Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bir buçuk yılı aşkın bir zaman sonra tekrar bir araya geldi.
Rusya'nın Soçi kentinde dün (29 Eylül 2021) gerçekleşen görüşme yaklaşık 3 saat sürdü.
İki lider de görüşmenin "verimli" ve "anlamlı" geçtiğine ilişkin ifadeler kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ancak görüşmeden sonra basın açıklaması yapılmaması dikkat çekti.
Ziyarette bir diğer dikkat çeken gelişmede iki liderin baş başa görüşmesi oldu.
Peki görüşmede neler konuşuldu, herhangi bir mutabakat sağlandı mı?
Türkiye ikinci parti hava savunma sistemi olan S-400'ü alacak mı?
Türk-Rus uzmanları konuyu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"Görüşme sonuçları açısından başarısız"
Rusya Moskova Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Emin İkbal Durre, görüşmede birkaç konu dışında mutabakata varılamadığı görüşünde.
Anlaşmaya varılması halinde bunun resmi olarak açıklanacağını kaydeden Doç. Dr. Durre, "Açıklamanın yapılmaması mutabakatın sağlanmadığının göstergesi" dedi.
Durre'ye göre diplomatik açıdan görüşmenin yapılmasının bir başarı olarak sayılabileceğini ancak sonuçları açısından bir başarıdan söz edilemez.
Doç. Dr. Durre "Türkiye ikinci parti hava savunma sistemi alabilir mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bir siyasi yorumcu olarak benzer sorulara cevap verirken rasyonel birtakım gerçekliklerden hareket ederek mantık çerçevesinde cevap veriyoruz. Ama bu soruya cevap vermek için kahin olmak gerekir. Çünkü Türkiye'nin S-400'lerle ilgili Rusya'yla ilişkisi reel-nesnel şartlarla değil. Erdoğan'ın Putin ile olan ilişkilerinin sonucunda verilen kararlarla alınıyor. S-400'lerin ilk partisinin alınması uçak düşürülmesinden sonra Rusya'ya bir nevi rüşvetti. Şu aşamada ise ABD'ye karşı bir gözdağıdır. Dolayısıyla alınır mı, alınmaz mı sorusuna net cevap veremiyorum."
Normal şartlarda Türkiye'nin S-400 almaması gerektiğini ancak Rusya'nın teknoloji vermesi halinde almanın bir mantığının olabileceğinden söz eden Durre, "Ayrıca hem yaptırımlar hem de nerede kullanılacağı konusunda birçok sorun var. Buna rağmen Erdoğan ‘aldım' derse alır ama ben alacağını düşünmüyorum. Çünkü bunu ABD'ye karşı bir koz olarak kullanıyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Görüşmede esas konu İdlib meselesiydi"
Eski Türkiye Moskova Büyükelçisi ve İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin de Durre ile aynı görüşte.
Sezgin, görüşülen konular üzerinde mutabakata varıldığını söylemenin zor olduğunu belirtti.
Görüşme sonrası açıklama yapılmamasının çok nadir rastlanan bir durum olduğunu dile getiren Sezgin, "İki liderin bütün görüşmeyi baş başa yapmaları çok nadir rastlanan bir durum. Muhtemelen Türkiye talep etmiş ve karşı taraf da kabul etmiştir" dedi.
Görüşmede esas İdlib meselesinin konuşulduğunu belirten Sezgin, "İdlib konusunda hep mutabakata varıldı ama açıkçası bunun sonu gelmedi. Geçici bir süre için zaman kazanıldı ve hep Rusya ile Suriye'nin istedikleri gerçekleşti. İdlib konusunda henüz kapsamı belli olmamakla beraber bir uzlaşmaya yakınlaşmış olabileceğini düşünüyorum. Geçici bir süre harekatlar durdurulabilir, Türk karakolları M4 karayolunun kuzeyine çekilebilir. Ancak bu geçici olacaktır ve Türkiye açısından bir sorun olarak varlığını sürdürecektir" yorumunda bulundu.
İktidarın dış politikada akıl ekseninden uzaklaştığını vurgulayan Sezgin, ikinci parti S-400'lerin alımı konusunda akla dayalı bir öngörüde bulunmanın mümkün olmadığını sözlerine ekledi.
"Ankara Moskova ile daha fazla işbirliğine girmek istiyor"
Ancak Rusya'daki Çağdaş Türkiye Araştırmaları Merkezi Müdürü Amur Gadjiyev, farklı görüşte.
Liderler arasındaki görüşmenin gayet olumlu geçtiğini belirten Gadjiev, görüşmenin ABD'nin bölgedeki askeri varlığının azaldığı ve Erdoğan'ın New York ziyaretinden sonra gerçekleşmesini çok dikkat çekici bulduğunu söyledi.
Batı bloğunda bir çekişmenin olduğunu ve bunun sonucunda Ortadoğu'daki askeri varlığının küçülmesinin söz konusu olabileceğine değinen Gadjiev, "Türkiye bunu lehine çevirmek istiyor. Ankara sınırlı gücü nedeniyle Rusya'yla daha fazla işbirliğine girmek istiyor" dedi.
Ankara-Moskova işbirliğinin dünya politikasında artık göz ardı edilemeyecek önemli bir faktör haline geldiğini belirten Gadjiev, "Görüşmelerden anlıyoruz ki iki ülke yakın gelecekte işbirliğini daha da artıracak. Mesela Tel Abyad ve Resulayn koridoruna ilişkin yakın zamanda pozitif gelişmeler yaşanabilir. Suriye ile ilgili meselelerin askeri yöntemler yerine siyasi ve diplomatik kanallarla çözüleceğini ve Astana görüşmelerinin aktifleşeceği söylenebilir" ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Joe Biden'ın Erdoğan'a randevu vermeyerek son şansını teptiğini kaydeden Gadjiev, Ankara'nın ikinci parti hava savunma sistemlerini alabileceğini söyledi:
"Sinop'taki tatbikatta S-400'lerin başarılı bir şekilde test edildiğini biliyoruz. Bu S-400'lerin Türkiye hava savunmasında efektif olacağı kanaati oluşturdu. İkinci partinin alınmasının önündeki engeller olarak daha çok yaptırımlar öne çıkıyor. Ancak ilk parti alınırken zaten uygulanabilecek tüm yaptırımlar uygulandı. Ekonomik yaptırımlar, F-35 projenin sonlandırılması ve savunma sanayi başkanı dahil birçok kişinin listeye alınması gibi yaptırımlar zaten uygulandı. Birçok yaptırım denendi ve artık Türkiye'yi korkutacak ve zor durumda bırakacak kozları tükendi. Şu an Ankara için herhangi bir engel yok ve ikinci parti S-400'leri alabilir."
© The Independentturkish