Türk Lirası'ndaki tarihi değer kaybının ardından toplumun en önemli gündem maddesi ekonomik durum oldu.
Millet İttifakı ortaklarından Demokrat Parti'nin (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal Türkiye’de ekonominin düzelmesi için bir iktidar değişikliğine ihtiyaç olduğunu söyleydi. Uysal, "Tayyip Erdoğanlı, AKP’li bir Türkiye’nin kendi tarihi yürüyüşüne, milletimizin gereksinimlerine, sahip olduğu imkân ve kapasiteye erişebilme şansı yok" diye konuştu.
"Suç varsa cezanın da tabii olarak karşılığını bulması gerekiyor"
Gazete Duvar'dan Müzeyyen Yüce'nin sorularını yanıtlayan Uysal, AK Parti iktidarına yönelik 'devr-i sabık yaratacağız' sözlerine de açıklık getirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Uysal şunları kaydetti:
AK Parti iktidarı, Türk tarihinin ve cumhuriyetin fetret dönemidir. Böyle bir dönemde ekonomiden başlayarak ’devleti ele geçireceğiz’ diyerek 15 Temmuz’da bu devleti darbe teşebbüsüyle karşı karşıya bırakanlar, kamu kaynaklarını kravatlı bir soygun anlayışıyla yağmalayanlar, pek çok suç varsa cezanın da tabii olarak karşılığını bulması gerekiyor. Hem siyasi hem de cezai hesap sorma süreçlerin işletilmesi gerekir. Birilerinin yaptıkları eğer yanına kar kalacaksa o zaman muhalefet olarak biz neyin mücadelesini veriyoruz.
Sürecin "bir cadı avına, hukukun dışına çıkacak uygulamalara dönüştürülmemesi" gerektiğinin altını çizen Uysal, "Netice itibariyle bu yanlışları yapanlar ülkeyi yönetenler ve ülkeyi yönetenlerin bakan, milletvekili, başbakan olarak yargılanacağı süreci kontrol edecek, yargının önüne getirecek yer TBMM. Bu mesele siyasi bir meseledir" ifadelerini kullandı.
"Yanlış yapanlar, kamu kaynaklarını yağmalayanlar elinde sonunda hesap verecek"
Uysal şöyle devam etti:
O açıdan bir takım muhalefet unsurlarının meseleyi çok düşük profilli anladığını görüyorum. Ebette burada Türkiye’nin namuslu hiçbir vatandaşı kendisini korkuya sevk edecek bir düşünceye girmesin. Bu aynı zamanda çok ciddi bir toplumsal taleptir. Milletimizin canı yanmış, bunca zaman çok ciddi hukuksuzluklara maruz kalmış farklı farklı toplumsal kümeler var. Demokrat Parti olarak bizler de bu iktidar sürecinde çok hukuksuzluğa muhatap olduk. Bu itirazımızı çok açık yüreklilikle söylüyoruz. Birilerinin kaçak-göçek, sempati sözcükleriyle ifade ettiğini, biz çok yalın bir şekilde ifade ediyoruz. O açıdan ülkenin yaşadığı bir travmatik dönemi daha da şiddetlendirerek kendileriyle muhalefetin pazarlık yapmasını isteyen bir siyasi iktidar var. Biz bu anlayışın karşısındayız. Yanlış yapanlar, kamu kaynaklarını yağmalayanlar elinde sonunda hesap verecek.
"Bir intikam süreci değil"
Uysal, "CHP lideri Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde devr-i sabık yaratmayacaklarını söyledi. DEVA Partisi’nden ise sizin sözlerinize karşı ‘hukuk’ mesajı geldi. Ne düşünüyorsunuz?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
Doğrudan siyasi partilerin bağlamından bağımsız bir şekilde kendi durduğumuz pozisyonu kuvvetli bir şekilde ifade etme ihtiyacı hissettiğimizi söylüyoruz. Böyle bir dönemde devr-i sabık yaratmayı, kelime anlamından başlayarak çok iyi anlamak lazım. Bu durum bir intikam süreci değil ama Türkiye adı konmamış bir buhran dönemi içinde. Bununla hem siyasi hem de hukuki düzlemde mücadele edilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Türkiye’deki hukukun durumunu bir takım muhalefet yapıları idrak etmemiş olabilir ama biz hukukun da Türkiye’nin de fiili durumunu çok iyi biliyoruz. Sağlıklı bir hukuki sürecin işlemesi için de siyasetin çok önemli vazifeleri var.
Gazete Duvar, Independent Türkçe