Karar yazarı: 90’lardan daha karanlık

"Felakete inanmayın tabii, çünkü felaket ötesi bir ekonomik tablo yaşıyoruz"

Fotoğraf: AA

Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, Türkiye’de ekonomik durumun 1990’lı yıllardan daha kötü olduğunu ifade etti.

Kahveci, bugünkü köşe yazısında “Bugün Türkiye karanlık 90’lı yılların bile çok gerisine düştü” dedi ve şu ifadeleri kullandı:

Mesela sağlık sisteminde hastane önünde günü birlik kuyrukların yerini, 4-5 aylık bilgisayar kuyrukları aldı. İlaç ise erişilemez noktaya gelmeye başladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İşsizlikte de Türkiye’nin şu an 90’lı yılların daha gerisinde olduğunu belirten Karar yazarı, şöyle devam etti:

90’lı yıllar karanlık diyoruz ama o yılların ortalama işsizlik oranı bugünden daha iyi. En iyisi gelin rakamlara bakalım: 1981-1991 arası 15+ çalışabilir yaştaki nüfus 29.866 bin kişi. Bunun 16.835 bini iş gücünde, yani iş gücüne katılım yüzde 56,4 gibi yüksek bir rakam. Bu iş gücünün de 15.444 bini bir işte çalışan olarak görülüyor. Böylece geriye kalan 1.392 bin kişi işsiz ve yüzde 8,3 işsizlik oranıdır. 1991-2001 arası 15+ nüfus 40.534 bin kişi. Bunun 20.558 bini iş gücünde, yani iş gücüne katılım yüzde 50,7’ye düşüyor. Ve ortalama işsiz sayısı 1.670 bin kişiye çıkıyor ama işsizlik oranı yüzde 8,1’e düşüyor. Tıpkı son yıllarda yeniden yaşadığımız olay. Yani işsiz sayısı artıyor ama işsizlik oranı düşüyor. Bunun temel nedeni “İş gücüne katılım oranı”dır.

Şimdi gelin bu analizi tersten okuyalım: 90’lı yıllarda iş gücüne katılım düşmeseydi, yani, insanlar umutlarını kaybetmeyip 80’li yıllardaki gibi iş gücüne katılım %56,3 oranında kalsaydı ne olurdu? İş gücü sayısı 20.558 bine yerine 22.833 bin olurdu. Ve 18.888 bin istihdam dışında kalanlar olarak işsiz sayısı 1.670 bin yerine 3.945 bin kişi olacaktı. Böylece 90’ların gerçek işsizlik oranı da 8,1 yerine 17,3 çıkacaktı. Felaket değil mi? Ya da felaket nasıl umutsuzlukla örtülmüş. 90’lı yıllarda da gerçek işsizlik, iş gücüne katılım düşerek örtülmüş. Oysa ekonomik gelişme ile işgücüne katılım azalmayacak, tersine artacaktı.

Yazısının devamında mevcut bazı verileri paylaşan Kahveci, şu yorumu yaptı:

Bu rakamlar Türkiye’de demokrasinin ve seçmen tercihinin ekonomiden çıktığını, seçmenin yoksulluğu kabullendiğini, hatta yoksulluğu sevdiğini bile söyletebilir seviyelerdir. Dar tanımla bile aslında işsizliğin yüzde 20’lerin üzerinde kronikleştiğini, sadece TÜİK’in sanal verileri ile bunun kağıt üzerinde %12,0’lerde gösterdiğini, aslında umutsuzluktan iş bile aranmadığını görüyoruz. Ülkemiz, karanlık 90’lı yılların bile gerisinde kalırken, bu sefer asıl büyük felaketin uzun dönemli kronikleşen fakirlik olduğunu anlıyoruz. Buna rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Felaket tellallarına inanmayın” sözü sizce ne ifade ediyor olabilir? Ben cevap vereyim: Felakete inanmayın tabi, çünkü felaket ötesi bir ekonomik tablo yaşıyoruz...

 

Karar, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU