Ermeni cemaatindeki patrik seçimi tartışmaları Patrik II. Mesrob Mutafyan’ın 8 Mart 2019'daki vefatından önce başladı.
14 Ekim 1998’de seçilen Mutafyan'a 2008'de demans hastalığı teşhisi konulunca Başepiskopos Aram Ateşyan, Türkiye Ermenileri Patrik Genel Vekili olarak atandı.
Adli Tıp Kurumu, 2015 yılında Patrik Mutafyan'ın hastalığı nedeniyle görevini yerine getiremeyeceğine yönelik rapor verdi.
Ateşyan rapor üzerine patrik seçimine gidilmesi yönünde karar aldı ancak devlet Mutafyan'ın hayatta olmasını gerekçe göstererek seçime gidilmesini uygun bulmadı.
Kararla birlikte Ermeni cemaatinde zaman zaman alevlenen bir seçim tartışması başladı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ateşyan'ın genel vekilliğinde 2018 yılına kadar gelindi. Aynı yıl Ruhani Genel Meclis tarafından patrik kaymakamlığı seçimi yapıldı ve makama Karekin Bekçiyan atandı.
5 Şubat 2018 tarihinde İstanbul Valiliği bir yazı göndererek Bekçiyan’ın patrik kaymakamlığını tanımadığını, aynı yazıda Ateşyan’ın genel vekilliğini tanıdığını belirtti. İstanbul Valiliği’nin seçimi iptal etmesi üzerine Türkiye’den ayrılan Bekçiyan ise duruma ilişkin şu yorumu yaptı:
Ne yazık ki beni hedef almış gibi görünen bu sonuç, aslında 85’inci patrik seçimini sabote etmek amaçlıdır ve oldukça uzun ve planlı bir kampanyanın ürünüdür.
Ermeni toplumu arasında devletin seçime müdahale ettiğine ilişkin bir tartışma başladı. Tartışmalar sürerken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye Ermenileri Patriği II. Mesrob Mutafyan'ın yaşamını yitirmesi nedeniyle İstanbul’da bulunan Türkiye Ermenileri Patrikliği’ni ziyaret etti. Bu ziyaret tartışmaları daha da alevlendirdi.
Türkiye Ermeni Patrikliği Ruhani Kurul Başkanı Episkopos Sahak Maşalyan ise Soylu’nun ziyaretini yaptığı açıklamada şöyle değerlendirmişti:
Patriğimizin vefatından itibaren kendilerinin zaten gelecek seçim süreciyle ilgili çalışmalara başladıklarını belirten Sayın Bakan, bu sürecin sağlıklı yürümesi için Ermeni Kilisesinin örf, gelenek ve kanunlarına göre yapılmasını önemsediklerini vurguladı. Geçmişteki seçim uygulamaları ve 1863 Ermeni Nizamnamesinin öngörülerine göre seçimin Değabah (patriklik kaymakamı) seçilerek başlaması gerektiğini, bunun en sağlıklı ve doğru başlangıç olacağı kanaatinin devlet nezdinde oluştuğunu belirten sayın Bakan, bu hassasiyetin din adamları ve sivil yöneticiler tarafından dikkate alınması ricasında bulundu. Patrikhaneden kendilerine patrik seçim sürecinin başladığını bildiren yazının ulaştığını, zaten hemen ona mukabil seçim çalışmaları startının kendileri tarafından verilmesinin planlandığını ama tekrarlanacak 23 Haziran İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinin istenmeyen bir ertelemeyi mecbur kıldığını üzülerek ifade ettiler. Ancak seçimlerin hemen akabinde, hatta 24 Haziran’da değabah seçimiyle sürecin ivedilikle başlayabileceği müjdesini verdiler.
Türkiye Ermeni Patrikliği Ruhani Kurulu ise 18 Haziran’da yaptığı toplantı sonrası patrik seçimine kadar süreci yürütecek Patriklik Kaymakamı seçiminin 27 Haziran'da yapılacağını açıklamıştı.
