Ani; Kars'ın güney doğusunda Ermenistan sınırının sıfır noktasında yer alıyor.
Türkiye sınırlarının en doğusundaki Ani; Orta Asya steplerinin Anadolu'ya açılan kapısı olarak, çok kimlikli bir şehrin izlerinin hissedildiği, görüldüğü antik bir yer.
Sayısız mimari şah eserin yer aldığı Ani harabeleri; Urartulardan, Perslere, Bizans'tan, Büyük Selçuklu'ya, Şeddadilerden Osmanlı'ya kadar tüm zamanların tozunu katman katman biriktirmiş bir kent.
Açık kaynaklarda yer alan bilgilere göre Ani, 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor.
Antik kentte; Zerdüşt tapınağı, büyük bir katedral, çok sayıda kilise ve Anadolu'da inşa edilen ilk cami gibi birçok yapının yer alıyor.
Ani, dibinde vadilerle çevrili bir düzlük üzerinde yer alıyor. Bu vadilerden akan çaylar birikerek Aras nehrine karışıyor.
Çevresinde akan küçük nehirler, kadim medeniyetlerin neden Ani'ye kurulduğunun birer göstergesi.
Hem suyun getirdiği bereket hem de güvenlikli aşılmaz surlar, burayı bütün devletlere cazip bir kent kıldığı yazıyor tarih kitaplarında.
Ani kentinin kuzey tarafı, savunma açısından en zayıf yer olması nedeniyle güvenlik amacıyla yapılan, yedi kapılı çifte surlar ve sık aralıklarla dikilen burçlarla da desteklenmiş.
İlkleri kenti
961 yılında 3. Aşot başkentini Ani'ye taşıyarak burada büyük bir kentin inşasına başladı.
Ani En parlak devrini Ermeni Bagrationi soyundan gelen Kral Gagik zamanında yaşadı.
Çok sayıda yaşam yerinin, kiliselerin, çarşıların, yolların, surların inşa edildiği bu dönemde kentin nüfusunun yüz binlere ulaştığı tahmin ediliyor.
1045'te Bizanslılar Ani'yi zapt edip Bagratlı devletine son verince savunmasız ve huzursuz kalan bölge, 1064'te Selçuklu sultanı Alpaslan'a teslim oldu.
Selçuklular, şehri fethettikten kısa bir süre sonra yönetimini Kürt Şeddadi Beyliği'ne teslim etti.
Ani, Şeddadiler tarafından başkent ilan edildikten sonra, 1072 yılında Ebu'l Menûçihr Camii inşa ettiler.
Özgün bir mimariyle yapılan cami dünyadaki en önemli İslam eserlerinden biri olarak biliniyor.
Ani kentinde ayakta kalan bu eser, Anadolu topraklarında yapılmış ilk camii kimi kaynaklarda geçiyor.
Zamanın birçok sanatçısının, mimarının çekim merkezi olmuş Ani antik kentinde ayakta kalan eserlerden biri olan Büyük Katedral.
Bu katedral, İstanbul'daki Ayasofya'nın da kubbesini onaran ünlü mimar Tradat tarafından inşa edildi.
Sultan Alpaslan, fethettikten sonra büyük katedralde namaz kılmış ve buranın daha sonra camiye dönüştürülmesini sağladı.
Ani, tarih boyunca; ticaret yolu, kültürlü bir bölge, stratejik konumu ve mimarisi ile birçok devlet için çekici bir kent oldu.
Bu nedenle kentteki pek çok eser çeşitli savaşlarda ya tahrip oldu ya da yok olmayla karşı karşıya geldi.
Bazı eserlerin de bölgede yaşanan büyük depremlerde yok olduğu tahmin ediliyor. Bunlardan biri olan 1035 yılında inşa edilmiş Halaskâr Kilisesi…
1953, yılında yıldırım düşmesi sonucu kubbesinin yarısı yıkılan Halaskâr Kilisesi'nin yarısı ise dimdik ayakta durmakta.
Turizmin gözdesi Ani
Son yıllarda Doğu Ekspresi'nin popüler olmasıyla beraber Kars ve çevresine turist akını olmaya başladı.
Özellikle kış aylarında çeşitli yerlerden gelen turistlerin ziyaret ettiği başlıca yerlerden Ani oldu.
Ani, her mevsim ayrı ayrı renklere bürünüyor. Eşsiz mimari eserler özellikle sonbaharda fotoğrafçılar için adeta renk cümbüşü sunuyor.
Çıplak gözle Ermenistan'a bağlı köyler ve yerleşim yerleri görülebiliyor.
Sınırın Ermenistan tarafında kalan mağaralar ve yer, 6 şehri olduğu düşünülen bir bölgede bulunuyor.
Yerel halk, buradaki mağaraların Şahmeran efsanesinin geçtiği yer olduğuna inanır.
Pandemi nedeniyle Ani de birçok turizm bölgesi gibi ziyaretçi sıkıntısı yaşıyor.
Restorasyon çalışmalarına ara verilmiş çok kültürlüğün kenti Ani ilgi bekliyor.
© The Independentturkish