Afganistan'daki Sovyet işgali sırasında direnişiyle ünlenen ve sonraki yıllarda Taliban'a karşı çok ciddi bir zafer elde ederek halkın kahramanı olan Şah Mesud, 11 Eylül saldırısından iki gün önce kendisiyle röportaj yapmak istediklerini söyleyen iki Taliban mensubunun intihar saldırısı sonrasında hayatını kaybetmişti.
'Penşir Aslanı' olarak bilinen Şah Mesud bugün birçok Afgan tarafından kahraman olarak anılan bir isim.
Ayrıca Şah Mesud'un kardeşi Ahmed Zia Massoud da 2004-2009 yılları arasında ülkenin başkan yardımcılığını üstlenmişti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
ABD ve NATO'nun Afganistan kararının ardından Afganistan'daki gelişmelerle ilgili Independent Türkçe için konuştuğum ikinci isim ise Ahmad Wali Massoud oldu.
Şah Mesud'un kardeşi olan Ahmad Wali Massoud, geçmişte Londra Büyükelçiliği görevinde bulunmuş cumhurbaşkanı adayı olan bir isim ve ülkenin en zengin ismi olarak göze çarpıyor.
Ayrıca Massoud Vakfı'nın da başkanı olan Wali Massoud uluslararası alandaki en etkili Afgan politikacı.
Olası bir seçimde Wali Massoud cumhurbaşkanı adayı olacağının sinyallerini şimdiden vermekte ve bu kez çok ciddi bir oy potansiyeline sahip.
Wali Massoud ve ailesinin Taliban ile olan mücadelesi ise kuşkusuz devam ediyor ve Taliban bu aileyi en büyük düşmanlarından biri olarak görmekte.
- Afganistan'ın en saygın ailesinin bir üyesi ve etkili bir politikacı olarak ülkenizin yakın geleceği hakkında öngörünüz nedir?
Öngörmek çok zor. Afganistan'da iç faktörler kadar dış faktörler de mevcut. Dolayısıyla Afganistan'daki durum çok karışık ve gerçekten neler olacağını kimsenin öngörebileceğini sanmıyorum.
Afganistan üzerinde tezat ilgiler bulunuyor. Sınırlarımız içinde tarihsel sorunlarımız da var. Etnisite sorunu olduğu da bir gerçek.
Yani Afganistan için çok fazla sorun bulunuyor. Keşke son 20 yılda hükümetler bu sorunlar için bir şeyler yapabilme fırsatını değerlendirselerdi ama ne yazık ki yapmadılar.
Şimdi belirsiz bir durumdayız, Afganistan'ın çıkış yolu için tam olarak nasıl bir gündem yaratılacağını gerçekten düşünmeliyiz.
Son 20 yılda Afganistan'daki gündem işe yaramadığı için ülke diz çökmüş bir vaziyette.
- Taliban'a katiyen karşı olduğunuzu biliyorum ama Gani Hükümeti hakkında ne düşünüyorsunuz? Ülkenizde geçiş hükümeti sıklıkla dillendiriliyor.
Evet, Taliban'a karşıyım ve pek tabii bir geçiş hükümeti gerekiyor. Çünkü Gani, Afganistan'da başarısız bir cumhurbaşkanı ve Afganistan'daki başarısızlığın en büyük nedenidir.
Yeni bir sayfa açmak istiyorsak kesinlikle gerçek bir geçiş hükümeti kurulmalı. Zaten bir geçiş dönemi şekillenmek üzere ve farklı faktörler arasındaki diyaloğa bağlı bir durumda.
Söylediğim gibi geçiş hükümeti Afganistan için bir zorunluluk ve Gani Afganistan'ın kötü gidişatın merkezinde yer alıyor.
- ABD ve NATO'nun ülkenizden çekilmesi sizce doğru bir hareket mi?
Hayır, ABD ve NATO'nun Afganistan'dan çekilmesi sorumsuzluktu. Afganistan'a terörün kökünü kazımak için mücadele etmeye geldiler.
Ancak bugün görüyoruz ki Afganistan'da çok sayıda terör unsuru bulunuyor. Terörle iç içeyiz, uyuşturucu sorunumuz var, ülkede mafyalar var, meşru bir hükümet yok ve yoksulluk uç seviyelerde.
20 yıl öncesinden çok daha kötü bir durumdayız. Bizi bu durumda bıraktılar ve bu gerçekten sorumsuzca bir politika.
- Afganistan'ın geleceği hakkında uluslararası birçok isimle görüşmeler yapıyorsunuzdur.
Elbette zaman zaman bazı büyükelçilerle ve bazı yabancı siyasilerle görüşüyorum.
- Taliban'ın insanlık dışı eylemleri var. Ancak bazı hükümetler Taliban'ın bu yönünü pek umursamıyor. Taliban'ın IŞİD, El Kaide vb. örgütlerden farkı nedir?
Taliban'ın onlardan çok farklı olduklarını düşünmüyorum. İkisi de savaş hastalığı içindeler ve halkları terörize ediyorlar.
Hepsi aşırı ve tamamen aynı şekilde davranıyor. Dolayısıyla DEAŞ ve El Kaide'nin daha uluslararası olması dışında Taliban'la aralarında pek bir farklılık göremiyorum.
- Taliban hakkında ılımlı bir şekilde konuşan Erdoğan, onlarla ortak düşünceleri olduğunu söyledi. Sizce Türkiye ve Erdoğan'ın tavrı ne olmalı?
Gerçekten Taliban ile ortak düşünceye sahip olduğunu söylediyse yani doğruysa ki pek sanmıyorum bence değiller.
Sadece Müslüman oldukları için ortak düşünceye sahip olduklarını düşünebiliriz fakat Taliban radikaldir, Erdoğan değil. Erdoğan'ın bu aşırı tutumu hoş karşılayacağına inanmak istemem.
Gördüğümüz kadarıyla Türkiye de radikal İslam'ın yaşandığı bir ülke değil. Zaten bilmeliyiz ki Taliban terördür ve Afganistan'ın geri kalanından büyük farklılıkları vardır.
Eminim ki Erdoğan ile de Taliban arasında büyük farklılıklar var.
- Son zamanlarda Afganistan'dan binlerce insan mülteci olarak Türkiye'ye giriş yaptı. Bu durum kontrol edilebilir mi? İkinci bir Suriye vakası olur mu?
Aslında mülteci akını son 10 yıldır bu seviyelerde. Durum kötüleştikçe de bu durumun artması doğal bir süreç. Afganistan Suriye gibi olur mu bilemiyoruz.
Belki Suriye'den daha da kötü olabilir çünkü geçmişten gelen birçok sorunumuz var.
"Taliban'ın güçlenmesi hayati tehlikemizi artırıyor"
- Taliban'ın güçlenmesi hayati tehlikenizi artırıyor mu? Siz ve aileniz tamamen güvende hissediyor musunuz?
Tabii ki! Eğer Taliban bu ülkede varsa düşmanı da biziz. Bu konuda hiç şüphe yok ki tehditlerden de vazgeçmiyorlar. Taliban'ın düşmanıyız ve her şey olabilir.
- İzninizle kardeşinize de değinmek isterim. Birçok Afgan için Şah Mesud bir kahraman ve Taliban'a karşı gerçek bir savaşçıydı. Ahmed Şah Mesud yaşasaydı, Taliban bu kadar güçlü olur muydu?
Hayır. Eğer Ahmed Şah Mesud yaşasaydı, Taliban ve Afganistan'daki durum şimdiki gibi olmayacaktı. O, Afganistan halkıyla birlikte büyüyen, onların ve ülkenin durumunu gerçekten bilen biriydi.
Bütün mücadelesi bu ülkenin refahı içindi. Bu nedenle eğer yaşıyor olsaydı kesinlikle çok farklı olurdu. Şah Mesud Taliban'ın suikastına uğrayan biriydi, Taliban'a karşı en büyük güçtü, direnişin simgesiydi.
Hayatta olsaydı bu direniş çok daha güçlü ve geniş bir şekilde devam ederdi ya da Taliban tamamen yok olurdu. Afganistan ve barış yanlısı insanlar için Şah Mesut gerçek bir kayıp.
- Son olarak Şah Mesud, kendisiyle röportaj yapacaklarını söyleyen kişilerin saldırısıyla öldürüldü. Aldığınız mülakat tekliflerindeki bu kötü olayı anımsıyor musunuz?
O zamanlar Londra'da büyükelçi olarak görev yapıyordum. Neler olup bittiğiyle alakalı gelişmelere hakim değildim. Bu tamamen farklı bir olay, çok ayrıntılı bir durum.
Benim için gerçekten çok üzücü bir kayıptı zaten ilk hafta öldürüldüğünü de bana söylememişlerdi. Afganistan'da yaralandı şeklinde bilgi verilmişti. Dediğim gibi çok ayrıntılı ve uzun bir hikaye bu.
© The Independentturkish