Devam eden patrik seçimi tartışmaları üzerine biz de Başrahip Tatul Anuşyan ve AGOS Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan ile konuştuk.
“Patrik seçimi tahtta patrik olmadığında yapılır”
Başrahip Tatul Anuşyan, patrik seçimlerinin hangi koşullarda yapıldığına ve kimlerin aday olabileceğine dair şunları söyledi:
Patrik seçimi tahtta patrik olmadığında yapılır. Patrik seçimine katılacak adaylar 1863 Nizamnamesi temel alınarak 1961’den itibaren İçişleri Bakanlığı’nın düzenlediği talimatname ile tespit edilir. Bu talimatname hükümlerine göre de devletin belirleyeceği şartlar dahilinde kişiler aday olabilir.
“Devletin müdahalesi söz konusu değil”
Mutafyan’ın hastalığı sonrası Aram Ateşyan’ın genel vekil olarak atanmasının ardından meydana gelen tartışmalara ve sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunan Anuşyan, “Prosedürlerin ve nizamname hükümlerinin uygulanması ve devletle olan diyalog eksikliğinden dolayı aksamalar olmuştu. Bu aksamalar neticesinde de Patrik Kaymakamı’nı devletin onaylaması gerekiyordu. Ama devlet patrik kaymakamını onaylamadı. Onaylamadığı için Patrik Genel Vekili görevine devam etti. Burada bir kayyumluk ya da devletin bir müdahalesi söz konusu değil” dedi.
“Devletin müdahalesi yanlış yapmama yönündedir”
Anuşyan, patrik seçimi sürecinde devletin müdahalenin aksine Ermeni teamüllerini ve geleneklerini koruma yönünde bir girişimi olduğunu belirterek, “Birgün bir şeyi istediğimiz gibi yaptıktan sonra gelenek haline getirip yeni gelenekler icat etmek gereksiz. Bir süreklilik vardır o süreklilik esastır. Dolayısıyla sürekliliği temin etmek adına eğer bir müdahale olarak algılanacaksa devletin müdahalesi yanlış yapmama yönündedir” diye konuştu.
“Episkopos olanlar doğal aday”
Patrik seçimlerine kimlerin aday olabileceğine dair bilgilendirmelerde bulunan Anuşyan, şunları aktardı:
Patrik kaymakamı seçildikten sonra müteşebbis heyet oluşturulur. Devlete müracaat edilir. Seçim Talimatnamesi elde edilir. Ondan sonra da kesinleştirme süreci başlar ancak insanlar aceleci davranıp Patrik Kaymakamı’nı seçer seçmez aday kesinleştirme yönüne gidiyorlar. Onun da bir prosedürü var. Nasıl uygulanacağına dair esaslar var. Şu anda tabii ki episkopos olanlar -yani babadan episkopos olanlar, devletin güvenine mazhar olanlar- hepsi doğal aday.
27 Haziran Perşembe günü Patrik Kaymakamı seçimi olacak
Anuşyan, 27 Haziran Perşembe günü Patrik Kaymakamı seçimi olduğu bilgisini paylaşarak, “Patrik Kaymakamı bu süreci idame ettirecek. Daha sonra sürecin nasıl işleyeceğine dair gerekli müracaatlar yapılıp takip edilecek. Ve bu yıl bitmeden bir patrik seçmiş oluruz” şeklinde konuştu.
“1915’ten sonra patriklik makamı kalmadı”
AGOS Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, İstanbul Patrikliği’nin 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulduğunu belirterek, İstanbul Patrikliği’nin 1863 yılına kadar patriği kendi içinde atama yoluyla seçtiğini söyledi. 1863 Nizamnamesi’nden sonra Türkiye Ermenileri Patriği’ni siviller ve ruhanilerin birlikte seçmeye başladığını dile getiren Danzikyan, “1960’a kadar böyle devam etti. Tabii 1915’ten sonra patriklik makamı kalmadı. 1922’de tekrar yönlerini geleneklerine dönmeye çalıştılar ama tam olarak da dönemediğini görüyoruz” dedi.
“Halk delegeleri, delegeler de patriği seçiyordu”
“Bir de elimizde 1961 talimatnamesi var” diye konuşmasına devam eden Danzikyan, 27 Mayıs darbesinden sonra gündeme gelen patrik seçimi sürecini şöyle anlattı:
O zaman da denetim usulüyle ve halk tarafından seçilmesi düşünüldü çünkü 1950’li yıllarda yapılmıştı. Ama 1961’den sonra artık halk delegeleri seçiyor, delegeler de patriği seçiyordu.
“Eş patrik konusu gündeme geldi fakat uygun görülmedi”
Ermeni toplumunun Mutafyan’ın ölümüne kadar olan süreç gibi bir süreci ilk kez yaşadığını belirten Danzikyan, “Mutafyan geri dönülmez bir hastalıkla karşı karşıya kalıyor. Fakat ilk günlerde patrikhane ‘Biz mucizelere inanıyoruz’ diyerek patriği görevinden azletmedi. Bunun yerine bir arayış içine girdi. Bu arayış sonrası eş patrik konusu gündeme geldi fakat Ermeni toplumu, Ermeni kilisesi ve devlet tarafından uygun görülmedi” dedi.
“Valilikten faks geldi: Patrik kaymakamı seçimi yapamazsınız”
Danzikyan, Mutafyan’ın hastalığı ile birlikte ‘Genel Vekillik’ makamının formül olarak bulunduğunu belirterek, süreci şöyle açıklıyor:
Devlet ile müzakere içinde ‘Patrik Genel Vekilliği’ gibi ara bir formül bulundu. Bu Patrik Genel Vekilliği, Ermeni Türk Patrikliği’nde olmayan bir makam. 2010’da Aram Ateşyan görevi devraldı ancak Mutafyan’ın geri dönülemez bir şekilde hasta olduğu ortaya çıkınca Ermeni toplumu içerisinde ‘Yeni bir patrik seçelim’ hareketi başladı. Bu hareket 2013- 2014 yıllarından beri iyice güçlendi. Ateşyan’ın Ermeni toplumu tarafından pek taraftarı yok. Sevenleri de var ama... Açıkçası bu anlamıyla Ateşyan, Ermeni toplumunu bu anlamda bölmüş de oldu. Katıldığı etkinliklerde ona yönelik protestolar çoğalmaya başlayınca önce Ruhani Kurul Başkanı Maşalyan istifa etti. Süreci hızlandırmak adına istifa ettiğini söyledi. Daha sonra ruhani kurul toplandı. 2016 yılında patrik Mutafyan’ı emekli etti. Ve patriklik makamını boş ilan etti. Bu da aslında önemli bir karardı. Bunun ardından bir patrik kaymakamı seçimi sürecine girildi. Patrik kaymakamı seçimi yapıldı.
Patrik kaymakamı nedir? Patrik öldükten sonra sürecin seçime kadar yürüten insandır. Patrik kaymakamı seçimini Türkiye doğumlu Almanya’daki Ermeni toplumunun ruhani önderi Bekçiyan kazandı. Fakat patrik kaymakamı seçiminden 5 dakika önce Valilikten bir faks geldi ve ‘Patrik kaymakamı seçimi yapamazsınız’ dendi. Sonuç olarak Ermeni toplumundaki ruhanilerin büyük bir kısmı bunu devletin bir müdahalesi olarak gördüler. Valiliğin ‘Patrik kaymakamı seçimi yapamazsınız’ demesini usule uygun görmediler Ve yollarına devam ettiler. Böylelikle Bekçiyan patrik kaymakamı seçildi.
“Süreç kesintiye uğramış oldu”
Danzikyan, patrik seçim sürecinin usülünü ise şu ifadelerle anlattı:
Bir patrik kaymakamı seçilir, müteşebbis heyeti oluşturulur. Müteşebbis heyet sivillerden oluşur. İçinde ruhaniler de vardır. Müteşebbis heyet de valiliğe bilgilendirme yazısı yazar. Der ki ‘Bizim patriğimiz öldü ya da istifa etti ya da ruhani kurul şu kararı verdi. Biz de patrik seçme sürecine başladık. Şu tarihte patrik seçimi yapmak istiyoruz.’ Valilik de ‘Şu tarihte yapabilirsiniz’ der. Eğer devletin özel olarak söylemek istediği bir şey varsa bu Valilik cevabında yer alabilir fakat valilik de eşlik eder bu görüşe. Valilik kağıdı gelmiş olmasına rağmen 2016 yılındaki bu karardan sonra Patrik kaymakamı seçildi. Müteşebbis heyet seçildi. Müteşebbis heyet de valiliğe seçim kağıdı için başvurdu. Fakat Valilik bu kağıda yanıt vermedi. Yanıt vermediği gibi de 2018 yılının Şubat ayında Patrikhaneye bir yazı gönderdi ve ‘Sizin patriğiniz yaşıyor dolayısıyla patrik seçimi yapamazsınız ve biz de Aram Ateşyan’ı Patrik Genel Vekili olarak tanıyoruz’ dedi. Böylelikle süreç kesintiye uğramış oldu.
“Türkiye, Mutafyan’ın seçilmesi döneminde ruhani bir alana müdahale etmiştir”
Patrik seçimlerinde devletin bir rolü olup olmadığını sorduğumuz Danzikyan, şu cevabı verdi:
Patrik seçimlerinde normalde devletin bir rolünün olmaması gerekir. Çünkü bu ruhani bir kuruldur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda ‘Türkiye laik bir devlettir’ deniliyor. En fazla prosedürü uzaktan gözleyen bir konumda olabilir. Fakat bilhassa 1915 ve 1923 sonrası azınlıkları baskılama politikaları çerçevesinde devlet her zaman kimin patrik seçileceğini bilmek ve öğrenmek istemiştir. Devlet bunu açık açık yapmasa da daha çok perde arkasından yapar. Mesela patrik seçimini ertelenmesiyle ilgili devlet kendi bir şey söylemez. Kendisine yakın köşe yazarları aracılığıyla söyler. Buna Muafyan’ın seçilmesi döneminde tanık olmuştuk. Devlet açık açık ‘Ben Mutafyan’ın patrik olmasını istemiyorum’ demedi ama süreçte ufak tefek pürüzler çıkardı. Mesela Mutafyan patrik vekiliydi. ‘Patrik Vekili olarak bu süreci yürütemezsin, daha yaşlı birinin bu süreci yürütmesi lazım sen daha gençsin’ diyerek müdahalelerde bulundular. Dolayısıyla devlet bu tip araçlarla sürece müdahale etmiştir. Bu Türkiye devletinin hiç üzerine vazife olmayan ruhani bir alana müdahalesidir. Bu aslında yüzyıllardır süren azınlıkları bastırma politikalarının sonuçlarıdır.
Ne olmuştu?
II. Mesrob Mutafyan, 1998 yılının Ekim ayında İstanbul Ermeni Patriği seçildi ve Kasım ayında göreve başladı. 2008 yılında Mutafyan’a frontotemporal demans hastalığı tanısı kondu. Mutafyan’ın hastalığı nedeniyle görev yapamaz hale gelmesi hem Patrikhane yetkilileri arasında hem de Ermeni toplumu arasında tartışmaların başlamasına neden oldu.
Mutafyan’ın görev yapamaz hale gelmesi nedeniyle 2010 yılının Temmuz ayında Başepiskopos Aram Ateşyan, II. Mesrob’un patrilik görevlerinin yürütülmesi için Patrik Genel Vekili unvanıyla göreve başladı. Fakat Patrikhane tarihinde “Patrik Genel Vekili” gibi bir ünvanın daha önce olmaması yeni bir tartışmanın kapılarını araladı ve bu tartışma günümüzde de devam etmektedir.
