Şilililer, iki yıllık huzursuzluğun ardından cumhurbaşkanlarını seçmek için geçen hafta sonu sandık başına gitti.
Bir zamanlar Şili siyasi yelpazesinin zıt uçlarından gelen 'iki yabancı siyasetçi', pazar günü Şili başkanlık seçimlerinde en çok oyu aldı.
Ancak ilk turda hiçbir aday oyların yüzde 50'sini alamadığı için; en yüksek oyu alan iki aday 19 Aralık'ta tekrar karşı karşıya gelecek.
Bu bağlamda Şili askeri diktatörlüğünü savunan aşırı-bsağcı milletvekili Jose Antonio Kast yüzde 28 oyla birinci, eski öğrenci lideri Gabriel Boric ise yüzde 26 oranında oy alarak ikinci oldu.
Sürpriz bir şekilde, Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan ve kampanya sırasında Şili'ye ayak bile basmamış ekonomist Franco Parisi, oyların yaklaşık yüzde 13'ünü alarak üçüncü sırada yer aldı.
Parisi'nin siyasi görüşlerinin Kast'a yakın olması; ikinci turda olası ideolojik bir ittifakı gündeme getiriyor.
Ayrıca, merkez sağ adayı Sebastian Sichel ve merkez sol Yasna Provoste sırasıyla yüzde 12,7 ve yüzde 11,65 oranın oy aldı.
Sebastian Sichel, ikinci turda destekçilerine hiçbir koşulda "ikinci partiden bir adaya" oy vermeyeceklerini açıkladı.
Şilililer ayrıca, 155 üyeli alt Meclisi'nin tamamı ve senatörlerin 3/2'sini; yani 50 sandalyenin 27'si ve 16 bölgesel konseyindeki tüm pozisyonları yeniden seçti.
Ülke önümüzdeki yıl zorunlu bir referandumda yeni anayasayı kabul edip-etmemeye karar verdiğinde yürürlüğe girecek yeni Kongre için de oy kullandı.
Bu bağlamda değişen anayasanın cumhurbaşkanının yetkilerini nasıl etkileyip-etkilemeyeceği bilinmiyor.
Kast ve Boric, 2017'de cumhurbaşkanlığına aday olduğunda oyların yüzde 8'ini almış, başkanlık seçiminde aldığı oylarla siyasi gözlemcilerin dikkatini çekmişti.
2021 Kasım ayında yapılan ilk tur seçimlerinde de en çok oyu alan ilk iki aday oldular. Her iki aday da, Şili'de siyasete egemen olan düzen/merkez partilerden kaynaklı hoşnutsuzluktan yararlandı.
Bu bağlamda Kast ve Boric gibi Şili siyasetinde çok tanınmayan adayların seçimin favorisi olması; ülkedeki siyasi normlarının altüst olduğuna işaret ediyor.
Şili seçimleri, bakır zengini And ülkesinin 1990'daki demokrasiye dönüşünden bu yana en bölücü ve kutuplaştırıcı seçimi olarak görülüyor.
Şilili seçmenler geleneksel partilere karşı sol ve sağ adaylar üzerinden; asayiş, aile, din, ekonomi ve göç konularından ötürü keskin bir bölünme yaşıyor.
Görev süresi sona eren Cumhurbaşkanı Sebastian Pinera, sonuçların açıklanmasının ardından Kast ve Boric'i tebrik etti.
Kast ve Boric, ikinci turda; birinci turun diğer adayları olan Sichel, Parisi ve Provoste'nin seçmenlerini almak için çabalayacak.
Şili başkan adaylarının ortak vaatleri: Ekonomi ve göç
Solcu kimliğiyle bilinen Boric, sosyal güvenlik sisteminin toptan elden geçirilmesini; çalışma saatlerinin haftada 44'ten 40 saate indirilmesini ve öğrenci borçlarının affedilmesini öneriyor.
Seçim kampanyasında da kamu harcamalarındaki önemli artışın ultra zenginlerden alınacak yeni vergiler ve yolsuzlukla mücadele için daha etkili bir sistemle dengeleneceğini söylüyor.
Boric ayrıca; Şili'de birkaç istisna dışında yasak olan kürtajın ve eşcinsel evliliğin yasallaştırılmasını destekliyor.
35 yaşındaki Boric eğer seçilirse Şili tarihinin en genç cumhurbaşkanı olacak.
Şili Kongresi'nde 2002'den 2018'e kadar görev yapmış bir avukat olan 55 yaşındaki Kast, eşcinsel evliliğe ve kürtajı yasallaştırmaya sert bir şekilde karşı çıkıyor.
Bolivya sınırına göçmenler için bir hendek/duvar inşa etmeyi öneriyor. Ayrıca ülkede güvenliği yeniden sağlamak için katı güvenlikçi politikaları savunuyor.
Jose Antonio Kast, Şili bürokrasisinin radikal bir şekilde küçültülmesi gerektiğini, kabinedeki 24 bakanlığın 12'de birleştirilmesi çağrısında bulunuyor.
Kast ayrıca, ateşli-silahların yaygınlaştırılmasını destekliyor. Aracaunía bölgesindeki ayrılıkçı Mapuche yerlilerin silahlı ayaklanmasına karşı sert politikaları savunuyor.
Başkan adayları; Trump ve Biden'ı anımsatıyor
Şili başkan adaylarından Kast, açık sözlü konuşma tarzından; genel muhafazakarlığı ve yasadışı göçü engellemek için bir hendek kazmak gibi kendine has politik fikirlerinden ötürü, eski ABD Başkanı Donald Trump ve Brezilya Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro ile karşılaştırılıyor.
55 yaşındaki 9 çocuk babası Kast, eski diktatör Augusto Pinochet'nin neo-liberal "ekonomik mirasını"nı da destekliyor.
Şili'nin diğer cumhurbaşkanı adayı Boric, Hırvat kökenlidir.
2011 yılında Şili'nin eğitim sisteminde iyileştirmeler talep eden öğrenci protestolarına öncülük eden 35 yaşındaki milletvekili Boric, çevre koruma, yerli haklarının güçlendirilmesi ve ülkenin laissez-faire ekonomik modelini rafa kaldırma sözü veriyor.
Seçim vaatleri açısından ABD Başkanı Joe Biden, Peru Başkanı Pedro Castillo'ya benzetilen Boric, eşcinsel evlilik ve kürtaj yasağının kaldırılmasına destek veriyor.
Boric seçim kampanyasında eşitlikçi, feminist ve ekolojik bir Şili, vaatlerine odakladı.
Sıkı bir Katolik olan Kast, sonuçların açıklanmasından sonra yaptığı zafer konuşmasında, 19 Aralık'taki ikinci tur seçimini "komünizm ve özgürlük" arasında bir seçim olarak çerçevelendirerek, aşırı sağ söylemini ikiye katladı.
Kast ayrıca, Boric'in adaylığını destekleyen Şili Komünist Partisi'ni, "teröristleri affedecek", "suça karşı yumuşak davranacak" ve "ülkede istikrarsızlığı teşvik edecek" sözleriyle eleştirdi.
Şili bayrağıyla kaplı bir kürsüden konuşan Kast, "Venezuela ve Küba'nın yolundan gitmek istemiyoruz" dedi.
Boric, rakibinin agresif konuşmasının tam tersine; Kast'a ismiyle saldırmaktan kaçındı.
Birinci tur sonuçlarını alçakgönüllülükle kabul etti. Kendisine destek verenlerden; diğer adaylara oy verenleri ikna etmeye çağırdı.
"Haçlı seferleri korkusunu yenmek ve umut için" diyen Boric, "Bugün görevimiz, daha adil bir ülkeye giden en iyi yolu sunduğumuza başkalarını ikna etmektir" şeklinde konuştu.
Boric ayrıca, 1980'lerde General Augusto Pinochet diktatörlüğü tarafından dayatılan ülkenin özel emeklilik sistemini ortadan kaldırma sözü verdi.
Şili seçimleri, dünyanın bakır arzının üçte birini etkileyebilir
Dünyanın en büyük bakır üreticisi ve aynı zamanda bilinen en büyük lityum rezervine sahip ülkesi olan Şili; 2019'un sonlarında yaşanan şiddetli protestoların ülkeyi sarsmasından bu yana ilk kez sandık başına gitti. (Diğer seçimler anayasa değişimi ile alakalı referandumlardı).
Her iki aday da ülkenin madencilik endüstrisini bakır ve molibden dışındaki diğer metallere doğru çeşitlendirmek, sürdürülebilirliği geliştirmek ve emisyonları azaltmaktan yana.
Dolayısıyla seçim sonuçları, Şili bakır üretiminin riske atabilecek tartışmalı vergi reformu tasarısının kaderini de belirleyecek.
Önerilen değişiklik kapsamında, 'telif hakkı' oranı, kâr yerine üretime dayalı olacak ve bakır fiyatları pound başına 4 doları aştığında yüzde 75'e yükselebilecek.
Ülkenin büyük bakır madenlerinin yaklaşık 14'ünün üretim maliyetleri pound başına 2,50 doların üzerinde. Bir telif hakkıyla, fiyatlar tekrar düştüğünde birçoğu kapanmak zorunda kalabilir.
Bloomberg'e göre hükümet, on yılın sonuna kadar çoğu özel firmalardan olmak üzere yaklaşık 70 milyar dolarlık madencilik yatırımı öngördü.
Şili geçen yıl dünyadaki bakırın üçte birini konsantre, anot ve katot şeklinde üretti. Ayrıca lityum üreticisi ve büyük çinko, molibden, altın, gümüş ve kurşun rezervlerine ev sahipliği yapıyor.
Şili'nin 2050 yılına kadar bakır üretimini neredeyse ikiye katlama hedefine ulaşmak için 150 milyar dolarlık yatırıma ihtiyacı olacağı tahmin ediliyor.
Bakır, metalin inşaat, kablolama ve elektronik eşyalardaki merkezi rolü nedeniyle ekonomik büyümenin öncüsü olarak görülüyor.
Aynı zamanda, yeşil bir ekonomiye devam eden küresel geçişte önemli bir metal olarak kabul edilir.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Şili Maden Odası başkanı Manuel Viera, mayıs ayında yaptığı açıklamada, "Birçok düşük dereceli operasyon, işyerlerinin dışına atılacak ve işleri yok edecek" dedi.
Yeni verginin tam etkisi hemen hissedilmeyecek. Şili Madencilik Konseyi'ne göre, özel sektöre ait madenlerin çoğu, Şili devleti ile 2023 yılına kadar imzalanan vergi değişmezliği anlaşmaları kapsamındadır.
Ulusal Madencilik Derneği (Sonami) Başkanı Diego Hernandez, pazar günkü seçim sonuçlarının bir "yatırım kıtlığı" dönemine yol açabileceğine inanıyor.
Bunun, talepte beklenen artışı karşılamak için yeni bakır ve lityumun mevcudiyetini geciktireceğini söylüyor.
Dünyanın en büyük madencisi olan BHP, önümüzdeki 30 yıl içinde dünyanın neredeyse iki katı bakıra ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor.
Bu durum; Vizyon, Wood Mackenzie, ING Economics ve Bloomberg NEF gibi danışmanlar; Tesla ve Volkswagen gibi elektrikli araç üreticileri dahil birçok aktörün görüşleriyle de örtüşüyor.
Özetle madencilik şirketleri ve yatırımcılar, Şili'deki yaklaşan olayları yakından takip edecekler.
Cumhurbaşkanlığı ve kongre seçimlerinin sonuçları, telif yasasının geleceği ve anayasanın yeniden yazılması, ülkedeki yabancı yatırımın geleceği ve kritik metallerin mevcudiyeti için kritik öneme sahip
Şili'de 18 ay içinde dördüncü seçim
Şilililer pazar günü 18 ay içinde dördüncü seçimleri getirecek sandık için oy kullandı.
Bu kez 7 aday arasından yeni bir cumhurbaşkanı seçecek, kazanan ülkenin diktatörlük sonrası ilk anayasasının taslağının hazırlanmasına nezaret edecek.
İki yıldır süren yoğun protestoların ardından, görevden ayrılan Başkan Sebastian Pinera, başkent Santiago'nun zengin bir semti Las Condes'de bir okulda oyunu kullandı.
Başkan Pinera, televizyon kameralarının önünde "Bütün görüşler önemlidir. Gelin ve oy verin" dedi.
Şililer, mayıs ayında yapılan oylamada, 31 yıl önce Şili'yi yöneten Augusto Pinochet diktatörlüğünün yerini demokrasi aldığından beri, sağ/sol siyasi partileri tamamen kitlesel olarak reddettiği görülmüştü.
Nitekim 21 Kasım seçimlerinin favori 2 adayı da hükümette olmayan azınlık partilerinden geliyor.
Mesela Komünist Parti'nin yer aldığı solcu Approve Dignity ittifakından Gabriel Boric ve Cumhuriyetçi Parti'den aşırı sağcı Jose Antonio Kast, Şili geleneksel partilerin adayı değildi.
Her ikisi de sistemsel eleştiri getiriyor.
VİDEO | Şili'de on binler 'Birleşmiş halk asla yenilmez' şarkısını söyledi https://t.co/7aYqB56dSH pic.twitter.com/dgbjSW7Cf2
— Independent Turkish (@TurkishIndy) December 15, 2019
2019'daki protestolar haftalarca sürdü ve onlarca insan öldü.
2019 yılında gerçekleştirilen protestolarda göstericiler; düşük maaşları, emekli maaşlarını, kredi kartı faizini, yoksul halk sağlığı ve eğitimini; ve zengin ve fakir arasındaki "yüksek eşitsizliği" kınadı.
Pinera hükümeti, göstericilerle ortak mutabakata vardığı bir referanduma giderek; seçmenlerin yüzde 80'inin onanıyla yeni bir anayasanın seçilmiş bir organ tarafından hazırlanmasına kabul etti.
Şililer, mayıs ayında da çoğunlukla sol eğilimli bağımsız adaylardan oluşan bu organı seçtiler.
Sonuç olarak, ekonomik ve sosyal çalkantılarla kuşatılmış, birbirini takip etmeyen ikinci görev süresi nedeniyle milyarder Cumhurbaşkanı Pinera, büyük hayal kırıklığıyla görev süresinin sonuna geldi.
Ülkenin ekonomik sıkıntıları, koronavirüs salgınıyla daha da kötüleşti, işsizlik arttı. Enflasyon, sosyal yardım ve sübvansiyon talebi patlarken; dış borç hızla yükseldi.
Kasım ayında yapılan başkanlık seçiminde yeterli çoğunluğu alamayan adaylar; Aralık 2021'de ikinci tura gidilmesine neden oldu.
Kast ve Boric ikinci turda çeşitli ittifaklar yaparak seçmenlerin oy almak için çabalayacak ve bu daha ılımlı bir siyaseti beraberinde getirecektir.
Şili'de bu çok bilinmeyenli siyasi denklem içerisinde bilinen tek şey; Şili halkı, sosyal politikaları önemseyen bir hükümet; kamu sağlık hizmetlerine ve eğitime daha iyi erişim ve özel sektör tarafından yönetilen emeklilik sisteminde değişiklikler istiyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish