İlahiyatçı Prof. Filiz: Cemaatler, devlet ve Türk düşmanı çocuk yetiştiriyor

"Bazı çevreler gençler arasında deizm çoğalıyor diye endişeleniyor. Bence ürettikleri böyle uydurma bir dine karşı deizm de çoğalır, ateizm de çoğalır"

Fotoğraf: Independent Türkçe

Tıp fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın kaldığı yurtta gördüğü baskıların ardından yaşamına son vermesi, cemaatler konusunu tekrar gündeme getirdi. İlahiyatçı Prof. Dr. Şahin Filiz, ailelere “Eğer çocuklarını maneviyatsız, ilkesiz ve devlet düşmanı, devlet Türk düşmanı yetiştirmek istiyorlarsa cemaatlere göndersinler” diyerek seslendi.

Sözcü gazetesinden Ruhat Mengi, Prof. Filiz ile bir söyleşi gerçekleştirdi. Filiz, cemaat ve tarikatların sadece kendi kurumlarında değil, üniversitelerde de çok etkin olduğunu kaydetti ve şunları söyledi:

Çocuklarımızı olmadık bir din propagandasıyla esir ediyor, baskı altına alıyorlar. “Peki söyleyin, hangi dinden bahsediyorsunuz” diye sorduğunuz zaman muhatap bulamıyorsunuz. Bazı çevreler gençler arasında deizm çoğalıyor diye endişeleniyor. Bence ürettikleri böyle uydurma bir dine karşı deizm de çoğalır, ateizm de çoğalır. Ben diyorum ki, cemaat ve tarikatların ortaya koymuş oldukları din kesinlikle İslam diniyle ilgili değildir, dindarlıkla uzaktan yakından alakası yoktur. Bu gruplardan beslendiğini düşünüp dinini öğrendiğine inanan ve çocuğunu da ona göre yetiştirme amacında olan ailelere sesleniyorum: Eğer çocuklarını maneviyatsız, ilkesiz ve devlet düşmanı, devlet Türk düşmanı yetiştirmek istiyorlarsa cemaatlere göndersinler.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Öğrencinin boğazı kesilmesi olayının üzerine gidilseydi..."

İlahiyatçı, Enes Kara olayını ilk duyduğunda neler hissettiğini şöyle anlattı:

Cemaat ve tarikatlar eskiden sadece öğrenciler üzerinde çalışırdı. Şimdi FETÖ örneğinden yola çıkarak elde ettikleri tecrübelerin ışığında, aileleri yola getirmek suretiyle öğrencilere daha çabuk ulaşılabileceğini ve ellerinden kaçırmayacaklarını gördüler. Ailesine giderse zaten ailesi de bizden, yurda giderse yurt da bizden… Üniversite ayağını halletmek için de bazı insanlar buluyorlar, dolayısıyla çocuk bu üçlü arasında mekik dokuyor ve bir çıkış bulamıyor. Cemaatlerin, tarikatların eline geçen çocukların çoğu esaret altında yaşıyor. Enes Kara'nın da bu çıkmaz sokakta çırpınıp çıkamadığını düşündüm. Antalya'da boğazı kesilerek öldürülen üniversite öğrencisi olayının üstüne gidilseydi, nasıl bir bağlantı kurdukları görülebilirdi.

“Diyanet laik bir kurumdur kendini Vatikan gibi görmesin”

“Şu anki Diyanet İşleri Başkanlığı, Atatürk'ün kurduğu ve Türk milletini temsil eden bir Diyanet değildir” diyen Prof. Dr. Şahin Filiz, ayrıca şunları kaydetti:

Diyanet'in tüm ekibiyle değişmesi gerekiyor, vermiş oldukları fetvalar sadece o kişileri ilgilendirir, Diyanet kurumuna mal edilmesi çok büyük bir suçtur. Hukuki bir suçtur, aslında suç duyurusunda da bulunmak gerekiyor. Bu fetvaları Diyanet'in kurumsal fetvası gibi gösteren yazarları, çizerleri de adaletin değerlendirmesi gerekir. Yani ben şunu söylüyorum; 1- Diyanet İşleri teşkilatı laik bir kurumdur, Vatikan değildir, kendini Vatikan gibi görmesin. 2- Hilafetin akıl danesi de değildir, kendini kurulacak bir hilafete manevi destek sağlayan fetvalarla bunu önceden teşkil etmeye çalışan bir kurum olarak da görmesin. Orada verilen fetvalar veya öne sürülen görüşler ‘iyi niyetli olmak ve halkı aydınlatmak' zorundadır. Bunun dışında Diyanet herhangi bir işlemde bulunuyorsa Anayasal olarak suçtur ve dine de en büyük ihanettir.

 

Sözcü, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU