ölümlerinde ortaya atılan diğer teoriler arasında kurbanların kartal gibi yırtıcı kuşların saldırısı sonucu binalara çarpmaları, hava kirliliği, tellerdeki elektriğin çarpması ve zehirlenme bulunuyor.
WARNING: GRAPHIC CONTENT
— Reuters (@Reuters) February 14, 2022
Security footage shows a flock of yellow-headed blackbirds drop dead in the northern Mexican state of Chihuahua pic.twitter.com/mR4Zhh979K
Komplo teorilerini yayanların önemli kısmı az kişinin vakıf olduğu sırrı diğerlerine yayan kişiymişçesine gururlanırken bazıları da işi ticarete döküyor. Kuantum ve hologram teknolojileriyle yalnızca 300 sterlin karşılığında 5G'nin zararlarından koruduğu iddia edilen USB bellek aygıtı bunun örneklerinden biri.
Cüzdan dışında herhangi bir yere zararı olmayan bu örneğin dışında radyasyon yayan bilezik ve kolye gibi daha zararlı örnekler de mevcut.
Birleşik Krallık, Huawei'ye neden cephe aldı?
Bir de ulusal güvenlikle ilgili endişeler var. Çin'in akıllı telefon devlerinden Huawei, pek çok Batı ülkesinde 5G ağlarının kurulumundan men ediliyor. Pekin'in bu ağları bir şekilde casusluk için kullanabileceği gerekçe olarak sunuluyor. Şirketin kurucusu Ren Zhengfei'nin eski bir ordu mensubu olması da bu endişeleri büyütüyor. Çin tarafıysa bu iddiaları reddediyor.
Amerikan şirketlerinin Huawei ile iş yapmasını yasaklayan Washington; Avustralya, Yeni Zelanda, Birleşik Krallık (BK) gibi devleri de yanına çekmeyi büyük ölçüde başardı. ABD, Londra yönetimine "Gelecekte istihbarat paylaşımında sıkıntı olur" diye aba altından sopa göstererek Huawei'yi 2027'ye kadar 5G altyapısından çıkarma kararı aldırdı.
BK Kültür, Medya ve Spor Bakanı Oliver Dowden, 2020 temmuzunda yaptığı açıklamada bu kararın, ülkenin 5G'ye geçişini 2-3 yıl geciktirebileceğini ve 2 milyar sterlin seviyesinde ek maliyet yaratabileceğini kaydetti ve şu ifadeleri kullandı:
Bu kolay bir karar olmadı. Fakat bu, İngiltere'nin telekom ağı, ulusal güvenliğimiz ve ekonomimiz için şu an ve uzun vadede doğru karardır.
Diğer yandan ABD'nin bütün bu hamleleri, geride kaldığı yarış yüzünden hegemonyasını kaybetmemek için yaptığını öne sürenler de var. Çin ve ABD'nin 5G'nin en hızlı halinden 100 kat hızlı olacak 6G teknolojisi için şimdiden yarıştığını belirten haberler de yapılıyor.
5G'yi kim ne kadar kullanıyor?
Son olarak eski Google CEO'su Eric Schmidt ve Harvard Üniversitesi'nden siyaset bilimci Graham Allison 16 Şubat'ta ortak bir yazı yayımlayarak ABD'nin 5G'de Çin'den geri kaldığını ifade etti.
Ülkedeki reklamların öne sürdüğü gibi ABD'de en hızlı 5G'nin kullanılmadığını belirten ikili, ABD'deki ortalama mobil internet hızının 5G'de saniyede 75 megabayt olduğunu bildirdi. Bu rakamın Çin'in kent merkezlerinde 300, Güney Kore'deyse 400 megabayta ulaştığı vurgulandı.
Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika ve Türkiye gibi ülkelere 5G altyapısı satan Çin'in bu piyasanın yüzde 30'una sahip olduğu vurgulanarak, hiçbir ABD şirketinin yurtdışına altyapı ekipmanı satamadığı hatırlatıldı.
Yazarlar, Çin'deki bir milyon 5G baz istasyonuyla ABD'deki 100 bin istasyonu kıyasladı. ABD'nin 5G'yi öncelik haline getirmemesi durumunda Çin'in bu teknolojinin yarattığı fırsatlardan faydalanarak önderlik edeceği uyarısında bulundular.
Mobil iletişim sektörünün uluslararası çatı kuruluşu GSMA'ysa yeni yayımladığı raporda daha geniş bir çerçeve çizdi. Bu sene sonunda 1 milyar kişinin 5G abonesi olacağı bildirildi. Yaygın kullanımın Afrika, Doğu Asya ve Avrupa ülkelerinde görüleceği ortaya kondu.
Peki Türkiye'de durum ne?
22 Nisan 2015'te 4G ihalesi için geri sayım sürerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan "Gündemde 4G ihalesi var. Ama dünya 5G'yi konuşuyor. 4G'yle hiç zaman kaybetmeyelim. O zaman 3G'de 2 yıl daha sabredersek, 5G'ye geçeriz. Aksi takdirde 4G'ye geçersek Türkiye çöplük haline döner" açıklaması gelmişti. Ancak bu sözlerle ertelenen ihale, 26 Ağustos'ta yapıldı ve sonrasında Türkiye 4G'ye geçti.
5G hakkında eylülde açıklama yapan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, ihale sürecini 2022 yılında tamamlamayı hedeflediklerini, 2023'te ise ilk sinyali sunmayı planladıklarını söyledi.
Diğer yandan Turkcell Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Osman Yılmaz, bu sene 21 Ocak'ta yaptığı açıklamayla kafa karıştırdı:
5G ihalesinin bu sene gerçekleşmesini beklemiyoruz. 5G teknolojisine geçiş konusunda teknik ve ticari şartlar henüz oluşmadı.
AP, BBC, Bloomberg, Capacity Media, How to Geek, Flying, GSMA, Guardian, Interesting Engineering, New York Times, PCMag, Verge, Vice, Vox, Wall Street Journal, Wired
© The Independentturkish