Viyana'da İran'a yönelik umutlar azalıyor fırsatlar çoğalıyor

Müzakereler nükleer dosyayla sınırlı olsa da, Tahran bölgesel kartlarını nükleer çıkarları için kullanamaz

Fotoğraf: Twitter

Viyana nükleer müzakerelerine katılan Avrupa Birliği (AB) Troykası'nın (Fransa, İngiltere ve Almanya) dışişleri bakanları, dün yeniden başlayan yedinci turun ikinci aşamasının Tahran'ın nükleer anlaşmadaki taahhütlerine geri dönmesi için son şans olduğu konusunda hemfikir olsa da müzakere mesleğinde özellikle diplomatik çevreler tarafından açıklamalar yapıldığında bu son şans söylemi ancak bir tarafın başka bir tarafa müzakere baskıları olarak değerlendirilebilir.

Uluslararası güvenlik ve istikrar üzerinde son derece etkisi olan müzakerelerde, askeri bir liderin ağzından çıkmış olsa bile hiçbir tur son şans olarak görülmez.

Bunun sebebi bu tür müzakerelerin ertelenmeye hatta oyalama noktasına varıncaya dek uzatılmaya müsait olmasıdır. Nitekim müzakerelerin duvarında açılan bir gediğe ulaşılması çok fazla zaman alabilir, hatta bu zaman artık hiçbir tarafın lehine olmasa da.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Umutların azalmaya başladığına yönelik işaretlere rağmen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, sert bir dil kullandığı The Wall Street Journal gazetesine verdiği demeçte, Tahran'dan müzakerelerde farklı bir yöntem izlemesini isteyerek bu yolun kısaldığını ama bir ışık olabileceğini söyledi.

Ancak ülkesinin nükleer anlaşmadan çıkmasını eleştiren bakan bununla Tahran'a önemli bir mesaj göndererek ABD'li yetkililerin hala "İran'ın oluşturduğu nükleer sorunu çözmenin en iyi ve en etkili yolunun diplomasi ve Nükleer Anlaşma'daki taahhütlere karşılıklı bir şekilde tekrar uyulması" olduğuna inandıklarını söyledi.

ABD'nin rahatlığına rağmen, Tahran henüz karşılıklı olarak taahhütlere nasıl geri dönüleceğini bulabilmiş değil. Zira bir önceki turda, iki esas taraf (Tahran ve Washington) arasındaki uçurum büyüktü.

Tahran Washington'un 2018'de eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi tarafından getirilen yaptırımları doğrudan kaldırmasını isterken, Washington Tahran'ın 2015 yılında imzalanan anlaşmadaki taahhütlerine geri dönmesini istiyor. Ancak iki taraf da bu adımları atmalarına mani olan engellere bağlı kalmış durumda.

Örneğin Washington'a bakarsak, Biden yönetimi Kongre'ye başvurmadan tüm yaptırımları kaldıramaz, ki bu da Tahran'ın kabul etmeyeceği kadar zaman alabilir.

Tahran'a dönersek, ABD yönetiminin anlaşmadan çekilmeyeceğine dair yasal ve uluslararası garantiler almadıkça nükleer anlaşmadaki taahhütlerine geri dönmeye istekli değil.

Bu yüzden Tahran, anlaşmayı koruyacak garantiler ve yaptırımların bir an önce kaldırılmasını sağlayacak mekanizmalar elde etmeye çalıştığı bir pazarlık tavrı içerisinde gibi görünüyor.

Ancak Tahran hala istediklerini garantiye almanın yolunu bulabilmiş ve karşı tarafa onu bu garantileri vermeye ikna edecek şeyleri sunabilmiş değil.
 


Viyana'ya dönen İran heyetinin çıkmazı, müzakerelerin yedinci turunun ilk aşamasının başarısız olduğu açıklandıktan sonra ulusal para biriminde yüzde 6'lık bir düşüş yaşanmasıyla ülkesinden ayrılmasıdır.

Ayrıca, bu turda Tahran kapalı uluslararası ve bölgesel seçeneklerin ışığında pazarlık yaptı. Zira değişen bölgesel gerçeklik Ma'rib savaşıyla başladı; Yemen'deki meşru hükümet savunma pozisyonundan hücum pozisyonuna geçmeyi başardı.

Böylece Tahran'ın Marib'te elde etmeyi istediği şey hesaplarından düşmüş oldu ve bölgesel nüfuzunu korumak için kullandığı baskı kartını kaybetmiş oldu.

Aynı şekilde Tahran'ın Irak parlamento seçimlerinde taraftarlarını kaybetmesiyle her an Şii-Şii savaşına kayabilecek Irak'taki durumun tamamen kontrolden çıkması ​​tehdidi ile karşı karşıya.


Genellikle birincisi Akdeniz havzasının istikrarı, ikincisi ise Lübnan'ın İsrail oluşumuyla olan güney sınırı olmak üzere iki yönlü baskı için kullanılan Lübnan'a gelince, ülkedeki iç durumlar Hizbullah'ı müzakerelerde baskı yapmak için kullanılamayacak etkisiz bir güce dönüştürdü.

Suriye'de ise, Moskova ile yapılan anlaşma Suriye'nin Viyana'daki müzakere hesapları üzerindeki etkisini sınırlandırdı.

Bu da şu demek oluyor ki, müzakereler nükleer dosyayla sınırlı olsa da, Tahran bölgesel kartlarını nükleer çıkarları için kullanamaz.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU