3 ve 4 Haziran 1910... Bu tarihin en büyük soykırımlardan birinin yıldönümü olduğunu çok kimse bilmez.
O günlerde, İstanbul sokaklarından toplanmış ve bir adaya hapedilmiş tam 80 bin köpek katledildi. Tarihin en büyük hayvan katliamıydı.
İstanbul, tarihin her döneminde köpeği bol bir kent oldu. Bu kenti köpeklerle paylaşmayı bilenler, onlarda bir arada, bölüşerek yaşayanlar da çoktu, zulmedenler de.
Köpek nüfusundaki artış dönem dönem fazla artınca yönetimler çare bulmaya çalıştı, bulunan çare genellikle köpekler için bir ‘‘toplama kampı’’ yapılması oldu ve kamp Marmara'nın ortasındaki Hayırsızada'da kuruldu.
Murat Bardakçı'nın verdiği bilgilere göre İstanbul köpekleri ilk toplu sürgünlerinden birini 19. yüzyılın ilk çeyreğinde, İkinci Mahmud zamanında yaşadı.
"Hükümdar İstanbul'da ne kadar köpek varsa yakalanıp adaya gönderilmesini buyurdu, birkaç gün boyunca şehirde belki de tek bir hayvan kalmadı ama İstanbullulardan hiç beklenmeyen tepkiler yükseldi: Halk ‘‘Hayvanlara eziyet etmek uğursuzluk getirir, başımıza iş açılır, köpekleri orada bırakmayalım’’ diye homurdanmaya başlayınca Hayırsızadaya'daki sağ kalan köpekler yeniden teknelere konup İstanbul sokaklarına salındı. Ama uğursuzluk da geldi: Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın ordusu Kahire'den kalktı, Kütahya'ya kadar girdi... Mısır askerleri, Bursa taraflarına da şöyle bir uzanıp geri döndüler."
İstanbul'un dört ayaklı sakinleri için ikinci sürgün yılı 1910 oldu. İstanbul Belediye Başkanı Suphi Bey, artan köpek nüfusu "sorununu" çözmek için kolları sıvadı.
İstanbul'daki bütün köpeklerin toplanıp yeniden Hayırsızada'ya yollanmasını emretti. Sadece birkaç günde Hayırsızada'nın nüfusu 80 bin köpekten oluşuyordu. 4 Haziran'da İstanbul sokakları Belediye Başkanı Suphi Bey'in tam da gönlüne göre olmuştu: Köpek kalmamıştı.
Hayırsızada sadece kayaydı, ağaç yoktu, köpekler açlıktan, susuzluktan perişan durumdaydı.
Sahile yakın evlerde oturanlar sabaha kadar aç ve susuz köpeklerin haykırışını dinledi.
80 bin köpeğin bu çaresizliği birkaç gün sürdü. İstanbullular o günler boyunca bu korkunç ulumaları, havlamaları dinledi.
Giderek azalan sesler birkaç günün sonunda kesilmişti.
Çünkü açlıktan çaresiz kalan köpekler birbirlerini yemiş, geriye çok azı kalmıştı.
O günlerde İstanbul'da ardı ardına yaşanan depremleri halk bu olaya bağladı.
Hayırsızada'da hayatta kalmayı başaran birkaç köpek İstanbul'a geri getirildi. Hayırsızada (Sivriada) ise yaklaşık 7 yıldır, orada ölen 80 bin köpeğin anısına dikilen bir "anı taşı"na ev sahipliği yapıyor.
Independent Türkçe