HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, sol-sosyalist güçlerle salı günü yapılan görüşmenin detayları, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde izleycekleri yol ve Sezen Aksu'nun hefef alınması gibi konularda açıklamalarda bulundu.
Artı Gerçek'ten Seda Taşkın'a konuşan Sancar; EMEP, EHP, Halkevleri, HDP, SMF, TİP, TÖP ve TKP yetkilileri bir araya geldikleri toplantıya dair "Nasıl geçti? Neler tartışıldı? Size yönelik eleştiriler oldu mu? SOL Parti toplantıya katılmayacağını açıkladı. Önder İşleyen’in “Tutum belgesi önümüzdeki dönemde yaşanacak restorasyona eklemlenmiş durumda” eleştirisine ne diyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
Toplantının verimli ve son derece dostça geçtiğini söyleyebilirim. Bütün siyasi yapıların temsilcileri, daha önce konuşulan çerçevede görüşlerini açıkça ortaya koydular. Ortak noktalarda buluşmaya odaklanmış bir toplantı olması özellikle önemliydi. Konuştuğumuz meselelerin ana ekseniyse bundan sonraki sürecin “mücadele ortaklığı” temelinde nasıl yürütüleceğiydi. Bilindiği üzere bizim bir “Demokrasi İttifakı” hedefimiz var. Ancak “demokrasi ittifakı” kavramı hakkında farklı yorumlar yapılabiliyor. Biz bu kavramı çeşitli vesilelerle açıklığa kavuşturmaya çalışsak da kavrama farklı anlamlar yüklendiğine tanık oluyoruz.
Biz, sözünü ettiğim ittifakı konferans kararımız olarak belirledik ve bu karar kongremizde onaylandı. İttifakın sadece seçimlerle sınırlı bir hedef olmadığını da her fırsatta ve platformda dile getiriyoruz. Omurgası “ortak mücadele” olan bu birlikteliğin çerçevesini 27 Eylül tarihli tutum belgemizde daha da netleştirdik. Seçimlerin önemini yadsıyan bir yaklaşımımız yok ama sadece seçimlere odaklanmış bir ittifak tartışmasının bugünkü ağır şartlarda fayda sağlamayacağını da biliyoruz. Bu birlikteliği öncelikle en geniş mücadele ortaklığı olarak ifade ediyoruz, ancak bunun seçimlere dönük önerileri ve stratejileri içerdiğini de reddedemeyiz.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilkeler zemininde ortak aday politikasına açık olduğumuzu vurguluyoruz"
Parlamento seçimlerine demokrasi ittifakı ile girmeyi hedefliyoruz. Mevcut ittifaklarla herhangi bir seçim birlikteliği düşünmediğimizi pek çok kez ifade ettik. Biz partimizin kuruluşundan bu yana “3. yol” politikası izliyoruz. Parlamento seçimlerine mevcut ittifakların dışında, demokrasi güçlerini kapsayacak en geniş ittifakla girmek istediğimizi ısrarla söylüyoruz.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin dinamikleri ise farklı. Bu seçim için temel ilkeler çerçevesinde bütün muhalefet partileriyle açık bir müzakereyi ve doğrudan diyaloğu tercih ettiğimizi dile getiriyoruz. Dolayısıyla ilkeler zemininde ortak aday politikasına açık olduğumuzu vurguluyoruz. Sol-sosyalist yapılarla yaptığımız toplantılarda da bu konuları açık bir şekilde konuşuyoruz.
Nitekim gerçekleştirdiğimiz son toplantıda esas hedefimiz olan mücadele ortaklığı ilkesel bir konusunda mutabakat sağlandı. Aynı zamanda bu toplantıların somut başlıklar altında sürdürülmesi için bir görüş birliği ve birlikteliğin genişletilmesi perspektifi ortaya çıktı. Kat ettiğimiz yoldan memnunuz ve sonraki aşamalar için de umutluyuz.
"Millet İttifakı'yla özel bir görüşme yürüttüğümüzü söyleyemem"
Sancar, Millet İttifakı ile yaptıkları görüşmelere ilişkin de şunları kaydetti:
Millet İttifakı'yla özel bir görüşme yürüttüğümüzü söyleyemem. Çünkü biz ittifakları değil tek tek partileri muhatap alıyoruz. Ki Millet İttifakı'nın da zaten ortak bir mekanizması, ortak sözcülük makamı yok. Bu birliktelik, CHP ve İYİ Parti’nin öne çıktığı bir zemin. İhtiyaç hasıl olduğunda CHP ile heyetler düzeyinde görüşmelerimiz elbette oluyor. Son olarak dört partiyle başkanlar düzeyinde görüştük. DEVA Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’yle de benzer temaslarımız oldu. Biz bütün muhalif çevrelerle diyalog ve müzakere yürütmeyi temel bir politika olarak belirlemiş bulunuyoruz. Daha önce de dile getirdiğim gibi sadece muhalif parti ve yapılarla değil, toplumun bütün kesimleriyle böyle bir ilişki kurmayı çok önemsiyoruz.
Bizim açımızdan diyalog ve müzakere sadece bir masa etrafında oturarak konuşmayı ifade etmiyor. Bizim politikamız, farklı toplum kesimlerine dokunabilmeyi ve onlarla ilişki kurmayı içeriyor. Bizimle görüşmeye veya bizi dinlemeye kapalı çevrelere de politikalarımızla, üslubumuzla, duruşumuzla seslenmeye çalışıyoruz. Bunun özünde de bütün sorunların müzakere ve diyalogla aşabileceğine dair kabulümüz yatıyor.
"Sezen Aksu üzerinden başka bir fay hattını kaşımaya çalışıyorlar"
Sancar söyleşide, "Sezen Aksu ve diğer sanatçılar üzerinde iktidarca bir baskı oluşturuluyor. Bu konuda nasıl bir değerlendirme yapmak istersiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
İktidar yıllardır toplumda gerilim, kutuplaştırma ve düşmanlaştırma politikalarıyla seçim kazanmayı hedefledi ve varlığını bu stratejilere bağladı. Bu politikalar karanlık güçler ve kirli hesaplar için geniş bir alan ve verimli bir zemin yarattı. Bu güçlerin bir kısmı, Sezen Aksu üzerinden başka bir fay hattını kaşımaya çalışıyorlar. Ayıptır, yazıktır, günahtır! Sezen Aksu bu ülkede vicdanı temsil eden çok güzide bir sanatçıdır. Çok kritik zamanlarda ortaya koyduğu tavırlar nedeniyle geçmişte başka çevrelerin de saldırılarına maruz kalmıştır. Ama kendisi, vicdani duruşunu, demokrasi ve barış özlemini hiçbir zaman terk etmemiştir. Bırakın terk etmeyi bu konuda yalpalama bile göstermemiştir. Buradan yeni gerilim hattı yaratma çabalarının kısa sürede nasıl trajikomik bir gösteriye dönüştüğünü de hep birlikte izliyoruz. Buna rağmen vicdanlı bütün çevrelerin bu tür saldırılara karşı cesur tavır koymaları ve geniş dayanışma sağlamaları şarttır. Çünkü bu tür yollar denenmeye devam edecektir ve bunları etkisizleştirmenin en etkili yolu en geniş dayanışmadan geçiyor.
Artı Gerçek