Şanlıurfa'da yaşananlar, artan intihar vakalarını gündeme getirdi: Türkiye'de her gün yaklaşık 10 kişi canına kıyıyor

Geçen hafta Şanlıurfa'da 5 gün içerisinde 9 intihar olayı yaşandı. Uzmanlara göre intihar vakaların birçok nedeni var. Son dönemdeki artış, pandemi koşulları ve ekonomik krizden kaynaklanıyor olabilir

Şanlıurfa’da yaşananlar, artan intihar vakalarını gündeme getirdi / Fotoğraf: Twitter

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2002-2019 yılı arasında 53 bin 400'den fazla intihar vakası yaşandı.

2002'de 2 bin 301 olan intihar sayısı 2003'te 2 bin 707'y yükseldi. 

Birkaç yıl boyunca bu seviyelerde seyreden intihar sayısındaki en ciddi artış 2012 yılında yaşandı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


2011'de 2 bin 677 olan intihar sayısı 2012'de 3 bin 287'ye yükseldi. Bir sene içerisinde yüzde 23 artış yaşandı.

Yine 2018'de 3 bin 342 vaka yaşanırken, 2019'da bu sayı 3 bin 406'ya yükseldi.

Bu da her gün yaklaşık 10 kişinin canına kıydığı anlamına geliyor.

Türkiye'de en çok intihar vakasının yaşandığı ilk üç kent sırasıyla İstanbul, İzmir ve Ankara.

5 günde 9 intihar vakası yaşandı

Ancak son günlerde art arda yaşanan intihar vakalarıyla adından söz ettiren bir diğer şehir de Şanlıurfa oldu.

Geçen hafta Şanlıurfa'da sadece 5 gün içerisinde 9 intihar vakası yaşandı.

Yaşanan intihar vakalarının pandemi koşulları ve ekonomik kriz ile bağlantılı olduğuna dair çok sayıda görüş dile getirildi.

 

TÜİK
TÜİK verilerine göre son 18 yılda 53 bin 425 kişi intihar etti

 

Nitekim uzmanlar da hem pandemi hem de sosyo-ekonomik durumun intihar vakalarını tetiklediği görüşünde hem fikir.

"Pandemi, işsizlik ve ekonomik nedenler intihar vakalarını tetikliyor"

Konuyla ilgili Independent Türkçe'ye konuşan Şanlıurfa Harran Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Kaya, kent örneğine bakıldığında hem farklı yaş gruplarından hem de farklı cinsiyetlerden intihar eden insanların olduğunu söyledi.

İntihar vakalarının bir kısmının iflas gibi büyük gelir kaybı kaynaklı meydana geldiğini belirten Kaya, "Toplumların büyük kesimlerinde pandemi sebebiyle küresel depresyon diyebileceğimiz bir ruhi bunalım durumu var. İnsanların evde kısıtlı kalmaları aile içindeki şiddet ve baskıyı artırıyor, ilişkileri olumsuz etkiliyor. Bu nedenle insanlar, kontrollerini kaybedip buhrana düşebiliyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

Pandemi koşulları, işsizlik ve ekonomik krizin intihar vakalarını tetiklediğini kaydeden Kaya, "Yüksek gelirli grupların hızlı gelir kaybı yaşamaları, emeği ile geçinen dar gelirlilerin işsiz kalması ve bunun sonucunda insanların psikolojik buhrana girip bireysel kontrolü kaybederek intihara meyli sözkonusu olabiliyor. Diğer yandan pandemi ile hanelerde geçirilen sürelerin uzaması şiddet ve baskı olaylarının artışına yol açıyor" diye konuştu.

 

Mahmut Kaya
Mahmut Kaya / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Halkın psikolojik destek kadar ekonomik desteğe de ihtiyacı var"

İntihar vakalarının psikolojik ve sosyo-ekonomik boyutun bulunduğunu ve bunların birbirini etkileyebildiğine dikkat çeken Kaya, "Ana sebep pandemi ve ekonomik nedenler olmakla beraber bu ikisine karşı bireyin psikolojik donanımı süreci belirliyor" dedi.

Kişinin psikolojik donanımının, sahip olduğu norm ve değerlerin, inancın, sabır ve metanetinin, ailedeki sosyal destek ve dayanışma bağlarının güçlü veya zayıflığının bireyi süreç karşısında psikolojisinin sağlam kalmasına ya da çökmesine yol açtığını aktaran Kaya, devamında şu ifadelere yer verdi:

"Özellikle büyük şehirlerde bu durumlar daha kırılgan olduğu için birey hem kendini kontrol edemiyor hem de çevresinden destek görmeyince bireysel kontrolünü kaybediyor ve maalesef buhrana sürükleniyor. Neticede bu intihara kadar gidebiliyor. Bunun önüne geçebilmek için arkadaşlık, akrabalık, aile içinde karı-koca, anne-babanın çocuklarla olan bağlarının korunması ve güçlendirmesi çok önemli. Bilhassa pandemi ile gelişen ruhsal çöküntülere karşı ruh sağlığını korumaya yönelik olarak çeşitli hobiler geliştirilebilir örneğin bitki yetiştirme, hayvan besleme, kitap okuma, düzenli spor ve doğa yürüyüşleri gibi etkinliklerle olağanüstü durumun etkisi kırılabilir. Diğer yandan mevcut vakaların uzmanlarca incelenmesi ve sebeplerinin aydınlatılması ve bu yönde tedbirlerin alınması lazım. Halkın ekonomik destek kadar psikolojik desteğe de ihtiyacı var bunu sağlamak için kamu kurumları çeşitli planlamalar yapmalı ve uzmanlarla sahada işbirliği yapmalıdır."

"Yaşam kalitesi açısından durumunun en kötü olduğu şehirlerden biri"

Bölgeye yönelik kamuoyu araştırmalarıyla tanınan RAWEST Araştırma Direktörü Reha Ruhavioğlu da her bir intihar vakasının kendine özgü bir hikayesinin ve farklılığının olduğuna dikkat çekti.

Birkaç gün gibi kısa bir sürede 9 intihar vakasının yaşanmasının ortak noktalarının ister istemez merak konusu olduğunu belirten Ruhavioğlu, "Bu merak yersiz de değil çünkü her ne kadar her birinin şartları kendine özgü olsa da intiharların ortak yanları da yok değil" dedi.

 

Reha Ruhavioğlu
Reha Ruhavioğlu / Fotoğraf: Twitter

 

Yaşam kalitesi açısından durumunun en kötü olduğu şehirlerden biri olan Şanlıurfa'nın yüksek genç nüfusuna rağmen ekonomisinin iyileşemediğini dile getiren Ruhavioğlu, şehirde yarım milyon civarında sığınmacının yaşadığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Sığınmacılara yönelik bir entegrasyon ya da yönetim politikası görünmüyor. Onların ucuz iş gücü olarak kullanılması şehirde ekonomik iş gücünü olumsuz etkiliyor. Şehir eğitim ve sağlık gibi alanlarda Türkiye ortalamasının çok gerisinde. Yaşam kalitesi ve yaşamdan memnuniyetin en düşük olduğu şehirlerden birisi Urfa. Şehir aşırı kalabalık, büyük bir düzensizlik hali var. Şehrin geleceğini iyileştirecek bir ümit de göremiyor insanlar."

"Bir şehirde hayatın iyileşmesi için bütünlüklü bir yaklaşım gerekiyor"

Tüm bunların toplumsal ölçekte bir kaos haline, bireysel düzeyde de çaresizlik ve tükenmişliği tetikleyen faktörlere dönüştüğünü kaydeden Ruhavioğlu, "Kovid-19 pandemisinin hem ekonomiye hem de insan psikolojisine etkilerini görüyoruz. İşler kötüye gittiğinde bunun düzeleceğine dair bir umut olması lazım. Urfa ölçeğinde böyle bir umut göründüğünü söyleyemeyiz" ifadelerini kullandı.

Ruhavioğlu, kentte vakaların psikolojik boyutunun olduğunu ama bunun yanında sosyo-ekonomik faktörlerinin de belirgin bir biçimde görüldüğü belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bir şehirde hayatın iyileşmesi için bütünlüklü bir yaklaşım gerekiyor. Bölgesel eşitsizlik, geri kalmışlık salt ekonomik bir mesele değildir. Eğitimden sağlığa, ekonomiden ulaşıma, ekonomik yatırımlardan iş gücünün niteliklendirilmesine kadar her veçheyi göz önüne alan bir makro yaklaşım gerekiyor. Sorumlu bir siyasi ve idari yaklaşım Urfa'nın meselelerini bugünden yarına çözemeyebilir ama iyileşme süreci, düzeliyor hissi de önemlidir."

 

Mustafa Polat
Mustafa Polat / Fotoğraf: Facebook

 

"İnsanlar kendi haline bırakıldı"

Demokrat Parti Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Polat da intihar vakalarının ekonomik nedenlerle gerçekleştiğini belirtti.

İktidarın pandemi nedeniyle ekonomik sıkıntı yaşayan vatandaşların derdine derman olamadığını kaydeden Polat, "Bugüne kadar gerçekçi ve toplumu rahatlatacak destekler sunulmadı. İnsanlar kendi haline bırakıldı" diye konuştu. 

Polat, kahveci, kantinci ve lokantacı gibi binlerce kişinin işsiz kaldığını, çaresizlik içinde debelenen insanların çıkış yolu bulamayarak ruhi bunalıma girdiğini ve çareyi intihar etmekte bulduğunu kaydetti.

Halkın ekonomik yaşantısının daha önce de kötü bir durumda olduğunu pandemi ile birlikte daha da kötüleştiğini ifade eden Polat, küçük esnafın bitme noktasına geldiğini belirterek, devamında şu ifadelere yer verdi:

"Hükümet AVM'leri desteklerken, esnaf, çiftçi ve besiciyi sahipsiz bıraktı. Esnaf çek ve senedini ödeyemez durumda. Haftalarca siftahsız dükkan kapatan esnaflar tanıyorum. Maliye ve Hazine Bakanı Lütfi Elvan Türkiye'nin fakir ve yoksul ülkelere yardım göndererek destek verdiğini söylüyor. Bende onlara önce kendi ülkenizdeki zor koşullarda yaşayan esnaf ve vatandaşlarına yardım edin diyorum. Vatandaşlarınıza yardım edin ki intihar etmesin. Vatandaşınız dururken dışarıya yardım göndermek ne kadar mantıklıdır."

Yetkililerin intihar vakalarıyla ilgili olarak geniş çaplı bir araştırma yapması çağrısında bulunan Polat, araştırma sonucunun da kamuoyuna paylaşılması gerektiğini sözlerine ekledi.
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU