Yıllarca 'biz geldiğimiz gün faizi kaldıracağız' diyen anlayışlar vardı. Buna aklımız yatıyor muydu? O zamanlar maalesef aldanarak, yatıyordu. Ama bu dünyanın gerçeği değil.
Bu sözler, bugün aksi görüşte olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ait.
Erdoğan, 19 Nisan 2004'te Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin Genel Kurulu'nda dile getirdi bu sözleri.
Açıklamanın üzerinden 17 yıl geçtikten sonra ise Erdoğan, faizin "haram" olduğunu nas göndermesi yaparak dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa, onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu" diyerek faizi düşürmeye devam edeceklerini söyledi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Erdoğan'ın "nas" vurgusu siyasetin ana gündem konusu oldu.
Muhalefet, "Madem ki nas vardı 19 yıldır neden aklınıza gelmedi?" diye soraraken Türkiye'nin bir çöküşe doğru sürüklendiğini iddia ediyor.
17 yıl önce "dünyanın gerçeği değil" demişti
Pek çok konuda olduğu gibi toplum bu tartışmada da bölünmüş durumda. Erdoğan'ın 17 yıl önce "dünyanın gerçeği değil" dediği faiz konusunda MÜSİAD, hükümete destek bildirisinde bulundu.
MÜSİAD'a göre yeni denenen ekonomik model başarıya ulaşacak. "Yılın ilk 3 çeyreğinde yüzde 11,7 büyüyen son 12 aylık ihracatı 220 milyar doları aşan, son 3 aydır cari fazla veren Türkiye ekonomisi; yalnızca döviz kuruna indirgenerek değerlendirilemez" denilen destek açıklamasında, şu ifadelere yer verildi:
"Bu bağlamda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde uygulamaya konulan; üretim, yatırım, ihracat ve istihdam odaklı kazanımlarımızı katbekat arttıracağına inandığımız düşük faiz odaklı politikamızın destekçisi olduğumuzu yeniden ifade ediyoruz."
Yüksek faizi savunan yok, uygulanan modele itiraz var
Sadece MÜSİAD değil, Türkiye'nin büyük çoğunluğunun yüksek faize karşı olduğu bilinen bir gerçek.
Çünkü Türkiye'deki politika faizi dünyadaki birçok ülkeden çok fazla.
Trading Ekonomics'e göre bazı ülkelerde faizi oranları şöyle:
Ülke adı | Faiz oranı (yüzde) |
İsviçre | -0,75 |
Japonya | -0,1 |
Euro Bölgesi | 0 |
Fransa | 0 |
Almanya | 0 |
İtalya | 0 |
Hollanda | 0 |
İspanya | 0 |
Avusturalya | 0,1 |
Singapur | 0,22 |
Kanada | 0,25 |
Birleşik Krallık | 0,25 |
ABD | 0,25 |
Suudi Arabistan | 1 |
Güney Kore | 1 |
Endonezya | 3,5 |
Güney Afrika | 3,75 |
Çin | 3,8 |
Hindistan | 4 |
Meksika | 5,5 |
Rusya | 8,5 |
Brezilya | 9,25 |
Türkiye | 14 |
Arjantin | 38 |
Nas başka haramlar içinde gündeme getirilecek mi?
Ancak 2013'ten itibaren sıkıntılar yaşayan Türk ekonomisindeki dalgalanmanın sadece faize endekslenmiş olması eleştiri konusu oluyor.
Merkez Bankası'nda rezervi olmayan Türkiye'nin faizi indirerek insanları yabancı para birimlerine yönlendirmesi, halkın fakirleşmesine neden oluyor.
Peki, sadece faiz konusunda nas vurgusu yapmak ne ölçüde doğru? İslam hukukunda ayet ve hadis metinlerini ifade eden ve tartışılmaz hüküm içeren "nas" sadece faizle mi ilgili?
Din hükümlere göre faizi dışında haram görülen haller nelerdir? Erdoğan, faiz düşürürken gündeme getirdiği "nas"ı başka konular içinde dile getirecek mi?
Dine göre büyük günahlar hangileridir?
İslam'a göre Allah tarafından yapılmasına izin verilen veya ayet ve hadislerde yasak edilmeyen her şey, fiil ve davranış helal sayılır. Zıddı haram olup, Allah tarafından kesin bir delille yasaklanmıştır.
Buna göre sadece faiz değil pek çok fiil ve davranış haram olarak görülüyor. Haram olanı yapmak ise büyük günah olarak değerlendiriliyor.
İslam'a göre şirk koşmak, bir kişiyi haksız yere öldürmek, intihar etmek, savaştan kaçmak, zina ve livata yapmak, büyücülük/büyü yapmak, yalan söylemek ve iftira atmak, domuz eti ve bunun gibi benzeri şeyleri yemek, içki içmek, kumar oynamak, rüşvet alıp vermek, israf yapmak, emanete hıyanet etmek, gıybet etmek ve insanlarla alay etmek büyük günahlardan bazıları olarak kabul ediliyor.
Nas vurgusu etki etmiyorsa dinden soğumaya yol açar mı?
Faiz düşürmekte kararlı olan Türkiye'nin rüşvet, kamu mallarını israf, kadın cinayetleri, kumar oynamak, yolsuzluk gibi konularda durumu nasıl?
Halkının yüzde 99'nun Müslüman olduğu belirtilen Türkiye'de bu alanlarda da manzara pek iç açıcı olmayabilir.
Konuyla ilgili olarak Independent Türkçe'ye değerlendirmede bulunan ilahiyatçılara göre haram olup da insanların dikkat etmediği çok hususu var.
Ama nedense hükümet bu konularda "nas" vurgusu yapmazken Kur'an'da "riba" olarak belirtilen faizde aksinde ısrar ediliyor.
"Çiğnemedikleri tek bir hüküm ve prensip kalmadı"
İlahiyatçı Prof. Dr. Mehmet Hayri Kırbaşoğlu'na göre ortada bir tiyatronu oynandığı her halinden belli ve bunu herkes gibi vatandaşta görüyor.
20 sene sonunda mevcut zihniyetin vicdani, ahlaki, hukuki ve İslami herhangi bir hassasiyetinin olmadığı, bilakis toplumdaki bu hassasiyetin politik amaçla kullandığı açık ve net olarak ortaya çıktığını ifaden eden Kırbaşoğlu, "Bunun da özeti Ziya Paşa'nın ‘Ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz' sözü her şeyi açıklıyor. İcraata bakıldığında konuştuklarının tam tersi istikamet yaptıkları her haliyle ortada" dedi.
Mevcut zihniyetin bu dönemde Kur'an-ı Kerim'de yer alıp da ayaklar altına alıp çiğnemedikleri tek bir nas, tek bir hüküm ve tek bir prensibi bırakmadıklarını savunan Kırbaşoğlu, "Hala da çiğnemeye devam ediyorlar. Bunu açık ve net olarak söylemek mümkün. Zaten toplumun büyük kesimi de bunu net bir şekilde görüyor. Hepimiz biliyoruz bundan en çok zarar göründe maalesef İslam ve Müslümanlar oluyor" diye konuştu.
"Peygamber amcası Abbas'ın ribasını yasakladı"
İlahiyatçı Prof. Dr. Mehmet Azimli ise konuya haram veya helal diye girilmesi halinde listenin uzayacağını söyledi.
"Günümüz Türkiye'sindeki faiz ile Peygamber efendimizin dönemindeki ‘riba' birbirine uymuyor" diyen Prof. Dr. Azimli, "Kur'an-ı Kerim'de Ali İmran Suresi'nde 130. ayette "ribayı kat kat almayın' diyor. Buradaki "kat kat" ifadesi çok önemlidir. Çünkü Peygamber döneminde başta amcası Abbas olmak üzere verdikleri parayı çok büyük katlarla alıyorlardı. Onun için Hz. Peygamber Veda Haccı'nda ‘ilk kaldırdığım riba amcam Abbas'ın ribasıdır' diye buyurmuştur" ifadelerini kullandı.
"Hazreti Ömer'in mum örneği var"
Kur'an'da yasaklananın paradan çok büyük paralar kazanma olduğunu hatırlatan Azimli, şunları kaydetti:
"Mesela Türkiye bir zamanlar gecelik yüzde 7000 temerrüt faizlerini yaşadı. İşte riba denen şey bu örnekteki gibi tefeciliğe tekabül ediyor kanaatindeyim. Değilse günümüzdeki insanların ev, araba kredisi şeklindeki işlemleri o günkü riba ile birebir örtüşmediğini düşünüyorum. Hangi birini söyleyeyim. Hangi birini anlatalım, listeler çok uzar. Mesela hırsızlık haramdır ama yapılıyor. Örneğin Hazreti Ömer'in mum örneği var. Eğer o dönemden örnek alınacaksa her şeyi ile örnek alınmalı. Peygamberimizin ganimet malını alanları ‘ateşten bir parça aldığı' şeklinde uyardığını biliyoruz. Eğer uyulacaksa nasları böyle anlamak ve davranmak gerektiğini düşünüyorum."
"Nas, alkol ve Milli Piyango için niye akla gelmiyor?"
İlahiyatçı yazar Ali Eren de sadece tek konu üzerinde durulmasını ilginç bulduğunu ifade etti.
Alkol veya Milli Piyango satışına bir şey denilmediğini, bunların da haram olduğunu ancak insanların alkol satmaya ve içmeye yine piyango bileti almaya ve iddia oynamaya devam ettiklerini söyleyen Eren, sadece faiz üzerinden gidenlerin ciddi bir çelişki içinde olduklarını savundu.
Türkiye'nin Allah'ın emrettiği kanunlarla idare edilmediğini dolayısıyla bir konuda "nas" hatırlatması yapıp diğer hususlarda bunu akla getirmemenin inandırıcılığının olmadığını ifade eden Eren, "Biz Müslümanlar olarak bunları yadırgarız. Bize burada düşen şey dinimizin emrettiği şekilde hareket ederek haramlardan uzaklaşmaktır" şeklinde konuştu.
"Söylenecek çok şey var, bu kadarıyla yetineyim"
"Günümüzde haram olan birçok şey var. Bir Müslüman dini haram kıldığı halde onu yaparsa karşılığı tabii ki günah işlemiş olur" diyen Ali Eren, sözlerini şöyle tamamladı:
Ahirette günahın karşılığı da cehennemdir. Bunu haram kabul ederek yaparsa böyle olur. Fakat bu haramı haram kabul etmeyerek yaparsa İslam dairesinden çıkar. Tehlike bu. Tehlike bu da mesela Türkiye'de böyle bir şey var; Diyanet İşleri Başkanlığı diye bir kuruluş var. Birçok haramın işlenmesi bir tarafa bir de helal kabul ediyor. Bu tehlikeye Diyanet'in hiçbir zaman karşı çıktığı, bu hususta hutbe hazırladığı veya gayreti olduğu görülmüyor maalesef. Bu müessesenin tavrı buysa bana "Nastan başka haram yok mu?" sorusunu sormanız abesle iştigal demeyeyim ama bu fuzuli bir şeydir. Yani çok acıdır. Aslında söylenecek çok şey var ama bu kadarıyla yetineyim.
© The Independentturkish