Beyaz Saray sağlık danışmanı Dr. Anthony Fauci'nin 2021 yazında halka açılan e-postaları yeniden gündemde.
Fauci'nin Şubat-Nisan 2020'de yaptığı yazışmalar, ABD'de Bilgilenme Özgürlüğü Yasası'na başvuran basın kuruluşları tarafından geçen yıl yayımlanmıştı. Söz konusu yazışmalar, Sars-Cov-2'nin Çin'deki Vuhan Viroloji Enstitüsü'nden sızdığı teorisini içeriyordu.
Şimdi de Birleşik Krallık merkezli The Telegraph gazetesi, 2020 şubatının ilk günlerinde Dr. Fauci ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'nden meslektaşı Dr. Francis Collins'e yazılan ve daha önce ayrıntılı incelenmemiş bazı e-postaları gündeme getirdi.
Gazetenin aktardığına göre bu e-postalar, bazı uzmanların Sars-Cov-2'nin Çin'in Vuhan kentindeki biyoteknoloji laboratuvarından sızdığından şüphelendiğini ama bunu tartışmaktan "siyasi nedenlerle" çekindiğini gösteriyor.
Dr. Collins'ten "uluslararası uyum" uyarısı
Gazetenin ele aldığı 2 Şubat 2020 tarihli bir e-postada, sağlık araştırmalarını fonlayan hayır kurumu Wellcome Trust'ın yöneticisi Jeremy Farrar'ın, Fauci ve Collins'e bu laboratuvar teorisinden bahsettiği aktarıldı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Buna göre Farrar, koronavirüsün düşük güvenlikli bir laboratuvarda insan dokusu üzerinde incelenen SARS benzeri bir virüsten evrimleşmesinin "ihtimal dahilindeki bir açıklama" olduğunu yazmıştı.
E-postada, bu evrimin "insanlar arasında hızla yayılabilecek bir virüsü yanlışlıkla üretmiş olabileceği" ifade edilmişti.
Öte yandan Dr. Collins, "daha fazla tartışmanın genel olarak bilime ve özellikle de Çin'deki bilimsel çalışmalara gereksiz yere zarar vereceğini" söylüyordu. ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'nin eski direktörü olan Dr. Collins, bunun "uluslararası uyuma" zarar verebileceğine dair uyarıyordu.
"Viral: the search for the origin of Covid (Viral: Covid'in kökenini araştırmak)" adlı kitabın yazarı Vikont Ridley, gazeteye yaptığı açıklamada konuyla ilgili şu yorumda bulundu:
Bu e-postalar, çok makul olduğunu düşündükleri bir hipotezi siyasi nedenlerle kapatmakla daha fazla ilgilenen Batılı bilim insanları arasında açıklık ve şeffaflığa dair içler acısı bir eksiklik olduğunu gösteriyor.
Haberde ayrıca, Jeremy'nin başka uzmanların da virüsün doğal yolla evrimleşmiş olamayacağına inandığını yazdığı bildirildi. Bu uzmanlar arasında SARS virüsünün insan hücrelerine nasıl bağlandığını keşfeden Profesör Mike Farzan da yer alıyordu.
Profesör Farzan'ın endişelerini bir e-postada özetleyen Jeremy şunları yazmıştı:
Furin (insanlarda ve diğer hayvanlarda FURIN geni tarafından kodlanan bir proteaz enzimi) bölgesinden rahatsız. Bunu laboratuvar dışında meydana gelen bir olay olarak açıklamakta zorlanıyor. Doğada olası yollar var ama ihtimaller çok yüksek değil.
4 Şubat tarihli e-postalarda ise Jeremy'nin laboratuvar sızıntısı iddiasına yüzde 50-50 ihtimal verdiği bildirildi. Sydney Üniversitesi'nden Profesör Eddie Holmes ise teorinin doğru olma ihtimalini yüzde 60 olarak değerlendiriyordu.
E-postalarda bahsi geçen ve laboratuvar teorisini olası gördüğü aktarılan isimler arasında Teksas Üniversitesi'nden Bob Garry ve Edinburgh Üniversitesi'nden Profesör Andrew Rambaut da vardı.
Yazışmalar nasıl yeniden gündeme geldi?
Habere göre bu e-postalar, Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçilerin kurduğu Gözetim Komitesi adlı çalışma grubunda yer alan üyelerin şikayeti üzerine elde edildi.
Cumhuriyetçi üyeler, 2021 yazında Bilgi Edinme Özgürlüğü kapsamında yayımlanan içeriklerinin büyük ölçüde düzenlenmiş olduğundan şikayet ederek belgelere erişim izni aldı.
Düzenlenmemiş e-postaların güvence altına alındığını söyleyen Cumhuriyetçi parlamenter James Comer'a göre bu yazışmalar, aslında uzmanların laboratuvar sızıntısı teorisini düşünüldüğünden "çok daha ciddiye aldığını" gösteriyor.
Bu arada Fauci, ABD Senato Sağlık Komitesi'nin salı günkü Omicron konulu oturumunda mikrofonunun açık olduğunu fark etmemiş ve bir başka Cumhuriyetçi senatöre hakaret etmişti.
Oturumda Senatör Roger Marshall'la tartışan Fauci'nin Marshall için "Ne aptal adam" dediği duyulmuştu.
Laboratuvar teorisi nedir?
Sars-Cov-2'nin kökenine dair iki temel teori mevcut. "Doğal köken teorisi" diye anılan ilki, virüsün zoonotik (hayvandan insana geçen) bir patojen olduğunu savunuyor. Buna göre koronavirüs, yarasalarda yıllar boyunca evrimleşti ve başka bir hayvan aracılığıyla insana sıçradı. Sıçramanın meydana geldiği en olası mekanlardan biri de Vuhan'daki ıslak hayvan pazarı olarak belirlendi.
Laboratuvar teorisinde ise Kovid salgınının, bilim insanlarının yarasa kaynaklı virüsleri araştırdığı Vuhan Viroloji Enstitüsü'nde başlamış olabileceği öne sürülüyor. Bu laboratuvarda olası bir sızıntıyı engellemek için katı protokoller uygulanıyor. Ancak teoriye göre temel bir insan hatası, koronavirüsün kaçmasına neden olabilir.
Laboratuvar teorisini destekleyenlerden çoğu, virüsün bir kaza sonucu sızdığını düşünüyor. Fakat bazı komplo teorisyenleri, Çin'in virüsü bilerek sızdırdığını iddia ediyor.
Laboratuvar teorisini reddeden araştırmalar ne diyor?
Kovid-19'un hayvandan insana geçen zoolojik bir hastalık olmadığı, insanlar tarafından üretildiği ve Vuhan'daki laboratuvardan sızdığı iddiaları, ilk olarak Donald Trump ve diğer Cumhuriyetçi siyasetçiler tarafından dile getirilmişti.
Ancak sonraki genetik çalışmalar, bu iddiaların "komplo teorisi" diye nitelenmesine ve uzun bir süreliğine rafa kalkmasına neden olmuştu.
O çalışmalardan biri 26 Şubat 2020'de New England Tıp Dergisi'nde yayımlanmıştı. Araştırmacılar, konuyla ilgili şu ifadelere yer vermişti:
Elbette bilim insanları bu koronavirüsün bir kavanozdan kaçmadığını söylüyor. RNA dizileri yarasalarda sessizce yayılan virüslere çok benziyor. Epidemiyolojik bilgi de Çin'in canlı hayvan pazarlarında satılan ve tanımlamayan hayvan türlerini enfekte eden yarasa kaynaklı bir virüse işaret ediyor.
Bunun ardından hakemli bilimsel dergi Nature'da yayımlanan bir diğer makale gelmişti. O makalede virüsün sivri uçlu proteinlerinin, insan hücrelerindeki belirli reseptörleri hedeflemede son derece etkili olduğu ve mevcut teknolojinin böyle bir yapı oluşturmasının mümkün görünmediği ifade edilmişti.
Mayıs 2020'de Current Biology'de yayımlanan bir başka araştırmada ise koronavirüsün genetik açıdan bilinen en yakın akrabası yarasalarda bulunmuştu. SARS-CoV-2'nin sivri uçlu proteinlerinin S1 ve S2 alt birimlerini birleştiren eklentilerin, RmYN02 ismi verilen bu yeni virüsle büyük oranda aynı olduğu aktarılmıştı.
Laboratuvar teorisini reddeden son görüşler de Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) geçen yıl virüsün kökenini araştırmak üzere Vuhan'a gönderdiği heyetten gelmişti. Heyetin Mart 2021'de hazırladığı raporda, salgının bir laboratuvarda başlamış olma ihtimalinin "aşırı derecede az" olduğunu belirtilmişti.
Teori neden yeniden gündemde?
Buna rağmen Biden yönetimi ve ABD basını, aynı teoriyi geçen yıl yeniden gündeme getirmişti. Teori o zamandan beri tartışılıyor.
İlk olarak, Wall Street Journal daha önce açıklanmayan, ABD istihbaratına ait bir raporu haberleştirmişti. Raporda, Çin'deki laboratuvarda görevli üç bilim insanının, virüs yayılmaya başlamadan önce, Kasım 2019'da Kovid-19'la uyumlu semptomlar yüzünden hastaneye kaldırıldığı öne sürülmüştü.
Bu haberin ardından laboratuvar teorisi de hız kazanmıştı.
Çinde yaptığı soruşturmanın ardından düzenlenen ilk raporuyla iddiaları reddeden DSÖ ise söz konusu haberin ardından ileri araştırmaların yararlı olacağını bildirmişti.
Independent Türkçe, The Telegraph, Forbes, Phys.org, Wall Street Journal, Sözcü