Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu'ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, Anayasa Mahkemesi'ne verilen ön savunmada, demokrasi açısından partilerin yeri ve önemini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararları ışığında değerlendirdiklerini bildirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Dede, HDP PM Üyesi Doğan Erbaş, Hukuk Komisyonu üyeleri Maviş Aydın, Evin Kılıç ve Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki ile birlikte parti genel merkezinde yaptığı açıklamada, Siyasi Partiler Kanunu'nun 102. Maddesi'ne göre, eş başkanlar ve merkez organları dışındaki kişilerin siyasi partilerin odak haline geldiği düşünülen eylemi olduğu takdirde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ilgili partiye uyarı yapması gerektiğini, ancak partilerine herhangi bir uyarının yapılmadığını söyledi.
"Irkçılık yapan partiler elbette yargısal denetime tabii tutulmalı"
Siyasi partilerin hangi koşullarda kapatılacağının Anayasa'da düzenlendiğini belirten Dede, "Diğer taraftan Siyasi Partiler Yasasında da düzenlemeler mevcut. Ancak 80 ve 81'inci maddeler Anayasaya aykırıdır. AYM'nin önce bu maddelerin Anayasaya uygunluğunu denetlemesi gerekir. 82'inci madde sorunlu bir maddedir, birçok siyasi partinin kapatılmasında dayanak olarak gösterilmiştir. 82'inci maddede ırkçılık düzenleniyor. Bizce de ırkçılık yapan bir partinin faaliyetlerinin yargısal denetime tabi tutulması gerekir. Ancak AYM'nin bunu evrensel ölçülere göre yorumlaması ve netlik kazandırması gerekir" dedi.
"AYM'nin kendi kararları var"
Anayasa Mahkemesi tarafından TCK'nın 220/6'ıncı maddesinin öngörülemez ve uygulanmaması gerektiği yönünde karar verildiğini kaydeden Ümit Dede, TMK'ya ilişkin de hem AYM ve hem de AİHM'in binlerce ihlal kararı olduğunu hatırlatarak, "Uygulamada TMK'nın nasıl suistimal edildiği yargı makamları tarafından defaatle ortaya konulmuşken ve ulusal ve uluslararası kurumların raporları varken TMK'nın uygulamada sorunlara ve kişiler açısından hak mahrumiyetlerine sebep olduğu tespit edilmiş bir gerçektir" diye konuştu.
"İrfan Fidan yasaya ve Anayasaya göre bu davaya katılamaz"
Anayasa Mahkemesi'ne son atanan üye olan İrfan Fidan'ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili olduğu dönemde sorumluluğu olan pek çok savunmanın iddianameye konulup kapatılmaya gerekçe gösterildiğini kaydeden HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Dede, şöyle konuştu:
Yasada düzenlenen hakimin reddi sebeplerinden biri şudur: Eğer biri hakim soruşturma sırasında soruşturma yürütmüşse sonrasında yapılan yargılamaya katılamaz. Bu emredici bir hükümdür, hakimin yasaklılık sebeplerinden biridir. İrfan Fidan'ın bu davaya katılabilmesi yasal olarak mümkün değildir. AYM'nin bu konuda öncelikli olarak karar vermesi gerekir
"İddialara tek tek cevap vermeyi ikinci aşamaya bıraktık"
HDP üyesi 451 kişi hakkındaki soruşturma ve kovuşturmaların kapatma davasına delil olarak alınamayacağını öne süren Dede, "Aksi bir durum hem ihsas-ı rey hem de mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Bu hususlar AYM'nin esasa girmeden önce göz önünde bulundurup karar vermesi gereken konulardır. Bu aşamada iddianamedeki bütün iddialara cevap verme yoluna gitmedik. Soruşturmanın ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mütalaa verilecek ve esas hakkındaki savunmamızı vereceğiz. İddialara tek tek cevap vermeyi ikinci aşamaya bıraktık" dedi.
"HDP, Kürt sorununun çözümünde rol üstlenmiştir"
HDP'nin Türkiye'nin bütün sorunlarının çözümünü ilke edinmiş ve çözüm için diyalog ve müzakerenin esas alınmasını her defasında vurgulayan bir parti olduğunu ve bunu savunmalarında da dile getirdiklerini belirten Ümit Dede, "Fiziksel ve yargı eliyle yapılan saldırılara rağmen seçimlerde üstün başarılar elde etmiş ve Türkiye'nin en etkin muhalefet partilerinden olmuştur. HDP'nin üstlendiği görevlerden biri Türkiye'nin kuruluşundan itibaren çözülememiş temel bir meseleyi yani Kürt sorununu barışçıl yöntemler, diyalog ve müzakere ile çözme çabasıdır. Türkiye'de bunu yapabilecek yegane parti HDP'dir. Geçmişte olduğu gibi bugün de bu konudaki rolünü oynamıştır" diye konuştu.
"Çözüm Süreci faaliyetleri yargılanamaz"
HDP'nin kapatılması yönünde savcının dayandığı en temel hususun Kürt sorununda barışçıl yöntemlerle çözüm konusundaki olduğunu öne süren Dede, "Çözüm Süreci zamanında ve sonrasında HDP'nin çabaları asla yargılama konusu yapılmamalıdır. Bu konuda çıkarılan 6551 sayılı yasa buna engeldir. Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan barış hakkı asla yargılama konusu yapılamaz" dedi.
"HDP'nin eylem ve söylemleri suç olarak kabul edilemez"
Dede, HDP'nin bu konudaki eylem ve söylemlerinin suç olarak nitelenmesini parti olarak asla kabul etmediklerini söyledi.
Evrensel standart ve mevzuatların da buna izin vermediğini ve siyasi partiler hakkında kapatma davası açılmasının meşru bir amaca dayanması gerektiğini söyleyen Ümit Dede, "Oysa biz hazırlık sürecinin hukuki değil siyasi gerekçelerle yapıldığını çok iyi biliyoruz. İktidarın 5 yıldır vesayetindeki yargı eliyle gerçekleştirdiği operasyonlarla bu süreci nasıl gerçekleştirdiğini, kullandığını ve HDP'yi hedef haline getirdiğini çok iyi biliyoruz. Ortakları ile birlikte kapatma davasını kampanya şeklinde ilmik ilmik ördüğünü biliyoruz" şeklinde konuştu.
"AYM, AİHM kararları ve içtihatlarını dikkate almalıdır"
HDP hakkında açılan birinci kapatma davasının iddianamesinin adeta MHP kongresine bir armağan olarak sunulduğunu, ikincisinin ise 7 Haziran'da HDP'nin siyasi iktidarın iktidarı kaybetmesine sebep olduğu tarihe denk getirildiğini kaydeden Dede, şöyle konuştu:
İlk iddianame AYM'ye verildikten sonra AYM bunu kapsamlı gerekçelerle iade etmişti. Hukuk tarihine geçecek bir belge niteliğindedir. Bu sadece hazırlayan savcıya yönelik bir karar değil, HDP'ye yönelik yapılan saldırılara da verilen bir cevap niteliğindedir. İkinci iddianameyi değerli akademisyen, avukat ve hukukçularla incelediğimizde onun da ilkinden farkı olmadığını, iade gerekçelerinin ikinci iddianamede de karşılanmadığını tespit ettik. İade gerekçeleri davanın derhal reddi gerekçelerini oluşturmaktadır. Bunu da AYM'nin dikkatine sunduk. AYM kapatma davasını incelerken şimdiye kadar her ne kadar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesinde AİHM kararlarını göz önünde bulundurmamış, AİHM içtihatlarını esas almamışsa da bunları bundan sonra dikkate alacağına olan inancımızı koruyoruz
"Yargılama savcının mütalaası beklenmeden durdurulmalıdır"
Demokratik Toplum Partisi'ne (DTP) ilişkin AİHM'in verdiği kararı da Anayasa Mahkemesi'nin dikkatine sunduklarını söyleyen Dede, "AYM'nin hiçbir üyesi şu anda bir kapatma davasına imza atmış değil. Örgütlenme özgürlüğü ve bir çok hakkın ihlali niteliğinde olan bu kapatma davasında AYM'nin, Avrupa hukuk sistemi ile hukuk sistemimizin içtihat birliğine yol açacak ve demokrasinin önüne açacak yeni bir yol açacağına inanıyoruz. Ki bu yol AKP'ye ilişkin açılan davada başlamıştı, orada bir ret kararı verilmişti. O günden bu yana da AYM herhangi bir kapatma kararı vermedi. HDP açısından da kapatma kararının verilmeyeceğini düşünüyoruz. HDP'ye ilişkin yürütülmekte olan yargılama, savcının mütalaası beklenmeden savunmada belirttiğimiz hususlar göz önünde bulundurularak durdurulmalıdır" dedi.
Independent Türkçe, AA