2016 yılının Ekim ayına gelindiğinde İstanbul Ermeni Patrikhanesi Ruhaniler Genel Meclisi, Mutafyan’ı emekli ederek, patrik seçimlerinin yapılmasına karar verdi. Bu karar ile birlikte Ermeni toplumu içerisinde yeni bir tartışma konusu daha başladı. Bu tartışma ise Mutafyan’ın hayatta olmasına rağmen emekli ettirilmesi ile alakalıydı.
Patrik seçimi sürecinde yaşanan tartışmalar nedeniyle Şubat 2017’de İstanbul Ermeni Patrikhanesi Ruhani Kurul Başkanı Episkopos Sahak Maşalyan istifa ettiğini duyurdu. B istifa Ermeni toplumunun bazı kesimlerinde doğru bir hareket olarak değerlendirilerken, bazı kesimlerce ise uygunsuz bulundu. Mşalayan ise daha sonra yaptığı istifa açıklamasından üzüntü duyduğunu belirterek, istifa açıklamasını yürürlüğe sokmadı.
Mart 2017’de ise İstanbul Ermeni Patrikhanesi, patrik seçim sürecinin hızlanması için patrik kaymakamı seçimi düzenledi ve seçimi Almanya’daki Ermenilerin ruhani önderi Başepiskopos Karekin Bekçiyan kazandı. Ancak İstanbul Valiliği yazılı bir açıklama yaparak, Bekçiyan’ı tanımadıklarını, seçimin geçersiz olduğunu ve Ateşyan’ın genel vekil olarak görevini başında olduğu belirtti. İstanbul Valiliği, Şubat 2018’de de açıklamasını yineledi.
Mutafyan’ın 8 Mart 2018’de vefat etmesinin ardından ise patrik seçimi tartışmaları tekrar başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Nisan’da İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nde düzenlenen törene gönderdiği taziye mesajında, kullandığı ifadelerle Başepiskopos Ateşyan’ın Devlet nezdinde Patrik Genel Vekili olarak tanındığını teyit etti.
2019’un Mayıs ayında ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye Ermenileri Patriği II. Mesrob Mutafyan yaşamını yitirmesi nedeniyle İstanbul’da bulunan Türkiye Ermenileri Patrikliği’ni ziyaret ederek taziye dileklerini iletti. Soylu’nun ziyaretinin ardından yazılı bir açıklama yayınlayan Türkiye Ermeni Patrikliği Ruhani Kurul Başkanı Episkopos Sahak Maşalyan, şunları ifade etti:
“Patriğimi-zin vefatından itibaren kendilerinin zaten gelecek seçim süreciyle ilgili çalışmalara başladıklarını belirten Sayın Bakan, bu sürecin sağlıklı yürümesi için Ermeni Ki-lisesinin örf, gelenek ve kanunlarına göre yapılmasını önemsediklerini vurguladı. Geçmişteki seçim uygulamaları ve 1863 Ermeni Nizamnamesinin öngörülerine göre seçimin Değabah (patriklik kaymakamı) seçilerek başlaması gerektiğini, bunun en sağlıklı ve doğru başlangıç olacağı kanaatinin devlet nezdinde oluştu-ğunu belirten sayın Bakan, bu hassasiyetin din adamları ve sivil yöneticiler tarafından dikkate alınması ricasında bulundu. Patrikhaneden kendilerine patrik se-çim sürecinin başladığını bildiren yazının ulaştığını, zaten hemen ona mukabil seçim çalışmaları startının kendileri tarafından verilmesinin planlandığını ama tekrarlanacak 23 Haziran İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinin istenmeyen bir ertelemeyi mecbur kıldığını üzülerek ifade ettiler. Ancak seçimlerin hemen akabinde, hatta 24 Haziran’da değabah seçimiyle sürecin ivedilikle başlayabilece-ği müjdesini verdiler.”
Son olarak Haziran ayında toplanan Türkiye Ermeni Patrikliği Ruhani Kurulu, Patrik seçimine kadar süreci yürütecek Patriklik Kaymakamı seçiminin 27 Haziran'da yapılacağını açıkladı.
© The Independentturkish