"Yerli aşımız, hazır olur olmaz, vatandaşlarımızla beraber inşallah tüm insanlığın istifadesine sunacağız"
Bu sözler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından defalarca dile getirildi.
Erdoğan'ın bu çıkışı yapmasının temelinde ise "aşı milliyetçiliğine" yönelik eleştirilerinden kaynaklanıyor.
Dünyanın zengin ülkeleri aşıya rahatlıkla ulaşırken fakir ülkeler ise bu imkandan yararlanmıyor.
Türkiye'de aşı çalışmalarının yürütüldüğü koronavirüs (Kovid-19) salgının başlanmasının ilk günlerinde dile getirildi.
Bu amaçla kendini laboratuvara kapattığını iddia eden profesörler bile oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bugün, yarın derken pandeminin üzerinden neredeyse 16 ay geçti.
Bu süre zarfında Türkiye'deki aşı çalışmalarının da devam ettiği dile getirildi.
Türkiye Kovid-19 Platformu tarafından TÜBİTAK'ta hazırlanan yerli aşıların koordinasyonunun yapıldığı TÜBİTAK Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsün Müdürü Prof. Dr. Şaban Tekin, virüse karşı 7 farklı yerli aşı çalışmasının yapıldığını bunlardan ikisinin kasım ayına kadar kullanıma hazır olacağı bilgisini bile paylaşmıştı.
Sadece Prof. Dr. Tekin değil, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca olmak üzere birçok yetkilinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan da pandemiyle mücadele kapsamında yaptığı konuşmalarda hep yerli aşıya vurgu yaptı ve tarih bile verdi.
Henüz ortada kullanıma hazır, onay almış bir aşı yok. Yapılan açıklamalara göre bir aşının 3. faz çalışmaları daha yeni başladı.
Bunu da bizatihi Sağlık Bakanı Koca açıkladı. Koca ve bazı yetkililerin sözkonusu aşının 3. fazına gönüllü olmak için kolları sıvadığı basın toplantısına videokonferans yöntemiyle katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise koronavirüs aşısının ismini duyurdu.
3. faz denemeleri için 40 binden fazla gönüllüye ihtiyaç duyulan aşı için 800 binden fazla kişi gönüllü oldu.
Bu aşının insanlar üzerinde ne gibi etkisi olacağının test edileceği 3. faz çalışmaları devam ederken yerli ürünün adını Erdoğan, Turkovac diye açıkladı.
İsmin duyulmasıyla birlikte tartışması da başladı. Sürekli "aşı milliyetçiliğine" karşı açıklamalarda bulunan yetkililerin üretilecek ve "tüm insanlığın hizmetine sunulacak" aşıya ırk adının verilmesi milliyetçilik değil mi?
Hatta aşının kullanılmaya başladığı ilk günlerde buna ulaşılmada zorluk çekildiğinden dolayı "Aşı milliyetçiliği pandemi kadar tehlikelidir" diyenlerin dünyada örneği olmayan bir uygulamaya imza atmaları bilim adamlarının tepkisini çekti.
Türkiye'deki aşı çalışmalarından geç kalındığı, dünyanın aşı işini halledip ağız yoluyla alınan ilaç üzerine çalıştıkları bir dönemde henüz piyasada olmayan aşıya Turkcovac isminin verilmesinin PR olduğu yönünde eleştiriler dile getiriliyor.
Onay almış aşılara "ırk" adı verilmedi
Dünyada halihazırda onay almış birçok aşı var. Zaten dünya koronavirüsü bu aşılar sayesinde bir öncüde durdurabildi.
Bunlardan bazıları şunlar: Moderna, AstraZeneca, Coronavac, Sputnik V, Pfizer/Biontech, Johnson & Johnson…
Sözkonusu aşılardan hiçbirinin "milliyet" adıyla piyasaya çıkmadı.
Amerika, Birleşik Krallık, Çin, Rusya, Almanya'daki firmalar, ürettikleri aşılarını belli bir bedel karşılında insanlığın hizmetine sundu.
Bunların arasında bir tek "Sinovac" ismi milliyetten kaynaklanıyor. Ancak "Sinovac" aşının değil, firmanın adı.
Firmanın ürettiği ve Türkiye'nin de satın aldığı aşının ismi ise "Coronavac".
"Faz 3 çalışmalarında başarısız olursa Türkiye mi başarısız olacak?"
Bu konu bilim adamları tarafından dile getirildi ve eleştirildi.
Akademik Solunum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, Türkiye'deki yetkililerin "aşı milliyetçiliğine" karşı çıkarken ifade ettikleriyle uygulamaya ilişkin tutumları eleştirdi.
Prof. Dr. Tutluoğlu, "Türkiye'de üretilen aşının adı Turkovac olacakmış. ‘Aşıda milliyetçilik olmaz' diye aylardır söylüyoruz. Dünya'da üretilen ülkenin adını aşıya koyan var mı? Rusyavac, Almanyavac, İngilterevac var mı? Ya Faz 3 çalışmalarında başarısız olursa Türkiye mi başarısız olacak?" diye sordu.
Türkiye’de üretilen aşının adı Turkovac olacakmış. Aşıda milliyetçilik olmaz diye aylardır söylüyoruz. Dünya’da üretilen ülkenin adını aşıya koyan var mı? Rusyavac, Almanyavac, İngilterevac var mı? Ya Faz 3 çalışmalarında başarısız olursa Türkiye mi başarısız olacak?
— Bülent Tutluoglu (@BulentTutluoglu) June 22, 2021
"Ben olsam aşının adını sineyecekvac koyardım"
Sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda eleştirilerini sürdüren Prof. Dr. Tutluoğlu, şunları kaydetti:
"Çok sayıda Sinovac Çin aşısı değil mi diye gelmiş. Ama benim bildiğim Sinovac firmanın adı. Firmanın başka aşıları da var. Sinovac'ın korona aşısının ismi Coronavac diye biliyorum. Ben olsam aşının adını sineyecekvac koyardım. Bu ülkede günde onlarca saçma sapan olayı sineye çekmek zorunda kaldığımız için bu isim uygun olabilirdi."
"Yerli aşının etkinliği olacak ve yakın zamanda kullanıma girecek"
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Hamidiye Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş ise meslektaşıyla aynı görüşte değil.
Prof. Dr. Dökmetaş'a göre yerli aşının bir etkinliği olacak ve yakın bir zamanda kullanıma girecek.
Çalışmalarda ilk baştan itibaren planlanan bazı hedeflerin olduğunu ifade eden Dökmetaş, "Türkiye'nin üreteceği bir inaktif aşıdır. Yıllardan beri bildiğimiz, tanımladığımız, kullandığımız ve şu anda da dünyada örnekleri olan bir aşı. Bu nedenle bu aşının etkinliğinin olacağını ve kullanıma gireceğini düşünüyorum" dedi.
Aşıya verilecek ismin işin başlangıcından veya her şey bittikten sonra da verilebileceğini belirten Prof. Dr. Dökmetaş, "Bu bir takdir olayıdır. Hedeflenen budur. Diyelim 3. faz çalışmaları istediğimiz gibi sonuçlanmadı. Hedeflenen aşı uygulamaya girmeyebilir. Ancak aktif olarak aşının kullanılabileceğini düşünüyoruz. Çünkü teknoloji bildiğimiz bir teknoloji ve çalışmayı yürüten ekip güçlü bir ekipten oluşuyor" diye konuştu.
"Uygulamada olur olmaz o konuda bir şey söyleyemem"
Kayseri Erciyes Üniversitesi'ndeki Prof. Dr. Aykut Özdarandeli ve arkadaşlarının daha önce de buna benzer çalışmalar yaptığını hatırlatan Prof. Dr. Dökmetaş sözlerini şöyle tamamladı:
"Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ile ilgili aşı çalışmalarını son aşamaya getirdiler. Dolayısıyla burada da böyle bir aşı çalışmaları var. Yapılan aşı çalışmalarının ürüne dönüşeceğini düşünüyorum. Ürün olunca da bir isim de mutlaka gerekli. Hedeflenen isim açıklanmış. Bu uygulamada olur veya olmaz o konuda bir şey söyleyemem. Aşılara, ilaçlara ve kullanılan etkenlere zaman zaman belirli isimler verilebilir. Bizim ülkemizde üretilen aşı diye tanımlanmıştır. Bu konuda lehte veya aleyhte görüşler olabilir, saygı duyarım."
"Turkovac ismi çok da yakışmadı"
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bengi Başer'in de bu konuda bazı itirazları var.
Kendisi öncelikle Türkiye'nin aşı üretmesinden yana ama 3. faz çalışmaları bittikten sonra isim verilmesinin daha doğru olacağı görüşünde.
Prof. Dr. Başer, itirazını ise "Netleşmiş ve gerçekten etkili olduğunu gördüğümüz bir aşı için isim vermek daha iyi olur. Sonuç itibariyle faz 3'ün bitirilmesi sonrasında bir isim verilerek kullanıma geçmesi daha doğru olurdu. İsim verilmesini çok erken bir hareket olarak görüyorum" sözleriyle dile getirdi.
"O ismin verilmesi yanlış" diyen Prof. Dr. Başer, "Sözlük anlamlarına baktığımızda Turkovac menşeili kelimelerden oluşuyor ve çok enteresan farklı anlamları var. Bu da insanlar arasında farklı anlaşılmalara yol açabilir. Bence böyle bir isim çok da yakışmadı" yorumu yaptı.
"İsim konusu ilgi alanımıza girmiyor"
Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Başar Cander de sonuç olarak yerli ve milli bir aşıya ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
"Türkiye'de aşının bu aşamaya gelmesinden dolayı mutluyuz" diyen Cander, "Elimizde aşı seçenekleri olması açısından çok önemli bir konu. Süreç biraz daha uzasa da bir an önce kullanılmasını umuyoruz" diye konuştu.
Bilim adamları olarak aşıya hangi ismin verileceğinin inisiyatiflerinde olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Cander, "Daha çok içerik ile ilgiliyiz. İsim konusu bizim ilgi alanımıza girmiyor. İşin içinde olan bir bilim adamı olarak aşı çalışmalarının çok önemli olduğunu söyleyebilirim. Bir an önce kullanılması herkes gibi bizi de sevindirir" ifadelerini kullandı.
© The Independentturkish