Çin'in Hubei bölgesinin başkenti Vuhan'da 1 Aralık 2019'da ortaya çıkan koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin üzerinden 2 yıl 1 ay geçti.
Günlük koronavirüs vakalarını yayımlayan worldometer isimli internet sitesindeki bilgilere göre bu süre içinde 286 milyon 937 bin 895 kişi virüse yakalanarak hasta oldu.
Dünyada aynı süre içerisinde 5 milyon 447 bin 789 kişi ise hayatını kaybetti.
11 Mart 2020'de ilk vakanın tespit edilip resmi olarak açıklandığı Türkiye'de ise iki yıl içinde 9 milyon 441 bin 764 kişi hastalandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Türkiye'de 82 bin 198 can kaybı yaşandı
Aynı siteye göre 82 bin 198 kişi ise yaşamını yitirdi. Ancak Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre ise can kaybı sayısı 80 bin 53 kişi. Arada azımsanmayacak bir rakam söz konusu.
Sağlık Bakanlığı'nın dün açıkladığı koronavirüs tablosuna göre salgında artış var.
Omicron varyantının da sıkça görüldüğü Türkiye'de dün 369 bin 647 test yapıldı. Bunlardan 39 bin 681 kişinin testi pozitif çıktı. Yani hastalananların sayısı yine 40 bin sınırına dayandı. Sadece bir günde yaşanan can kaybı ise 139 kişi olarak gerçekleşti.
Virüs üretilen aşılamaya rağmen yayılıyor. Türkiye'de 1., 2. ve 3. doz aşı uygulaması 131 milyon 134 bin 774'e yükseldi. Bakanlığın rakamlarına göre bugüne kadar 56 milyon 890 bin 943 1. doz, 51 milyon 565 bin 713 2. doz ve 18 milyon 681 bin 287 de 3. doz aşı uygulandı
2 Sinovac, 2 Biontech aşısı olanlara hatırlatma dozu
Türkiye'de çeşitli aşılar uygulanıyor. Bunlara son olarak "yerli" ve "milli" olarak ifade edilen TUKOVAC da eklendi.
Bu aşının uygulanması için randevu açıldı. Sadece bu değil 2 Sinovac, 2 Biontech aşısı olup, üzerinden 3 ay geçenlere hatırlatma dozu randevuları verilmeye başladı.
Bilim dünyasının dur durak bilmeden üzerinde çalıştığı Kovid-19 aşıları; virüsün bulaşmasının önlenmesinde belirli oranda etki gösteriyor. Aşılar, aynı zamanda hastalığa yakalanılan durumlarda da ağır klinik tabloların ortaya çıkmasının, hastaneye yatışın, hatta ölümcül bir durumla karşı karşıya kalmanın engellenmesinde de çok önemli rol üstleniyor.
Fakat günümüzde Kovid-19 aşılanma oranlarında, dünya genelinde hala istenilen düzey olan yüzde 80'lere ulaşılamadığı da bir gerçek.
Aşı karşıtlarının söylemleri menfi etki yapıyor
Aşıların hastalığa karşı sağladığı koruma bilinmesine rağmen aşı olmak istemeyenlerin sayısı da azımsanmayacak nitelikte. Üstelik aşılarla ilgili doğru bilenen birçok yanlış var ve bunlarda ısrar ediliyor.
Acıbadem Taksim Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Çağrı Büke, Kovid-19'un aşılanma oranının hedeflenen düzeyde olmamasında; bazı dünya ülkelerinde bu aşıya erişimde çeşitli nedenlerle sıkıntı yaşanmasının ve aşı yeterli miktarda olsa bile bazı ülkelerde gelişen aşı karşıtlığının önemli bir etkiye sahip olduğunu belirtti.
"Bilgi kirliliği var"
Prof. Dr. Büke'ye göre aynı zamanda internet ve eş-dost arasında yayılan bilgi kirliliği var. Bu bilgi kirliliği de Kovid-19 aşılanma oranının düşük oranlarda seyretmesinde önemli bir faktör olarak ortaya çıkıyor.
"Oysa bilimsel çalışma sonuçları; aşıların ağır hastalık oluşumu ve hastanın sağ kalımında yüksek etkinlikte rol oynadığını gösteriyor" diyen Büke, toplumda doğru sanılan yanlışlara dair bilgiler verdi ve uyarılarda bulundu.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Çağrı Büke'ye göre yanlışlar ve doğrular şöyle:
1 - Yanlış: Kovid-19 aşılarımı yaptırdım. Virüsten korunmak için önlem almam gerekmiyor!
Doğru: Toplumdaki yaygın inanışın aksine, sadece aşılanarak Kovid-19'dan korunmak mümkün değil. Aşı ve korunma yöntemlerini en ufak ödün vermeden uygulamak gerekir. Mevcut Kovid-19 aşılarının hiçbiri, aşılanmış bir kişiye virüsün bulaşmasını tam olarak engelleyemiyor. Dolayısıyla virüsün bulaşmasının önlenmesinde doğru maskenin doğru şekilde kullanılması, maskeyle birlikte kişiler arasında en az 2 metrelik mesafenin bırakılması çok önemli. Ayrıca gerektiği her durumda ve özellikle de elin ağza, buruna ve göze teması öncesinde el temizliğinin mutlaka sağlanması, mümkünse kapalı ortamlarda bulunulmaması, bulunmak durumunda kalındığında sürenin mümkün olduğunca azaltılması ve bu süre içerisinde özellikle de etkin maskelerin hiç çıkartılmadan kullanılması şart. Gereğinden fazla sayıda kişinin aynı kapalı ortamda bulunmamaları, ortamın uygun aralıklarla temiz hava ile havalandırılmasının sağlanması ve çevrenin temizlenmesi de Kovid-19'dan korunmada alınması gereken diğer etkili önlemlerdir.
"Aşı olmaya mutlaka devam edilmeli"
2 - Yanlış: Kovid-19 hastalığını geçirdim. Yeniden aşı olmama ihtiyacım yok!
Doğru: Kovid-19 enfeksiyonunu geçiren hastalarda oluşan antikorların, enfeksiyonun şiddetine de bağlı olmak üzere, kişiden kişiye değişebilir. Yapılan çalışmalarda hastalığı geçiren kişilere hastalığı geçirdikten sonra yapılan aşı uygulaması sonucu hem daha güçlü hem de daha uzun süreli koruyucu etkinliğin sağlanabildiği gösterildi. Dolayısıyla Kovid-19 hastalığını geçiren hastalar dahi aşı olmaya mutlaka devam etmeliler.
3 - Yanlış: Hamileyim. Kovid-19 aşısı yaptırmak bebeğime ve bana zarar verebilir!
Doğru: Hamilelik Kovid-19 açısından risk grubu olarak kabul ediliyor. Bunun nedeni ise hamilelikte Kovid-19‘un ciddi ve ağır seyretmesi. Acil kullanım onayı alan aşılara yönelik yürütülen çalışmalarda; aşının hamilelikte ve hamileliğin hemen her döneminde ek bir zarar oluşturmadığı ve kullanımının güvenli olduğu ortaya kondu.
"Aşılar kısırlığa yol açmıyor"
4 - Yanlış: Covid-19 aşısı anne olmayı önleyebilir.
Doğru: Yaygın inanışın aksine, üreme çağında olan kadınlarda Kovid-19 aşılarının infertiliteye neden olduğuna yönelik hiçbir kanıt mevcut değil. Üstelik hamile kalmada önemli rol oynayan ve aşılarda olduğu iddia edilen sinsitin-1 adlı protein hiçbir Kovid-19 aşısında yer almıyor. Dolayısıyla bu yapıya karşı antikor oluşmayacağı için Kovid-19 aşıları kısırlığa yol açmıyor.
5 - Yanlış: Emzirme dönemindeyim. Kovid-19 aşısı bebeğime zarar verebilir.
Doğru: Emzirme döneminde aşı uygulandığında anneden bebeğe virüsün, dolayısıyla hastalığın bulaşması mümkün değil. Bu nedenle Kovid-19 aşısı emzirme sürecinde de annelere güvenle yapılabiliyor. Üstelik aşıyla oluşan antikorlar anne sütüyle bebeğe geçebiliyor ve yeni doğan bebeği belirli bir süre, ortalama altı ay süreyle, Kovid-19 hastalığından koruyabiliyor.
"3. doz öneriliyor"
6 - Yanlış: Kovid-19 için 2 doz aşı yeterli. Üçüncü dozu yaptırmayacağım
Doğru: Kasım 2021'in ortalarından bu yana tüm dünya yeni bir Kovid-19 etkeni SARS-CoV2 varyantı ile karşı karşıya. Omicron olarak adlandırılan ve ilk defa Güney Afrika'da saptanan bu varyant, bundan önceki delta varyantından çok daha fazla sayıda mutasyona sahip. Bu mutasyonlar nedeniyle virüs, çok daha fazla bulaştırıcı özellik kazanıyor. Aynı zamanda hastalığın geçirilme oranını daha fazla yükseltiyor ya da etkin özellikteki aşıların iki dozu sonrasında oluşan antikorun etkisinden korunabiliyor. Bu iki durum hastalığın kısa sürede hızla yayılarak bugün için 90'dan fazla ülkede görülmesine ve görüldüğü ülkelerde 2-3 gün içerisinde vaka sayısının yaklaşık iki katına ulaşmasına neden oldu. Yapılan bilimsel çalışmalar yüksek etkinlikteki aşılar ile tam doz aşılanan kişilerde ortaya çıkan nötralizan antikorların Omicron varyantına karşı koruyuculuğunun diğer varyantlara göre hem daha düşük hem de çok daha kısa zaman içerisinde koruyuculuğunun hızla azaldığını gösteriyor. Bu nedenle ikinci dozdan üç ay sonra üçüncü doz aşı öneriliyor. Yine çalışmalar üçüncü doz sonrası nötralizan antikor düzeylerinde 25 kat artış olduğunu ve koruyuculuğun yüzde 70'lere ulaşabildiğini gösteriyor.
"Aşıların yan etkileri…"
7-Yanlış: Kovid-19 aşılarının ciddi yan etkileri var.
Doğru: Aşılanma oranının istenilen düzeyde olmamasının önemli bir nedeni de aşıların yan etkilerine yönelik yayılan hatalı bilgiler. Ülkemizde kullanılan Kovid-19 aşıları yönünden irdeleyecek olursak; Sinovac firmasının Coronavac aşısında sadece enjeksiyon yerinde ağrı ve kızarıklık gibi hafif yan etkiler gelişirken, anafilaksi gibi ciddi alerjik reaksiyonların son derece nadir olarak görüldüğü belirtiliyor.
Pfizer/BioNTech firmasının aşısı olan Comirnaty aşısında da genellikle halsizlik, baş ağrısı, kas ve eklem ağrısı, titreme, ateş bulantı, kusma, uykusuzluk ile enjeksiyon yerinde ağrı, kaşıntı ve kızarıklık görülüyor. Ürtiker, anjioödem, lenfodenopati (boyundaki lenflerin şişmesi) ve fasiyal paralizi (yüz felci) gibi yan etkilere ise çok nadir rastlanıyor. Bu sorunlar da en fazla bir hafta içerisinde tamamen geçiyor. Comirnaty aşısıyla geliştiği iddia edilen miyokardit (kalp kası iltihabı)/perikardit (kalp zarı iltihabı) ise milyonda 27 kişide görülmüş, daha çok genç erkeklerde ve ikinci doz aşıdan sonra ortaya çıkmış. Bu hastalar da tedaviyle tamamen iyileşti. Aşının bu çok nadir görülen yan etkisi insanları endişelendirirken öte yandan Covid-19 geçiren hastalarda ise yüz felci ile miyokardit ve perikardit gelişimi çok daha yüksek oranda görülüyor.
Kovid-19 hastalığı geçirenlerde kan pıhtılaşması riski yüksek oranda seyrederken, aşılarda ise bu risk çok düşük oluyor. Daha çok Johnson & Johnson ve AstraZeneca aşılarında bildirilen bu yan etkilerin de milyonda bir gibi oldukça ender görüldüğü bildiriliyor.
"Hücre çekirdeğinin içerisine giremez ve yerleşemez"
8 - Yanlış: Kovid-19 aşıları genlerimize zarar veriyor
Doğru: Pfizer-Biontech aşısında bulunan mRNA materyali, genlerimizi oluşturan DNA materyalinden farklı. Genlerimize yerleşmiyor. Yaygın inanışın aksine mRNA, insan DNA'sını içeren 46 kromozomun bulunduğu hücre çekirdeğinin içerisine giremez ve yerleşemez. Çünkü aşıyla vücuda giren mRN'nın tanımlanma işlemi yapılır yapılmaz, yani dakikalarla tanımlanabilecek sürede vücut tarafından ortadan kaldırılıyor. Dolayısıyla aşıların genlere zarar vermesi mümkün değil.
© The Independentturkish