Başkan Biden'ın B planı bekleniyor

Sorun şu ki, arz-taleple ilgisi olmayan verilere dayalı bu tür bir politika, piyasaya yardımcı olmayacak

Fotoğraf: AA

Dünyanın en büyük ekonomisinin, en büyük petrol üreticisinin ve en büyük petrol tüketicisinin başkanı olduğunuzda; kesinlikle krizlerle nasıl başa çıkacağınız hususunda bir 'A' planınızın olması gerekiyor.

Aslına bakarsanız geçtiğimiz iki günde ABD Başkanı Joe Biden'ın mevcut krizle başa çıkmak için bir 'A' planının olduğunu ancak bu planın başarısız olduğunu fark ettik.

Bu yüzden şu anda bir B planı düşünmesi gerekiyor. Ancak genellikle A planı başarısız olduğunda, B planı da başarısız olabiliyor.


ABD Başkanı stratejik petrol rezervlerinden 50 milyon varil petrolü piyasaya sürme kararı aldı.

Söz konusu karar enflasyonun artmasına yol açan yakıt fiyatlarını düşürmek için alındı.

Bu, 50 milyon varilin piyasaya sürülmesinden sonra petrol fiyatlarının artmasıyla başarısız olan A planıydı.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Neden böyle oldu?

Çünkü A planı ekonomik temellere dayanmayıp aksine, sebebi ekonomik olmaktan çok siyasi olan bir enerji krizini düzeltmek için tamamen siyasi temellere dayanıyor.

Genelde bu rezerv, 2011'de olduğu gibi, acil durumlarda Uluslararası Enerji Ajansı'na (IEA) üye olan diğer üyelerle koordinasyon halinde piyasaya sürülür.

Ancak bu sefer Biden sürüden bağımsız bir şekilde tek başına hareket ederek Hindistan, Japonya ve Çin gibi bazı tüketici ülkeleri yaptığının aynısını yapmaya çağırdı.

Bu çağrıya Hindistan ve Japonya yanıt verirken Çin'den hala bir ses çıkmadı.


Enerji krizi, ihtiyacı olmasına rağmen fosil yakıtların geleceğini bitirmek isteyen bir ülke tarafından düzeltilemez.

Petrol yükselişte, çünkü ABD, Avrupa ve dünyanın geri kalanının elektrik üretmek için ihtiyaç duyduğu kömür ve doğalgaz fiyatlarının yükselmesi sonucunda herkes petrole yöneliyor.

Doğalgaz fiyatlarının yükselmesi ışığında petrol en iyi alternatif olarak görülüyor.


Burada merak edilen soru şu:

Doğalgaz fiyatları neden yükseldi?

Cevap: Petrol, doğalgaz ve kömüre yönelik düşmanca politikalar, son yıllarda altyapıya ve sözünü ettiğimiz tüm fosil yakıtların üretiminin artırılmasına ilişkin yatırımların azalmasına sebep oldu.

Şu anda fiyatlar yükselirken bu yükseliş için tekrar planlamaya ve öncelikleri belirlemeye geri dönmekten başka hızlı bir çözüm yolu yok.


Diğer merak edilen soru ise;

Stratejik petrol rezervlerinden 50 milyon varil piyasaya sürüldükten sonra petrol fiyatları neden yükseldi?

Çünkü piyasanın buna ihtiyacı yoktu. Fiyatlardaki artış tedarik eksikliğinden değil, sektördeki yatırımların azalmasından kaynaklanan yapısal bir krizin sonucudur.


Dikkat çekmek istediğim diğer bir nokta ise ABD tarafından piyasaya sürülen bu miktarın tekrar yerine konulması gerekiyor, ki bu da ABD'nin rezervlerini yeniden doldurmak için gelecek yıl 50 milyon varil petrol satın almak zorunda kalacağı anlamına geliyor.

Bugün fiyatlar 80 dolar civarındayken rezervin piyasaya sürülmesiyle piyasa, ABD hükümetinin daha yüksek bir fiyattan petrol satın alarak rezervi doldurmasını bekliyor. Bu yüzden fiyat yükseliyor.

Ne yazık ki ABD hükümeti ikili ve çelişkili politikalarını uygulamaya devam ediyor.

Zira ABD bir yandan Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'ne (OPEC) 'petrol fiyatlarını manipüle eden bir örgüt' olduğu iddiasıyla yaptırım uygulamak isterken öte yandan da OPEC'in petrol fiyatlarını düşürmek için müdahale etmesini istiyor.

Bu bir çelişki değil de ne?

Kim umursuyor ki?

Ne şu anki ABD Başkanı Joe Biden'ın petrole yönelik net bir politikası var ne de ABD yönetiminin sürekli stratejik petrol rezervlerinden pazara büyük miktarlarda petrol pompalamaktan bahsetmek dışında fiyatları düşürmek için yapabileceği bir şey var.
 


Peki şimdi B planı ne?

Bilmiyorum ve önümde, daha fazla petrol pompalayıp fiyatları düşürmek üzere OPEC'e baskı yapmak için uzun yıllardır Senato üyeleri tarafından tartışılan ve hala da tartışılmakta olan Petrol Üretmeyen ve İhraç Etmeyen Karteller Yasası'nın (NOPEC) dayatılmasından başka bir şey görmüyorum.

Sorun şu ki, arz-taleple ilgisi olmayan verilere dayalı bu tür bir politika, piyasaya yardımcı olmayacak.

Ayrıca fiyatların inip çıkmasına neden olabilir ve kurtulmak için uzun bir süre gerekecek bir fazlalığa da yol açabilir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU