Kürtlerin inanç çeşitliliğini gösteren topluluklardan biri de Feyli Kürtlerdir. Geçmişleri İran-Irak sınırını oluşturan Zağros Dağları eteklerine dayanan Feyli Kürtler, Şii mezhepsel kimlikleri ile ön plana çıkan bir Kürt topluluğu olarak kabul görüyor.
Resmi olmamakla birlikte dünya genelinde yaklaşık 3 buçuk milyonluk nüfuslarıyla toplam Kürt nüfusunun yüzde 10 ila 11’ini oluşturduğu tahmin edilen Şii Kürtlerin, yaklaşık 800 bini Irak ve Irak Kürdistan Bölgesi’nde (IKB) yaşıyor.
Bölgede adları en az duyulan Feyli Kürtler, gerek etnik gerekse mezhepsel kimlikleri nedeniyle modern Irak tarihinde de en fazla ayrımcılığa maruz kalmış aktörlerden biri olduğunu da söyleyebiliriz.
Şii Kürtler, Kürtçe’nin farklı lehçelerini konuşsalar da Feyli Kürtler, özellikle "Feylice" olarak tanımladıkları Feyli Kürtçe lehçesini konuşuyor.
"Feyli", kelimesinin etimolojik kökeni hakkında net bir bilgi olmamakla birlikte literatürde iki temel görüş hâkimdir.
İlki; Suriyeli İslam tarihçisi Yakut el-Hemavi’nin 13. Yüzyılda yazdığı "Coğrafi Sözlük" Mucemü’l-Büldân adlı eserinde Feyli isminin kökeninin "fil" olduğuna yer vermiştir. El-Hemavi’ye göre İran, Irak arasında dağlık ve kırsal alanlarda yaşayanlar, "fil gibi iri" olmalarından dolayı zaman içinde "Feyli" olarak adlandırılmışlardır.
İkincisi ve genel kabul gören görüş, İranlı (Rojhilatlı) Kürt tarihçisi Mehrdad R. Izady’e aittir. R.Izady göre, Feyli kelimesinin kökeninin MÖ 247-MS 224 yılları arasında bugünkü İran topraklarına hâkim olan "Parthiyan İmparatorluğu’nu" yöneten ve Kürtlerin kültürel kuzeni olan Parthiya halkından gelmektedir. İmparatorluğun son bulmasının ardından Feylilerin köklerinin yattığı ve Luristan eyaleti toprakları Parthiya olarak tanımlanmaya başlamıştır.
Parthiya kelimesi de zamanla değişerek "Pahla" olarak kullanılmıştır. Arap alfabesinde "p" harfi bulunmadığı için bu kelime Arapça yazıtlarda "Fahla" şeklinde yer kullanılmıştır. Günümüzde İran’ın İlam eyaletinde bir kasabanın ismi de olan Pahla, zaman içinde Fahla-Faila- Faili-Feyli şeklinde değişime uğramış ve aynı zamanda bir Kürt topluluğunun ismi olarak kullanılmıştır.
Diğer Şii Kürtler gibi 16. Yüzyıldan itibaren Şii olmaya başlayan Feyli Kürtlerin, Irak tarihinde yer alması ise 19. Yüzyılın ortalarından itibaren vatandaşlık hakkı ile ilgili yaşadıkları sorunlarla başlamıştır.
Irak’ta yaşayan Feyli Kürtlerin 2000’li yıllara varan vatandaşlık sorunun başlangıcı, Osmanlı Devleti’nin 1846 yılında vatandaşları için askerlik hizmetini zorunlu hale getirmesiyle Osmanlı toprağı olan Irak’a dayanıyor.
Bu kanunla birlikte askere gitmek istemeyen Feylilerin, Osmanlı vatandaşlıkları ellerinden alınmıştır. 1920 yılından sonra Feyli Kürtlerin yaşadığı sorunlar, etnik ve mezhepsel bir nitelik de kazanmaya başlamıştır.
1932 yılında Irak’ın bağımsızlığını kazanması ve ardından İran-Irak arasında 1937 yılında imzalanan sınır anlaşması sonrası Feyli Kürtlere bu iki ülke vatandaşlıklarından birini tercih etme hakkı tanındı.
Böylelikle, Iraklı Feylilerin büyük çoğunluğu, İran vatandaşlık kanununun askerlik hizmetinde daha esnek olması, Irak yönetiminin Sünni Arapların kontrolüne geçmesi ve İran’da yaşayan akrabalarıyla güçlü bağlara sahip olmaları gerekçeleriyle tercihlerini İran vatandaşlığından yana kullanmıştır.
İran vatandaşlığı tercih edenler geri döndü
Anlaşma; Feyli Kürtlerin yaşamlarını ikiye ayırdığı gibi özgürlüklerini de sınırlandırdı. Irak’ta kalanlar İran’da kalan akrabaları ile bağları koptu, yaşamları da zorlaştı. İran vatandaşlığını tercih edenler yaşadıkları zorluklar karşısında, 1940’ların başından itibaren Irak vatandaşlığına geçmek için girişimlerde bulundu ancak 1924 tarihli "Irak Vatandaşlık Kanunu’nda yerli Arap veya ataları Osmanlı vatandaşı olmayanların belirli koşullar altında sonradan vatandaşlık kazanabileceğine ilişkin bir düzenleme olması, Feylilerin vatandaşlık başvurularında engel teşkil etti.
Dönemin Bağdat yönetimi ayrıca yasalardaki boşluk nedeniyle 1960’lara kadar binlerce Feyli Kürtü, Şii ve İran kökenli oldukları gerekçesiyle İran’a göçe zorladı.
1968 yılında Baas Partisi’nin Irak yönetimine darbe ile el koyması, Feyli Kürtler için daha sancılı bir dönemin başlangıcı oldu.
70’li ve 80’li yıllarda da Saddam Hüseyin liderliğindeki Baas Partisi, Kürt ulusal hareketine destek vermeleri ve Şii olmalarından dolayı Feyli Kürtlere yönelik ayrımcı politikaları daha çok sertleştirdi.
1969-1988 yılları arasında Baas rejimi döneminde resmi olmamakla birlikte en az 132 bin 500 Feyli Kürt, İran’a sürgün edildi. Sürgünü reddedenler de baskı ve katliamlara maruz kaldı.
1980 yılında Irak Devrimci Komuta Konseyi tarafından alınan 666 sayılı kararla yaklaşık 300 bin Feylinin vatandaşlığı iptal edildi.
Baas yönetiminin hayata geçirdiği "Araplaştırma" politikası, tüm asimilasyon çabalarına rağmen Feyliler üzerinde başarılı olmadı ve Kürt kimliklerini koruyarak, 1970’li yıllardan itibaren Kürt ulusal hareketine destek verdiler.
2003 yılında ise Saddam yönetiminin devrilmesiyle yaklaşık 12 bin Feyli Kürt, İran’dan Irak’a döndü.
2006 yılında yeni Irak Vatandaşlık Kanunu, Feylilerin vatandaşlık sorunlarına resmiyette son verilerek, yaklaşık 200 bin Feyli Kürtün vatandaşlığını iptal eden 666 sayılı karar hükümsüz kılındı.
2011 yılında Irak Parlamentosu ülkede, Feyli Kürtlere soykırım yapıldığını resmen tanırken, 15 Ekim 2005 tarihli Irak Anayasası’nın önsözünde Baas yönetimi döneminde Feyli Kürtlere soykırım yapıldığı ifadesi yer aldı.
1948’de İsrail’in kurulmasından sonra bölgede büyüyen antisemitizm ile Irak’tan göç etmek zorunda kalan Yahudilerin işlerini Feyli Kürtler devraldı. Nitekim Feyli Kürtler ülkenin büyük bölümünde yaptıkları ticareti Yahudiler’den öğrenmişti.
Kısa zamanda önemli bir ekonomik güç elde eden Feyliler, İran’a sürgün edilmeleriyle beraber tüm ekonomik olanaklarını kaybetmelerine rağmen, ülkeye döndüklerinde ellerinde alınan mal varlıklarına rağmen yine bir şekilde ticaret hayatına atıldı.
Başta İsveç olmak üzere yurtdışına giden Feyli Kürtler de, çoğu Kürtün aksine siyaset yerine ticaretle uğraşıyor.
Günümüzde de çoğunluğu Bağdat, Diyala, Basra, Vasit, Kerkük, Mendeli, Süleymaniye ve Erbil’de varlıklarını sürdüren Feyli Kürtlerin büyük bir bölümü de farklı Avrupa ve İskandinav ülkelerine göç etti.
Feyli Kürtler, hem mezheplerinde, hem de Kürt oldukları için bedel ödüyor
Irak-İran savaşında İran’a göç eden 400 Feyli Kürt, 2015 yılında Irak’ta Haşdi Şabi bünyesinde IŞİD’le savaşa katıldı. Toplum ise 5 binden fazla Feyli Kürt 3 taburla Haşdi Şabi bünyesinde IŞİD’le savaştı.
Bağdat’taki Feyli Kürtlerin, 2003 - 2017 yılları arasında 350 bini farklı gerekçelerle kentten göç ederken, kentteki Feyli Kürt nüfusu 140 bine düştü.
IKB’nin Süleymaniye kentinde ise yaklaşık 2 bin 500 Feyli Kürt yaşıyor.
Irak Parlamentosu, Baas yönetiminin Feyli Kürtlere karşı işledişi suçları "soykırım" olarak adlandırıp, yasalarda yer vermesine rağmen, sahip oldukları hakları pratikte mahrum kalarak, hem mezheplerinde, hem de Kürt oldukları için iki taraftan bedel ödüyor.
Saddam Hüseyin liderliğindeki Baas rejiminin işlediği Feyli Kürtlere yönelik katliamının üzerinden bu yıl 41 yıl geçerken Feyli Kürtler, Irak’ta toplumsal, siyasal ve ekonomik anlamda hala ciddi sorunlarla mücadele etmeyi sürdürüyor.
"Acılara tanıklık etmenin ağır yükünü hâlâ taşıyoruz"
Independent Türkçe’ye konuşan Feyli Kürt gazeteci ve aktivist Zeynep Hüseyin Musa Han (Zainab Hussin Musa Khan), 70 kuşağı olduğunu ve halkının yaşadığı acıları tanıklık etmenin ağır yükünü hâlâ taşıdıklarını dile getiriyor.
Zeynep Hüseyin, yasal güvence altına alınmış hakların pratiğe geçirilmemesi nedeniyle sorunlarının büyük bölümünün devam ettiği vurgulayarak, "Irak Kürdistan Bölgesi’nin (IKB) 2017 yılında gerçekleştirdiği Kürdistan’ın bağımsızlık referanduma destek verdiğimiz için Saddam döneminde maruz kaldığımız baskılar bu dönemde tekrarlandı" diyor.
Zeynep Hüseyin, defalarca göçe zorlandıklarını dile getirerek, sözlerine şunları ekledi:
"Feyli Kürtlerine yönelik kitlesel katliamın üzerinden 41 yıl geçmesine rağmen halen uğradığımız acılar tazmin edilmedi. Kürt ve Şii mezhebinde olmamız nedeniyle tarihten dönemsel olarak birçok katliama maruz kaldık. Kimse de bu duruma dur demedi. Irak’ta özellikle 1960’lı ila 2003 yılları arasında kamu kurum ve kuruluşlarında atanmamız söz konusu dahi olmadığı gibi Iraklı bir Arap’ın Feyli Kürt biriyle evlenmesi de yasaktı. Tarihi süreç içerisinde Irak’ta Feyli Kürtlerin payına düşen katliamlar ve göç oldu.
Daha çocuk yaşta bir anda evlerimizden çıkmamız ve bize ait tüm eşyaları bırakıp gitmemizi söylediler. Biz ve çevremizdeki tüm Feyli Kürtler, her şeyimizi bırakıp evlerimizden çıkmak zorunda kaldık. O dönemin yönetimi bölgeleri Araplaştırma adı asimilasyona gittiler."
"Bölünmüş durumdayız"
Zeynep Hüseyin, ülke genelinde Feyli Kürtlerin dağıldığına işaret ediyor ve ekliyor;
"Bir bölümümüz Irak yönetimine bir bölümümüz de Kürdistan Bölgesi’ne kendini yakın görüyor. Bağdat’ta yakın görenler ya da dile getirenlerin başka çareleri yok çünkü o bölgede yaşıyorlar ve başka çareleri yok. Ayrıca biz Feyliler savaşçı kişiler de değiller. Bu yüzden bize ait bir askeri veya silahlı güçte yok."
Feyli Kürtlerin, Baas döneminde yaşadığı birkaç olayı da Zeynep, şu şekilde anlatıyor;
"Taha Yasin Ramazan liderliğinde Bağdat’ta spor salonunda 400’ü Feyli Kürt olmak üzere yaklaşık 900 iş adamı ve tüccarın katılımıyla toplantı düzenlendi. Toplantı daha sürerken, bu 400 kişi bir anda toplatılarak, salonun arka kapısındaki araçlara bindirilip, Irak’tan İran’a sürgün ettiler. Bu iş adamlarımızın tüm mal varlıklarına el konuldu. Feyli Kürtlerine yapılan bu adaletsizliği düzeltmelerini istiyoruz. Ancak ne yazık adaleti sağlama konusunda hiçbir düzenleme yok. O dönemde çok sayıda çocuk annesiz babasız kaldığı gibi yüzlerce çocuk kayıplara karıştı, bu durumu kimse dillendirmiyor bile.
Çocukluğumda komşularımızın nasıl apar topar evlerinden çıkartıldığını tanık oldum, çocukların bağrışları halen kulaklarımda kaldı ki, bende çocuk yaştaydım. Ben Hanekinliyim ve sonra Araplar gelip yerleşti evlerimize, Saddam’ın zulmünden farksız değildi.
Günümüzde de maddi, manevi ve psikolojik olarak zararlarının tazmin edilmediğine dikkat çeken Zeynep, "2003 yılından sonra bazılarımız bölgelerine geri döndü, mesela biz Hanekin’e döndük. Bilindiği gibi Hanekin tartışmalı bölgeler arasında yer alıyor ve hiçbir hakka sahip olmadık" diyor.
IKB Diyanet İşleri Bakanlığı bünyesinde Yahudi, Bahai, Kakai, Zerdeşt ve Ezidi temsilcilikleri bulunurken, Feyli Kürtlerin temsilcileri bulunmuyor. Bunun nedenini ise Zeynep, siyasi ve Bahailerin kendi içerisindeki sorunlara bağladı.
Kendisinden iki yaş kız kardeşinin 80’li yıllarda henüz çocuk yaşta Baas askerleri tarafından öldürüldüğünü söyleyerek, yaşadığı başka bir olayı da şu şekilde anlatıyor:
"Henüz çocuktuk, sabahın erken saatlerinde askeri ve resmi araçlardan yaptıkları anonsta kadın ve çocukların bölgedeki boş bir okulun adını vererek, orada toplanmamızı duyurdular. Bizde söyledikleri okulda toplanmak zorunda kaldık. Genç ve yaşlı erkekleri de kırsal bölgelere çıkardılar. Bizler iki gün bu okulda alı konulduk. Yiyecek yemek, ekmek hiçbir şeyi yoktu. Sonra bizi çıkardılar ve erkeklerin de bir kısmı geri döndü bir kısmından haber alamadık. O dönemlerde o bölgede yaşayan her evde acı bir hikâye ve kayıplar vardır. Az önce de dediğim gibi göç ettiğimiz her yerleşimden de kaç kez göç ettiğimizi hatırlamıyorum. Bize sahip çıkan olmadı!"
Geçen yıl açılan Feyli Kürtler Derneği Kerkük Ofisi, bölgedeki Feylilerin söz sahibi ve temel hak ve özgürlüklerini savunma amacıyla çalışmalar yürütüyor.
Irak Anayasasının 140. Madde kapsamındaki tartışmalı bölgeler arasında yer alan Kerkük’te, 2 bin 800 Feyli Kürt yaşıyor.
"Şii partileri destekleyenler onların emirleri altına giriyor"
Feyli Kürtleri Derneği Kerkük Ofisinden bir yetkili de, "ABD, Irak’a geldikten sonra Saddam’dan kurtulduğumuzu sandık. Saddam’dan kurtulsak da yönetime gelenlerin de ondan bir farklı yok aslında. Halen Irak Parlamentosu ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarındalar. Kürdistan Bölgesi’ndeki yetkililerle görüştüğümüzde Şii mezhebinden olduğumuzu söyleyip, çekinceli bir şekilde bize yardım etmiyorlar. Irak hükümeti ise Kürt olduğumuz için haklarımızı vermede bize çeşitli engeller sunuyor" ifadelerini kullandı.
İsminin açıklanmasını istemeyen yetkili kaynak, "Bizler halen özgür ve bağımsız değiliz. Feyli Kürtler olarak, dönemsel olarak katliamlarına maruz kaldık ve helan farklı yöntemlerle haklarımız ihlal ediliyor.Parlamentoda sandalyemiz var ancak Şii partileri destekleyenler de onların emirleri altına giriyor aslında" diyerek, Irak'ta tarihi süreçle birlikte ana bileşen olduklarına dikkat çekti.
Feylilerin, parlamento dışında valilik ve belediye meclisinde temsilcileri bulunmuyor.
Siyasi araştırmacı Ali Ahmet Feyli, Feyli Kürtlerine Irak Parlamentosu’nda ayrılan kotanın son yıllarda atılan tek doğru adım olduğu görüşündedir.
Ali Ahmed Feyli, "Parlamentoda temsilcilerimizin olması bizim için büyük anlam ifade ediyor. Nitekim temsilcilerimiz aracılığıyla hak ve taleplerimizi dillendirebiliriz. 2017 referandumuna destek verdiğimiz için tehdit ve göçlere maruz kaldık. Burada ve birçok kentte...Girişimlerle kültür ve dilimizi yok etmeye çalıştılar bunlar planlı yapılan girişimlerdir. Tarih boyunca asimilasyon politikaları karşısında yılmadık. Halen varız ve var olmaya devam edeceğiz" diyor.
Bağdat yönetimi, 2012’de vatandaşlıktan çıkarılan 200 bin Feyli Kürtün yüzde 97’sinin vatandaşlığa iade işlemlerinin tamamlandığını savundu. Ancak Feyli aktivist ve siyasetçiler, bu rakamın gerçekleri yansıtmadığını ve daha az olduğu görüşündeler.
Feylilere farklı renkte nüfus cüzdanı veriliyor
Ali Ahmed Feyli, "Vatandaşlığını tekrar elde eden Feylilere, diğer Irak vatandaşlarından farklı renkte kimlik veriliyor. Farklı renkte kimlik uygulaması, tam olarak bir ayrımcılıktır ve Feylilere yapılan ayrımcılık günümüze kadar devam ediyor demektir. Bu da bazı Feylileri vatandaşlık için başvurmasında tereddüt etmesine neden oldu" diye konuştu.
Feyli Kürtlerin, Irak’ta tekrar vatandaşlık hakkı elde edebilmeleri için ülkede 1957 yılında yapılan nüfus sayımına katılmış olduklarını veya katılanların birinci veya ikinci derece kan bağı olduklarını belgelerle ispat etmeleri gerekiyor.
Feyli Kürtlerin özellikle de İran’daki sürgünden geri dönenlerin çoğu, bu belgelerden yoksun olması, vatandaşlık haklarının iade edilmiş olmasına rağmen yasal olarak işlemlerin tamamlanamamasına neden oluyor.
Neçirvan Barzani’den Bağdat yönetime Feyli haklarının korunması çağrısı
2019’un nisan ayında Irak Parlamentosu Başkan Yardımcısı Beşir Haddad, Feyli Kürtlerinin Baas rejimi tarafından birçok zulüm ve katliama maruz kaldığını söyledi.
Beşir Haddad, "Irak hükümetinin Feyli Kürtlerinin haklarını vermesi gerekmektedir. Tazminatlarının ödenmesi ve onlar için çalışılması gerekiyor. Uluslararası konferanslarda da Feyli Kürtlerinin durumdan söz edilmeli. Çünkü Bağdat ve Irak’ın diğer bölgelerindeki Feyli Kürtlerin durumu kötüleşmiştir. Feyli Kürtlere birlik içerisinde hareket etmeleri çağrısında bulunuyorum. Haklarını elde etmeniz için mesajınız bir olmalı"dedi.
Bu yılın nisan ayında da IKB Başkanı Neçirvan Barzani, Feyli Kürtlere yönelik katliamın 41’inci yıldönümü dolayısıyla yayımladığı mesajında; Feyli Kürtlerin, Kürt oldukları, kimliklerine sahip çıktıkları ve meşru haklarını talep ettikleri için katliama maruz kaldıklarına dikkat çekti.
Neçirvan Barzani, "Yüzbinlerce Feyli Kürt’ün yerlerinden çıkartılıp göçe zorlandı, onbinlercesinin akibeti bilinmiyor. Mallarına el konuldu ve kimliklerinin alınması Baas rejiminin suçsuz Feyli Kürtlere karşı işlediği bir soykırım şeklidir. Feyli Kürtlerin katliama maruz kalmalarının tek nedeni Kürt olmaları ve kimliklerine sahip çıkmalarıydı. Irak hükümeti de görev ve sorumluluğunu yerine getirerek katliamın mağdurlarına maddi ve manevi tazminatın karşılanması gerekiyor. Irak hükümetinin bu yasal, ahlaki ve vicdani görevini yerine getirmesini, Feyli Kürtlerin mal, mülk, kimlik, medeni haklar ve tazminatlarını ödeyerek sorunlarını çözmesi gerekiyor" sözlerini kullandı.
Feyli Kürtlerin Irak ve IKB’de siyasi süreci
Feyli Kürtlerin örgütlendigi partilerin basında 1934 yılında kurulan ve partinin merkez komitesinin önemli isimlerinden Feyli Kürt’ü Aziz Haci’nin yer aldığı Irak Komünist Partisidir (IKP).
Feylilerin, IKP içinde örgütlenmesinde, partinin sol eğilimli olması, Arap ve Sünni ırkçı bir dil kullanmaması da etkili oldu.
Feylilerin Kürt ulusal hareketi içinde aktif rol almaları ise 1950’li yıllara dayanıyor.
Kürt lider Molla Mustafa Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) içinde örgütlenmeye başlayan Feyli Kürtler, Kürt halkının kendi kaderlerini tayin etmesi amacı doğrultusunda bir yol izledi.
1970’li yıllarda IKP’den kopuşlar ve Irak Kürt ulusal hareketinin nüfuzunun artmasıyla Baas yönetiminin Kürtler ve Şiilere yönelik baskının etkisiyle KDP’de örgütlenen Feylilerin sayısı zamanla arttı.
Feyli Kürtlerin iyi eğitimli ve entelektüel birikime sahip olmaları, KDP içinde önemli görevler üstlenmelerine olanak sağlayarak, parti genel sekreterliği dahil üst düzey görevlere getirildi.
1970’li yıllarda Feyliler, KDP’nin yanı sıra Kürt ulusal hareketinde yer alan toplumsal örgütlerde de aktif olarak yer aldı.
Bunlardan Feyli Kürt’ü Zekia İsmail Haki Kürdistan Kadınlar Birliği Genel Sekreterliğini, Adil Murad Kürdistan Öğrenciler Birliği Sekreteri, Yadullah Kerim Kürdistan Gençlik Dernegi’ne sekreterlik yaptı.
Irak Kürt ulusal hareketinin sembol isimlerinden ve 1974 yılında Baas yönetimi tarafından idam edilen Leyla Kasım’da Feyli Kürt’dür.
Feyliler, Kürt hareketine siyasi katılımın yanı sıra askeri, finansal ve lojistik ihtiyaçları bakımından da önemli katkılarda bulundu.
1970’li yıllarda çok sayıda Feyli Kürt, Peşmerge saflarında dönemin Bağdat yönetimine silahlı mücadeleye katıldı. Ticaret ile uğraşan Feyliler, KDP’ye ciddi finansal destekte verdi.
Haziran 1975’te KDP’den ayrılan Celal Talabani liderliğindeki bir grubun Kürdistan Yurtseverler Birligi’ni (KYB) kurmasında da Feyliler kurucu oldu.
1991 yılında de facto özerklik elde eden Kürdistan Bölgesi yönetiminde de önemli görevler üstlenen Feyli Kürtler, 2003 yılından sonra Kürt partilerin gerektiği kadar sorunlarıyla ilgilenmediği gerekçesiyle Haziran 2005’te İsveç’in Göteborg şehrinde "Birleşik Feyli Kürtleri İttifakı" adlı çatı örgütünü kurdu.
Irak’ta 2005 genel seçimlerinde de Feyli Kürtler, Feyli Kürt İslami Birliği ile Irak İslami Feyli Topluluğu adlı iki partiyle katıldı ve seçimlerde en çok oyu alan Birleşik Irak İttifakı adlı Şii koalisyonunun içinde yer aldı.
2009 yerel seçimlerinde de Feylilerin büyük çoğunluğu özellikle Bağdat ve Vasit gibi büyük şehirlerde Nuri Maliki liderliğindeki Kanun Devlet Koalisyonu’na destek verdi.
2010 genel seçimlerinde ise Feylilerin bir kısmı Teir el-Feyli liderliğinde Birleşik Bağımsız Irak Bloku adlı çatı yapıyı oluşturarak Kanun Devletini ve Kürtlerin Genel Ulusal Kongresi adlı çatı yapı ile Sadr grubu ve eski başbakanlardan İrahim Caferi’nin öncülüğünde kurulan Irak Ulusal İttifakı’na katıldı.
Feyli Kürtlerin en fazla siyasal kazanım elde ettiği seçim ise 2013 yerel seçimleri olmuştur.
2008 yılında düzenlenen ve azınlıklara kota tahsis edilmesiyle, Feylilere Bağdat ve Vasit il genel meclislerinde birer sandalye ayrıldı.
2013 yerel seçimlerinde Feyli Kürtleri Kardeşlik Listesi adlı çatı örgütlenme Vasit ve Bağdat il meclislerinde birer sandalye kazandı. Bu seçimlerde Feyli Kürtlerin büyük bir çoğunluğu Irak genelinde Kanun Devleti Koalisyonu’nu destekledi.
2014’te de benzer bir destekle Feyli Kürtler, Genel Ulusal Kongresi adlı çatı yapı seçimlerden birinci çıkan Kanun Devleti Koalisyonu içinde yer aldı.
2018 seçimlerinde de KDP, KYB’li Berhem Salih’e karşı Feyli Kürt’ü Fuad Hüseyin’i Cumhhurbaşkanı adayı olarak sundu ancak Salih Irak’ın yeni Cumhurbaşkanı seçildi.
Feyli Kürtler, tüm seçimlerde kendilerini destekleyen parti ve çatı gruplarıyla işbirliği yapıp seçime katıldı ve Irak Parlamentosu’nda kotaları bulunan Feylilerin IKB Parlamentosunda sandalyesi bulunmuyor.
© The Independentturkish