Arınç: Abdullah Bey'in eksiğini Bülent, Bülent'in eksiğini Tayyip Bey kapatırdı, böyle bir kadroyduk, şimdi kimlere kaldı görüyorsunuz

Gençlerle bir araya gelen Bülent Arınç, konuşmasında "2015'ten sonra yokum, mesuliyet kabul etmiyorum" ifadesine de yer verdi

Fotoğraf: Independent Türkçe

Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Öze Dönüş Platformu tarafından düzenlenen kahvaltıda gençlerle bir araya geldi.

Program, Öze Dönüş Platformu Başkanı Emir Abi'nin açılış konuşmasıyla başladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Sözünün hikmeti kalmadı"

Abi'nin ardından söz alan Bülent Arınç, konuşmasına nefret dili kullanılmasını eleştirerek başladı. "Birileri eline kılıcı alıp ona buna sallıyor" diyen Arınç, "Bu kişilerin artık sözünün bir hikmeti kalmamıştır" ifadesini kullandı.

"İmansız diye bildiğimiz Nazım Hikmet..."

Başbakan Yardımcısı olduğu dönemde İstanbul Beyoğlu'ndaki Ağa Camii'nin restorasyonu sonrasında yapılan açılış için hazırladığı konuşmada Nazım Hikmet'in yazdığı bir şiiri okuduğunu söyleyen Arınç, "Bizim dinsiz imansız ateist komünist diye bildiğimiz Nazım Hikmet, Ağa Camii için bir şiir yazmış. Değme dindar o şiiri yazamaz" dedi.

Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Cem Karaca gibi isimlerin düşüncesi nedeniyle yurtdışına çıkmak zorunda kaldığına değinen Arınç, düşünce ve ifade özgürlüğünün önemine vurgu yaptı.

"Rakibine kaçacak bir yol bırak"

"Haksızlık yapıyor muyuz, çalıp çırpıyor muyuz, yaptığımız her işe fetva uyduruyor muyuz?" diyen Arınç, Bakanlar Kurulu'nda bir muhatabına anlattığı bir anektodu paylaştı:

Sun Tzu'nun Savaş Sanatı kitabında 'Rakibinle kavga ederken ona mutlaka kaçacak bir yol bırak. Kaçacaksa savaş biter. Tamamen kuşatırsın ve kaçamazsa zaiyat çok olur' deniyor. En iyi savaş, savaşmadan kazanmaktır.

"Paramparça pantolonlar giyiyorlar"

Peygamberin sünneti oldu olduğu için sakal bırakan ama dört halifenin ismini insanlar olduğunu ifade eden Arınç, fizik tedavi için gittiği bir hastanede genç kadınların giyiminin dikkatini çektiğini ifade etti ve şunları söyledi:

Genç kızlarımızın yırtık pantolonlar giymesine alıştık ama paramparça pantolonlar giyiliyor. Halbuki iyi bir kıyafet, aslında iyi bir tavsiye mektubudur.

"Devran kitabını önerdiğim için bana çok kızıldı"

Tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Devran kitabının okunmasını önerdiği için kendisine çok kızıldığını söyleyen Arınç, "Okumak çok önemli. Okumayan azar. Okursanız hitabetiniz iyileşir. Hitabeti öyle siyaset akademilerinde öğrenemezsiniz, okursanız gelişir" diye konuştu.

"Görmez'le, Bardakoğlu'yla konuşurum, bugünkülerle konuşmam"

"Bugün ilahiyat fakültesi hocaları bile birbirine düştü. Sahih olmak lazım" diyen Arınç, "Ben bir dini meseleyi konuşacak olursam ya Mehmet Görmez'le ya da Ali Bardakoğlu'yla konuşurum. Bugünkülerle konuşmam" ifadesini de kullandı.

"Mesuliyet kabul etmiyorum"

Arınç, "Hâlâ AK Partiliyim, bir yere gitmiş değilim" derken, siyasete girmek isteyenlere, "Siz iyi olun, sizi talep etsinler" tavsiyesinde bulundu.

Arınç konuşmasında "Yaptıklarımla iftihar ediyorum. 2015 sonrasında olmadığım için hiçbir mesuliyet kabul etmiyorum" şeklinde konuştu.

"İnşallah özümüze döneriz; zillet - millet doğru değil"

"İnşallah özümüze döneriz. Fabrika ayarları deniyor ya, ondan bahsediyorum" diyen Arınç, "Millet İttifakı seçim kazanırsa Türkiye'de kaos olmaz mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:

Ben konuya Millet İttifakı, Cumhur İttifakı diye bakmayayım. 1974'te CHP ile biz, yani MSP ile ittifak kurdu. Ecevit, güzel bir söz söyledi. "Tarihi bir yanılgı içindeymişiz"  dedi. Dindar insanlar Atatürk düşmanıdır sanılıyordu. O dönem bu koalisyona olmaz deniyordu. Bal gibi de oldu. İttifakları temeli 1991'de atıldı. Kendi ittifakını kuran bir parti, karşısındakine kötü sözler söylememeli. Millet - zillet lafını doğru bulmuyorum. Oradan da biri çıkar size çamur der. Ortada belirlenmiş bir erken seçim yok, dolayısıyla Millet İttifakı'nın adayını açıklamamış olmasını doğru buluyorum.

Dindar terzi örneği 

"Hazreti Ömerler arıyorum deniyor ama Ömer'in yolunda gidenler siyasette yükselmiyor. Öneriniz nedir?" sorusuna ise Arınç şu yanıtı verdi:

Ehliyet ve liyakat çok önemli. Bir elbiseyi, iyi bir dindar olmasına rağmen işinde başarısız olan bir terziye değil, eksiklikleri olsa bile maharet sahibi olan terziye diktirmemiz gerekir. Eksiklikleri, onun özel hayatıdır. Bizi ilgilendirmez.

"Şimdi kimlere kaldı, görüyorsunuz"

Arınç, "Kutuplaşmanın en aza inmesi için ne yapılmalı" sorusuna, "İslam'ın özünde güzel söz ve yumuşak dil var. Siyasetin dili yumuşak olmalı, herkesi kucaklamalı. Yüzde 50 oy almak demek, iki kişiden birinin onayını almak demek. Eskiden birbirimizi tamamlayan bir kadroyduk biz. Abdullah Bey'in eksiğini Bülent, Bülent'in eksiğini Tayyip Bey kapattırdı. Şimdi kimlere kaldı görüyorsunuz" diyerek yanıtladı.

"Arabasında kokain çeken adamı genel merkeze almışsın"

Arınç ayrıca şu ifadeyi de kullandı:

Arabasında kokain çeken adamı genel merkeze almışsın. Ben olsam 30 kilometre yakına yaklaştırmam.

Babacan ve Davutoğlu'na eleştiri

Arınç'ın Deva Partisi ve Gelecek Partisi'yle ilgili soruya yanıtı ise şöyle oldu:

Gittim görüştüm kendileriyle. Bana da çok şeyler söylediler, hakaret ettiler, tecrit ettiler. Kenara çekilebilirsiniz, parti kurarsanız AK Parti'ye zarar verirsiniz dedim. Acınızı içinize atın dedim. Hatta sonra hayırlı olsun bile demedim. Bu sistem büyük partilerin işine yarar. Yaptıkları doğru olabilir ama siyaseten yanlış.

Program, toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU