14 yıl önce Amerika'da tanıştığı kadınla evlenen Fazıl Y., eşinin diplomasının sahte olduğunu öğrenince kendisini kandırdığı gerekçesiyle boşanma davası açtı.
Sabah gazetesinde önceki gün yayımlanan Dilek Yaman Demir imzalı habere göre, Fazıl S., eşi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sahtecilik yaptığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunarak, il göç idaresi kanalıyla ülkesine gönderilmesini talep etti.
Benzer bir olay 2013 yılında Çin'de yaşanmıştı. Jian Feng adlı Çinli bir iş insanının evlenmeden önce tüm yüzüne estetik ameliyat yaptırdığını kendisinden saklayan karısına "Dolandırıcılık yaptığı ve çocuklarının çirkin olmasına neden olduğu" gerekçesiyle dava açtı. Feng'in, eşinden 120 bin dolarlık tazminat kazandığı öne sürülmüştü.
Bahsedilen olaylar nadiren yaşanabilecek türden dahi olsa insanların evlenmeden önce kendileriyle ilgili bazı bilgileri karşı taraftan gizlemesi, eksik veya yanlış söylemesi yaygın görülebiliyor.
Bu durumda akıllara şu soru geliyor: Eşlerin evlenmeden önce birbirlerine söyledikleri kimi bilgilerin yanlış çıkması boşanma sebebi midir?
"Kişilerin kendileriyle ilgili yanıltıcı beyanları güven sarsıcı nitelikte davranış"
Avukat Merve Gürcan kişilerin evlenmeden önce kendileri hakkında yanıltıcı beyanlarda bulunmalarının güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğunu belirtti.
Bunun bir boşanma nedeni sayılıp sayılmayacağının her olayda ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Gürcan, "Burada cevaplanması gereken ilk soru; yanıltılan eş gerçeği bilseydi evlilikten vazgeçer miydi" diye sordu.
Yanıltılan eş, gerçeği evlenmeden önce öğrenmesine rağmen evlenmişse affetmiş sayılacağından artık bu nedene dayanarak boşanma davası açmaması gerektiğini ifade eden Gürcan, "Habere konu olayda ise eşin sahte diploma düzenleyip bunu işe girmek için kullanması söz konusu olduğundan bu durum suç teşkil etmektedir. Bu boşanma nedeni kabul edilir" diye konuştu.
Çin'de yaşandığı iddia edilen olayı hatırlatan Gürcan, "Bu elbette ekstrem bir örnek ancak bir insanın bu kadar önemli bir konuda yalan söyleyen eşine başka konularda güven duymakta zorlanacağı açıktır. Bu da evliliği temelinden sarsabilir" yorumunu yaptı.
Eski ilişkilere dair de yalan söylenebiliyor
İnsanların evlenmeden yalan söyledikleri konular arasında geçmişte yaşadıkları ilişkiler geliyor.
Gürcan'ın buna dair değerlendirmesi de şöyle:
Daha önce yaşadığı bir ilişki hakkında yalan söylemiş olması durumunda ise yine olayın özelinde değerlendirme yapmak gerekir. Örneğin inkar ettiği ilişki eşinin bir akrabası ise ve sık sık görüşüyorlarsa eski ilişkinin etkileri devam ediyor da olabilir. Genelleme yapmak doğru olmaz.
En çok üç konuda yanlış bilgi veriliyor
Avukat Cengiz Hortoğlu ise karşılaştıkları davalarda insanların evlenmeden önce en çok şu üç konuda yalan söylediğini veya yanlış bilgi verdiğini iddia etti:
1 - Mesleğini yanlış söyleme
2 - Maddi durumunu olduğundan daha iyi gösterme
3- Herhangi bir hastalığını gizleme
"Yanlış bilginin evliliği temelinden sarsacak nitelikte olup olmadığı önemli kriter"
"Bir boşanma davasında, eşlerin evlenmeden önce kendileri hakkında verdikleri yanlış bilginin evlilik birliğinin temelinden sarsacak nitelikte olup olmadığı önemli bir kriter olarak dikkate alınabilir" diyen Hortoğlu, şunları kaydetti:
Bir diğer kriter olarak da verilen yanlış bilginin evlilik birliğinin temeli olan güven ve dürüstlük kuralını ne ölçüde etkilediğidir. Bir somut olayda yanlış bilgi verilerek bu temel kurallar önemli ölçüde zedelenmişse elbette boşanma sebebi olarak dikkate alınabilir. Çünkü evlilik kurumunun temeli karşılıklı güvendir. Eşler arasındaki karşılıklı güven duygusu kalmadığında bu başka sorunlara da yol açacak eşleri bir arada tutan sevgi ve saygı da etkilenecektir. Şüphenin araya girmesi evliliğin sağlıklı yürümesini zorlaştıracaktır.
"Evliliğin iptali davası da açılabilir ama süresi var"
Hortoğlu, kimi zaman eşi tarafından yanıltılmanın daha büyük ölçekte olabileceğini de hatırlatarak, bu durumda evliliğin ilk beş yılı içerisinde evliliğin iptali davası da açılabileceğini aktararak şu değerlendirmede bulundu:
"Bir kişi, TMK madde 149. ve 150. maddelerde tanımlandığı gibi, 'Evlenmeyi hiç istemediği veya evlendiği kişiyle evlenmeyi düşünmediği halde yanılarak bu evlenmeye razı olmuşsa, eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse, eşinin namus ve onuru hakkında doğrudan doğruya onun tarafından veya onun bilgisi altında bir başkası tarafından aldatılarak evlenmeye razı olmuşsa, kendisinin veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse bu durumda evliliğin iptali davası açma hakkı doğar."
Cengiz Hortoğlu, evliliği iptal davasının hak düşürücü süresi olduğuna dikkati çekerek, "İptal davası açma hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği tarihten başlayarak altı ay ve her halde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Bu süreyi geçirdiyse elbette boşanma davası açma hakkı da var" diye konuştu.
© The Independentturkish