Temmuz 2017’de Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin yaptığı rutin bir kontrol sırasında Hızır ve Osman Kaptan isimli şüpheliler gözaltına alındı. Ertesi gün mahkemeleri olduğu için haklarında yakalama kararı bulunan şüpheliler annelerinin hasta olduğunu belirterek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun oğlu Engin Levent Soylu’ya telefon açıp yardım istediği belirtildi. İddiaya göre, durum Bakan Soylu tarafından Koruma Daire Başkanı Ekrem Gülen’e bildirildi. Ekrem Gülen'in ise Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ı arayarak gözaltında bulunan kişilerin serbest bırakılmasını istediği iddia edildi. Hakan Çalışkan ise gözaltı işleminin resmiyete döküldüğünü belirterek talebe olumsuz yanıt verdi. Gülen’in bir kez daha Çalışkan’ı arayarak, "Şahıs bakanın yakını ve serbest bırakılması isteniyor" talimatı verdiği öne sürüldü. Şüpheliler serbest bırakıldı.
"Mustafa Çalışkan tutanak tutulmasını istedi" iddiası
Konu dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’a aktarıldı. Bunun üzerine Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ı arayan İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, kendisinden İçişleri Bakanı Soylu ve Koruma Daire Başkanı Ekrem Gülen’in sorumluluğunu belirten bir tutanak tutarak olayla ilgili resmi işlem başlatmasını istediği iddia edildi. Yaşanan telefon trafiği sonucunda Hakan Çalışkan’ın baskılara dayanamayarak yaşamına son verdiği öne sürüldü. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Kayhan Ay birçok kez aradı
Cumhuriyet gazetesinden Seyhan Avşar'ın haberine göre, soruşturma dosyasına giren Müdür Çalışkan’ın intihar ettiği gece eşiyle yaptığı yazışmalar ve telefonuna gelen aramalar ise dikkat çekti. Çalışkan olay gecesi birçok kez dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Terörle Mücadele Şube Müdürü Kayhan Ay tarafından arandı. 23.37’de ise Mustafa Çalışkan kendi kişisel telefonundan Hakan Çalışkan’ı aradı. Çalışkan gece 00.40’ta ise eşine attığı mesajda, "Geç oldu. İşler çok gelemem" dedi. Eşiyle 00.53’te yaptığı yazışmada ise eşinin ütü yaptığını öğrenmesi üzerine Çalışkan, kendisine ait bazı eşyaların ütülenmesini istedi. Saat gece 03.22 olduğunda ise Çalışkan eşini aradı. Eşinin açmaması üzerine mesaj atarak, "Sesini duymak istedim" diye yazdı. Çalışkan’ın eşine son mesajı ise 03.24’te attığı, "Seni çok seviyorum bir tanem" oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Aramamda hiçbir suç unsuru yoktur"
Ekrem Gülen, "Hakan Çalışkan’ı arayarak şüphelilerin bırakılması için üzerinde baskı kurduğunuz iddia ediliyor" sorusuna şu yanıtı verdi:
Kim beni neyle suçluyor? İfade başvurusu oldu da ifadeye mi gitmedim? Hakkında suçlama olan bir insan Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan adresi, evi ulaşılabilir olan birisi. Devlet kurumları soru sordu da biz cevap mı vermedik? Benim bu konuyla alakalı hiçbir şeyim söz konusu değil.
Çalışkan’ın üzerinde baskı kurduğumu kim söylemiş? Hangi devlet kurumu söylemiş?" ifadesini kullanan Gülen şöyle devam etti:
Bakın ben devlet memurluğu yaptım. Şimdi başka bir görev yürütüyorum. Ne adli, ne idari makamlar ne de dava dosyasında benimle alakalı bir durum söz konusu değil. Bir insanı aramış olmak hangi suçu doğurur? Olay bu kadar basit. Şimdi biz sizinle telefonda konuştuk, kapattık hangi suç gerçekleşti? Bizler günde yüzlerce kişi ile telefonda konuşuyoruz. Aramamda hiçbir suç unsuru yoktur. Bakın siz beni Facetime’dan (bir arama programı) aradınız. Bakın ben Hakan kardeşimizi Facetime’dan mı aramışım? Normal bir şekilde aradım.
Soylu ne demişti?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Habertürk yayınında konuya ilişkin soruya şu yanıtı vermişti:
Osman ve Hızır Kaptan. Ben eve gittim, dedi ki koruma daire başkanı, Hızır Kaptan'la Osman Kaptan'ın annesi kalp krizi geçirdi, orada geliyorlar. Gelirken bir ormanla ilgil mahkemesi varmış, mahkeme sebebiyle polis durdurmuş, annesinin durumu ağır, ilgilen arkadaşlarla bir konuşabilirsen... Benim bildiğim bu kadar. Dedi ki, birisi geldi, Silivri Emniyet Müdürü intihar etti dedi. İstanbul Emniyet Müdürü'nü aradı, niye intihar etti diye, kem-küm, sonra koruma daire başkanı geldi. 2-3 dakikalık bir görüşme yaptım dedi. Annesi de orada öldü. Emniyet Müdürü, 2-3 dakikalık konuşmalarda ne söylenebilir ya? Söylenecek 'birisi var bakar mısını'. Bunu dönüp Silivri Emniyet Müdürü'nde Süleyman Soylu baskı yaptı... Bunun için şu an kanun çıkıyor. Kolluğa verelim bu görevi dediler. İntiharın sebebini bilmiyoruz, bu olay hala bitmedi biliyorsunuz. Ben böyle bir şeyi... Bir insanlara can veriyoruz ya. Operasyon şöyle operasyon, Cumhuriyet gazetesinde benim altımdaki biri şunu söyler mi, 'Biz bu konuda Sayın bakanla ayrı taraflardayız'. Bana birisi bunu izah edebilir mi? Yaptığım işle ilgili ne sorarsanız sorun cevap veremeyeceğim bir şey yoktur.
Cumhuriyet, Independent Türkçe