Sevgi Karaca 1959 yılında dünyaya geldi. İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği bölümü mezunu. 25 yıl içeresinde Jeoloji Mühendisliği, Bilgisayar ve Fen Bilgisi Öğretmenliği yaptı. Dünya Gazetesinde Abone Müdürü olarak çalıştı. İsim patenti tamamen kendisine ait olan “Yüz Dedektifi” olmanın arka planında ise, bilinmeyeni araştırmak, görünenin ardındaki görünmeyeni merak etmek ve Sherlock Holmes hayranlığının yanı sıra meraklı olmak yatıyor.
Büyütecini elinden hiç bırakmıyor. Jeoloji mühendislerinin sahada iken kayaçları tanımlarken loop büyüteç kullandıklarını, kendisinin de loop kullandığını söylüyor. Bir insanın yüzünü okurken, en ufak detayı kaçırmak istemediği için büyüteç kullanıyor, bu yüzden kendisine “Yüz Dedektifi” diyor.
Çin yüz okuma sanatında insan yüzünün bir araziye benzetildiğini söyleyen Karaca, yüzün çıkıntıları olan çene, burun ve yüz hatları dağlar, çukur ve nemli alanlar olan ağız, gözler vb. yüz hatlarının ise nehirler kabul edildiğini söylüyor
Independent Türkçe olarak, bireysel yüz analizleri ve danışmanlık dışında seminerler, genele ve iş dünyasına yönelik eğitimler veren Sevgi karaca ile Yüz Dedektifi olma yoluna giden süreci konuştuk.
"İnsanların gerçek kişiliklerini hep merak ederdim"
Sevgi Karaca yüz dedektifliğine giden süreçte neler yaşadığını anlatıyor, “bende gerçekte kim olduğumu ve bu dünyaya ne yapmaya geldiğimi hep merak ettim” diye ifade ediyor:
“Antik çağlardan beri insanlar, gerçekte kim olduğumuz ve bu dünyaya geliş amacımızı merak ederek derin gözlem ve araştırmalar yaptılar. 2005 yılında tanıştığım yoga, içsel yolculuğumun başlamasına vesile oldu. Emeklilik sonrası, 2009 yılında eğitimini alarak uluslararası sertifikalı kapsamlı koçluk yapmaya başladım. Çeşitli dergilerde pozitif düşünce ve iyimserlik üzerine yazılar yazdım. İlköğretimde düşünce-duygu denetimi, erken çocukluk eğitimi ve aktif yaşlanma konularında uluslararası düzeydeki birçok seminer ve kongrelere kabul gören bildirilerimle katıldım ve bu bildirilerim yayınlandı.
İnsanların gerçek kişiliklerini hep merak ederdim. Tabi ki benim böyle düşünmeme iletişimde yaşadığım negatif olaylar etkili olmuştur. Siz bir şey söylersiniz, bu sözünüzü başkalarından daha sonra söylediğinizden daha farklı bir şekilde duyabilirsiniz. Bu farklılık beni hep “acaba insanların gerçek kişiliklerini” öğrenebilir miyim? Sorusunun yanıtını aramaya itmiştir diyebilirim. Yaşam koçluğu yaparken danışanlarımın kişiliklerini de böylece daha kolay öğrenerek onlara daha çok yardım edebilirim diye de düşündüm.”
"Yüzümüz, içsel olarak kim olduğumuzun bir aynasıdır"
Sevgi Karaca, “Gerçek kişilikleri nasıl öğrenebilirim” diye araştırma yaparken yüz hatlarında kişilik analizi yapılabileceğini keşfetmesi her şeyin başlangıcı olmuş:
“Konuyla ilgili eğitim almaya karar verdim. 2012 yılında Malezya’da bulunan masteracademy’iden online dersler aldım. 2013 yılında ABD’de bizzat Jean Haner’ın Boston Workshop’larına katılarak ileri düzey Çin Yüz Okuma sanatı (Çocuk yüz okuma da dahil) ve doğum tarihinden ayrıntılı kişilik analizi (Nine Star Key) eğitimleri aldım. Çin Yüz Okuma Sanatı’nı önce kendi yüz hatlarıma uyguladım tabi ki. Kendi yüz hatlarımı okuyarak önce kendimi kabullendim. Güçlü ve zayıf yönlerimi öğrendim, kendimle olan iletişimimi yoluna koydum ve yaşamımı Çin Yüz Okuma Sanatı ile yeniden biçimlendirdim diyebilirim.
Biliyorum ki yüzümüz, içsel olarak kim olduğumuzun bir aynasıdır. Yüzümüz, kendi gerçek özümüze ait cevherimizi ve dengede olmak için nelere ihtiyaç duyduğumuzu bize söyler. Güçlü yanlarımızı ve yeteneklerimizi ve aynı zamanda da bizi zora sokan zorlayıcı özelliklerimizi öğrenebileceğimiz ipuçlarını içerir yüzümüz. Kim bilmek istemez, gerçekte kim olduğunu? Gerçekte kim olduğumu anlamama yardım ettiği ve asıl kimliğimin parçası olmayan özelliklerimden kurtulmamı sağladığı için yüz okumayı çok önemsiyorum.”
"Gerçek kimliğimize ve yaşam amacımıza ait şifreler yüzümüzde yazılı"
2014 yılında “Sen Gerçekte Sen misin?” kitabını yazarak alanında ilk kitap yazma şansına kavuşmuş olduğunu söyleyen Karaca, yaklaşık on yıldır Çin Yüz Okuma Sanatı ile yoğrulduğunu ifade ediyor,
“Yüz okuma, ilk olarak bedenin her parçasının tüm bedenin bir ifadesi olduğu bütüncül inanışla ilintili olarak gelişti. Bedenin tümünde olan fiziksel-zihinsel-ruhsal değişimlerin, bedenin bir parçası olan yüzden yansıyabileceği düşüncesiyle yüz önemli bir çalışma alanı haline geldi. Yapılan derin gözlem ve araştırmalar sonucunda, gerçek kimliğimize ve yaşam amacımıza ait şifrelerimizin yüzümüzde yazılı olduğunu fark ettiler. İşte bu araştırmalar ve derin gözlemler, Çin Yüz Okuma Sanatı diye bir sanatın oluşmasına ön ayak olmuştur.
“Yüzümüz ruhumuzun aynasıdır” derler. Yüzümüz, gerçek kimliğimizin parçaları olan, zihinsel, ruhsal ve duygusal varlığımızın yansımalarını ve sağlık durumumuzun ipuçlarını görebileceğimiz bir ekrandır. Beş temel duyu organımızın yüzümüzde olması, yüzümüzü duygularımızın dile geldiği bir alan olmasını sağlıyor. Yani yüzümüz sanki duygusal bir barometre, okunacak bir kitap gibi. Yüz okumalarımı yaparken hem yüz hatlarının ortaya koyduğu ayrıntılı kişilik özelliklerini okurken, o insana ait geçmiş, şimdi ve geleceği de okuyorum. Kadın ve erkek yüz yaş haritaları bu konuda bana yol gösterici oluyorlar.”
Yüz Okuma Sanatının ilk kez Çin’de ortaya çıktığını söyleyen Karaca, ilk yazılı referans kaynaklarının M.Ö 600’e kadar dayanan yazılı kaynaklarda bulunduğunu ifade ediyor:
“Çin’de MÖ 3000 yıllarında hüküm süren Sarı İmparatorluk Dönemi’nde, kadınlara dokunulması yasak olduğundan, yüz hatlarına bakılarak hastalık teşhis edilirdi. Zaman içinde her önemli organın sağlık durumunun farklı bir yüz hattına yansıdığını gördüler. Hem hastalıklar hem de kişilik özellikleri hakkındaki kadim bilgileri insanlık yararına sundular. Çin Yüz Okuma Sanatı Çin tıbbını temel alır. Çin tıbbı: “Vücut ve zihin dairesel bir etkileşim içinde var olur. Duygular sağlıkta tamamlayıcı bir etkendir” felsefesinden yola çıkar.
Çinliler, hastalık teşhisi için yüzden okunan bilgilerin, aynı zamanda duygusal doğanın içeriklerini de ele verdiğini fark ettiler ve böylece Çin Tıbbı ile aynı kadim ilkelerine dayanan Yüz Okuma-Yüzden Kişilik Analizinin ilkeleri ortaya çıktı. Yüz okumaya yönelik ilkeleri oluşturan ve onu kullanan Çinliler, yüz okumaya verdikleri önemle onu bir sanat haline getirmişlerdir.”
Yüz Okuma ile ilgili bilgilere Çin kaynakları dışında; Hipokrat, Aristo, Sokrates, Antik Yunan düşünürlerinin eserlerinde de rastlandığını söyleyen Karaca, bu bilgilerin fizyonomi olarak isimlendirildiğini ifade ediyor:
“Babil zamanında, beden dili ve yüz okumayla ilgili yorum yapan ve bu şekilde geçimini sağlayan insanların varlığından bahsedilmektedir. 15.-16.Yüzyıllarda yüz okuma karakter özelliklerin belirlenmesinde; doktorlar, din görevlileri, filozof ve hakimler tarafından kullanılmıştır.
İnsan yüz yapısı ile kişilik özellikleri arasında doğal bir bağlantının olduğu anlayışı olan fizyonomiden Türk-İslâm dünyası da etkilenmiştir ve ilm-i sima ve ilm-i firaset ve kıyafetname adları ile zaman içinde yaygınlaşmıştır. Tüm bedeni değerlendirerek yapılan kişilik analizine “ilm-i kıyafet”, sadece yüzdeki özellikleri değerlendirerek yapılan kişilik analizine de “ilm-i sima” (ilm-i feraset) veya yeni ifadesiyle ‘yüz okuma sanatı’ (fizyognomi) adı verilir. Fizyonomi ya da diğer bir değişle insan tanıma sanatı hem Türk hem de İslam Dünyasını etkilemiş ve bu ilimle ilgili birçok eser verilmiştir.
18.YY da yaşamış ünlü bilim insanı mutasavvıf Erzurumlu İbrahim Hakkı Marifetname’sinde Yüz Okuma ’ya büyük yer vermiştir. İbrahim Hakkı, yüz-beden-karakter ilişkisinin bir ilahi kural olduğunu söyleyerek yüz okumayı faydalı bir sosyal iletişim metodu olarak sunmaktadır. Osmanlı döneminde de kullanıldığı bilinmektedir.”
Yüz Okuma Sanatının; 20. yüzyılda sanayinin gelişimi ile işletme, yönetim, insan kaynaklarında çeşitli yöntemlerin uygulanmasına ön ayak olduğunu söyleyen Karaca, sözlerine şöyle devam ediyor:
“20. yüzyılda Yüz Okuma Sanatı üzerine çok sayıda deneyler yapılması ile olumlu gelişmeler olmuş ve sonuçları geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Günümüzde, dünyanın birçok üniversitesinde sosyal psikoloji bölümleri araştırmalarıyla, yüz okumanın bilimsel temellerini oturtmaya çalışmaktadır. MCI, General Electric, American Airlines gibi devlerin, yüz okumayla ilgili danışmanlık hizmet ve eğitimlerinden yararlandıkları bilinmektedir. Ülkemizde genellikle fizyonomi olarak bilinmekte. Çinliler, fizyonomiyi de içine alan tüm dünyada geçerli evrensel ilkeler oluşturdular ve sanat haline getirdiler.”
Bir insanın yaşadığı sorunlar ne kadar büyükse kendi özünden o kadar uzaklaştığını söyleyen Karaca, gerçekte kim olduğunu öğrenmek isteyenlerin kendisine başvurduğunu ifade ediyor,
“Doğduğumuz andan itibaren bu hayatı nasıl yaşayacağımıza dair elimize bir yaşam kılavuzu verilmiyor. Bu nedenle, kim olduğumuzu, nasıl düşünmemiz, hissetmemiz ve davranmamız gerektiğini aile üyelerimizden, arkadaşlarımızdan, eğitim sisteminden ve kültürümüzden aldığımız mesajlarla öğreniriz, çünkü bunlara güveniriz. Kendimiz gibi davranmaya çalıştıkça, varlığımızın doğal hallerine ve yaşama verdiğimiz tepkiye etrafımızdakilerden hemen karşılık gelir. Çoğumuz, gerçek benliğimizi ifadeye ve onun gelişimine izin vermeye yönlendirilmek veya bu yönde desteklenmek yerine, başkalarının gizli yargılama havası içinde büyürüz. Bir süre sonra kendimizde bir sorun olduğuna inanmaya başlarız ve böylece olmamız gerektiğini sandığımız kalıba girmenin bir yolunu bulmak için gerçek doğamızı değiştirme, kısıtlama ya da hatta inkâra çalışma eğilimi baş gösterir. Bu bizi hizadan çıkartır ve kısa bir süre sonra dengesizlik ve stresle yaşıyor oluruz.
Çin Yüz Okuma Sanatını kendini yakından tanıma ve geliştirmek isteyenlerin öğrenmelerini söyleyen Karaca, gerçek potansiyelini keşfetmek ve yeteneklerine uygun bir kariyer planı yapmak isteyenler için olduğunu ifade ediyor:
“Kişisel gelişimciler, danışanını daha yakından tanıyarak doğru bir iletişimi geliştirmek ve sürdürmek için öğrenmeli. İnsan kaynakları sektöründe çalışanlar, işe alım, seçme ve yerleştirme süreci, mülakat öncesi ve sonrasında hızlı algılama ile karar süreçlerini hızlandırarak, kısa sürede doğru eleman seçimi ile doğru kadrolara doğru personelleri konumlandırmayı sağlamak, kişilik analizi testleriyle ortaya çıkan kişilik özelliklerinin yüz hatlarıyla uyumunu öğrenmek için. İş insanları, kritik iş görüşmelerinde yüz hatlarından ayrıntılı karakterleri okuyarak nelere dikkat etmesi gerektiğini bilmek, çalışanlarının kişiliklerine göre nasıl davranacağını bilerek doğru bir iletişim başlatmak ve sürdürmek için. Pazarlama sektörü, halkla ilişkiler, sigorta sektöründe çalışanlar, içinde bulunduğumuz yoğun rekabet ortamında, rakiplerinizden bir adım öne geçmek için iyi bir müşteri ilişkileri yönetimi gerekmektedir. Çin Yüz Okuma Sanatı’nı öğrenerek, fotoğraftan ve yüz yüze iken yüz hatlarından ayrıntılı kişilik analizi yaparak müşterileri daha yakından tanıma fırsatı yakalayıp, doğru iletişimi başlatmak ve sürdürmekle satış artırıcı müşteri ilişkileri yönetimi mümkün olmaktadır. Yönetici asistanları, kendini, yöneticisini daha yakından tanıma, kurum içi ve dışı iletişimi doğru yönetmekte kullanmaları için. Avukatlar arabuluculuk işlerinde, yüz hatlarından ayrıntılı kişilik analizi yaparak kişiler arası uyumu sağlamak için. Polisler, yüz hatlarından tehlike sinyallerini öğrenerek suçu önlemek için. Psikologlar, danışanlarının yüz hatlarından ayrıntılı kişilik özelliklerini öğrenerek doğru iletişimi başlatmak ve sürdürmek için.”
Çin Yüz Okuma Sanatı ile yüz hatlarından insana dair ne varsa anlaşılacağını söyleyen Karaca, bu kadim öğretinin insan duygu, düşünce ve davranışlarını tanımada denenmiş, faydası görülerek tüm dünyada kullanılan güvenilir sistemlerin en başında geldiğini ifade ediyor:
“Çin Yüz Okuma Sanatı, sadece insanların yüz hatlarına bakarak duygu, düşünce ve davranış biçimleri, iletişim stilleri, güçlü ve zayıf yönleri, stres altında nasıl davrandıkları, beslenme ve giyim tarzları, hangi çevrede ve evde yaşamak istedikleri, hangi psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıklara karşı eğilimli oldukları ve hatta satın alma yönelimleri hakkında oldukça ayrıntılı ipuçlarını sunan bir sistemdir. İlk tanıştığımız birinin yüzünde dikkat etmemiz gerekenler, yüzünde öne çıkan hatlara bakmalıyız öncelikle. Bazı insanların yüzünde zor kişilik özellikleri olduğunu ortaya koyan yüz hatları olabilir. Örneğin:
Yüz hatlarındaki sivrilik saman alevi gibi parlayıp sönen öfke patlamaları ve panik atağa giden bir sürecin belirtisidir. Ayrıca akıl ve mantık süzgecinden geçmeden dürtüsel kararlar alan kişilik belirtecidir. Dışarı çıkık kulakları olan biri özgürlüğüne çok düşkündür. Yandan bakıldığında alnı yuvarlak olan biri yaratıcı sanatsal yetenekleri olan biridir. Eğer bir insanın şakakları tıpkı bir kaşığın iç yüzeyi gibiyse, yani içe çökükse o kişinin takıntılı kişilik özellikleri vardır. Eğer kaş kemiği çıkık biri varsa karşınızda, yönetmeye ve baskı kurmaya yönelik bir kişilik yapısı olan bu insanla iletişim kurarken dikkat etmek gerekir. Kendisine “tuzluğu uzatır mısınız? Demek bile ona bir emir gibi gelebilir. Ayrıca, büyük kaş kemiği yüksek testosteron simgesidir. Cinsel fanteziye yönelimi tetikleyebilir. Büyük ya da küçük fark etmez, gözlerini açık tutan insanlar iletişimde açıktırlar. Gözlerini kısarak bakanlar ise duygularını kolayca ifade etmeyen şüpheci ve daha az açık bir mizaca sahiptirler. Göz bebeğinin altından beyaz görünenler yüksek stres altındadırlar. Göz bebeğinin üzerinden beyaz görülmesi yüksek düzeyde endişe ve akıl hastalıkları belirtisi olabilir. Göz bebeğinin dört yanından beyaz görünmesi bir süre sonra tükenmişliğin göstergesi olabilir. Göz pınarları sivri olanlar “sivri dilli” insanlardır. Burnu kemerli biri kontrolü seven biridir. Detaycı ve mükemmeliyetçidir. Elmacık kemikleri çıkık olanlar iyi konuşurlar ve otoriter bir kişiliğe sahiptirler. Eğer elmacık kemikleri keskin bir şekilde çıkıksa, sahibinin acımasız ve alaycı bir kişiliği vardır. Büyük çene bedendeki testosteron ile ilgilidir. Ne kadar büyük çene o kadar fazla testosteron demektir. Büyük çene cinsel fantezilere eğilimi tetikler. Çene kemikleri keskin olan insanlar rekabeti çok severler.”
Günlük hayatında Çin Yüz Okuma Sanatını nasıl kullandığını anlatan Karaca, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Ben gördüğüm her yüzü otomatik olarak okuyorum. Bazen yolda yürürken karşıdan gelen insanların tehlikeli olabileceğini varsayarak yolumu değiştirdiğim oluyor. Marketteyken, daha hızlı iş yapan kasiyeri seçiyorum. Bulunduğum her alanda karşımdakilerin yüz hatlarının ortaya koyduğu iletişim tarzlarına göre iletişim kuruyor ve sürdürüyor olmam beni iletişim tuzaklarından koruyor, böylece iyi bir iletişim başlatmış ve sürdürmüş oluyorum. 2014 yılında, “Sen Gerçekte Sen Misin? Kitabım, Çin Yüz Okuma Sanatı, kadim Çin Felsefesinin evrensel ilkelerini temel olarak alır. Her iki sistemde Beş Element Sistemini baz alır. Çin Yüz Okuma Sanatı'na göre her elementin kendini ifade ettiği belirli yüz hatları, duygusal ve bedensel yapısı vardır. Kitabımda, bu yüz hatlarını, benler, kırışıklıklar, yara izleri, doğum izleri vb. gibi yüzde var olan her özelliğin hangi elementi temsil ettiğini fotoğraflarla destekli olarak ayrıntılı bir şekilde verdim. Kitabımı okuyanlar, Çin Felsefesi ‘ne göre var olan beş elementten hangi elementlerin doğalarında var olduğunu kolayca anlayabilirler. Yüz hatlarını temsil eden elemente ait tüm kişilik özelliklerini kendi kişilik özellikleri ile kıyaslayabilir ve böylece baskılanmamış gerçek doğalarını, yeteneklerini keşfedebilirler. Yüzlerinde var olan zenginlik, sağlık ve şans şifrelerinin neler olduğunu da kitabımda bulabilirler.
İlişkilerindeki uyumu nasıl yakalayacaklarına ve herkesten bir adım önde olmaları için gerekli ipuçlarını bulacaklar okuyucularım. Hatta okuyucularıma kendilerini keşif için çıkacakları içsel yolculuklarında kolaylık olsun ve yol göstersin diye “60 saniyede Yüz Okuma” başlığında pratik bir yüz okuma rehberi hazırladım. Başkalarının öngördüğü hayatı değil, kendi istedikleri hayatı kurmalarında kitabım kendilerine rehber olacaktır.”
Çin Yüz Okuma Sanatı'na göre bir insanın 100 yaşına kadar yaşayabileceğini söyleyen Karaca, her bir yaşın yüzde karşılığı olduğunu ifade ediyor:
“Okuyucular geçmiş, bugün ve yarın hakkında detaylı bilgiler verebilen kadın ve erkek 100 yaş haritalarını kitabımda bulabilirler. Çünkü, yüzümüzdeki 100 noktada gerçekte kim olduğumuza dair ipuçları içeren 100 mesaj vardır. Mesajlarınızda size gerçekte kim olduğunuza ait ve istediğiniz hayata nasıl ulaşabileceğinizi gösterecek şifreleriniz kaydedilmiştir. Yüzümüz, duygularımız, ruhumuz ve geçmişimizin bilgisayar çıktısı gibidir. Bize düşen, Çin Yüz Okuma Sanatı'nın evrensel prensiplerine göre kendi yüzümüzdeki mesajlarımızı okumak ve şifrelerimizi çözmektir. Bu şifreleri çözmek için kitabımda gerekli her bilgi mevcuttur.
Çin Yüz Okuma Sanatı'nın tarihteki yolculuğunu detaylı olarak aldım. Bu kadar detaya inmem, bu sanatın M.Ö. 500. yıllarda dahi insanlar tarafından kullanıldığını ve faydalanıldığını göstermek içindi. Kitabımın son bölümünde ise başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere politika, sanat ve iş dünyasından birçok ünlünün yüz okumalarına yer verdim.”
Çin Yüz Okuma Sanatı alanında ulaşmak istediği hedefleri anlatan Karaca, sözlerini şöyle bitiriyor:
“Ulaşmak istediğim hedeflerin başında Çin Yüz Okuma Sanatı’nı daha geniş kitlelerle tanıştırmak geliyor. Her insan duygu, düşünce ve davranışların harmanlandığı gizemli bir kutu gibi. Bu kutuyu açmak, insanların duygu, düşünce ve davranış biçimlerini anlamak ise hem özel yaşamda hem de iş hayatında doğru iletişimin ve başarının temel anahtarı. Bu anahtara sahip olmanın zor olsa da imkânsız olmadığını ve bu sihirli anahtarın Çin Yüz Okuma Sanatı olduğunu bilmelerini istiyorum.
Bir hayalim var. Bir gün bütün kadınlar yüz okuyacaklar. Kadınların yüz okuyarak kendilerini, çocuklarını tehlikelere karşı koruyabilmesini istiyorum. İleride Yüz Okuyan Kadınlar adlı bir dernek kurarak bu hayalimi geniş kitlelerle buluşturmak istiyorum.”
© The Independentturkish