Kürtçe konser ve tiyatro oyunlarının yasaklandığı örnekler yaşandı… AK Parti'nin Kürt ve Kürtçe siyaseti değişti mi?

AK Parti, Kürtçenin önündeki yasakları kaldırdığı iddiasında. İktidara yakın kişiler tarafından bu durum "Kürtçe devrimi" olarak bile yansıtıldı. Son yıllardaki uygulamalar aksini ortaya koyuyor

AK Parti’nin Kürt ve Kürtçe siyaseti değişti mi? / Fotoğraf: Twitter

"Dedim ki 'Ben Ağrı Dağı'yım yalnız ve ıssız'

Sen dedin ki, 'Ben de Süphan Dağı'yım, karlı ve denizli'

Karlarım seni bekleyişimde eridi

Gözlerinde bir bulut olayım, göz yaşın olayım yarım yarım 

Göz yaşın olayım sözlüm" 

Bu satırlar, Mem Ararat'ın "İki Dağın Aşkı" adlı şarkısının ilk sözleri. 

Sadece bu değil, Mem Ararat'ın birçok şarkısı aşkı anlatır. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Eğer Ankara Keçiören Belediyesi, Mem Ararat'ın vereceği konseri son dakikada iptal etmeseydi sanatçı aşka dair şarkı ve türkülerle gelenleri coşturacaktı. 

Mem Ararat, duygu dolu sesiyle güzel anlar yaşatacaktı gelenlere.

"Kürtçe şarkılar söyleneceğini bilmiyorduk" diyerek salonda konser vermesini engelleyen belediyeye tepki gösterildi. Ancak ne tür bir yaptırım yapılacağına dair bir ipucu dahi verilmedi. 

Sadece bu belediyenin aldığı karar değil, artık Kürtçeye karşı bir engelden söz etmek abartı sayılmaz. 

AK Parti'nin Kürtçe konusunda devrim niteliğinde uygulamaları hayata geçirildiği iddiasını çürüten kararlara imza atılıyor. 

Kürtçe tiyatro oynanmasına da izin verilmedi. Aşk şarkılarının dile getirileceği konsere ve Kürtçe tiyatro oyununa izin verilmemesi eleştirilere yol açtı.

Konuyu Independent Türtçe'ye değerlendirenler, AK Parti'nin bir ara kaldırdığı yasakların başladığını dile getiriyor. 

"Anadil kaynaklı huzursuzluklar giderilmeli"

Kürtçe çalışmalarıyla tanınan ve Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi (DİERG) Direktörü Prof. Dr. Aziz Yağan, AK Parti'nin yasaklara karşı açılım yaptığını ancak okullarda açılan kısmi alanların yıllar içinde genişlemesine imkan tanımadığı görüşünde.

 

Aziz Yağan
Aziz Yağan / Fotoğraf: Twitter

 

Kürtlerin zorunlu göç dalgaları yüzünden başta Ankara, İstanbul ve İzmir olmak üzere metropollere yerleştiğini anımsatan Yağan, geçmişte özel mekanlarda verilen Kürtçe konserlerin günümüzde resmi büyük kongre merkezlerinde yapılmak istendiğine dikkati çekti.

"Kürt ve Kürt dili varsa Kürtçe müzik de vardır" değerlendirmesinde bulunan Prof. Dr. Yağan, "Anadili Türkçe olan toplumda da Kürt dilinin varlığı ve gündelik hayatta kullanılmasına dair olumlu yaklaşım yayılmaktadır. Ancak konser başvuruları reddedilince Kürt toplumu huzursuz oluyor ve Kürt dili yüzünden yasaklandığını tartışıyor" ifadelerini kullandı.

Kürtçe anadilin siyaset dışın olması gerektiğini kaydeden Yağan, devamında şunları kaydetti:

"Güçlenen, popülerleşen siyasete, konjonktüre göre değişmemeli yani bir toplumun doğal ve zorunlu gereksinimi olduğu gibi kabul edilmelidir. AKP, iktidarı yitirse bile eski yasaklı günlere geri de dönülmeyeceğine göre artık anadili kaynaklı huzursuzlukları gidermek gerekiyor. Bu tür yasaklamaları, olumsuzlukları, önyargıları, keyfilikleri gidermenin tek yolu var; o da Kürtçe anadilinde zorunlu eğitimi bir an önce başlatmak."

"Çocuklar bile AK Parti'nin değiştiğini bilir"

Tarihçi yazar Dr. Naci Kutlay da AK Parti'nin Kürt siyasetinin değiştiği görüşünde.

 

Naci Kutlay
Naci Kutlay / Fotoğraf: Twitter

 

Var olan değişimi dönemsel bir olgu olarak tanımlayan Dr. Kutlay, "Son dönemlerde Kürdistan ismi ile ilgili birtakım yasaklamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Oysa Kürdistan Kürtlerin yaşadığı yerin adıdır. Osmanlı Meclisi Mebusan ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerine kadar her zaman Kürdistan ismi rahatlıkla kabul edilmiştir" yorumunda bulundu.

"2001'den 2008'lere kadar ki AK Parti ile bugünkü AK Parti'nin aynı şeyi düşünmediğini çocuklara bile sorsanız bilir" diyen Dr. Kutlay, şunları kaydetti:

"Dönem dönem çok aşırı milliyetçi ve ırkçılığa varan söylemler oluyor ve yasaklamalara başvurabiliyorlar. Dolayısıyla AK Parti'nin Kürt ve Kürtçe siyasetinin değiştiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. AK Parti'nin 2001 ile 2008 yılları arasındaki demokratikleşmeyi düşünün. Mesela Kürtçe televizyonun açılması bu yılların ürünü. Şu an farklı bir bakış ve algı var. Bunların hepsi dediğim gibi dönemsel şeylerdir. Bu Türk siyasi tarihin gelgitleridir."

"AK Parti'nin yaptığı reform ve çıkardığı yasalar ortada"

Eski AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu ise AK Parti'nin Kürt ve Kürtçe siyasetinin değişmediği görüşünde.

 

Mehmet Galip Ensarioğlu
Mehmet Galip Ensarioğlu / Fotoğraf: AA

 

AK Parti'nin Kürt siyaseti için yaptığı reform ve çıkardığı yasaların ortada olduğuna vurgu yapan Ensarioğlu, "Ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz" sözünü hatırlattı.

Partinin kurumsal tutumunun çıkardığı yasalar ve yöneticilerin beyanları olduğunu ifade eden Ensarioğlu, sözlerine şöyle sürdürdü:

"Bir belediye başkanı kendi şahsi tavrıyla yanlış tutum içine girmiş ve beldesindeki insanlara veya milliyetçi tabana mesaj vererek partinin kurumsal tutumunun aleyhine yanlış bir tavır sergilemişse bu parti içinde değerlendirilir. Ancak AK Parti'nin Kürt politikası veya Kürtçeye bakışı değişmemiştir. Daha bir hafta önce partinin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Batman'daki seyahatinde Kürtçe şarkı ve konuşmalarla karşılandı. Partinin gerçek kurumsal tavrı budur."

"PKK sorunun çözülmesini engellemek için her yanlışı yaptı"

Eski Refah Partisi Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu da AK Parti döneminde Kürt sorununu ortadan kaldırmaya yönelik çok ciddi ve tarihi adımların atıldığını söyledi.

 

Ömer Vehbi Hatipoğlu
Ömer Vehbi Hatipoğlu / Fotoğraf: AA

 

Özelikle Kürtçenin önündeki engellerin kaldırılması konusunda ciddi adımlar attığı aktaran Hatipoğlu, "AK Parti'nin gerçekleştirdiği bu siyasetin karşısında PKK ve türevlerinin tavrı hendek ve benzeri olaylarla savaş ilanı oldu. PKK aslında Kürt meselesinin sorun olarak devam etmesi için elinden gelen gayreti gösterdi" yorumunu yaptı.

Hatipoğlu, "Şimdi bu şartlar altında eğer ortada bir geriye dönüş veya tersine gidiş varsa öncelikle onun sorumlusunun AK Parti iktidarı veya Türkiye hükümeti değil, buna savaş açmış olan PKK ve türevlerinin eylemlerinde ramak gerekir" dedi ve ekledi:

"Önce tespiti doğru ortaya koymak lazım. PKK sorunun kardeşçe çözülmesini engellemek için yapılabilecek her türlü yanlışı yaptı. Dolayısıyla bunun karşısında bir tepkinin oluşmasını beklemek de doğal bir sonuçtur. Ben olayı böyle değerlendiriyorum. Önce iğneyi kendimize sonra da çuvaldızı başkasına batıralım. Ben AK Parti'li olmadığım gibi üye de değilim. Ama AK Parti döneminde çıkartılan yasalar ve ortaya konan tavır Cumhuriyet tarihinin en barışçıl tavrıydı. PKK bunu bilerek HDP'nin de önünü kesmek amacıyla bu tavrı baltalamıştır."

"Döndük dolaştık tekrar Kürt ve Kürtçe meselesine geldik" 

Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefhan Ciziri ise AK Parti'nin Kürt siyasetinin değiştiğine ilişkin çok belirti olduğu söyledi. 

Ancak AK Parti'deki değişimin derinliğinin ne kadar olduğunu kestiremediklerini dile getiren Ciziri, "Öte yandan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop'un geçtiğimiz günlerde Mardin ziyaretinde 'Bizim Kürtçe'ye karşı bir tavrımız yok' dedi. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de Diyarbakır'da Kürtçe konuştu. Madem AK Parti bu reformları başlattı ve bir derece öncülük etti, o zaman yaptıklarına sahip çıksın" çağrısında bulundu.

 

Şerefhan Ciziri
Şerefhan Ciziri / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Madem Kürtçe yasak değil, niye bir Kürt müzisyenin konseri engelleniyor veya yasaklanıyor" sorusunun yanıtı merak ettiklerini ifade eden Ciziri, "Mesela Kürdistan ismi değişik argümanlarla suç sayılıyor. Oysa eski başbakanlardan Sayın Binali Yıldırım'dan Ahmet Davutoğlu'na ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a varıncaya kadar birçok isim Kürdistan kavramını kullandı. Şu an geldiğimiz durum ise ortada. Gerçekten süreç Kürtçenin yasaklanmasına mı doğru gidiyor, doğrusu kestiremiyoruz" ifadelerine yer verdi.

Kürtçeye karşı tavır sergilendiği iddialarına ilişkin AK Parti yöneticilerinin buna bir cevap vermesi gerektiğini vurgulayan Ciziri, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yazıktır, döndük dolaştık tekrar Kürt ve Kürtçe meselesine mi döndük? AK Parti kadrolarının bu konuda net bir tavır ortaya koyması gerekir. AK Parti'li belediyenin Kürtçe konseri yasaklaması anlaşılır değil. Bu nasıl mantalite ve anlayıştır. Mesela konserde Fransızca, İngilizce veya Arapça şarkılar söylenseydi yine de yasaklanır mıydı? Bu konuların netleşmesi gerekir. 'Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim' şeklinde bir atasözü var. Herhalde MHP ile olan ortaklık biraz bu konuları geriyor ki öyle görünüyor. MHP'den bir beklentimiz yok ama AK Parti'nin bu konuda kendisini ortaya koyarak müdahale etmesi gerekir diye düşünüyorum."
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU