Hürriyet Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, "YSK’nın yanıtlaması gereken sorular" başlığıyla yazdığı yazısında, 31 Mart seçimlerinin iptal kararı sonrasında muhalefetin YSK'ya yönelttiği eleştirileri hatırlattı, bu eleştirilere yanıt vermeyen YSK Başkanı Sadi Güven'i eleştiri.
Selvi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimin iptali talebine 'evet' oyu veren 7 YSK üyesini "çete" diye tanımladığını hatırlattı, "Başkanın bir görevi de YSK’nın hukukunu korumak. Ben şu ana kadar Sadi Güven’den YSK’nın hukukunu koruyacak bir cümle duymadım. Sadi Güven, iptal kararına karşı çıktı. Bunu anlıyorum. Ancak iptale karşı çıkması başında bulunduğu kurumun hukukunu korumasına ve 7 üyenin çete olarak ilan edilmesine sessiz kalmasını mı gerektiriyor? Yoksa Sadi Güven de Kılıçdaroğlu gibi mi düşünüyor?" diye sordu.
Selvi'nin yazısının ilgili bölümü şöyle:
İptal kararından sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “YSK içindeki 7 çete mensubu hâkim iptal kararı veriyor” dedi. Yetinmedi, CHP grubunda bu isimleri tek tek okuyup yuhalattı.
YSK’nın bir başkanı var. Adı Sadi Güven. Başkanın bir görevi de YSK’nın hukukunu korumak. Ben şu ana kadar Sadi Güven’den YSK’nın hukukunu koruyacak bir cümle duymadım. Sadi Güven, iptal kararına karşı çıktı. Bunu anlıyorum. Ancak iptale karşı çıkması başında bulunduğu kurumun hukukunu korumasına ve 7 üyenin çete olarak ilan edilmesine sessiz kalmasını mı gerektiriyor? Yoksa Sadi Güven de Kılıçdaroğlu gibi mi düşünüyor?
Devam edelim.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, bir TV programında “YSK kararını saray yazmış, onlar da imzalamışlar” dedi. Bu söz sadece iptal kararı veren 7 üyeyi değil, muhalefet şerhi yazan 4 üyeyi de töhmet altında bırakacak bir ifade.
YSK Başkanı Sadi Güven’den “Bu kararlar sarayda değil, YSK’da yazılmıştır” diyen bir açıklama gelmedi. Elbette ki YSK polemiklerle uğraşmaz ama “çete” deniliyorsa, “Karar sarayda yazıldı” diye konuşuluyorsa, “Kızılay’da sizi yürütmezler, yüzünüze tükürürler” diye diye tehdit ediliyorsa YSK Başkanı’nın bir şey demesi gerekmez mi?
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Abdülkadir Selvi, yazısında YSK'nın seçimin iptali kararını aldığı toplantıya ilişkin detayları da kaleme aldı.
"Kısa karar metninde iptal gerekçesi olarak sadece bazı sandık kurullarında kamu görevlisi olmamasından söz edilince, bazı üyeler itiraz ediyor. Kamu görevlilerinin kısıtlılar ve sayım döküm cetvelleriyle birlikte seçim sonuçları üzerinde müessir olması nedeniyle iptal kararının verildiği belirtiliyor. İtiraz eden üyeler, bu noktaların gerekçeli kararda yer alacağı belirtilerek ikna ediliyor. Ama bir de bakıyorsunuz, sanki bu tartışma hiç yaşanmamış gibi, muhalefet şerhlerinde önemli bir yer tutuyor" diyen Selvi, YSK'nın çelişki içinde olduğunu söyledi.
"YSK birbirinden çelişkili kararlarıyla İstanbul seçimlerinin iptaline neden oldu. Ama üzücü olan, seçimde bunun bedelini YSK ödemeyecek. Seçimlerin iptal kararıyla bedeli Türk demokrasinin ödediği gibi" diye yazan Selvi'ye göre bu seçiminde seçmen, Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım mağdur oldu.
Independent Türkçe
