Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, göreve geldiği 2010'dan itibaren gerek kendisini gerekse partisini tanımlarken özel olarak "Solcu, sosyal demokrat" gibi terimleri fazla kullanmadı.
Hatta bu konuda gelen sorulara verdiği cevaplarda "sağ-sol kavramlarının 18. yüzyıla ait" olduğunu söylemesi parti içinden bile kimi kişilerin eleştirilerine neden oldu.
16 Ocak 2021'de Ahmet Hoca Enstitüsü'nde bir grup muhafazakar aydınla buluşan Kılıçdaroğlu, burada ''Sağ ve sol kavramlarına karşıyım" dedi.
Kılıçdaroğlu gerekçesini şu sözlerle dile getirmişti:
21'inci yüzyılın sorunlarını 18'in yüzyıl kavramlarıyla mı çözeceğiz? Nedir sağcılığın, solculuğun kriterleri?
Solcular kamu adına çalışır. Sağcılar kamu adına çalışmıyor mu? Solcular fakire yardım eder. Sağcılar fakire yardım etmiyor mu?
Dolayısıyla bizim 18'inci yüzyıl kavramlarına hapsedilmiş bir siyasetle Türkiye'yi aydınlığa çıkarmamız mümkün değil. Yeni kavramlar üretmeliyiz.
Sağ-sol kavramlara dair açıklamaları parti içinden de eleştiri almıştı
Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamasına, kendisine yönelik zaman zaman partiyi sağa çekmeye çalıştığı eleştirilerini yönelten "Gelecek İçin Sol Kanat" oluşumunun önde gelen ismi CHP 24'üncü ve 26'ncı dönem milletvekili, hukukçu İlhan Cihaner'den tepki gelmişti.
Cihaner, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "Sağ-sol kalmadı demek, aslında sol kalmadı, sol kalmasın demektir ve gizli bir sağcılığa işaret eder" sözleriyle Kılıçdaroğlu'nu eleştirmişti.
Kılıçdaroğlu ise sosyal demokrat olmadığı yönündeki eleştirilere partinin projelerini örnek göstererek cevap veriyor, bunların sosyal demokrat olduklarını gösterdiğini belirtiyor ancak yine de açık açık bu tür tanımlamaları kamuoyu önünde yapmaktan kaçınıyordu.
Bu nedenle solcu olup olmadığının zaman zaman parti içindeki muhaliflerce ve CHP dışındaki sol kesimde bile tartışıldığı ortamda Kılıçdaroğlu'ndan alışılmışın dışında bir çıkış gelmesi "ilginç" bulundu.
Konuşmasında kendisinin ve CHP'nin sosyal demokrat olduğunu vurguladı
Kılıçdaroğlu, 27 Kasım 2021 Cumurtesi günü bir kez daha vatandaşlara evinin mutfağından seslendi.
Sosyal medya üzerinden yayımlanan ve "Sizden ricam, birbirimize yönelik tüm önyargılarımızı birkaç dakikalığına bir kenara bırakmamızdır. Bu gece beni kulağınızla değil, kalbinizle dinleyin; çünkü yoksulluğumuzu konuşacağız. Yoksuluz ve bizi daha da yoksullaştırmak istiyorlar" sözleriyle paylaşılan videosunda Kılıçdaroğlu, sözlerinin bir yerinde kendisini takip edenlerin daha önce duymadığı netlikte şu ifadeleri kullandı:
Ben sosyal demokratım arkadaşlar. Bir daha ifade edeyim ben sosyal demokratım arkadaşlar. Cumhuriyet Halk Partisi de sosyal demokrat bir partidir. Ben sosyal devlete inanırım. Ben fakirliği söküp atarsam bu topraklardan halkımın duasını alırım. İşte o da bana yeter.
Akıllara takılan sorular
Kılıçdaroğlu'nun bu çıkışı akıllara şu soruları da getirdi:
Kılıçdaroğlu'nun merkeze açılma projesi kapsamında parti tüzüğünde de yer aldığı halde fazlaca dillendirmediği sosyal demokrasi tanımını ilk defa yüksek sesle ifade etmesinin nedeni ne?
Bu söylemin arkası gelir mi?
Cumhurbaşkanı adaylığı gündemde olan Kılıçdaroğlu, ekonomik krizle boğuşan Türkiye'de bunalan halk kitlelerinin önüne sosyal demokrasiyi hakim kılma vaadiyle mi çıkacak?
"Sosyal demokrasi kavramını daha çok manşete çekecek"
Bu soruları önce Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) Başkanı Ertan Aksoy'a yönelttik.
Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunların tek gerçek çözümünün sosyal demokraside olduğunu iddia eden Aksoy, şöyle konuştu:
Almanya ve Fransa'da iktidarlar değişir ama devletin politikası değişmez. O da refah devleti ve sosyal devlettir. Bu iki unsuru da devlet kültürü haline getiren sosyal demokrat ideolojidir. Bu nedenle çözümün sosyal demokraside olduğunu Kılıçdaroğlu da biliyor. Toplumun diğer kesimlerine de anlatmak için sosyal demokrasi kavramını daha çok manşete çekecek. İzlediği politikanın kendi içinde tutarlılığı da var. Öncelikle CHP'nin uzak olduğu kesimlerin korkusunu gidermeye çalıştı. Bu korku eşiği önemli oranda indirildi şimdi de aslında ideolojik, tamamlayıcı vaatte bulunuyor.
"Önümüzdeki günlerde bu söylemi daha çok görürüz"
Kılıçdaroğlu, "Önümüzdeki günlerde daha çok mu sosyal demokrasi vaat edecek?" sorusuna ise Aksoy'un cevabı şu oldu:
Geçen günlerde birkaç kuruş ucuza alabilmek için ekmek kuyruklarının oluştuğunu gördük. Bunu liberal politikalarla çözemezsiniz. Yapılması gereken kamu politikalarını ve kamu müdahalesini yeniden hayata geçirmek. Bu da ancak sosyal demokrasi öğretileri üzerinden inşa edilebilir. Bunun koşulları hiç olmadığı kadar yüksek. Sosyal demokrat bir iktidarın uygulayacağı politikalara Türkiye'nin gerçekten ihtiyacı var. Kılıçdaroğlu da adım adım bunu vaat etmeye başlıyor. Muhtemelen önümüzdeki günlerde bu söylemi daha çok görürüz.
Cihaner: Açıklamaları bir hat değişikliğinin işareti
Peki Kılıçdaroğlu'nun son çıkışını kendisini sola mesafeli olmakla eleştiren İlhan Cihaner nasıl değerlendirdi?
CHP'nin daha sol politikalar izlemesini savunan "Gelecek İçin Sol Kanat" oluşumunda yer alan Cihaner, bugüne kadar ki eleştirilerinin ağırlıklı olarak parti içi demokrasinin daha çok işletilmesi ve tüzüğe uygun olarak daha sosyal demokrat bir çizgide yer alınması yönünde olduğunu hatırlattı.
Parti tabanının da daha sol çizgide olmasına karşın başta Kılıçdaroğlu'nun ve bazı parti yöneticilerinin geçmişte defalarca 'sağ-solun 18. yüzyıla ait kavramlar' oldukları yönünde beyanlarda bulunduklarını hatırlatan Cihaner, bunun sonucu olarak partinin biraz amorf (kendine özgü biçimi olmayan) bir siyaset izlemeye başladığını iddia ederek kendilerinin bunu da eleştirdiğini yineledi.
Özellikle pandemi döneminde gelir dağılımının bozulmasının, sosyal adaletsizliğin daha da artmasının sola büyük alan açtığını kaydeden Cihaner, "Genel Başkanın açıklamaları buna dair bir hat değişikliğinin işaretidir" dedi.
Cihaner yine de temkinli
Sadece dünyanın değil, Türkiye'nin yaşadığı sorunlara dair çözümün sol politikalarda olduğunu öne süren Cihaner, sözlerini şöyle tamamladı:
Umarım konuşmada geçen sosyal demokrat vurgusu diğer alanlarla uyumlu hale gelir. Önümüzdeki günlerde göreceğiz konuşmada geçen bir ibare mi yoksa gerçekten parti içerisinde sosyal demokrasiden yana bir siyasetin başlangıcı mı?
© The Independentturkish