Generaller ve kardeşleri

Geçtiğimiz yüzyıl en vahşi yüzyıldı. Kardeşler arasında veya aynı aile içindeki savaşlar en acımasız savaşlardı

İndira Gandhi, Hindistan ordusundaki çoğu generalin Pakistan ordusunda general olan kardeşleri olduğunu söylerdi.

Hintler kurtuluş savaşını birlikte yürüttüler sonra ayrılığa düşerek birbirlerine düşman oldular. Sonra da üçüncü kez Bangladeş, Pakistan'dan ayrıldı.

Geçtiğimiz yüzyıl en vahşi yüzyıldı. Kardeşler arasında veya aynı aile içindeki savaşlar en acımasız savaşlardı. Kardeş kardeşi bir fikir veya ideoloji için öldürdü.

Güneyde ve kuzeyde Karl Marx yüzünden Kore'de milyonlarca insan öldürüldü. Sonra yine onun yüzünden Güney ve Kuzey Vietnam da milyonlarca kişi öldürüldü.

Karl Marx, ülkesi Almanya'yı da Doğu ve Batı olmak üzere ikiye böldü. Çin'i de parçalara ayırarak 'Çinler' yaptı. İspanya'da da savaşa sebep olarak neredeyse İspanya'yı toprağa gömecekti.


Kardeşlerin savaşı her zaman daha şiddetlidir. Bakınız; Cezayir, Lübnan ve Yemen, Kuzey ve Güney İrlanda, Kuzey ve Güney Amerika arasındaki iç savaş, Komünistler ve diğerleri arasındaki Endonezya iç savaşı.

Ruanda'da iki kabile arasında çıkan çatışmada pala ve satırlarla bir milyon insan öldü.


İnsanın içindeki canavar, herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda yaşanan bir delilik anındaki cinayet ve nefret çağrısına cevap verir.

Nebil Antara, İslam öncesi dönemden beri, yüksek rütbeli kimselerin kin beslemediğini, asıl kin ve nefretin sivil hayatı doldurduğunu, her zaman o kin ve nefrete davetçilik yapan zorbaların, tüccarların, kışkırtıcıların ve kötülerin bulunduğuna dikkat çekiyor.

İnsan her şeyi kendisi için isteyen bencil bir varlıktır. Bu yüzden ilk rakiplerini kardeşlerinden seçer. Sonra bazen kendine gelir de 'Sen ne yaptın?' diye kendisine sorar. Ancak artık olan olmuştur.

Onlarca yıl süren gereksiz bir düşmanlıktan sonra Almanya bir günde birleşti. Birleşen ülkeyi doğudan, duvarın arkasından gelen bir kadın yönetiyordu.

Doğulular, neredeyse bir asır boyunca tüm dünyayı altüst eden komünizmin yükselişini ve çöküşünü göremeden Londra'da sefil ve fakir bir halde ölen hemşerileri Karl Marx'ı hemen unuttular.


İnsan bir yanardağ gibidir, ateşi söner ve yatışır. Milyonlarca ölümden sonra Vietnamlılar tek bir ülke olabildiler.

Amerikalılar, Ruslar ve Çinliler Komünizmi terk ettiler. Hanoi'de çok az kişi Karl Marx'ı hatırlıyor çünkü artık Amerikalı turistleri ağırlamakla meşguller.

Fransızlar, Vietnamlılarla savaşmakla hata etti. Amerikalılar da onların attığı adımları atarak aynı hataya düştü. Bugün iki ülkenin vatandaşları birbirlerinin şehirlerini dolduruyor.


Barışa ulaşmak için savaş çıkarmak zorunda olmadığımızı öğrenemedik gitti. Kan ve ceset sevdalıları, Gandhi ve Mandela ile dalga geçip duruyorlar.

Çünkü savaş mekanizması para, onur ve prestij getiriyor. Öldürülen milyonlar ise, çok eski zamanlardan beri insanoğlunun adeti olduğu gibi unutulup gidiyor.

Barbara Tuckman'ın, Truva Savaşı'ndan Vietnam Savaşı'na isimli meşhur kitabında dediği gibi bu bir 'delilik yürüyüşü'.

Savaşlar, silah fabrikalarını, buğday, para ve ayakkabı tacirlerini zenginleştirir, diğerlerini ise fakirleştirir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Gökhan Musab Cantepe

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU