Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kırklareli'deki basın toplantısında konuşma yaptı. Davutoğlu konuşmasının sonunda vatandaşlardan ve bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden gelen soruları yanıtladı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İlk temellerinin 26 Haziran'da atılacağı duyurulan tartışmalı proje Kanal İstanbul hakkında açıklamalarda bulunan Davutoğlu, Kanal İstanbul Projesi'nin yalnızca İstanbul'u değil Trakya'yı de tehlikeye attığını belirterek "Kanal İstanbul, İstanbul için bir felakettir" dedi.
“Neden en çok büyüyen sektör finans”
Enflasyonun kontrol edilmesi için ithalat yapılıyorsa önce girdi fiyatlarının kontrol edilmesi gerektiğini dile getiren Davutoğlu, tarımın Trakya'nın 'can damarı' olduğunu söyleyerek büyük bir sıkıntı yaşandığını dile getirdi. Çiftçilerin yaşadığı sıkıntılara da değinen Davutoğlu, "Devlet neden kaynak aktaramıyor? Çünkü devletin kaynakları 3-5 faizci tarafından sömürülüyor. Yolsuzluklarla sömürülüyor. En çok büyüyen sektör finans. Neden finans büyüyor? Çünkü faiz" dedi.
Ergene Nehri'ndeki kirliliğe dair açıklamalarda bulunan Davutoğlu, bozulan bir ekolojik dengenin geri getirilmesinin zor olduğunu dile getirerek 'en azından ıslah etmenin' gerekliliğini vurguladı.
“Asla korkmadım”
Açıklamasının ardından gelen soruları yanıtlayan Davutoğlu, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Kırklareli Şube Başkanı Mine Sobacı’nın 7 Haziran-1 Kasım seçimleri arasında yaşananları kastederek “Eğer destek istiyorsanız çıkın anlatın. Türkiye’nin temizlenmesi için bir mafya liderinden medet umar hale geldik. Her şeyi anlatın, korkmayın” demesi üzerine şöyle konuştu:
"İçişleri Bakanı Davutoğlu'nu yerinden etmek için toplandık dedi. Peki kim bunlar: Berat Albayrak, Binali Yıldırım, kendisi.Kendi arkadaşlarınız iktidardayken onlara karşı siyaset yapmak cesarettir. 7 Haziran 1 Kasım arasında Meclis çoğunluğu olmayan bir başbakanın terörle nasıl mücadele ettiğini tarih yazacak. Suruç ve Gar saldırısıdır iki büyük terör olayı. Her gün şehitler veriyorduk. İçişleri Bakanı terörle mücadele kahramanlığı yapıyor. Ben başbakanlığı bıraktığımda hendek, barikat hiçbir şey kalmamıştı. Hiçbir şekilde demokratik hukuk devletinden taviz vermedim. Ben HDP'ye karşı siyasi mücadele yaparım. Ama onların güvenliğini temin etmek de devletin görevi. Gar saldırısı olduğunda ben tek tek hastaneleri dolaştım. 'Devlet adına size sabır ve özür diliyorum' dedim”
Asla korkmadığını dile getiren Davutoğlu, “Korkmuş olsam başbakanlıktan ayrılmazdım. Bir yerlerde kurul üyesi bilmem ne üyesi diye 3-4 yerden maaş alır yaşardım. Korkmuş olsam siyaseti bıraktım derdim. Dünyanın her yerinde konferans verir rahat ederdim. Niye çıktım buna? Ben borçluyum. Hepimiz borçluyuz. Çocuklarımıza, torunlarımıza borçluyum.Devletin mahremiyetini gerektiren hususlar dışında her şeyi anlatıyorum" dedi.
“Eğitimde çok kapsamlı bir proje düşünüyorduk”
Basın toplantısında kendisine gelen "Önceliklerimiz arasında olmazsa olmazımız 'eğitim, sağlık, tarım' dediniz. Ben eğitimden başlamak istiyorum. Biz cumhuriyetin okullarında fırsat eşitliğiyle eğitim aldık. Okullarımız nicelik olarak artırılırken nitelik artırılmadı. Her köye üniversite de açsak bunun çözümü bu değil. Şimdi gençler yurt dışına kaçıyor. Demek ki biz bir hata yaptık. Eğitimi özelleştirdik. Pandemi sürecinde gördünüz. Geçmişe dönük düşündüğünüzde bu süreçler içinde vardınız. Yanlış yaptığınızı düşünüyor musunuz?
İkinci sorum, eşiniz de hekim ben de, 20 yıllık süreçte şehir hastaneleri kavramı, sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi, pandemi dolayısıyla yaşadığımız süreçte gördük ki yanlış politikalar izlemişiz" sorusuna cevap veren Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:
“Ben eğitimciyim. İki yerde ben huzur bulurum. Bir kitaplarla bir de gençlerle eğitim içinde. Eğitimle ilgilenebildiğim dönem sadece başbakanlık dönemiydi. Bu dönemde başladığı andan itibaren Milli Eğitim Bakanlığı'na gidip sabahtan akşama kadar süren bir çalıştay yapacağız dedim. Mesleki eğitimde radikal bir dönüşüm planlıyorduk. Meslek okulları açmak tam resmi değil tam özel de değildi. Üniversiteye gitmeden önce herkesin bir mesleği olacak. Çok kapsamlı bir proje düşünüyorduk. Öğretmen formasyonu. Ben öğretmenim. Yepyeni teknolojiler gelişti. Öğretmenlerin de kendilerini yenilemeye ihtiyaç var. YÖK'e gittim bana projelerinizi getirin dedim. Niceliksel artış beni ürküttü. Yaptığım ilk işlerden birisi; bütün memurların maaşlarını önüme aldım baktım bazı memur kategorileri zam almış. En az zam alan üniversitelerdeki araştırma görevlileri. Onların maaşlarını düzelttik”
Davutoğlu, Şehir Hastaneleri projesinin finansman modeline başından beri karşı olduğunu ve ayrıca büyük ölçekli hastanelerin model olarak doğru olmadığını ve küçük hastanelerin kapatılmasını doğru bulmadığını söyledi.
Independent Türkçe